Hüseyin GÜLERCE
Şehit ailesinin evine taziyeye gidip; “Başınız sağ olsun, evladınızın şehadeti yüreğimizi dağladı.
Hepimizi ağlattı. Ayrıca dağdaki teröristlerin öldürülmesi de bizi çok üzüyor. Bu gençleri alıp böyle dağa götürüyorlar, bunu da önlemek lazım. Onların ölümüne ağlamayana da insan denmez yani…” diye konuşabilir misiniz? Bugün Türkiye, neredeyse her gün verdiğimiz şehitler sebebiyle taziye evi gibidir. Canlı bombalar ile masum çocuklar, analar katlediliyor. Yollara döşenen bombalarla, mayınlarla Mehmetçik, polis şehit ediliyor. Hastanede görevli polis memuru ensesinden kalleşçe vuruluyor. İnsanlıktan çıkmış bir güruh okullara saldırıyor, öğretmen ve öğrencileri yakmaya çalışıyor. Kürt gençlerinin dağa çıkartılıp boş yere öldürülmesini, bu ortamı hazırlayanları, şer şebekelerini eleştirirsiniz, ama o gençler cinayet işlediğinde, artık ağlanacak olmaktan çıkmıştır. Hangi amaçla, hangi yürek güzelliği ile konuşursa konuşsun Diyarbakır emniyet müdürü yanlış yapmıştır.
Her meselede usul ve üslup önemlidir. Yanlış yerde, yanlış zamanda ve yanlış anlaşılacak şekilde, üstelik konuşmamanız gerekirken konuşursanız, ağzınızdan bal damlasa bile yere düşünceye kadar bal olmaktan çıkar. Emniyet müdürünün, valinin, yüksek bürokratın konuşması, görevini layıkıyla yapmasıyla olur. Siyasi sorumluluk kimdeyse icraat adına onlar konuşur. Tamam, ben emniyet müdürünün iyi niyetini, yüreğinin sesini anlıyorum. Ama milletin yüreği yaralıyken, terör örgütünün saldırıları devam ederken, mücadele ettiğiniz adamlara da ağlamak gerektiğini, nasıl ifade ederseniz edin, yanlış anlaşılır. Sonra emniyet müdürünün konuşmasına gerek yok. Maalesef böyle usul ve üslup hataları belli görevlerdeki insanlarda zaman zaman oluyor.
Kürt meselesi, bu ülkenin en önemli meselesidir. Maalesef çözümü zorlaştıran en önemli iki neden var. Birincisi PKK terörü, ikincisi de üslup hatalarıdır.
PKK terörünün, Kürt davası ile zerrece alâkası olmadığını önce BDP’ye oy veren vatandaşlar görmeli. Türklerin makul büyük çoğunluğu Kürt vatandaşlarımızın çektiği acıları artık yüreğinde hissediyor. Ötekileştirme ve asimilasyon politikalarının, köylerin yakılmasından tutun, Diyarbakır Cezaevi’ndeki işkencelere kadar bütün haksızlıklara isyan ediyoruz. Devam eden yargılamalardan daha iyi görülüyor ki; bunu yapanlar, devlet içindeki hukuk dışı Ergenekon türü yapılanmadır. Bu yapının milletle alakası yok. Bu yapı sadece Kürt vatandaşlarımıza zulmetmedi. Dinini yaşamak isteyenler, Aleviler de çok çekti. Darbe dönemlerinde bankalar soyuldu, halk fakirleşirken milletin sırtındaki layüs’el asalaklar semirdi. Bunda koskoca bir milletin ne kabahati var? Şimdi o makul çoğunluk yeni anayasa fırsatını değerlendirerek, eşit yurttaşlık temelinde, Kürt sorununu temelden çözmenin zeminini sağlamaya çalışıyor. BDP ne yapıyor? Referandumu boykot ederek demokratikleşmeyi engellemeye çalışanlar onlar… Parti kapatılmasının zorlaştırılmasına Meclis’te ‘hayır’ diyen onlar… Teröre destek veren, teröristle can ciğer kuzu sarması olanlar onlar…
Benim, BDP’ye oy veren yurttaşlara bir sorum var: Kürt gençlerinin dağa çıkarılıp öldürülmesini sağlayan, ama kendilerinin tuzu kuru olan adamlar sizi rahatsız etmiyor mu? Avrupa’da bir eli yağda, bir eli balda olan adamlar, Kuzey Irak’ta büyük ihaleler alanlar için Kürt gençlerinin ölümleri ne ifade ediyor?
Tamam devlet dağa çıkmanın önünü almalıdır. Ama bu katiller okul yakıyor, okuma salonuna molotof atıyor, dershaneleri bombalıyor. Kürt vicdanı buna tepki vermeli değil mi? Bu ürkeklik, bu sessizlik asıl gençleri dağa çıkartıyor. Dağa götürülen çocuğunun elinden tutamayan, onu ikna edemeyen bir halet-i ruhiye var şu anda. Kritik eşik burasıdır. Kürt vatandaşlarımız, terör örgütüne; “vermiyorum çocuğumu, alıp alıp ölüme götürüyorsunuz, buna hakkınız yok” diye gürlemedikçe dağa gidişin yolu kesilmez…
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
18.04.2019
11.04.2019
4.02.2019
28.03.2019
14.03.2019
9.02.2019
9.02.2019
1.02.2019