Hüseyin GÜLERCE
Taksim Gezi Parkı’nda başlayan ve pek çok ile yayılan gösterilerle ilgili izahları iki ana grupta toplamak mümkün.
Bir, kendi doğrularının mutlak doğru olduğuna inanan, tek yanlı düşünenlerin analizi. Bunların içinde; yakıp yıkma eylemlerini, profesyonelce sahnelenen protestoları görmezden gelen, provokatörleri yok sayan, hatta onlara sempati haleleri oluşturmaya çalışanlar var. Bir de, demokratik hakkını kullananları aşağılayan, küçümseyen, onları ötekileştirenler, geniş bir kesimin yaşam tarzı endişelerini hiçe sayanlar var. Her ikisi de yangına körük sallıyorlar. Niyetleri asla üzüm yemek değil… Hele öfke, kin, nefret, hakaret ve küfrü öne çıkaranlar var ki, onlar için “Allah ıslah etsin” duasından başka elimizden bir şey gelmez.
İki, empati yapan, sağduyulu davranan, yangını söndürmeye çalışan ve makule çağrı yapanların analizi. Onlar olan biteni anlamaya çalışıyor, yönetimin hatalarını kabul ediyor, özür diliyor ve çözüm arıyor. Sayın Bahçeli başta, Sayın Kılıçdaroğlu, Sayın Arınç ve Sayın Cumhurbaşkanı Gül gerçekten örnek davranışlar sergiliyorlar.
Kabul etmeliyiz ki ortada hepimizi, ülkemizi ilgilendiren bir zaaf var. Bu yangını sorgulamamız gerekir. Kabahati başkalarında, kendimiz dışında arama kolaylığı, şu saatten sonra bir anlam ifade etmeyeceği gibi bir işe de yaramaz…
Benim Taksim’e dair özetim şöyle:
1. Olayların başlangıcında, demokratik bir hak arama talebi var. Masum ve makul istekler, epey zamandır iktidar tarafından görmezden geliniyor. Onlara kulak verilmiyor, kayıtsız kalınıyor. Bu tavır, kendilerini “laik kesim” olarak kabul eden geniş bir kitleyi ciddi rahatsız ediyor. İktidardakiler, bunu reddetseler de algı böyle. Laik kesimin hassasiyetleri önemsenmeli, onları kucaklayan anlayışa, icraata çok hızlı bir şekilde dönülmelidir.
2. Bu ülke için en büyük tehlike, gerilim ve kutuplaşmadır. Sünni-Alevi, Türk-Kürt, laik- mütedeyyin, hainler-vatanseverler ayrışmaları, bizim potansiyel zaaflarımızdır. Hepimizin duruşumuzu, tavırlarımızı, üslubumuzu gözden geçirmemiz lazım. İster yüzleşme, ister hesaplaşma diyelim, bunu yapmak zorundayız. Israrlar, inatlar, taviz vermeme saplantılarıyla kapıdaki tehlikeyi bertaraf edemeyiz. Bu yüzleşmeyi, sorgulamayı şimdi yapmazsak/yapamazsak –Allah muhafaza- altından kalkamayacağımız belalar bu güzel ülkeye, onun güzel insanlarına ağır faturalar ödetebilir.
3. Taksim olayları bir gerçeği gözümüzün içine soktu. Avrupa Birliği ve ABD başta olmak üzere, yabancı medya, bazı komşular devreye girdiler. Bunu yadırgayabilir, hatta kızabilir, tepki de verebilirsiniz. Ancak küresel bir sistem var ve sizi, size bırakmaya kimsenin niyeti yok. Türkiye’nin kendi değerleri üzerinde ayağa kalkmasını, devletler muvazenesinde denge unsuru olmasını istemeyen çok. Bizim zaaflarımızı kollarlar, kaşırlar, karıştırırlar, kendi hesaplarına göre projeler geliştirirler ve her şeyi değerlendirirler…
4. Yanlışlarımızın, zaaflarımızın içinden çıkmanın bir yolu var; demokraside, demokratikleşmede ısrar etmek. Bu konuda samimiyet, tek çıkış yoludur. Son günlerdeki buluşma ifadesi güzel: Demokrasi seçim değildir, ancak demokrasilerde iktidar seçimle değişir… Demokrasilerde aslolan diyalog, hoşgörü ve uzlaşmadır. Maalesef halen iktidar ve muhalefet arasındaki üslup yanlışlığı önümüzü tıkıyor. Sebebi de aramızdaki sevgi eksikliğidir. Ne olurdu, bizim gibi düşünmeyenleri, bizi eleştirenleri de sevebilsek, sayabilsek. Herkesin konumuna, yürekten saygılı olabilsek...
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
18.04.2019
11.04.2019
4.02.2019
28.03.2019
14.03.2019
9.02.2019
9.02.2019
1.02.2019