İbrahim Kiras
Fransız göstergebilimci Barthes “Mitolojiler” eserinde Paris Match’ın bir sayısının kapak fotoğrafını yorumlar. Barthes’a göre, kapağına Fransız bayrağını selamlayan bir siyahi asker fotoğrafını koyan dergi, bununla bize şunu söylemektedir: “Fransa büyük bir imparatorluktur, renkli renksiz tüm oğulları bayrağının altında bağlılıkla hizmet eder, sözde sömürgecilik suçlayıcılarına, bu zencinin sözde sömürücülerine hizmet etme çabasından daha iyi bir yanıt olamaz.”
Ünlü sürrealist ressam Magritte de bir pipo resminin altına “Bu bir pipo değildir” ibaresini yerleştirmiştir. Yani “pipo resmi”dir gördüğünüz, “pipo” değil.
Demek ki resimdir, fotoğraftır, filmdir deyip geçmemek, bize hangi mesajın dolaysız veya dolaylı olarak verilmek istendiğine dikkat etmek lazım. Bu bakımdan Meclis açılış resepsiyonunda Erdoğan ile muhalefet liderlerini bir arada gösteren fotoğrafı da içerdiği dolaylı mesajlar üzerinden değerlendirmeliyiz.
Hatırlayacaksınız, 2023 seçimi öncesinde muhalefet liderlerini PKK yöneticileriyle bir arada gösteren fotoğraflar yayınlanıyordu. Ama montaj ama şu ama bu… İhtiyaç vardı o fotoğrafları göstermeye. Bugün ise muhalefet liderlerini bu sefer Cumhurbaşkanı ile yan yana gösteren fotoğrafların topluma gösterilmesine ihtiyaç duyuluyor demek ki…
Bu fotoğrafları çekip kamuoyuna servis ettiren irade bunun muhalefet cephesinde kavga çıkaracağını da öngörmüş müdür? Düşük ihtimal. Çünkü o kadar uzak görüşlü, öngörülü ve satranç oynar gibi siyasi hamleler yapabilen bir iktidar aklı mevcut olsaydı ülkenin durumu bugünkünden farklı olurdu herhalde. Ne var ki iki fotoğraf üzerinden çıkan kavganın sonuçlarının bir tek iktidara yarayacağı da muhakkak.
Burada iktidarın elde ettiği bir başarıdan ziyade muhalefetin iktidara sunduğu bir hediye söz konusu. Peki, bu hediye sunma işlemi bilinçli mi yapıldı? Tabii ki değil. Ama ülkedeki toplumsal kutuplaşma muhalefetin sağıyla solu arasında da gerilim üreten bir kaynak.
Fotoğraf karesindeki muhalefet liderlerine karşı CHP kanadından başlatılan saldırılar bilinçli ve planlı bir hareketi gösteriyor? Muhtemelen hayır. Kendiliğinden ortaya çıkan bir refleks vardı tepkilerin arkasında.
Buna karşılık, birkaç defa üst üste “Bu linç kampanyası derhal sona ermeli” açıklamaları yapma gereği duyan CHP Genel Başkanı’nı kaygılandıran husus bahse konu doğal refleksin doğal sonuçlarının malum olmasıdır.
Aynı şekilde CHP’nin cezaevindeki cumhurbaşkanı adayını “Muhalefete muhalefet etme dönemi kapanmıştır” uyarısı yapmaya iten de aynı siyasi risktir.
O fotoğraflarda rahatsız edici bir taraf yok muydu? Vardı aslında. Ancak öncelikle bu fotoğrafı “niye gördüğümüzü” sorgulamaksızın göstereceğimiz doğal refleksin arzu edilmeyen doğal sonuçları olabileceğini unutmamak gerekirdi.
Biliyorsunuz, bazı sosyal medya mecralarında karşınıza çıkan paylaşımlar hakkında bilgi almak isterseniz “Bu gönderiyi niye görüyorum” seçeneğine tıklıyorsunuz. Genellikle de “Çünkü gönderiyi paylaşan hesabı takip ediyorsunuz” cevabını alıyorsunuz.
CHP camiası “Ben bu gönderiyi niye görüyorum” sorusunu sormadı. CHP tabanından ve CHP yönetiminden ayrı “CHP camiası” diye bir olgu var bu ülkenin siyasi ve sosyal yapısı içinde. Bazı gazeteler, birtakım akademik muhitler, sanat çevreleri, odalar, barolar, localar vs. oluşturuyor bu camiayı. Bir anlamda CHP’nin sivil toplumu diyebileceğimiz bu camiada kutuplaşma eğilimi geniş parti tabanında da parti yönetiminde de göremeyeceğiniz derecede yüksek.
İdeolojik olmaktan ziyade toplumsal aidiyet duygusuna dayalı olan buradaki siyaset anlayışı da “Biz ve onlar” ayrışmasına tehlikeli ölçüde açık.
Haddizatında “CHP camiası”ndaki Erdoğan karşıtlığı kötü yönetim, yolsuzluk, demokrasinin ve hukukun çiğnenmesi gibi gerekçelere dayanmıyor. Otokrasiye yönelişin akla bile gelmediği ilk dönemde AK Parti iktidarına niçin karşıysalar şimdi de aynı sebeple karşılar. 2007’de Cumhuriyet mitingleri “eşi başörtülü bir siyasetçinin cumhurbaşkanı adaylığına karşı” düzenlenmişti. 367 kepazeliği, parti kapatma davası, 27 Nisan e-muhtıra densizliği vs. de aynı kafanın üretimiydi ve bütün bunlar ana muhalefetin sırtında taşınmaz bir yük olurken iktidar partisinin yelkenlerini şişirdi.
Buna karşı, CHP’liler belirli bir süredir CHP’yi “CHP camiası”nın etkisinden kurtarma çabası içindeler. 2019 yerel seçimindeki aday profili tercihleri ve devamında 2023 seçimleri öncesindeki Millet İttifakı deneyimi CHP’yi “CHP camiası”na rağmen toplumun bütün kesimlerinden oy alabilen parti olma yoluna sokmuştu.
Ne var ki seçim başarısızlığının ardından muhalif kesimlerin tamamında bir yeis ve ümitsizlik duygusu hakim oldu. Doğal bir sonuçtu bu. Yenilgi çok ağırdı. Dolayısıyla uzun bir süre şoktan çıkamadı muhalefet. Diğerlerinden ayrı olarak CHP kanadında suçlu arayışı da başladı. Seçimi “niçin” kaybettik diye değil, “kimin yüzünden” kaybettik diye bir sorgulama, bir tartışma, bir kavga başladı.
“Niçin kaybettik” sorusu sorulamayınca da 2023 seçiminde yaşanan hezimetin kimin başının altından çıktığını araştırmak gereği ortaya çıktı. Fatura öncelikle eski genel başkana çıkarıldı, sonra da ittifak ortakları suçlanmaya başladı. Aritmetik hesaplamalar yapıldı, alacak verecek defteri tutuldu, siyasi borç listesi açıldı. Cumhurbaşkanı aday adaylığı yarışı çerçevesinde kendi içlerinde patlak veren kavgaların toplumda yol açtığı derin güvensizlikten söz eden ise olmadı. Çünkü bunun için ilk taşı günahsız olanın atması gerekirdi.
Bu bir yana, CHP camiasındaki “Öyle de yeniliyoruz böyle de yeniliyoruz zaten, hiç değilse sağcı partilerle işbirliği yapmaktan kurtulalım” yaklaşımı sağlıklı bir psikolojiyi yansıtmıyor. Bu da normal. Sırtında yumurta küfesi taşımayan kalabalıkları harekete geçiren ve yönlendiren akıl değil duygulardır.
Mamafih bugünkü CHP yönetimi söz konusu tersine akışın yönünü değiştirmeyi başaramazsa güçlenecek kutuplaşma tablosu ana muhalefet partimizin iktidar yüzü görme ümidini yine boşa çıkarabilir
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTYASAK… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargıda HSK sorunu 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRMilyar dolarlık bataklık! 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciNe çocuğu… 9 doğuruyoruz ya! 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHeidegger’in Kulübesi’nin Heidegger’in Felsefesi ile ilgisi var mı? 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGülümsemeyi unuttuk; siyasiler unutturdular… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESüreci kim, neden istemiyor? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİAtatürk için mevlit okutulmasından niye rahatsızlar? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBu evlerde kaç çocuk yaşar? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKokan tuzdan memlekete bir hayır gelmez 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞUR“Sosyal medya olsaydı Hayırlı Cumalar olmazdı” 10.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyasetteki durgun-durağan tablo ile anlamı 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuHukuk siyasetçinin kucağında uyuyor... 7.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇEREnflasyonla mücadelede Milei ve Şimşek 6.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2025
14.10.2025
7.10.2025
2.10.2025
30.09.2025
28.09.2025
18.09.2025
11.09.2025
9.09.2025
6.09.2025