Kemal ÖZTÜRK
Üniversite sınav sonuçlarından sonra tercih yapan birçok genç vardı etrafımda. Onların bir kısmı ile konuşma fırsatı buldum. Neye göre tercih yaptılar, neye göre yapacaklar diye ilgiyle takip ettim.
Yine yakın çevremden, aile fertlerimden üniversiteyi bitirip, hayata atılan gençlerle son dönemde çok görüştüm. Nasıl bir gelecek planları var? Nasıl bir işe girmeyi düşünüyorlar? Bunları konuştum.
Bana mail, mesaj ve mektup gönderen ve gelecek konusunda fikir alışverişi yapan gençleri de eklersek bu gruba, aşağı yukarı gençlerin nasıl bir gelecek tasavvuru içinde olduklarını anlamış oldum.
Bunları sizinle ve tabii gençlerle paylaşmak istiyorum.
DEVLETİN HEDEFLERİYLE, GENÇLERİN HAYALLERİ ÖRTÜŞÜYOR MU?
Üniversiteye başlayacak ya da okulu bitirdikten sonra hayata atılacak bir gencin ilk düşüneceği şey, iyi bir hayat sürmek, refah ve huzur içinde yaşamaktır sanırım. Bu her insanın hakkıdır.
‘Bunun için ne yapmak gerekir?’ diye düşünüyor bir genç. Ve ‘iyi bir meslek edinmek, iyi bir eğitim almak gerekir’ diye cevap veriyor. Bu da doğru.
Ancak ülkemizin son yıllarında “büyük devlet, güçlü devlet, kendi kendine yeten devlet” söyleminin yarattığı bir de psikoloji var.
Teknolojide, ekonomide, enerjide, dış politikada, savunma sanayiinde, iş dünyasında ve daha birçok alanda, milli ve yerli olmak, kendi kendine yetmek gibi bir idealimiz var.
Bu ideali, bu gelecek tasavvurunu kim gerçekleştirecek? Gençler gerçekleştirecek tabi.
O zaman gençlerin hayalleriyle, gelecek planlarıyla, hayata dair hesaplarıyla, ülkenin ve devletin gelecek planlaması arasında bir uyum olması lazım. Sanırım burada biraz sorunumuz var.
BİR İDEAL OLARAK ‘DEVLET KAPISINA KAPAĞI ATMAK’
Üniversite tercihi yapan gençlerin büyük çoğunluğunun son ana kadar ne istediğini bilmediğini gördüm. Tercih işaretlemesi yaparken bile tereddüt yaşayanları, kararsız kalanları ve bazen boşta kalmamak için öylesine tercih yapanları sizler de görmüşsünüzdür.
Üniversiteden mezun olan her gencin ilk yaptığı şey, KPSS’ye hazırlanmak, sonra bir devlet kurumunda işe girmek için sürekli girişimde bulunmaktır. Hatta kararsız kalıp, öylesine tercihte bulunanlar bile, sosyal medyada kampanyalar yapıp, devletin kadro açmasını, öğretmen ataması yapmasını istiyor.
Oysa AK Parti’nin en büyük planlamalarından biri, obez haline gelen devlet bürokrasisini küçültüp, özel sektörü büyütmek ve istihdam sorununu özel sektör aracılığı ile çözmekti. Bu olmadı. Olmadığı gibi sözleşmeli işçilere de kadro vererek, obeziteyi körükledi.
Bu devletin istihdam ve iş üretme politikalarıyla ilgili bir sorun.
Ben biraz daha gençlerin kendi kişisel gelecek planlarına odaklanmayı tercih ediyorum bu yazıda. Zira, bir gencin en büyük hayali, devlet kapısında iş bulmaksa, bence burada ciddi bir sorun var demektir.
ÜLKE BİR GENÇTEN NE BEKLİYOR?
En başta bir genç, büyük hayaller kurmalı. Devlet memuru olmak büyük bir hayal değildir, vasat bir hayaldir. Elbette devlet memuru olmayı küçümsemiyorum.
Lakin hayata yeni başlayan, ülkenin ondan çok şey beklediği bir gencin, enerjiden uzay bilimlerine, kimyadan savunma sanayiine, teknolojiden mühendisliğe kadar ihtiyacımız olan alanlarda büyük hayaller kurması, planlar yapması beklenir.
Yüz bin öğretmen daha istihdam ettiğimizde, iki yüz bin işçiye kadro verdiğimizde, ülke hayal ettiği güce ulaşmaz. Ama yeni buluşlar yapacak, yeni sistemler kuracak, yeni teknolojiler üretecek bin tane genç, ülkenin ekonomik bağımsızlığına ve gücüne çok büyük katkı sağlar.
Bu konuları konuştuğumuz gençlerin neredeyse tamamı, bana hak veriyor ama bunun için kendilerinin yönlendirilmesinde bir sorun olduğunu söylüyor ısrarla.
Bunun bir orta yolunu bulmak lazım.
AİLE, DEVLET VE GENCİN ORTAK BİR HALDE BULUŞMASI GEREKİR
Ortaokulda, lisede çocuğa büyük hayaller kurmayı öğretmek, ülkenin tam olarak neye ihtiyacı olduğunu anlatmak ve ona göre bir genci yönlendirmek, sorunun bir kısmını çözer. Bu devletin milli eğitim politikasını ilgilendirir.
Bir aile, çocuğunu devlet memuru olsun diye motive etmek yerine, büyük hayaller kurup, büyük buluşlar yapıp, ülkesine ve milletine en iyi hizmeti yapacak şekilde yetiştirirse, bu da sorunun bir diğer kısmını çözer. Bu da ailelerin görevi.
Bir genç de ‘kapağı devlet kapısına atma’ fikrinden vazgeçip, ‘ben ülkemin ihtiyacı olan bir şey yapmalıyım’ diye kendine hedef koyarsa, o zaman her şey değişir.
Komik videolar izlemek yerine, büyük buluşları, teknoloji devrimlerini, başarı öykülerini izler. Kuru milliyetçilik sloganı atmak yerine, aklı başında şeyler okumaya başlar. Kendine sosyal medya fenomenini rol model seçeceğine, ülkesinin kıymetli insanlarını örnek alır. Bu da gençlerin görevi.
Yani özetle, aile, devlet (milli eğitim) ve genç, ortak bir hedef ve bir ortak hayal için birleşirse o zaman, ortaya muhteşem bir sinerji çıkar.
Unutmayalım, bir devleti ve bir milleti bekleyen en büyük tehlike, gençlerinin büyük hayaller kuramamasıdır.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları


















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.05.2024
20.04.2024
20.04.2024
12.04.2024
25.01.2024
9.05.2022
7.04.2021
26.03.2021
19.03.2021
11.03.2021