Murat YETKİN
Yeni Suriye’nin Dışişleri Bakanı Esad Hasan Şeybani Ankara’ya geçici HTŞ yönetimin Savunma Bakanı Murhef Ebu Kasra ve İstihbarat Başkanı Enes Hattab ile birlikte geldi. Bu format önemliydi; bu Ankara’nın daha önce Irak ve Ürdün’le oluşturduğu Üçlü Çalışma Grubu formatıydı. Böylece işbirliği yapmak isteyen devletlerin diplomasi ve güvenlik işleyişlerinde koordinasyon, zaman ve enerji kaybının önüne geçmek amaçlanıyordu.
Bir sorun vardı, o da Kasra ve Hattab’ın terörle bağlantılı faaliyetler nedeniyle Birleşmiş Milletlerin yaptırımlar listesinde olmasıydı.
Dünün teröristi bugünün siyasetçisi
Oysa artık Beşar Esad liderliğindeki Baas rejimini devirip yerine geçmişlerdi; zamanında Menahem Begin ve Yaser Arafat da terörist olarak arananlar listesinde değil miydi? Tarih ve hukuk kazanandan yana değil miydi?
Şöyle bir formül bulundu.
ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Barbara Leaf 20 Aralık’ta Şam’a giderek Ahmed el Şara ile görüşmüştü. Oysa iktidarı alana kadar HTŞ yapısındaki kod adı Muhammed el Golani olarak bilinen Şara, sadece BM’nin yaptırımlar listesinde yer almakla kalmıyordu; ABD hükümeti yakalanması için başına 10 milyon dolar ödül koymuştu. Vaşington BM işleyişindeki bir istisnayı işleterek Şara ile görüşmüş, ABD hükümeti de görüşmenin hemen ardından ödülün kaldırıldığını duyurmuştu; Şara artık -geçici de olsa- devlet başkanı sayılırdı.
Yakın dönemdeki bir başka örnek de Afganistan’da yönetimde bulunan ve hemen hepsi hakkında yakalama ve yaptırım kararı bulunan Taliban temsilcilerinin Katar’da BM Temsilcileriyle görüşmesiydi. Bu görüşmelere BM Genel Sekreteri adına yürütenler arasında halen Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Genel Sekreteri olan Feridun Sinirlioğlu da bulunuyordu.
Peki, neydi bu istisnalar?
HTŞ, yaptırımlar ve diplomasi
BM yaptırımları, listede yer alan isimlerin ülkeye kabul edilmemesi, banka hesaplarının dondurulması gibi işlemler içeriyordu ama İnterpol’ün kırmızı listesi gibi görüldüğü yerde tutuklanmasını öngörmüyordu.
BM yaptırımlar rejiminde öngörülen seyahat istisnaları ise temel olarak üç başlıkta toplanıyordu:
– Barış görüşmeleri,
– İnsani yardım ve yeniden yapılanma görüşmeleri
– Bireylerin sağlık zorunlulukları.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın talimatıyla ziyaretten birkaç gün önce aynı istisnalardan Türkiye’nin de uluslararası tartışmalara yol açmadan yararlanabilmesi için BM Yaptırımlar Komitesine bildirimde bulunuldu.
Böylelikle HTŞ heyetinde yer alan Suriye Savunma Bakanı Kasra ve İstihbarat Başkanı Hattab’ın bu istisnalardan yararlanarak Türkiye’ye gelip görüşmelerde bulunmasının önü açıldı.
Üçlü görüşmeler Dışişlerinde
15 Ocak öğle saatlerinde -artık açılan- Şam Havalimanından Ankara’ya ulaşan Suriye heyeti önce Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la görüşmek için Beştepe’ye gitti. Erdoğan’ın Dışişleri Bakanı Şeybani ile görüşmesi, yeni Suriye yönetimiyle kurduğu ilk resmi temas oldu.
Heyetler arası görüşmeler Dışişleri Bakanlığında 3+3 formatında yapıldı; yani görüşmelere Dışişleri ve Savunma Bakanlarıyla istihbarat başkanları katıldı. İkili görüşmeler de yine Dışişleri Bakanlığı binasında yapıldı; yani Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve MİT Başkanı İbrahim Kalın da karşıtlarıyla Dışişlerinde görüştüler. Şam Havaalanı henüz gece uçuşlarına açılmadığı için HTŞ yönetimi temsilcileri 16 Ocak sabahı Ankara’dan ayrıldı.
Fidan ile ortak basın toplantısı da -ilk ziyaretinde Suudi Arabistan’da yapılmadığı için- Şeybani’nin ilk uluslararası basın toplantısı oldu.
Görüşmelerden, açıklandığı kadarıyla çıkan ilk somut sonuç Türkiye’nin Halep Başkonsolosluğunun 20 Ocak Pazartesi günü yeniden hizmete açılacağı oldu.
Ancak iç savaşla geçen 13 yıldan sonra yeni Suriye yönetimiyle Türkiye’nin çok daha yakın ilişki içinde olacağı aşikâr.
Öncelikleri örtüştürmek
Şara başkanlığındaki HTŞ yönetiminin birinci önceliği Suriye topraklarının tamamında kontrolü sağlayabilmek. Dolayısıyla Fırat nehrinin doğusunda ABD koruma ve yönlendiriciliğinde PKK’nın Suriye örgütlenmesi güdümündeki SDG kontrolündeki alanlar Şara için de bir sorun.
Şam yönetimi için sorunlardan biri olan bu durum, Türkiye’nin birinci önceliği.
Dolayısıyla Türkiye-Suriye görüşmelerinin siyasi boyutundaki en önemli madde, önceliklerin örtüştürülmesi.
Oysa bu sorunun bir muhatabı daha var, o da ABD. 20 Ocak’ta Başkanlığı devralacak olan Donald Trump’ın Dışişleri Bakan adayı Marco Rubio, Kongre’deki konuşmasında DEAŞ için SDG’ye desteğin devam edeceğini söyledi. Bu Trump’ın “Suriye’de ne işimiz var” söylemiyle örtüşmüyor ama bu konularda Pentagonun, Amerikan askeriyesinin dediğinin olduğu geçmişte görüldü.
Dışişleri Bakanı Fidan’ın ise Şeybani’ye DEAŞ ile mücadelede “operasyonel destek” teklif ettiği biliniyor.
Yeni dönemde Suriye’yi anlamak için biraz geleneksel kalıplardan sıyrılmak, herkesin ilişki kurduğu yeni yönetimle ortaya çıkan imkânları doğru değerlendirmek ve dünyada hızlanan uluslararası ilişkiler trafiğinde geri düşmemeye çalışmanın doğru bir hat olduğu görülüyor.
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTBürokrasi, tarımın gerisinde kaldı 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇözümün kolaylaşması isteniyorsa… 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİİmamoğlu'na casusluk tutuklamasının akla getirdikleri 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselMerkez Bankası zor bir viraja girdi 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“İnsanın ümüğüne bu kadar çökülmez…” 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZPKK’nın son açıklaması: Süreç devam ediyor, ama nasıl ? 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Süreç’te yeni safha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞHamdi Ulukaya (Çobani) en zengin Türkiyeli seçilmesi üstüne... 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUTrafik, yargı ve casusular 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciFaizi MB’mi yoksa Adliye mi belirliyor? 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBu bir haber değildir: Türkiye, doğal alan kaybında birinci 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFed mi, TCMB mi? Çetrefilli bir soru, ironik bir cevap 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm süreci… Yüzlerde hâlâ niye kaygı ifadesi var? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURPKK neden Schrödinger'in kedisine benzedi? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞALTINA, DÖVİZE BAK GÖR HALİNİ… 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRBatı’nın krizi, küresel düzenin çözülüşü: Türkiye için dönüm noktası üzerine senaryolar ne? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBöyle giderse bu tren bu tünelden çıkmaz 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNPKK’nin çekilme hamlesi ne anlama geliyor? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’de milliyetçiliğin reformu meselesi 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANNereye doğru gidiyoruz? 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÇete savaşı mı? 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarışın Halklaşması ve Demokratik Toplum Sürecine Çağrı... 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünAsker göndermek ya da göndermemek… 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçayİstikrarsızlık üreten istikrar programı 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçYoğurtsuz, tereyağsız ve tavuk etiyle iskender kebap olur mu? Olur ama… 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkan‘Büyük iddialar, büyük kanıtlar gerektirir’ 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKronik siyaset bunalımı… 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalProtestolar Amerika’yı sallıyor (mu?) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (2) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHukuk binasını yıkmayın efendiler 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBir toplum geleceğe nasıl hazırlanır? 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTürkiye’nin dilleri, İslam’ın lehçeleri, Allah’ın ayetleri 20.10.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKültürel hegemonya: “Hay Bin Yakzan” bize ne söyler? 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRMilyonlarca dolarlık LPG filosu ve otel zinciriyle Paramount operasyonunun en dikkat çekeni: Şaban K 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERFransa’yı krizden kurtaran emeklilik hakları 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTKürt siyasi temsili sorunu 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIREkonominin düzelmesi Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bağlı… 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞTrump’ın meşruiyeti var mı ki! 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Bora“Çetin Ceviz Çıkan Ankara Ahalisi” 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuHukuksuz Türkiye inadı ve af… 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar dışarıda güvercin içeride şahin: Neden? 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAMilli takım ışık saçtı: Maçın kahramanını açıkladı 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENSadece DEM mi, ya CHP'nin ettikleri? 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRDEMOKRATİK TOPLUM VE "YILIŞIK" FOTOĞRAF 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.09.2025
22.08.2025
12.02.2025
17.01.2025
7.01.2025
23.08.2024
3.04.2024
1.01.2024
10.11.2023
6.05.2023