Necati KUR

Uğur Mumcu'yu anıyoruz
24.01.2024
238

Günlük bir gazetede köşe yazarlığının, çok önemli bir işlevi vardır. Aynı zamanda sorumluluğu ve görevleri vardır. Uğur Mumcu araştıran, sorgulayan bir köşe yazarıydı. Bu görevini "Cumhuriyet" gazetesinde başarıyla katledilene dek sürdürdü. Hem de en etkin ve kararlı bir şekilde. Yıllarca bir çok karanlık olayın üstüne giderek.

Mobilya yolsuzluğunun ortaya çıkması.

Lockheed rüşvet olayı.

Silah ve eroin kaçakçılığı.

Mafya devlet ilişkileri...

Uğur Mumcu, bıkmadan, usanmadan kirli ve karanlık işlerin üstüne gitmiştir. Birçok olayın suç ve kanıtlarını ortaya çıkarmıştır. Ana başlıklarının bir kısmını yazdığım olayları ayrı ayrı anlatmaya sayfalar yetmez. 

Tarikatların ve irticacıların yurt içi ve yurt dışındaki bağlanlantılarını birer birer ortaya çıkarmış, gözler önüne sermiştir. O bu karmaşık olayların üstüne gittikçe. bunlar yavaş yavaş ortaya çıkmıştır. O nedenle bir çok kişinin ve kurumun rahatsızlığı artmıştır.Ama o hiç çekinmeden ve gür sesle;

"Ben cumhuriyetçiyim,laikim, ben anti-emperyalistim, ben devrimciyim, özgürlükçüyüm, ben tam bağımsız  Türkiye'den yanayım. İnsan hak ve özgürlüklerinin savunucusuyum, şiddete ve savaşa karşıyım. Yobazların, vurguncuların ve çıkarcıların düşmanıyım" diye yazmaya ve bağırmaya devam etmiştir.

Uğur Mumcu, 24 Ocak 1993 Pazar günü, arabasına yerleştirilen bombanın patlatılması sonucu yaşamını yitirmiştir.Aradan otuz bir yıl geçmesine rağmen hala failleri bulunamamıştır. Uğur Mumcu, istihbarat örgütlerinin ve Ortadoğu'da emperyalizmin kol gezdiği terör örgütlerinin kirli ve karanlık oyunlarını ortaya çıkardığı için katledilmiştir. Bu ve buna benzer olayların hala yaşandığını, kuşku ve endişeyle izliyoruz. Adeta dipsiz bir kuyu gibi.

Uğur Mumcu, bu ülkede öldürülen ne ilk gazeteci, aydın birisiydi, ne de sonuncusu. Hala, katiller elini kolunu sallaya sallaya geziyorlar...

ÜLKEMİZDE;

Hak ve özgürlüklerin, eşitlik ve adaletin, barışın egemen olduğu,

Yargı ve hukukun bağımsız olduğu. Yasaların yok sayılmadığı bir ülkede yaşamayı istemek evrensel ve insani bir hak diye düşünüyorum.

Bütün olanlar gözümüzün önünde oluyor. Görüyor. adeta elleri kolları bağlı, yaşıyoruz. Kim ne yaptıysa yanına kar kalıyor. İnsanların yaşam koşullarının iyileştirildiği. Yolsuzluk ve israfın bittiği, şeffaf, denetlenebilir bir ülke hepimizin özlemi.

Demokrasinin evrensel insan hak ve özgürlükler yaşama geçmediği sürece , ne bu savaşlar, ne ölümler, ne depremlerde ölen binlerce insanın mağduriyeti de bitmez. Önümüzde yerel seçimler var. Hepimize önemli görevler düşüyor.

Milyonlarca mağdur insan varken bu koşullar iyi diyorsanız ona göre. Ama bu kadar olumsuzluklara rağmen daha insanca yaşayalım, geleceğimiz daha iyi olsun diyorsunuz ona göre bir tercih yapmamız gerekiyor.

Hepimize büyük görevler düşüyor. İnsanca, daha özgür yaşadığımız güzel günler özlemiyle. 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar