Salih Tuna
En son bıraktığımda “biz de ülkücüyüz” diyordu. Anlayabildiğim kadarıyla her bir şey olabiliyor, bir tek CHP'li olamıyor.
Töbeler olsun, oluyor; fakat bir eski CHP'li, bir yeni CHP'li oluyor. Yani, herhangi bir sabiti yok.
Çok kaygan, çok değişken, çok değişik bir politikacı profili çiziyor.
Tek sabiti var: Erdoğan takıntısı.
Bu özellik, malumunuz, bir de FETÖ'cülerde var.
Zelig gibi her şey oluyorlar, her kabın rengini alıyorlar. Duruma göre solcu sağcı, Türkçü Kürtçü, Alevi Sünni, dinli dinsiz, ne gerekiyorsa onu oluyorlar. Lakin her durumda Erdoğan düşmanlığını sürdürüyorlar.
Kılıçdaroğlu'nun da onlardan hiç farkı yok.
O kadar ki, dış politikada hangi ülkenin “tepesindeki şahıs” Erdoğan'a karşı pozisyon almışsa, anında ondan yana pozisyon alıyor. Sisi'den Esad'a kadar bu hep böyle.
Bir ara, “Tüm komşularımız bunların yüzünden düşmanımız oldu, herkesle kavgalıyız…” yollu muhalefet ediyordu.
Şimdi ne diyecek çok merak ediyorum. Zira, Suriye ekseninde, Rusyave İran'la birlikte hareket ediyoruz.
Aslında ne diyeceğini az çok tahmin ediyorum. Madem Suriye'de birlikte hareket edecektik, neden kavga ettik, diyecektir.
Gözünden kaçan bir şey var:
ABD 2014 Eylül ayından sonra Esad rejimini değiştirmek yerine, malum koalisyonu, DAEŞ karşıtı paranteze almak istedi.
Bunu hesaba katmadan hareket edebilir misiniz? (Kaldı ki, ABD'nin Irak laboratuvarında ürettiği DAEŞ'e karşı çıkması da PR'dan ibaretti.)
Bunu hesaba katmak da, ABD'nin esas olarak Suriye'nin bölünmesi peşinde olduğunu fehmetmektir.
Belgelendiği üzre ABD'nin, PKK'nın YPG koluna silah yardımı yapması ve mahut örgütü “kara kuvvetlerimiz” şeklinde tesmiye etmesi, Suriye üzerinden Türkiye'ye ne yapmak istediğini ortaya koydu.
Türkiye, ABD'nin bu oyunu gördü.
Nitekim, 15 Temmuz sonrası Cumhurbaşkanımız Erdoğan, “Türkiye'de oynanan oyunu bozduk. Irak, Suriye ve Libya'daki oyunu da bozacağız…” dedi.
Öyle de oldu.
Türkiye, Suriye sorununu, Rusya ve İran'la görüşmeye başladı.
Oysa ABD'nin isteği mezkur sorun yüzünden söz konusu ülkelerin görüşmesi değil, tam aksine kapışmasıydı. (Rus uçaklarının düşürülmesinden Rus Büyükelçisi Karlov'un öldürülmesine kadar bir dizi provokasyon boşuna yapılmadı.)
Bu nedenle canları felaket sıkılmış, belli.
Baksanıza, ABD'nin Ankara Büyükelçisi Bass, “Rusya işgalcidir ama biz işgallere her zaman karşı çıktık; onları değil, bizi sevin, yoksa sizi ham yaparlar…” demeye getiriyor.
Michael Rubin Efendi derseniz, manyak manyak konuşuyor işte.
Sayın Kılıçdaroğlu da hâlâ “ne işimiz var Suriye'de” şarkısını söylüyor.
Vatanımızı parçalamak isteyenlerin oyununu bozmak için Suriye'de bulunduğumuzu, zaten DAEŞ'i sınır bölgemizden uzaklaştırmak ve sınırımızda PKK / YPG devleti kurulmasına engel olmak maksadıyla “Fırat Kalkanı” hareketini başlattığımızı Kılıçdaroğlu'na kim nasıl anlatacak?
Başdanışmanı Doç. Fatih Gürsül FETÖ'den tutuklu olmasaydı, belki o anlatırdı.
Gerçi o da, “Ne işimiz var Suriye'de, deyin, Sayın Genel Başkanım…” derdi.
Tıpkı, 21 Temmuz'da CHP Genel Merkezinde yaptığı toplantıda, “Sayın Genel Başkanım 15 Temmuz kesinlikle darbe değil Tayyip'in oyunu, tiyatrosudur açıklamasını yapın…” dediği gibi.
Yazarlar
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.02.2019
5.02.2019
21.02.2019
20.02.2019
19.02.2019
12.02.2019
6.02.2019
5.02.2019
31.01.2019
29.01.2019