Soli Özel
Yaklaşık bir yıl önce dünyadan göçüp giden Çek yazar Milan Kundera, Gülüşün ve Unutuşun Kitabı adlı yapıtının daha ilk sayfasında şu cümleyi kurar: "İnsanın iktidara karşı mücadelesi, hafızanın unutmaya karşı mücadelesidir". İnsanın iktidara karşı bu mücadelesi bir bakıma tarihin kimin tarafından yazılacağı mücadelesidir. Tarihi kimin yazıp kimin hikâyesinin kabullenildiğine bağlı olarak neyin hatırlanıp neyin unutulacağı da anlaşılabilir.
"Gezi"nin üzerinden 11 yıl geçti. O günlerden sonra doğanlarla o günlerde 4-13 yaş arasında olanlar bugün toplam nüfusun üçte birini oluşturuyor. Bu yaş grupları Gezi'nin ne olduğunu ancak olayların bitmesinden sekiz yıl sonra açılan bir dava bağlamında, o da eğer ilgilendilerse, öğrendiler. O öğrendiklerinin de Gezi'nin ne olduğu, o olayların yaşanmasına nelerin yol açtığıyla, hangi gelişmelerin sonucunda öyle bir noktaya gelindiğiyle ve nasıl bir toplumsal uzlaşma ruhunun o döneme hâkim olduğuyla pek alakası yoktu. Bu olay nedeniyle yıllar sonra yaşananları "örgütlemekle" suçlananlara yönelik hakkaniyet ve adil davranma kaygısının da olmadığı gibi.
Ülkenin, biri dışında tüm illerinde kâh kısa kâh uzun sürelerle yaşanan hareketlenmenin, toplumsal dinamizmin ve ülke tarihinin en/tek kendiliğinden gerçekleşmiş, baskıya itiraz anına topluca verilen isimdi "Gezi". Zira dalga dalga ülke sathına yayılan, bambaşka bir varoluşun ve toplumsal uyumun mümkün olabileceğini, şiddete yönelerek bu olayı rayından çıkarmak isteyenlerin, şiddetle olayları ve o varoluş pratiğini bastırmaya çalışanların tüm gayretlerine rağmen kanıtlayan bir hayat pratiğinin başladığı parkın adıydı Gezi.
Aslına bakarsanız da olayların o noktaya gelmesinde başlangıç vuruşunu yapan, bir "prestij" projesi olduğuna inandığı "Taksim Yayalaştırma Projesi"ni gündeme getirip, kuralları, kurumları bir kenara iterek ya da kentin sorumlularını baskılayarak bir an önce gerçekleştirmeye çalışan merkezi iktidardı.
Türk Matematik Derneği eski başkanı ve Boğaziçi Üniversitesi Matematik bölümü öğretim üyesi Profesör Betül Tanbay, bir Taksimli olarak meydanı, parkı korumak için yapılanları anlatarak "hafızamızı" tazelemek istemiş. En sonda, "Gezi" başladıktan sonra Başbakan Erdoğan'ın çağrısıyla yapılan ilk toplantıyı anlatmış.
Herkes İçin Gezi başlıklı risale (Tanbay'ın bir de gene okunması gereken Herkes İçin Matematik başlıklı bir risalesi daha vardır) anlatısıyla, sunduğu belgelerle, unutturulmaya çalışılanları tekrar su yüzüne çıkarmasıyla ve çizdiği insan portreleriyle "Gezi"nin tarihine yapılmış önemli bir katkıdır.
Bunun ötesinde sekiz kişinin ağır cezalara çarptırılmasıyla sonuçlanan bir yargı parodisi hakkında neredeyse dava dilekçesi sayılabilir yazdıkları. Önsözünde derdini şu şekilde anlatıyor:
"'Gezi' dediğimiz hikâye her bir tanık tarafından değişik yorumlanabilir, değişik hatırlanabilir. 'Gezi' kimimiz için toplumsal olarak yaşadığımız en mutlu günlerdir, kimimiz için büyük bir korku ve endişedir. Kimi için onur, kimi için utançtır. Meselem Gezi'nin ne olup ne olmadığını anlatmak değil. Meselem tarihi değiştirmek isteyenler de değil… Meselem haksızlık. Meselem kötülük. Meselem bile bile yapılan haksızlık, bile bile yapılan kötülük. Hiçbir akıl, hiçbir mantık, hiçbir inanç ya da hiçbir hukuk, suçsuz insanların bile bile hapis tutulmasına sebep olamaz."
Biraz da bu nedenle, kendisi de kısa süreyle göz altına alınan Tanbay, "Can'a, C¸igˆdem'e, Mine'ye, Tayfun'a ve tabii Osman'a" ... ithaf ettiği risalesinde anlattıklarını/anımsattıklarını ömrünün neredeyse onda birine yakın bir süreyi haksız yere, delilsiz iddianamelerle ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin amir hükümlerine rağmen zindanda geçiren Osman Kavala'ya mektup şeklinde yazmış.
Gezi Parkı'nda kurulan çadırlardan
Taksim sadece Taksim Meydanı, Gezi de alelade bir park değildir
27 Mayıs 2013'e gelmeden önce yaşananlar anlaşılmadan "Gezi" anlaşılamaz. Tanbay'a göre, "İyilik ve saflık kelimelerinin unutulduğu bir ortamda hikâyenin saflığını anlatmak gerek. Saf bir hikâyenin menfaatler için nasıl karanlık bir yola sürüklenebildiğini yeni nesiller de bilmeli." Taksim'de oturan, çalışan, dükkânı olan, oraya eğlenmeye, yemek yemeye, arkadaşlarıyla buluşmaya giden İstanbulluları hiçe sayarak tepeden inme ve "Bas¸kanım, bu¨yu¨klerimiz tu¨nel istiyor" ötesinde sağlam gerekçesi bulunamayan bir projeye karşı "mahalle"de şekillenen itirazın vardığı yerdir bir bakıma "Gezi".
Taksim'i korumak için uğraşan tüm unsurların ortak derdi de tektir aslında: "Tu¨neller yapılmamalıydı, Gezi Parkı park olarak kalmalıydı." Bu mesajı vermek için kendisinden randevu istenen Belediye Başkanı merhum Kadir Topbaş ise nihayet kendisine ulaşılabildiğinde, "O¨nce gu¨ler yu¨zle kars¸ıladı ama 'Taksim' kelimesini duyar duymaz nevri do¨ndu¨. Cevabı kısa idi: 'Bas¸bakan istiyor, yapılacak'. Eh, ben de durmadım tabii, ertesi gu¨n o sıralar bizlerle sık sık so¨yles¸i yapan gazetecilerden birine bir gece evvel s¸ehrimizin bir belediye bas¸kanı olmadıgˆını o¨gˆrendigˆimi ifade ettim." Tanbay "şehrine sahip çıkmadığını" söylediği Başkanla ikinci kez buluştuğunda ise şu gözlemi yapıyor: "Kadir Bey son derece nazikti, gu¨zel bir salata ikram etti ve Taksim konusunda aslında oldukc¸a sıkkın oldugˆunu go¨rdu¨m. Sıkkın ve aciz olmaya karar vermis¸ti."
Taksim Platformu bu kenti yönetmek, dokusunu korumak sorumluluğunu taşıyanların görevlerini yapmayacaklarının anlaşılması üzerine 2011 yılında başlamış bir vatandaş inisiyatifiydi, Kavala da platformun kurucusu falan değildi. Tepeden inme, tünelci dehşet projesine itiraz edenlerden, "şehrini sevenlerden oluşuyordu, ortada hiçbir şekilde devleti, rejimi, hükümeti hedef alıp tehdit eden bir yaklaşımın zerresi yoktu!". Büyük bir enerjiyle sürdürülen çalışmalar meyve vermeye de başlamıştı. Kamuoyu duyarlılığı artıyor, medya ilgi gösteriyor, yargıdan kanunlara uygun, iktidar aleyhine bugünden geriye dönüp bakıldığında hayli cesur kararlar çıkıyordu. Taksim Platformu üç koldan ilerliyordu: "1) Hukuk: Hukuksuz is¸lemlere davalar ac¸ılmıs¸tı 2. I·letis¸im: Konu ile ilgili tu¨m muhataplar ile go¨ru¨s¸u¨lmeye c¸alıs¸ılsa da, ne mahalle bazında, ne ilc¸e bazında ne de il bazında yetkili muhatap bulunmadıgˆı anlas¸ılmıs¸tı. 3. Kamu: Farkındalık yaratma konusunda ciddi bir bas¸arıya ulas¸ılmıs¸tı."
İşte böyle bir ortamda Kalyon İnşaat 27 Mayıs günü buldozerlerini parka soktu. Gezi olaylarının niteliği hakkında müthiş senaryolar yazanların, ya da yargıcın aklına hiçbir zaman Koruma Kurulu izni alınmamış olduğu halde dozerlerini parka saldırtan Kanyon İnşaat'ı sorgulamak gelmemişti. "Kalyon İnşaat ruhsatsız ve hukuksuz bir biçimde Gezi Parkı'na tecavüz etmişti. 'Gezi olayları nasıl başladı?' sorusunu sormaya gerek görmemişti anlaşılan 'Taksim Platformu'nu siz mi kurdunuz?' diye soran hakimler! Kimse başlangıcın bir tecavüz olduğunu açığa vurmak istememişti! Kimsenin Asker Ocağı caddesindeki yaya köprüsünü bir gecede kim nasıl yıktı sorusunu sormadığı gibi. Kimse ruhsatsız bir şekilde kamu parkına girip duvar yıkan, ağaç söken insanlar, şirketler hakkında bilgi toplamaya, soruşturma yapmaya gerek görmemişti."
Ertesi günden itibaren Park gençlerle dolmaya başlamış, bir yaşam alanını korumak isteyenler hareketlenmiş, polisin şiddeti ise kalabalıkların sel gibi Park'a akmasına, orada dünyanın başka yerlerinde de örnekleri görüldüğü gibi yepyeni, yaklaşımı kucaklayıcı, kültür ve kimlik kutuplaşmalarını reddeden bir yaşam alanının yaratılmasına yol açmıştı.
Taksim Platformu olaylar başladıktan sonra hiç toplanmamıştı ancak Tanbay'a 11 Haziran 2013 günü bir telefon gelir: "C¸ok kibar bir bey, kendini tanıttı: Lu¨tfullah Go¨ktas¸. Bas¸bakanlıkta basın danıs¸manı oldugˆunu so¨yledi yanlıs¸ hatırlamıyorsam, bas¸bakana Gezi hakkında bilgi vermek ic¸in davet ediyordu… Go¨ru¨s¸menin / konus¸manın en net hatırladıgˆım kısmı, 'ne ic¸in?' soruma 'Bas¸bakanımıza Gezi olaylarının nasıl bu boyuta geldigˆini anlatmanız ic¸in' demesi u¨zerine 'Gezi olaylarını bu boyuta getiren bizzat Bas¸bakan'ın kendisidir' dedigˆimde verilen cevaptı: 'Biz de tam bunu so¨ylemeniz ic¸in gelmenizi rica ediyoruz." Ertesi gün Başbakan Erdoğan ile "samimi bir toplantıda" buluşmak üzere mutabık kalırlar. Ancak toplantıya gelindiğinde ögrenilir ki samimi toplantıda bazı bakanlar da bulunacaktır.
Hikâyenin bundan sonrası hem "Gezi"nin ruhunu yansıtması bakımından, hem de daha sonra yaşananların merceğinden baktığımızda ülke için ne kadar önemli bir uzlaşma, yeni bir toplumsal mutabakat fırsatının kaçırıldığını görmek açısından öğretici ve hüzün vericidir:
"Sabah uyandığımda polisin gece dört kere parka girdiğini ve insanları gazladığını duyunca (Ankara'ya) gitmekten vazgeçiyordum. Sabah sabah parka gitmeye karar verdim. Hiç yoksa yüz çadır dolaştım. Gençler haliyle beni tanımıyorlardı, her birine 'bugün Başbakan benim de dahil olduğum bir ekibi görecek, sizce gideyim mi?' diye sordum. Gazdan ve uykusuzluktan perişan gençlerden tek biri bile itiraz etmedi: 'konuşmak her zaman faydalıdır' dediler. … Kısacası yüzlerce kişiden tek biri itiraz etmedi. Hemen hepsi diyalog taraftarı idi. Geçirdikleri gece, gördükleri şiddet ardından bu kadar yapıcı olmalarına hayranlık duydum, onlardan güç aldım."
Heyetin Erdoğan'la görüşmesinden (12 Haziran 2013)
İstanbul'dan giden ve birbirini pek tanımayan 11 kişi ve 14 kişilik resmi heyet Başbakan'ın el yazısıyla not aldığı bu toplantıda 4,5 saat konuları tartışırlar. Çoğunlukla Ankaralılar soruları sorar, İstanbullular cevaplarlar. Tanbay, önceden hazırlayıp katılımcılara dağıttığı metninde şunları söyler:
"Gezi Parkı sadece 38.000 metrekarelik bir kamusal alan olmaktan c¸ıktı, bir birles¸me noktası haline geldi. Bu nokta, denge noktası da olabilir, kırılma noktası da. Rakamlar sec¸im sandığında lehinize oldugˆuna go¨re, denge noktası haline getirmek de sizin mesuliyet ve gu¨cu¨nu¨zdedir. Gu¨c¸ ilis¸kisinde ihtiyac¸ olan gu¨c¸lu¨yu¨ gu¨c¸lendirmek degˆil, sesi daha az c¸ıkabileni duymak, dinlemektir.
Hayatımı genc¸lerle gec¸irdim. Onlara matematik anlatırken, onlardan da hayatı o¨gˆrenmeye c¸alıs¸tım. Bugu¨n parkta o¨zgu¨rlu¨k talep eden genc¸leri duymak, geri adım atmak değil, tersine ileri bir adım atmak, tarihi yeniden yazmaktır.
Hem muhaliflerinizi, hem c¸evrenizi s¸as¸ırtmanız mu¨mku¨n.. Gezi Parkı artık kendi meselesinin c¸ok o¨tesine getirildigˆi ic¸in, bir cu¨mle de so¨yledigˆinin c¸ok o¨tesine gidebilir. Bir cu¨mleyle, evrensel demokratlık o¨lc¸u¨lerine go¨re hareket edecegˆinizi, sizin gibi du¨s¸u¨nmeyenlerin de Bas¸bakanı oldugˆunuzu, sec¸tigˆiniz yas¸am u¨slubu ile degˆis¸ik yas¸am u¨sluplarının birlikte yas¸ayabilecegˆine inandıgˆınızı ve hatta bas¸latmıs¸ oldugˆunuz barış su¨recinin baltalanmayacagˆını ifade edebilirsiniz.
Gezi Parkı'nı tek bir ağacına dahi dokunmadan hep birlikte du¨nyanın en gu¨zel parklarından biri haline getirecegˆiz."
Başbakan Erdoğan herkesi dinledikten sonra "sizleri anlıyorum, benim de çocuklarım, torunlarım var" der. Hükümet sözcüsü Hüseyin Çelik masadakilerden Park'ın boşaltılmasını sağlamalarını ister ve ardından referanduma gidilebileceğini söyler. Tabii o masada İstanbul'dan gelenlerin herhangi bir temsil yetkisi yoktur. Tanbay bunu hatırlatır. Toplantı biter.
"Gezi"nin nasıl bittiği, ardından yaşananlar malum. Olaylar bittikten 8 yıl sonra açılan davada ne kararlar çıktığı, başta Osman Kavala'nınki olmak üzere ağır ve haksız mahkumiyetler verildiğini biliyoruz. Tüm bunları düşünürken Tanbay şu değerlendirmeleri yaparak risalesine son veriyor:
"Bilmiyorum 12 Haziran 2013 gününden sonra başbakan kendi aldığı notları hiç okudu mu. Cumhurbaşkanı olarak Gezi konusunda sanki o toplantıda olan başkasıymış gibi konuşmalarına hep şaşırdım. Eminim ki bizzat o notlar, olayların nasıl başladığının, nasıl geliştiğinin ve hiçbir şekilde ne bir Osman ne bir Mine veya Çiğdem, ne bir Tayfun veya Can tarafından örgütlenmediğinin bir belgesi olabilir. Bizzat o notlar, masada bulunan başta başbakan bütün bakanlar kurulunun Gezi yüzünden mahkûm olanların suçsuzluğunu çok iyi bildiklerinin bir belgesi olabilir. Bilmiyorum o notlar resmi bir deftere mi yoksa özel bir deftere mi yazıldı ama Gezi konusunda hüküm veren herkesin okumasında fayda olduğuna eminim."
Matematik problemlerinde global ile lokal arasında gidip gelinir devamlı. Bazen global çözüm lokali çözer, bazen de lokal bir çözüm globale gider. Genel ile yerel konular için de belki geçerlidir bu git gel. Osman, sana birkaç aydır yazdığım bu mektubu bitirirken Türkiye'de önemli bir değişim oldu. Yerel seçimler sadece yerelde verilen hizmet üzerinden değerlendirilmekle kalmadı, genelde herkesin ders çıkarması gereken bir sonuçla bitti… Matematik'te doğru sorular doğru çözümleri getirir. Hukukta da öyle olmalı! 'Gezi Parkı'na o buldozer o gece nasıl girdi?" sorusuydu belki de sorulması gereken. Çünkü Taksim Hepimizin, çünkü İstanbul hepimizin, çünkü Türkiye hepimizin."
Tanbay'ın tanıklıkları ve sorduğu sorular hafızanın unutmaya, insanın iktidara karşı mücadelesinin önemli bir parçası. "Gezi"yi hatırlamak, doğruları bilmek ve olanları öyle hatırlamak, çıkarılması gereken dersleri iyi anlamak yeni bir geleceğin kurulmasında da, haksız yere mahkum edilenlerin özgürlüklerine kavuşmasında da asli dayanak noktasıdır. Tanbay'ın yazdıklarının kıymeti de bu çabaya sağladığı hakikati yansıtan zeminden geliyor zaten.
Not: "Herkes için Gezi" isimli risaleye ulaşmak için [email protected] adresine isim telefon ve posta adresinizi yollayabilirsiniz, yanında "Herkes için Matematik" risalesini de istiyorsanız belirtin.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.09.2021
4.06.2020