Vahap COŞKUN
Anayasa mahkemesi Kadir Özkaya, mahkeme üyeliğine yeni seçilen Metin Kıratlı’nın and içme töreninde yaptığı konuşmada üç öneli noktayı vurguladı.
İlki, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığıydı. Özkaya, adaletin tesisi, bireylerin hak ve özgürlüklerinin korunması için yargının bağımsız ve tarafsız olması gerektiğini, bunun ise ancak bağımsız ve tarafsız hâkimlerle sağlanabileceğini ifade etti ve yargı mensuplarından her koşul ve şart altında adaletle hükmetmelerini istedi. Zira adalet terazisinin bozulması durumunda, toplumda kargaşa ve huzursuzluğun baş göstermesi kaçınılmaz olacaktı.
İkincisi, bireysel başvurunun taşıdığı önemdi. Bireysel başvuru, gerçekten, Türkiye’nin hukuk tarihinin en önemli adımlarından biridir. Özkaya, bu mekanizmanın bir taraftan hak ve özgürlüklere ilişkin ölçütleri belirleme, koruma ve geliştirme yönünde çok müspet bir rol oynadığını belirtti. Diğer taraftan da, bireysel başvuru hakkının kabulüyle birlikte, gerek Türkiye aleyhine AİHM’ne yapılan başvuruların ve gerek AİHM tarafından Türkiye aleyhine verilen ihlal kararlarının sayısının önemli miktarda düştüğünü söyledi.
Özkaya, bireysel başvurunun toplum nezdinde genel bir kabul gördüğüne de değindi. Dolayısıyla hem toplumsal kabule mazhar olan ve hem de bireylerin temel haklara ilişkin sorunlarının çözülmesinde etkin bir araç işlevi gören bu yolun mutlak korunması gerektiğine dikkat çekti.
Üçüncüsü de, yargı makamlarının kendisinin Anayasaya ve kanunlara uygun hareket etmeleri mecburiyetiydi. Özkaya’ya göre, her bir yüksek mahkemenin görev ve yetki alanı, kararlarının nitelikleri ve işleyiş biçimleri Anayasa ve kanunlarda açıkça düzenlenmiştir. Mahkemeler arasında bir konuya ilişkin görüş farklılıkları olabilir ama her mahkeme hukuken bağlı olduğu kurallara riayet etmek zorundadır. Aksi takdirde, bir hukuk düzeninden ve hukuki güvenlikten söz edilemez.
Mahkemeler eliyle yaratılan hukuksuzluk
Özkaya, bu üç noktayı öne çıkarırken iki kez Kuran-ı Kerim’e atıf yaptı. Böylece konuşmanın muhtevasından ziyade, AYM Başkanının görüşlerini Kuran-ı Kerim’deki ayetlerle temellendirme gayreti öne çıktı. Haber siteleri bunu manşet yaptı. Bazı kesimler buna tepki gösterdi. Laik bir devlette bir mahkeme başkanının, bir din adamı gibi, kutsal kitaptan alıntılar yaparak konuşamayacağı ve bu tavırla hukuk devleti olunamayacağı belirtildi.
Kanımca, Özkaya’nın Kuran-ı Kerim’den alıntılar yapması laikliğe halel getirmez. Bir mahkeme başkanı fikrini daha iyi ifade etmek için filozoflara da, din adamlarına da, kutsal kitaplara da, din dışı metinlere de başvurabilir. Bunda bir beis yok. Mühim olan, konuşmanın içeriği ve somut koşullarda nereye oturduğudur.
Özkaya’nın konuşması, bu bağlamda, Türkiye’de hukuk sahasında mevcut olmayanları göstermesi açısından önem taşır. Şöyle ki; adaletin sağlanması ve bireylerin hak ve özgürlüklerinin güvence altına alması için Özkaya üç şarttan bahsetti: Yargı bağımsız ve tarafsız olmalı, bireysel başvuruların etkinliği korunmalı ve yargı makamları hukuk dairesinin içinde kalmalı.
Oysa bugün Türkiye’de bu üç şartı mumla da arasanız bulamazsınız. Yargı bağımsız ve tarafsız değil. Sağır sultan da bunu biliyor. Bireysel başvuruların etkinliği giderek azalıyor. Çünkü derece ve temyiz mahkemelerinin AYM’yi tanımayan kararları artıyor ve AYM etkin bir hak arama mercii olma vasfını kaybediyor.
Keza Anayasanın yoruma ihtiyaç duymayacak kadar açık maddelerine rağmen mahkemeler hukuki sınırları ihlal ediyor ve göz göre göre hukuk dışına çıkıyorlar. Mesela Anayasa m. 90’a rağmen AİHM’nin (Kavala, Demirtaş ve Yalçınkaya kararları) ve m. 153’e rağmen AYM’nin (Atalay kararı) kararlarına uymuyorlar. Mahkemeler eliyle yaratılan hukuksuzluğun büyüklüğünü gözler önüne seren ve AYM’nin tarihinde ilk defa vermiş olduğu yokluk kararı bile, hukuk tanımazları yola getirmeye yetmiyor.
Odaklanılması gereken husus budur. Özkaya adaletin temini için olmazsa olmaz koşulları sıralarken, aslında bunların hali hazırda olmadığı gerçeğine ışık tutmuştur.
Ayrıca Özkaya’nın bu konuşmasını Cumhurbaşkanı Erdoğan ve yüksek mahkeme üyelerinin huzurunda yaptığının da altını çizmek gerekir. Kim bilir, Kuran-ı Kerim’den getirilen referanslar, belki de, muhataplarıyla “anladıkları dilden” konuşmak gerektiği düşüncesinin bir neticesidir.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.07.2025
22.07.2025
15.07.2025
11.07.2025
28.06.2025
15.06.2025
30.05.2025
21.05.2025
15.05.2025
29.04.2025