Vahap COŞKUN
Diyarbakır Barosu’nca düzenlenen “Yeni Anayasal Arayışlar” başlıklı konferansın “Çözüm Süreci Bağlamında Yeni Anayasa ” oturumunda, silahların susmasından sonra ne tür yasal ve anayasal düzenlemelerin yapıldığına dair bir tebliğ sundum. Tebliğimde Filipinler, Kuzey İrlanda ve dünyanın diğer coğrafyalarındaki deneyimlerden hareketle, çözüm sürecinde bundan sonra hangi hukuki tedbirlere başvurulabileceğine ilişkin görüşlerimi paylaştım.
Tolstoy, anıtsal eseri Anna Karenina’ya muazzam bir cümleyle başlar: “Bütün mutlu aileler birbirine benzer; her mutsuz ailenin ise kendine özgü bir mutsuzluğu vardır.” Bu cümle, dünyada etnik problemlerden müteşekkil çatışmalara sahne olan çok sayıda ülkeye de uyarlanabilir. Zira her bir ülkenin mutsuzluğunun da, mutsuzluğuna sebep olan çatışmasının da kendine has özellikleri bulunur.
Her çatışma biriciktir. Hiçbir çatışma bir diğeriyle mutlak bir benzerlik göstermez. Çatışmayı doğuran dinamikler farklılaşır. Çatışan tarafların karşıtlık dozu değişir. Mücadelenin yöntem ve taktikleri ayrışır. Taleplerin arasında uçurumlar vardır; kimi minimalist takılır, kimi burnundan kıl aldırmaz maksimalist uçlarda gezinir.
Çatışmalarının karakterinin farklı olması, kaçınılmaz olarak çözümleri de farklı hale getirir. Bir yerde başarı ile uygulanan ve derde deva olan bir reçete, başka bir yerde işe yaramayabilir. Dolayısıyla her çözüm de toplumsal yapıya, kültüre, taleplere ve tarafların siyasi basiretlerine bağlı olarak nevi şahsına münhasır özellikleri ihtiva eder. Çatışma da biriciktir, çözüm de.
Bununla beraber, daha önce benzer yollardan geçenlerin tecrübelerinden yararlanılabilir. Onların yanlışlarından dersler çıkarılabilir, onların hatalarına düşülmeyebilir. Muhtemel tuzaklara karşı dikkatli olunabilir, daha hızlı mesafe alınabilir. Bu nedenle, dünya tecrübelerini bilmek ve onlardan istifade etmek, her zaman için çok değerlidir.
Filipinler
Tebliğde önce Doğu’dan bir örneğe yer verdim. Filipinlerin Mindanao Bölgesi’ndeki Müslüman (Moro) azınlığın içinden çıkan silahlı gruplar (Moro İslami Kurtuluş Cephesi - MILF), 40 yılı aşkın bir süre Filipin devleti ile çatıştı. Çatışmalarda 100 binin üzerinde insan hayatını kaybetti. Taraflar, çatışmaya son vermek için 2000’li yılların başında barış görüşmelerine başladılar. Malezya’nın arabuluculuğunda sürdürülen barış görüşmeleri 2014’te neticeye ulaştı. MILF’in lideri Hacı Murat İbrahim ve 500 kadar militanın da hazır bulunduğu bir törende taraflar kapsamlı bir barış anlaşmasına imza koydular. Anlaşmanın başlıca maddeleri şunlardı:
- Bölgenin “Müslüman Mindanao” olan ismi “Moro halkı” anlamına gelen Bangsamoro olarak değiştirilmesi,
- Bangsamoro bölgesi, yönetim ve mali açıdan özerk olacak. Bölgede toplanan vergilerin ve çıkarılan madenlerin gelirlerinin yüzde 75’i bölge yönetimi tarafından kullanılması,
- Bangsamoro bölgesindeki polis gücünün özerk yönetim tarafından oluşturulması,
- Sayıları 11,000 civarında olan MILF militanları uluslararası gözlemcilerin nezaretinde silahlarını bırakmaları ve
- MILF militanlarına yönelik bir genel af düzenlemesi.[i]
Kuzey İrlanda
Tebliğin Batı’dan örneği ise Kuzey İrlanda’ydı. Kuzey İrlanda’da taraflar görüşmeleri başlatmak için yapılan girişimlerin tarihi 1970’lere kadar gider. Ancak çözümü sağlayan ve 1998’deki anlaşmaya giden yolu sağlam bir şekilde açan John Major oldu. 1990’da Sinn Fein liderleriyle bir iletişim kanalı açılmasıyla başlayan süreç, 1994’teki Downing Strett Deklarasyonu ile tahkim edildi. Bu deklarasyon, Sinn Fein ile siyasi diyaloga girilmesini ve Kuzey İrlanda’nın özerklik hakkını kabul ediyordu. Aynı yıl IRA, ateşkes ilan etti.
Kuzey İrlanda’da sürecin başarı ile sonuçlanmasında dış faktörlerin, özellikle ABD Başkanı Clinton’un çok önemli bir rolü vardı. Bir nevi süreci sahiplenen Clinton’ın 1995’te İrlanda’yı ziyaret etmesinin ardından süreç hızlandı. 1996’da George Mitchell arabulucu olarak devreye girdi ve 1998’de “Hayırlı Cuma” Anlaşması imzalandı. Anlaşmanın imzalanması tüm sorunların hallolduğu anlamına gelmiyordu. Süreç devam etti. 2005’te IRA, silahlı mücadeleyi terk ettiğini ilan etti. 2007’de Katolikler ve Protestanlar arasında ortak bir hükümet kuruldu. IRA’nın resmi ve nihai olarak dağılması 2008’i buldu.
Hayırlı Cuma Antlaşması
Hayırlı Cuma Anlaşması, hem Kuzey İrlanda, hem de İrlanda Cumhuriyeti’nde halkoyuna sunuldu. % 81 katılımın olduğu Kuzey İrlanda’da % 71.2, % 51 katılımın olduğu İrlanda Cumhuriyeti’nde ise % 94.39 oranında ‘evet’ oyu alarak kabul edildi. Anlaşmanın üç bölümü vardı: İlki, Kuzey İrlanda’da bulunan demokratik kurumlara değiniyordu. İkincisi, Kuzey ve Güney İrlanda arasında bir Bakanlar Konseyi oluşumuna ilişkin hükümler içeriyordu. Üçüncüsü ise Britanya-İrlanda Konseyi ile Britanya ve İrlanda Hükümetlerarası Konferansının oluşturulmasını sağlıyordu. Anlaşma bunun yanı sıra, haklar, güvenceler, fırsat eşitliği, silahsızlanma, güvenlik, polis kuvvetleri, adalet hizmetleri, tutuklular, geçerlilik süresi, uygulama ve gözden geçirme gibi bölümleri de içeriyordu.[ii]
Çatışma sonrası düzenlemeler
Dünya deneyimlerinden çıkan net bir sonuç var: Çatışmanın durması, maddi ve manevi zararların onarılması, sorunu yaratan kaynakların gözden geçirilmesi ve kurutulması, bir inşa sürecinin başlaması için alan açar. Silahlar sustuktan sonra çok yönlü çaba gösterilmesi lazım gelir ki, savaş sonrası inşa başarıya ulaşabilsin. Öncelikle düzenleme yapılması gereken alanlar şunlar:
- Demokratikleşme sürecine destek
- İnsan haklarının gözetimi
- Barış sürecinin pekiştirilmesi
- Sivilleşme
- Eski muhariplerin silahsızlandırılması, terhisi ve yeniden entegrasyonu
- Mültecilerin ve sürgünlerin geri dönüşüne destek
- Mağdurlara ve kurbanlarına destek
- Tahrip olmuş bölgelerin ıslahı[iii]
Pozitif barış için
Türkiye, yaklaşık iki buçuk yıldır çok kıymetli bir süreç yaşıyor. Çatışmalar durmuş, negatif barışa ulaşılmış durumda. Bunu mümkün olan en kısa sürede –çatışma nedenlerini ortadan kaldıran- pozitif bir barışa dönüştürmek gerekiyor. Hukukun doğru kullanımı, pozitif barışa ulaşmada yaşamsal bir değere sahip. Hukuk; bir taraftan çatışmayı tasfiye edecek mekanizmaları ve kuralları üretmeli, diğer taraftan da toplumsal talepleri karşılayıp demokratikleşmeyi güçlendirmeli.
Türkiye’de de hukuk, toplumsal barışa hizmet koşulmalı. Bir yandan çatışma doğuran koşulları ve çatışmanın tortularını tasfiye etmeli, diğer yandan da toplumsal taleplere demokratik cevaplar üretmeli. Kürt meselesinde talepler üç noktada yoğunlaşıyor: Siyasi temsil/temsilde adalet, kültürel hakların tanınması ve öz-yönetim haklarıdır.[iv] Yasal ve anayasal düzeyde yapılacak değişikliklerle bu talepler karşılanmalı. Yeni anayasa süreci, bunu hedeflemeli. Zira böylelikle hem Türkiye’nin demokratik seviyesi daha üst seviyelere çıkar, hem de Kürt meselesinin çözümü kolaylaşır.
[i] Faruk Ekmekçi, Filipinler’e “bile” Barış Gelmiş,
https://fekmekci.wordpress.com/2014/06/25/filipinlere-bile-baris-gelmis/
[ii] Hayırlı Cuma Anlaşması hakkında bakınız: www.democraticprogress.org/wp-content/uploads/.../TURKISH-PDF.pdf
[iii] Vicenç Fisas; Dünyada Barış Süreçleri, Agora Kitaplığı, İstanbul, 2011, s. 46-50.
[iv] Bu konudaki tartışmalar için bakınız: Vahap Coşkun; Anayasa ve Kürt Meselesi, Liberal Düşünce Dergisi, Sayı 66, Bahar 2012.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları





















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.10.2025
8.09.2025
3.09.2025
27.08.2025
23.08.2025
19.08.2025
14.08.2025
5.08.2025
29.07.2025
22.07.2025