Vahap COŞKUN
Diyarbakır, Türkiye’de siyasetin en önemli merkezlerinden biridir. Geçmişte de bugün de liderler, Kürt meselesine ve memleketin haline dair mühim mesajlarını Diyarbakır’da vermeye özen gösterirler. Demirel, Kürt realitesini Diyarbakır’da tanıdı. Yılmaz, Avrupa’nın yolunun Diyarbakır’dan geçtiğini Diyarbakır’da söyledi. Erdoğan, Kürt meselesinde devletin sorumluluğunu Diyarbakır’da kabul etti. Yani bu kadim şehre yapılan ziyaretler, her daim gündemi belirler ve siyasetin genel gidişatına tesir eder.
HDP’nin yönettiği üç büyükşehir belediyesine kayyım atanmasının ardından, 2019’un politik arenada yükselen ismi olan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu da yolunu Diyarbakır’dan geçirdi. Yoğun bir ilgi ile karşılanan bu ziyareti yerli yerine oturtmak için bakılması gereken iki temel husus var.
Yeni dil arayışı
İlki, CHP’nin uzun bir süredir Kürt meselesinde yeni bir dil geliştirme çabasıdır. Ünlü 1989 tarihli Kürt Raporu’ndan sonra CHP, genel olarak devletçi bir çizgide yer aldı ve Kürt meselesindeki reformist arayışların karşısında konumlandı. Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığa gelmesinden sonra ise biraz ürkek, biraz mahcup ve çokça da tedirgin bir şekilde Kürt siyasetini değiştirmeye, esnetmeye çalıştı.
Bu kapsamda, meselâ 2011’deki Seçim Bildirgesinde “Kürt yurttaşların kimliklerini özgürce yaşamalarının önündeki engeller kaldırılacaktır” ifadesine yer verdi. Somut olarak da anadilin devlet okullarında okutulmasını ve Avrupa Konseyi Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’na konulan çekincelerin kaldırılmasını taahhüt etti.
Tedrici değişim
7 Haziran 2015 seçimleri öncesinde de CHP’nin Kürt Soruna Bakışı; Çözüm Çerçevesi başlıklı bir rapor yayınladı. Rapor, Kürt meselesinin “eşit vatandaşlık” temelinde çözülmesini, anadilde eğitimin -- siyasi mülâhazalardan uzak -- pedagojik olarak ele alınmasını savunuyordu. Ayrıca rapor, çözüme zemin oluşturmak amacıyla TBMM’de bir “Toplumsal Mutabakat Komisyonu”, sivil toplumu çözüm konusunda etkin kılacak bir “Ortak Akıl Heyeti” ve sorunun geçmişiyle yüzleşilmesini sağlayacak bir “Gerçekleri Araştırma Komisyonu” kurulmasını öneriyordu.
2019 yerel seçimlerinden sonra da CHP bazı adımlar atmaya devam etti. Misal, Kılıçdaroğlu PYD dışındaki Kürt örgütlerinin katılacağı ve 28 Eylül’de yapılacak olan bir Suriye Konferansı planladı. Kürt dilinin kadimliğine vurgu yaptı. İSMEK’de Kürtçe kurslarının açılacağını ve Kürtçe öğretmenlerinin burada istihdam edileceğini belirtti. Keza CHP kamuoyuna yeni bir Kürt Raporu sunmayı da gündemine aldı. Kürt meselesinin geldiği düzey düşünüldüğünde bunların yetersiz ve geç hamleler olduğu söylenebilir. Ama yine de CHP’deki tedrici değişimi göstermesi açısından önemi yadsınamaz.
Birlikte yol yürümek
Üzerinde durulması gereken ikinci husus, 2019 yerel seçimleridir. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin mecburi kıldığı seçim ittifakları, Kürt oylarının değerini hem yerel hem de genel seçimlerde artırdı. Bilhassa seçimlerin başa baş geçtiği ve kazananın kıl payı belirlendiği büyük şehirlerde, Kürt oylarını kitlesel olarak kendine çekebilmek belirleyici oldu. Millet İttifakı bu sayede iktidar blokunu geride bıraktı ve İstanbul, Ankara, Antalya, Mersin, Adana merkezleri aldı.
Gerek 2018’deki genel ve gerek 2019’daki yerel seçimlerde muhalefetin birlikte yol yürüme becerisini geliştirmesi, kemikleşmiş olduğu ve sarsılmayacağı düşünülen oy davranışlarını değiştirdi. İttifakın sürdürülmesi ve derinleştirilmesi halinde, gelecekte daha büyük değişimler doğurma ihtimalini de artırdı. İktidarın bundan rahatsızlık duymaması ve muhalefet kanadındaki birlikteliği zayıflatmaya dönük girişimlerde bulunmaması düşünülemezdi. Nitekim HDP’lilere kayyım atanmasının gayelerinden biri de muhalefet blokunu çatırdatmaktı.
Denge siyaseti
CHP buna karşı dengeli bir politika takip etti. Bir taraftan, kayyımın seçmen iradesine saygısızlık olduğunu ve kabul edilemezliğini belirterek, HDP’nin Millet İttifakı içindeki de facto pozisyonunu korumaya çalıştı. Diğer taraftan da, kayyıma karşı sokağa çıkılmasını doğru bulmadığını söyleyerek, iktidara oy veren ve/ya sokak siyasetini tasvip etmeyen seçmenleri ürkütmemeyi hedefledi.
İmamoğlu’nun Diyarbakır temaslarında da bu dengeli yaklaşım hâkimdi. O da bir yandan, seçilmişlerin yerine atanmışların gelmesini “gaflet ve dalalet” olarak niteledi. Diğer yandan da belediye başkanlarına Atatürk posteri hediye etti. Her konuşmasında kuvvetli bir şekilde Cumhuriyet değerlerini öne çıkardı. Böylece hem HDP’li seçmenlerin duygularına seslendi, hem de ziyaretinden ötürü gelecek eleştirilere karşı ön aldı ve “birlik” vurgusuyla diğer seçmenlere de mesaj verdi.
HDP’liler, İmamoğlu’nun gelmesinden ve yalnız bırakılmadıklarını görmekten memnun kaldılar. Görevden uzaklaştırılan başkanların mücadelesine omuz verdiği için İmamoğlu’na iltifat ettiler. İmamoğlu’na tepki, iktidar ve medyasıyla sınırlı kaldı; toplumun diğer kesimlerden menfi bir yansıma olmadı. Dolayısıyla bu denge siyaseti, CHP açısından iş gördü.
“Birbirimizi sevelim, kucaklaşalım”
İmamoğlu’nun ziyaretinden iki netice çıkarılabilir. İlk olarak ortada şöyle bir tablo var: AK Parti, HDP’li belediyelere kayyım atıyor. CHP ise kayyımlara karşı çıkıyor. AK Parti, belediye başkanlarını “terörle dirsek teması içinde olmakla” itham ediyor. CHP ise, o başkanlara destek ziyaretinde bulunuyor. Bu tablonun, CHP ile HDP ittifakını tahkim edeceği açık. Yakın bir dönemde HDP’nin arzuladığı tarzda yapısal, hukuki ve sistematik bir birliktelik inşa edilebilir mi, bilinmez, ama iki parti arasındaki uzlaşmanın daha derinlere kök salacağı söylenebilir.
İkinci olarak, İmamoğlu -- ulusal düzeyde -- yeni bir aktör; hali ve tavırlarına bakılırsa, siyasi kariyerini “İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı” olarak nihayetlendirmek niyetinde değil. Hedefleri büyük, mesafesi uzun, daha yolun başında Diyarbakır’dan geçmesi de isabetli. Ancak bu kolay değil, yolun temizlenmesi ve sağda-solda duran taşların kaldırılması lâzım.
İmamoğlu’nun bu uzun yolu almaya nefesinin yetip yetmeyeceğine karar vermek için erken. Çünkü henüz bir renk vermedi; daha Kürt meselesinde veya Türkiye siyasetinin önem taşıyan diğer konuları hakkında dişe dokunur bir lâf etmedi. Hep genelgeçer ifadeler kullandı. “Birbirimizi sayalım, 82 milyon vatandaş kucaklaşalım, problemleri sevgiyle çözelim” gibi, ilk dönem radyo spikerlerinden sıklıkla duyduğumuz sözlerden öte bir şey söylemedi.
Peki, nasıl oluyor da hiçbir şey söylememesine rağmen İmamoğlu Diyarbakır sokaklarında bu denli alâkaya mazhar olabiliyor? Herkesin -- özellikle de AK Parti’nin -- bunun üzerinde düşünmesi lâzım. Ama AK Parti buna enine boyuna kafa yoracağına hâlâ tehditlerden medet umuyor ve Kürtlerle olan mesafesini açmaya devam ediyor.
(*) Kürdistan 24, 04.09.2019
https://www.kurdistan24.net/tr/opinion/5ebd20d0-d696-43d4-98a1-26e361e62048
Yazarlar
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.05.2025
21.05.2025
15.05.2025
29.04.2025
21.04.2025
15.04.2025
8.04.2025
28.03.2025
19.03.2025
16.03.2025