Yalçın ERGÜNDOĞAN
Geçtiğimiz hafta kamuoyunu meşgul eden konuyu fazlaca anlatmayacağım. Hepiniz gayet iyi biliyorsunuz. Başkaca bir şey konuşulmadı zaten.
Mesele neydi, Sözcü gazetesi yazarı Rahmi Turan, 'Müthiş haber' başlıklı yazısında Cumhuriyet Halk Partisi'nden (CHP) bir ismin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Saray'da bir görüşme gerçekleştirdiğini ileri sürmüştü.
Kim görüşmüştü, Saray nasıl CHP’nin iç işlerine karışırdı, haberin kaynağı açıklanmalı mıydı, açıklanmamalı mıydı… Uzayıp gitti “sözde” tartışma ve araştırma.
Ben sıcağı sıcağına gelişmelerin yaşandığı ilk gün bir değerlendirme yapmış ve Artı Gerçek okurlarıyla da paylaşmıştım.
O analizimde, “Sakın, 'Saray devleti rejimi'nin CHP’de dipte başlayan fokurdamalara karşı, Kılıçdaroğlu'nun yerini sağlamlaştırma operasyonu olmasın bu girişim?” diye sorarak şunları ifade etmiştim:
“Hürriyet'in 'amiral battı' şekli alması sonrası, bizzat Kemal Kılıçdaroğlu'nun tanımlaması ile 'yeni Amiral Gemisi' ünvanı layık görülen Sözcü gazetesi’nin yazarı Rahmi Turan, bir CHP’linin 9 Kasım’da Saray'da AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüştüğünü iddia ettiği yazısının ardından, bir anda "Saray'a giden CHP'linin kim olduğu" tartışmaları gündeme gelmiş...
Aslında, Saray Kılıçdaroğlu'ndan son derece memnun. Kemal bey gayet başarılı şekilde, CHP’ye devletin 'resmi muhalefet partisi' görevini sürdürüyor.
Sakın, 'Saray devleti rejimi'nin dipte başlayan fokurdamalara karşı, Kılıçaroğlu'nun yerini sağlamlaştırma operasyonu olmasın bu girişim?..
CHP'lilere; "Vaay, Saray başkanımıza darbe planlamış, etrafında kenetlenelim" dedirtecek bir operasyon!?.
Benzeri, hatta çok daha karmaşık operasyonları zamanında başarıyla gerçekleştiren şimdinin 'batık Amiral Gemisi'nin yerine bizzat Kemal Kılıçdaroğlu'nun lansmanıyla ilan edilen 'Yeni Amiral Gemisi' niçin başaramasın!
Tabii ki, 'devletin bekâsı' için...”
* * *
Bugün de, olayın seyrindeki perde aralandıkça, ilk gün yaptığım değerlendirme ve analizimden milim farklılaşacak bir durumla karşılaşmadığımı ifade etmeliyim.
Ben sonuçta, tahlilimde Erdoğan ile görüşen böyle biri varsa da, yoksa da sonuç Kılıçdaroğlu’nu partide güçlendirir, Saray’a da toplumu ülkenin gerçek gündeminden uzaklaştırma imkanı verir diyordum.
Bu, ’Reis’ ve 'çekirdek devlet'in, “Kılıçdaroğlu'ndan bir memnununiyet ifadesidir” diye düşündüm hep.
‘RESMİ MUHALEFET’ PARTİSİ
Bu “operasyon”, bir yandan hiçbir temel konuda iktidara ve rejime muhalif tutum almayan CHP yönetimine ve Genel Başkanına parti içinden, özellikle genç kesimden yükselen tepkilerin önünü kesecek; "Madem Erdoğan, Kılıçdaroğlu'ndan çok rahatsız, o halde Kılıçdaroğlu’na sahip çıkıp onunla yola devam edelim" algısını yaratacak, diğer yandan da ülkede sun’i gündem oluşturacaktı.
Öyle de oldu zaten.
“Operasyon” diyorum. Zira bu bir “haber” değildi.
Ragıp Duran, “Gazetecilik değil bu!” diye feryat etti Artı Gerçek’te yayınlanan analizinde. Gazetecilik etiği üzerinde duran Ragıp Duran da benim gibi; “bu ‘Saray’a giden CHPli kim?’ skandalının gazetecilikten çok siyasi bir manevra olduğu anlaşılıyor” kanaatine varmıştı.
* * *
Aslında ben CHP üzerine söylenecek pek fazla bir söz olduğu kanaatinde de değilim. Konu çoktaaan anlaşılmıştı. Anlamayanlara da her geçen gün hayat anlatıyordur.
Geriye doğru gidip, dokunulmazlıkların kaldırılmasında rejime desteğini, savaş tezkerelerine “içi yanarak” nasıl onay verdiklerini, kayyım uygulamalarına sessizliklerini ve daha pek çok temel konuda hükümete ve rejime sundukları desteği saymaya gerek yok. Hep “devletin bekâsı için” tabii.
Sadece şu son yerel seçimlerde, özellikle büyükşehir belediyelerinde (kamuoyunun da güçlü kanaati doğrultusunda) “müthiş yolsuzluk” ve ”soygunlar” yapıldığına dair söylemlerini nasıl unuttuklarını ve bir bir üstlerini örttüklerini dile getirsek bile iktidarın arayıp da bulamayacağı kadar “tatlı” bir muhalefet partisinden söz ettiğimiz anlaşılır.
Bir haftadır ortalığı kaplayan ve sonunda “saray”la konuşanın Muharrem İnce olduğu, onun da ispatlanırsa “kendini yakacağı” lumpenvari tartışma biraz daha süreceğe benziyor. Zira Saray da Kılıçdaroğlu da memnun bu durumdan. (Kılıçdaroğlu üstelik makamına göz diken olası bir adaydan da kurtuluyor bu sayede.)
* * *
Konuşacak daha çok şey var belki ama, ben burada sözü; Ahmet Altan’ın yeniden tutuklanması öncesi, 13 Kasım 2019’da ‘Le Monde’ gazetesinin talebi üzerine kaleme aldığı “Üç cam kutu” başlıklı yazısındaki satırlarda ifadesini bulan şu tespitlere bırakıyorum:
“…Üç yıl hapis yattıktan sonra “dışarı” çıktım.
Dışarda geçirdiğim birkaç gün içinde yaşananlara, tepkilere, gelişmelere, söylenenlere baktığımda, hayatın hapishaneyle tımarhaneden ibaret olabileceğine dair bir duyguya kapıldım.
“Lumpenizm” diyebileceğimiz garip bir ideoloji çeşitli kılıklar içinde sanki “dışarıya” egemen olmuş, alt düzey bir delilik toplumun dokularına nüfuz etmişti. Toplumda entellektüel “hiyerarşi” altüst edilmiş, en zekâsız ve yeteneksiz olanlar en çok konuşma hakkını ele geçirmişti.
Zekâ, yetenek, bilgi, yaratıcılık aşağılanıyordu, insanlığın en korkunç sorularından biri olan “sen vatanını ne kadar çok seviyorsun” sorusu herkesin toplum içindeki yerini belirliyordu. Herkes vatanını çok seviyordu, deli gibi seviyordu, ölesiye seviyordu, bunun kanıtı da “vatanını çok sevdiğini” bağırarak söylemekti. Kimin daha çok vatanını sevdiğine ise iktidar karar veriyordu.
Bu dehşet verici yarışta aklını ve mantığını kaybetmeyenlere yer yoktu.
Mantıklı her itiraz, hukuka ve insanların hakları olduğuna duyulan inanç yarış dışı kalmaya yetiyordu.”
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.12.2019
3.02.2019
26.11.2019
4.01.2019
29.10.2019
8.07.2019
8.07.2019
3.06.2019
4.02.2019
28.01.2019