Yıldız ÖNEN
Katar krizi, dünyanın efendilerinin halkların kaderini belirleme hakkını nereden bulduklarına dair bir tartışmayı yapmamızı zorunlu kılıyor.
Gerçekten, nereden buluyorlar bu hakkı?
Hangi yetkiyle dünyanın bir ülkesini, bir halkını, bir dini grubunu “Terörist” ve “baş düşman” ilan edebiliyorlar. İlan etmekle kalmıyorlar; baş düşmanları temizlemek için küresel militarist ağları, sahip oldukları askeri potansiyeli harekete geçirebiliyorlar.
Katar, bugünlerde teröre destek vermekle suçlanıyor. “Teröre destek” soyut bir suçlama klişesi değil. “Terör”den söz edildiğinde, İslami terörden söz ediliyor. Bir dizi Körfez ülkesi, Müslüman Kardeşler hareketini terörist ilan etmek üzere harekete geçti. Müslüman Kardeşler’in adı El Nusra, El Kaide ve IŞİD gibi örgütlerle birlikte anılmaya başlandı.
Bugünlerde “teröre destek” eşittir IŞİD’leşme!
Katar, birdenbire teröre- yani eşittir IŞİD’e - destek olmakla suçlanır buldu kendisini.
Aynı IŞİD’dir ki Suriye’de işgalci güç olarak bulunan tüm devletlerin, savaş koalisyonlarının işgalci değil de mutluluk ve huzur getiren güçlermiş gibi caka satmasını sağlayan birleştirici düşman. IŞİD’e karşıysan, her şey mübah!
IŞİD’e karşı ama ABD’yle dost olmak, ittifak olmak serbest.
Bu bilinç çarpılması, ABD’nin 11 Eylül saldırısından sonra estirdiği öncelikli ideolojik terörün zafer kazandığının bir kanıtı. IŞİD, dünyanın her yerinde canlı bomba patlatma yeteneği kazanmış, vicdanla, insanlıkla alakası olmayan, her türden vahşi yöntemi kullanarak ve üstelik bir çok cinayeti görsel bir hazırlıkla korku yaratmak için filmleştirerek sunan bir örgüt. Bu örgüt, ABD’nin “teröre karşı” mücadeleyle “İslami teröre” karşı mücadeleyi hızla harmanlamasına yardımcı oluyor. Ama işkenceyse işkence uygulayan, kitle imha silahı ise bunun en yıkıcılarını kullanan, dünyanın her yerinde aralıksız askeri ve vahşi operasyonlar yapan başka bir devlet var. Bu devlet bazı örgütlerin vahşi uygulamalarını, saldırılarını gerekçe göstererek küresel bir askeri koalisyon kurup, operasyonlara girişebiliyor. Bu durum ancak güçlünün hukukunun geçerli olmasıyla açıklanabilir.
ABD, emperyalist hiyerarşinin en tepesinde yer aldığı için elini haritada gezdirip canının çektiğini “terörist” olarak ilan edebiliyor. Ama emperyalizm gökten düşmedi. Emperyalizm tarihsel bir sürecin ürünü ve kapitalizmin kopmaz bir parçası. Özetle, dünyanın bir ülkesinin dünyanın çeşitli yerlerinde terörist tayin etme yetkisini kazanmasını sağlayan, kapitalist sömürü gücü. ABD canı çektiği unsuru terörist olarak tayin edebiliyor. Çünkü ABD, en gelişkin kapitalist ülke.
Yıldız Önen
(Sosyalist İşçi)
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları


















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.04.2021
11.03.2021
19.06.2020
8.06.2020
30.05.2020
24.05.2020
12.05.2020
26.04.2020
31.03.2020
18.02.2020