Cemil KOÇAK
Bir başka şehir efsanesi de, CHP’nin asıl desteğini gelişmiş yörelerdeki ‘aydınlar’dan aldığı; buna karşılık DP’nin geri kalmış yörelerde yaşayan ‘dinciler’ tarafından desteklendiğidir. Oysa 1950 seçiminin rakamları bunu doğrulamıyor.
1950 seçiminin sonuçları yakından incelendiğinde, ilginç neticelerle karşılaşırız. Ne var ki, bizdeki usûl, genellikle verilerden hareketle sonuca ulaşmak ve saptamada bulunmak yerine; aksine, akıldan geçeni değil, gönülden geçeni sanki gerçekmiş gibi söylemekten ve tekrar etmekten geçiyor. Bunun en iyi örneği de 1950 seçimidir.
DP, hep en gelişmiş yerlerde farklı kazandı
DP’nin hayli farklı kazandığı ve aynı zamanda o sırada Türkiye’nin ekonomik, sosyal, kültürel ve siyasal yönden en çok gelişmiş illerini şimdi bir bir gözümüzün önünden geçirelim: DP’nin oy oranı Antalya’da (hep yaklaşık yazacağım) % 65; Balıkesir, Bursa ve İzmir’de % 58; Çanakkale’de % 62; Edirne’de % 54; Eskişehir’de % 61; Mersin’de % 62; Adana’da % 48, İstanbul’da % 53 ve Ankara’da da % 49 idi. Elbette, biraz daha hoşgörülü davranarak, gelişmiş iller kategorisini genişletmeye kalkarsak; bu durumda DP’nin oy oranlarını da şöyle sıralamamız gerekir: Aydın’da % 55; Bolu’da % 65; Denizli’de % 57; Diyarbakır’da % 53; Gaziantep’te % 59; Hatay’da % 48; Konya’da % 60; Manisa’da % 59; Muğla’da % 55; Samsun’da % 58… Unutmayalım ki, o sırada henüz büyük şehirlerde bugün artık varoş denilen, zamanında gecekondu olarak adlandırılan bölgeler henüz bulunmuyordu. Şehirler, ne ölçüde gelişkin olursa olsunlar, henüz göç almamışlardı. O bakımdan şehir oyları, büyük ölçüde daha sonra göç alacak olan yörelerin seçmeninden henüz uzaktı.
Şimdi de CHP’nin kazandığı yerlere bir bakalım
Belki de bu can sıkıcı matematik oranları bir yana bırakarak, DP’nin karşıtını oluşturan CHP’nin bu seçimde kazandığı yerleri gözden geçirsek, daha kolay olacak. Şimdi de seçim sonucunda CHP’nin kazandığı illeri ilân ediyorum: CHP’nin önde geldiği iller; Karadeniz bölgesinde Sinop ve Trabzon; Akdeniz bölgesinde Hatay; Doğu Anadolu’da ise Kars, Erzincan, Malatya, Bingöl, Bitlis, Van ve Hakkâri idi. Yani, sadece on ilde CHP seçimi önde bitirebilmişti. CHP, ikinci parti olmasına rağmen; Kastamonu’da, Kırşehir’de, Kütahya’da, Mardin’de, Ordu’da, Tokat’ta ve Yozgat’ta da milletvekili çıkarmayı başarmıştı. Diğer yandan, seçimde oylarını DP ile paylaştığı iller; Karadeniz bölgesinde Ordu ve Trabzon; Orta Anadolu’da Kırşehir ve Güney Doğu Anadolu’da da Mardin idi. Görüldüğü gibi, CHP’nin seçimi kazanabildiği on il arasında; başta Doğu Anadolu bölgesinde bulunan Malatya, Erzincan, Hakkâri, Bitlis, Bingöl, Van, Kars ve Erzincan, en geri kalmış iller arasındaydılar. Diğer iller de geri kalmışlık açısından onları izliyordu. Dolayısıyla, CHP’nin seçimi kazanabildiği iller, neredeyse Doğu Anadolu bölgesi ile sınırlı sayılabilirdi. İkinci parti olarak varlık gösterebildiği iller arasında başta Güney Doğu Anadolu bölgesinde bulunan Mardin geliyordu. Ardından da Karadeniz bölgesinden Kastamonu, Ordu ve Tokat; İç Anadolu bölgesinden Yozgat ve Kırşehir; Ege bölgesinden de Kütahya geliyordu.
CHP’nin DP ile farkı kapatabildiği yerler
Şimdi değerlendirme sürecinde bir adım daha atıp; CHP’nin DP karşısında çok az farkla ikinci parti olduğu illerdeki duruma da basit bir varsayımla yakından bakmalıyız: İki parti arasındaki oy farkını binde ile yakından hesap ettiğim illerde, aradaki binde oran farkının sadece yarısı kadar oranda bir seçmen kitlesinin kararını değiştirmesi halinde, DP kazandığı bütün pek çok milletvekilini CHP lehine yitirebilirdi. Sadece binde ile hesap edilecek oy farkını değil, yine birbirine çok yakın oy oranlarını da göz önüne almak gerekir...
Şimdi bir de buna bir bakalım: Kastamonu’da ve Urfa’da aradaki puan farkı yaklaşık olarak sadece dört; Kırşehir’de üç; Muş’ta ikiydi; Mardin’de ve Ordu’da ise oylar neredeyse eşit paylaşılmıştı. Kastamonu’da DP dokuz, Urfa’da ise altı üyelik kazanmıştı. Kırşehir’de ise iki üyelik. Muş’ta da yine iki üyelik DP’nin olmuştu. Bu hesapla, CHP küçük farklarla bu milletvekilliklerini kaçırmıştı denilebilir. On dokuz üyelik de az sayılamazdı. Ancak, illerin çok büyük bir kısmında aradaki fark o kadar büyüktü ki, söz konusu farkın kapatılması zaten imkânsızdı. Dolayısıyla, bu illerde bu türden spekülatif bir hesaba bile gerek yoktur. DP açısından ise, bu derece anlamlı bir oy farkı ile yitirdiği bir seçim çevresi olmadığından, bu türden bir hesaplama yönteminin manası olmaz. Bunun belki de tek istisnası Trabzon idi. Buradaki oy farkı DP aleyhine sadece iki puandı.
DP’nin açık ara kazandığı yerler
Bir de duruma DP açısından bakalım: DP, elli iki ilde seçimi birinci bitirmişti. Bu illerde bulunan toplam 423 üyelikten 409’unu kazanmıştı. Meclis’te kazandığı üyeliklerin yaklaşık % 98’ini bu illerden sağlamıştı. CHP ise, on ildeki 57 üyeliğin 53 tanesini kazanmıştı. Meclis’te kazandığı üyeliklerin yaklaşık % 77’’ini bu illerden sağlamıştı. Bir adım daha atalım: DP, on üç ilde oyların % 60 ilâ 70’ini alırken; otuz dört ilde % 50 ilâ 60’ını, on ilde de % 40 ilâ 50’sini almayı başarmıştı. CHP açısından bakıldığında ise durum şuydu: CHP bir ilde (DP’nin seçime katılmadığı Hakkâri’de) bütün oyları almıştı; % 60 ilâ 70 arasında sadece üç ilde; % 50 ilâ 60 arasında beş ilde ve % 40 ilâ 50 arasında da otuz iki ilde oy alabilmişti. DP’nin Sinop’taki oy oranı yaklaşık % 11 düzeyinde kalmıştı. CHP ise üç ilde (Bitlis, Erzurum ve Sinop’ta) oy oranını % 60’ın üzerine çıkarmayı başarmıştı. % 50 ilâ 60 arasında oy aldığı iller arasında Bingöl, Hatay, Kars, Malatya ve Van bulunuyordu. DP toplam yedi ilde üyelik kazanamamıştı. Bu illerin beşi Doğu Anadolu bölgesinde (Bingöl, Bitlis, Erzincan, Kars ve Malatya) bulunuyordu. Diğer ikisi Hatay ve Sinop idi. CHP açısından bu rakam kırk dört idi.
CHP’nin üyelik kazanamadığı iller, Marmara, Trakya ve Ege bölgesinde idi. Seçim kazanabildiği illerin yedisi Doğu Anadolu bölgesinde; beşi Karadeniz bölgesinde; üçü Orta Anadolu bölgesinde; ikisi Güney Doğu Anadolu bölgesinde ve biri Akdeniz ve diğeri de Ege bölgesinde idi. DP’nin üyelik kazanamadığı yalnızca yedi il (Kars, Erzincan, Bingöl, Bitlis, Sinop, Hakkâri ve Malatya) vardı.
İstanbul’da DP’nin oy oranı % 56,6 iken, CHP’ninki % 26,2 idi. MP ise, 17,2 oranında oy kazanmıştı. Devam edelim: DP’nin ve CHP’nin sırasıyla bölgelere göre oy ortalamaları da şöyleydi: Trakya % 55,8 ve % 39,6; Ege % 56,7 ve % 42,2; Marmara % 59,4 ve % 39,6; Ege % 56,7 ve % 42,2; Akdeniz % 56,5 ve % 42,6; Karadeniz % 52,4 ve 41,6; Orta Anadolu % 56,5 ve % 39,7; Doğu Anadolu % 46,8 ve 50,9; Güney Doğu Anadolu % 48,1 ve % 40.
Görüldüğü gibi, CHP’nin seçim kazanabildiği yerler, Türkiye’nin pek çok bakımdan en geri kalmış olan illeriydi!
Gönülden geçenler; ama akla gelmeyenler
Seçim, biraz da matematik demektir. Benim matematiğim ise, oldum olası iyi değildir. Fakat bir seçimin ancak rakamlar temelinde değerlendirilmesi gerektiğini bilirim. Şehir efsaneleri, pek çok kez gerçeklerin yerini alabilir. Zaten onun için onlara “şehir efsanesi” demiyorlar mı? Efsaneler, genellikle gerçeklerden daha hızlı yayılır; ama rakamlar, gönüllerini değil de, akıllarını dinlemeye hazır olanlar için tercih edilmelidir. Siz siz olun, rakamları efsanelere tercih edin!
O zaman da anketler vardı
Tam olarak nasıl yapıldığını asla bilemesek de, o zamanlar da seçim anketlerinin basında yayınlandığından söz etmenin zamanıdır. Vatan gazetesinin Nisan ayı başında yaptığı bir seçim anketine göre; DP 212, CHP 149 ve MP de 57 milletvekilliği kazanacaktı. Bağımsızlar da 47 üyelik elde edeceklerdi. Anket yöntemi açıklanmamakla birlikte, Vatan gazetesinin DP’ye olan yakınlığı göz önüne alınırsa, bu takdirde, DP’nin seçim sonuçlarına ilişkin beklentileri bir ölçüde görülebilir. Ancak, belki de bu Vatan gazetesinin ve özellikle de Ahmet Emin Yalman’ın gönlünden geçen bir sonuçtu. DP milletvekili Cihat Baban da, Tanin gazetesinde, DP’nin 298 milletvekilliği kazanacağı öngörüsünde bulunmuştu.
Hürriyet gazetesinin Mayıs ayında yaptığı ve daha küçük kapsamlı bir ankete göre de; İstanbul’da DP’nin oy potansiyeli % 61, CHP’ninki % 23 ve MP’nin de % 15 civarındaydı. Ayrıca, DP’nin % 54, MP’nin % 24,5 ve CHP’nin de 21,5 oy oranı ile sıralandığı bir başka anket sonucu için yine Hürriyet gazetesinde yayınlanmıştı. Şimdi de seçim sonucunu yazıyorum: DP % 53’ün biraz üzerinde iken, CHP % 40’ı bulmuştu. MP ise % 3’ü ancak yakalamıştı. DP 408 üyelik alırken; CHP 69 üyede kalmıştı. MP’nin ise sadece tek bir milletvekilliği vardı. Seçim sisteminin azizliği, onu değiştirmemekte ısrar eden CHP’yi vurmuştu!
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.02.2016
3.02.2016
26.03.2016
19.03.2016
13.03.2016
5.02.2016
28.02.2016
20.02.2016
13.02.2016
7.02.2016