Cemil KOÇAK
Zaman makinası henüz icat edilmemiş olsa da; eski dergi sayfalarının arasında dolaşmak, geçmişle bugün arasında bağ kurabilmenin bir yöntemi olabilir mi acaba?
1954 seçiminin sonucu CHP açısından yıkıcıydı; CHP’nin 1950 seçimini kaybederken kazandığı neredeyse % 40 oy oranı, bu kez daha da aşağıya inmişti. CHP beş puan daha gerilemişti. Aşağı yukarı iki partili bir sistemde bu rakam; CHP’nin bu oyları büyük ölçüde iktidar partisine kaptırdığının göstergesiydi. 50 seçim sonucunu bir kaza eseri gören CHP yönetimi açısından bu sonucun bir şekilde açıklanması gerekirdi. Özellikle de CHP seçmen tabanı böyle bir beklenti içindeydi.
CHP seçimi analiz ediyor
CHP Meclis Grubu Başkan vekili Server Somuncuoğlu; seçimin üzerinden daha birkaç gün geçmişti ki, 22 Mayıs 1954 tarihinde, henüz çiçeği burnunda “Akis” dergisine yazdığı bir yazıda; bu işi üzerine almış gibi görünüyordu. “Akis” için çiçeği burnunda dememin nedeni, derginin 15 Mayıs’ta yayın hayatına atılmış olmasıydı. Somuncuoğlu, sonucu basit bir şekilde sunmuştu: “Seçmen çoğunluğu DP’nin iktidarda kalmasına karar verdi.” ‘Hepsi bu mu?’ diye soracak olan okuyucularımızın biraz sabırlı olmasına ihtiyaç var. Elbette değil tabiî… Daha derin analizler için; seçimden “daha başka mânâlar çıkarabilmek için, partilerin aldıkları oy miktarlarının kesin rakamlar halinde” kamuoyuna sunulması beklenecekti.
Somuncuoğlu’na göre, seçim sonucundan “bir takım siyasî neticeler çıkarmak, halkın meyli [eğilimi] hakkında fikir edinmek için oy yekûnlarına ihtiyaç olmakla beraber, politik hayatın bugünü ve yarınıbakımından daha ehemmiyetli [önemli] noktalar üzerinde durmak, o rakamlar olmasa” bile mümkündü. Galiba sadede geliniyordu. Neden mi böyle olmuştu?
Şimdi sıkı durun öyleyse, yazı şöyle sürüyordu: “Okumuş yazmışı çok olan memleketlerin rejimi diye adlandırılan demokrasi, Türkiye’de halk kütlesi içinde şimdilik selim aklı, mesnet [dayanak] olarak bulmuştur. Gelecek nesillerin çoğaltacağı aydın seçmenlerin siyasî kaderi tayin edeceği güne kadar, bundan başka dayanılacak müsbet [olumlu] bir esas bulmaya da imkân yoktur.” Böylece Türkiye için demokrasinin bayağı sıkıntılı bir rejim olduğu, satır arasına sıkıştırılmıştı bile. Okumuş yazmışı çok olmadan demokrasiye geçişin baştan o kadar da doğru bir karar olmadığı adeta itiraf ediliyordu.
Dahası; halk kütlesi içinde dayanak noktası aranacak olsa, bulunacak tek nokta da aklı selimdi. Ancak gelecek nesiller, aydın seçmenlerin sayısını çoğaltacak ve o gün gelinceye kadar da yapılabilecek pek başka bir şey olamayacaktı.
Seçmen çoğunluğu dünyadan habersiz
Somuncuoğlu’nun analizi bu aşamada seçmenlerin niteliğine de ışık tutuyordu: “Seçmen çoğunluğunun, günlük hayat mücadelesi içinde, meselelerden dahi habersiz yaşadığını ve siyasî kanaatlerini izhar etmeye [açıklamaya] davet edildiği zaman, çapraşık bir takım hislerin baskısı altında olduğunu kabul etmek lazımdır.” Yani, seçmenler, genellikle günlük ekmeğinin peşinde koşan alalede insanlar olduğundan; gündemi oluşturan meseleler hakkında hiçbir bilgileri yoktu. Siyasî görüşleri de, tam olarak ne olduğu belirlenemeyen bir takım duygusal ve karmaşık baskılar altında şekilleniyordu. Yazar, muhtemelen bu tercihin mantıklı ve rasyonel bir açıklamasının olamayacağını belirtmek istiyordu. Yoksa, neden ‘his’ mevzuuna bu kadar ağırlık versin ki?
Ama bir çözüm yolu vardı: “Bu durum karşısında politikacı, onu aldatarak oy alacağı yerde, ahlâka sımsıkı bağlı kalarak, hakikatleri söyleyerek, yazarak, selim aklın tam faaliyet göstermesini” sağlamalıydı. Somuncuoğlu, seçmenin oy desteğini daha çok alanların, seçmeni aldattığı kanısındaydı.
‘Diplomalı aydınların ihaneti’
Fakat Somuncuoğlu, sadece geniş seçmen tabanını eleştirel bir şekilde gözden geçirmiyordu. Aksine, ona göre, “diplomalı aydınlar”ın da bu sonuçta hisseleri vardı. Bu kez, seçmen tabanını gözeten, fakat aydınları yeren şu satırları yazmıştı “Birçok yazarlarımızın ortaya koydukları bir hakikati tekrar etmek yerinde olur: Türkiye’de fazilete bağlı kalan, inancını ve prensiplerini müdafaa ederek, şahsî menfaatlerini feda edenler, daha çok tahsil [eğitim] görmemiş vatandaşlardır. Diplomalı aydınlardan ön plâna gelmek şansını bulmuşların çoğu, menfaatleri uğruna, fikir, kanaat ve taraf değiştiriyorlar. Bu vaziyette kimin, kime ve nasıl rehberlik edeceği de bir mesele olarak karşımızda durmaktadır.”
Yazar, bu kez de, aydınların misyonunu yerine getirememiş olmasından duyduğu hayal kırıklığını belirtmektedir. Eğitimsiz geniş yığınların aksine, küçük bir grup oluşturan ‘diplomalı aydınlar’ ise, çıkarları uğruna, bir bakıma misyonlarına ihanet içindedirler. Yazarın bu ithamla kimleri kast ettiği anlaşılamasa da; bir noktaya değinmeden geçmek mümkün değildir. Somuncuoğlu, ‘diplomalı aydınlar’ı bu sekilde suçlarken, aslında onların eğitimsiz cahil geniş kitleye “rehberlik” görevlerini aksattığını ileri sürmektedir. Onun zihniyetinde, ‘aydınlar’, eğitimsiz kitleye ‘rehberlik’ etmeliydi ve artık bunun şimdi nasıl başarılabileceği meçhûldü.
AKİS DERGİSİNİN KOLEKSİYONU ARTIK İNTERNETTE
İyice meraklı okuyucular, elbette haklı olarak sorabilirler; bu eski dergileri kolayca edinmek mümkün müdür diye… Şimdi güzel bir haber vereceğim. Evet, “Akis derginin yayınlanan bütün sayılarını internette kolayca bulabilirsiniz. Size bu imkânı İnönü Vakfı’nın web sitesi sunuyor. Bundan birkaç ay önce İnönü Vakfı, aslında hayli meşakkatli bir iş yaptı. Metin Toker’in ünlü “Akis” dergisi koleksiyonunun tamamını tarattı ve her sayısının orijinal taramasını ilgilenenlerin kullanımına sundu. “Akis”in yayın hayatına atıldığı 1954 yılından, kapandığı 1967 yılına kadarki on dört yıllık “Akis” koleksiyonu artık sizden sadece bir ‘tık’ ötede bulunuyor. Böylesine bir emeğin pek de farkında olunamadığını biraz da üzülerek fark ettim. Medyada mesela, bu güzel emek haberi kendisine pek yer bulamadı. Oysa, eskiler “marifet iltifata tâbidir” derlerdi. İnönü Vakfı’nın bu takdir edilmesi gereken çabası ise, gözden kaçmışa benziyor. Her neyse, eminim “Akis” gibi döneminin önde gelen siyasî dergisinin bütününe bu kadar kolay erişim –üstelik ücretsiz!- pek çok kişinin ilgisini çekecektir. Bu arada belirteyim ki, dönemin siyasî tarihini yazacak olan müstakbel araştırmacılar açısından da bu, beklenmedik, fakat çok yararlı bir girişim olmuştur. “Akis”in tarihi de, siyasî tarihimiz açısından olduğu kadar, basın tarihimiz açısından da çünkü başlı başına ele alınacak ve araştırılacak bir konudur. Meraklılara buradan duyuruyorum.
PEKİ, BEN NE YAPACAĞIM?
Bazen yazarlar zaman zaman okuyucularıyla dertleşirler; bu kez de ben öyle yapacağım. İnönü Vakfı’nın bu harika girişimi sonucunda; onlarca yıldır çeşitli sahaflardan, hatta kaldırım üzeri satıcılarından topladığım ve evde çok sayıda kutu içinde biriktirdiğim “Akis” koleksiyonumu ne yapacağım şimdi? Çok iyi hatırlıyorum; bir kısmını memleketim İzmir’de Basmane meydanının istasyonun çarprazında bir ara pazar günleri kurulan kaldırım satıcılarından; bir kısmını da zaman zaman Ankara’dan geldiğimde İstanbul’da Bâbıâli yokuşunda kaldırım satıcılarından almıştım. Onları, büyük torbalar içinde, biraz da ağırlığından canım çıkarak, genellikle mavi trenle Ankara’ya taşımıştım. En az otuz yıllık bir birikim… Sahaflarda köşelere yığılı dergi destelerinin arasından eşelenerek toplanan dergiler gözümün önünde şimdi. Evet, biliyorum, koleksiyonun tamamına sahip değilim; ama şaka maka birkaç yüz adet toplamıştım. Üstelik güzelce istiflemiş ve tarih sırasına bile koymuştum. Hatta bazılarının eski sahipleri, onları çok güzel ciltlemişti ve ben de kütüphanemin raflarına yerleştirmiştim. Bir gün -artık ne zaman gelecekse- işte o gün, kutularından çıkaracak ve “Akis”i de yazacaktım. Bir gün bunu da yapacağımı ümit ediyorum yani. Fakat internette bütün sayıları varken, ekrandan izlemek varken, yine de kutularından içinden çıkan tozlu dergileri mi tercih edeceğim acaba? Gençlerin biraz da küçümsemesi ihtimaline rağmen böyle mi yapacağım? ‘Nasıl yani, teknolojiye ayak uydurmakta bu kadar mı geri kaldınız, kalıyorsunuz?’ tarzındaki sorular karşısındaki yanıtım tam olarak ne olacak? Tamam; itiraf ediyorum; bu yazının sayısını internetten izledim. Ama yine de emin değilim işte. Bilmiyorum; tıpkı Doris Day’in dediği gibi; “che (gue) sera sera”…
Yazarlar
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.02.2016
3.02.2016
26.03.2016
19.03.2016
13.03.2016
5.02.2016
28.02.2016
20.02.2016
13.02.2016
7.02.2016