Cemil KOÇAK
CHP’nin sorunlarının yapısal ve tarihsel olduğunu göz ardı ederek, güncel politikadan hareketle, ona akıl vermeye çalışanların beyhude bir çaba içinde olduğunu görmeliyiz. Bunun için de öncelikle CHP’nin devletle olan tarihsel göbek bağına ışık tutmalıyız.
Tek parti döneminde CHP, devletten önce değil, sonra gelen, devlet katında eşitliği kabul edilmeyen, devlet teşkilâtı ve bürokrasi tarafından hiyerarşik olarak aşağıda görülen bir organdı. Parti, devletin gözünde, kendisine ayak bağı olmaması gereken, kendisinden her zaman ve her bakımdan sorgusuz sualsiz yararlanılabilecek bir örgüttü. Bu örgüt, devlet teşkilâtı ve bürokrasiyle rekabet içinde olmamalı; aksine onun hizmetinde ve emrinde olmalıydı. Ve hep de öyle kalmalıydı!
Buna karşılık, partinin bürokrasi karşısında kendisini göstermeye çalıştığı her aşamada, devlet duvarının bütün haşmetiyle karşısına dikildiğini görebiliyoruz. Devlet, partiyi kendisini denetleyebilecek ya da ona yol gösterebilecek eşiti olarak görmek istemiyordu. Bundan kaçınıyor ve bu yöndeki bütün çabaları ve atılımları kıracak sert bir savunma gösteriyordu.
1936 kaynaşması
1936 yılında CHP ile devletin resmî olarak da kaynaştığını biliyoruz. Görünen odur ki, zaten daha en başından itibaren bir siyasî parti ve örgüt olarak yeterince güçlü ol(a)mayan CHP, bu kararla devlet tarafından emilmiş oluyordu. Bu karara ve kararın uygulanmasına ilişkin Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi’nde bulunan CHP evrakı arasında bazı belgelere rast geldim. Şimdi bu belgelerden ve bu belgelerin ışığında kararın ayrıntılarından söz edeceğim.
9 Mart 1931 tarihinden bu yana CHP Genel Sekreteri olan Recep Peker, 15 Haziran 1936 tarihinde kaleme aldığı bir telgrafla, CHP ile Halkevi Başkanlıkları’na ilettiği yazısında yeni konumunu şöyle açıklıyordu: “Her işte en doğruyu ve en iyiyi yapan Büyük Şefimiz Atatürk, beni parti Genel Sekreterliği ödevinden affettiler. Ellerimizde onun emaneti olarak tuttuğumuz vazifenin şekli ne olursa olsun, hepimiz için en büyük şeref, son nefese kadar Kemâlizmin eserinin sadık hizmetkârları kalmaktır. Bu ayrılış ânında sizlere uzattığım elin vazife arkadaşlarım için yüreğimde yaşayan derin sevgi ve saygı duygularının sıcağı ile meşbu olduğuna inanınız.”
Peker, görevinden bizzat Atatürk’ün isteği üzerine ayrılmak zorunda kaldığını açıkça ifade etmekten çekinmemişti. Demek ki, ortada bir istifa ya da çekilme söz konusu değildi. Aksine, Peker, görevinden alınmış olduğunu açıkça ortaya koymayı tercih etmişti. Ama yayınladığı metinde herhangi bir kırgınlık okunmamaktadır. Aksine, şefe ve onun ideolojisine derin bir bağlılık vurgulanmaya devam ediyordu. Önemli olan işgal edilen siyasî pozisyon değildi; “eser”e “sadık hizmetkâr kalmaktı.” Peker’in görevinden alınması sırasında dahi hizmet önermesi dikkat çekicidir.
İsmet İnönü’nün günlüğünde ise 1936 kararı ile ilgili bir değerlendirme bulunmuyor. Fakat tarihi belirsiz bir kısım şöyledir. “Geldiğim zaman R. P. [Recep Peker] burada idi. Görmedim, oturdum. Beni dikkatle takip etti. Gözlerimizin ilk tesadüfünde, derhal yerinden kalktı, buraya geldi. Ben de kendisini ayağa kalkarak kabul ettim, elini sıktım. Kelime konuşmaksızın yerine gitti.”
Devlet-parti kaynaşması
Söz konusu kararın uygulanmasına da acilen başlandığı dikkati çekmektedir. Gerçekten de CHP’deki devir-teslim işlemleri için hiç vakit yitirilmediği görülüyor. Elimizde bulunan bir yazışma, bunun açık kanıtı olarak görülmelidir. Nitekim Kocaeli valisi İsmail Hamit Oskay, Peker’in yukarıdaki telgrafından sonra, hemen ertesi gün, 16 Haziran 1936 tarihinde, İçişleri Bakanlığı’na yazdığı bir yazıda şöyle diyordu: “15.6.[1]936 günü saat (21)’de Mekece istasyonundan karşıladığım Yüce Önderimiz Atatürk’ten telâkki ettiğim emre binaen, bugünden itibaren Cumhuriyet Halk Partisi Kocaeli İlyönkurul [İl Yönetim Kurulu] Başkanlığı’nı Zonguldak saylavı Halil Türkmen’den devir aldığımı arz ile derin saygılarımı sunarım.”
Bu yazıdan da anlaşılacağı gibi, daha konuyla ilgili resmî açıklama ve tebligat yapılmadan, süreç başlatılmış oluyordu. Bu yazıda dikkat çekici olan bir başka husus da, bu tarihte CHP Kocaeli İl Yönetim Kurulu Başkanı’nın Zonguldak milletvekili Halil Türkmen olmasıdır. CHP’nin Vilâyet İdare Heyeti Başkanı, anlaşılıyor ki, seçimle değil, fakat atama ile göreve getirilmişti ve bir milletvekiliydi. Üstelik o ilin değil, bir başka ilin milletvekiliydi. Buna benzeyen başkaca örneklere de rast gelmek mümkündür.
Bütünleşme
Başbakan ve CHP Genel Başkan vekili İsmet İnönü tarafından 18 Haziran 1936 tarihinde yayınlanan beyanname bütünleşme konusuna açıklık getiriyordu:
“Cumhuriyet Halk Partisi’nin memleketin siyasî ve içtimaî hayatında güttüğü yüksek maksatların tahakkukunu kolaylaştırmak ve partinin inkişâfını [gelişmesini] artırmak ve hızlandırmak için, bundan sonra parti faaliyeti ile hükûmet idaresi arasında daha sıkı bir yakınlık ve daha ameli [pratik] bir beraberlik temin edilmesine Genbaşkurca [Genel Başkanlık Kurulu’nca] karar verilmiştir.
Bu maksatla;
-Dahiliye Vekili Genyönkurul [Genel Yönetim Kurulu] üyeliğine alınmış ve kendisine partinin Genel Sekreterlik vazifesi verilmiştir.
-Bütün vilâyetlerde vilâyet parti başkanlığına vilâyetin vâlisi memur kılınmıştır.
-Umumî Müfettişler, mıntıkaları dahilinde bütün devlet işlerinin olduğu gibi, parti faaliyet ve teşkilâtının da yüksek murakıp ve müfettişidirler.
-Vilâyetlerde İlyönkurulca intihap edilmiş [seçilmiş] bulunan başkanlar, üye durumunu almış ve mansup veya mahallince müntehap mebus başkanların başkanlık vazifeleri hitam bulmuştur. [sona ermiştir]”
Bu açıklama, kamuoyundan önce partiye, valiliklere ve Umumî Müfettişliklere yapılmıştı. Amaç, CHP’nin hedeflerinin gerçekleştirilmesini kolaylaştırmak; partinin gelişmesini sağlamak ve hızlandırmaktı. Bunun yöntemi olarak da, parti ile hükûmet idaresi (dikkat edilsin: hükûmet deniyor-devlet değil!) arasında daha yakın bir beraberlik ve yakınlık sağlanacaktı. Bunun sonucunda, hükûmet üyesi olan İçişleri Bakanı, CHP Genel Sekreteri olacak, devlet idaresinde aynı bakanlığa bağlı olarak görev yapan valiler ise, parti teşkilâtında vilâyet idare heyeti başkanlıklarına getirileceklerdi. Bu suretle pratikte parti-hükûmet-devlet bütünleşmesi sağlanmış olacaktı.
İÇİŞLERİ BAKANININ TALİMATLARI
İçişleri Bakanı ve bu karardan sonra artık CHP Genel Sekreteri olan Şükrü Kaya, 18 Haziran 1936 tarihinde, CHP Vilâyet İdare Heyeti Başkanları’na ilettiği bir telgrafta, “Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan vekili İsmet İnönü imzası ile tebliğ olunan Genbaşkur kararını almış bulunuyorsunuz. Bu karar mucibince [gereğince] ödevinizi devir ve teslim ettiğinizi, bu anda bugüne kadar kifayet ve dirayetle ifa ettiğiniz parti hizmetlerinizden dolayı size teşekkürlerimi arz ederken, Genyönkurul’un da bu hissiyata iştirâkini bildirir ve sevgilerimi sunarım.” diyordu.
Kaya, aynı gün, CHP Vilâyet İdare Heyeti Başkanları’na ilettiği bir telgrafta, “Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Vekili İsmet İnönü imzAsı ile size tebliğ edilen Genbaşkur kararı mûcibince parti başkanlık ödevini İlbaya [valiye] devretmenizi diler, sevgilerimi sunarım.” demekteydi.
Kaya, yine aynı gün, bu kez de valiliklere ilettiği bir telgrafta, “Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan vekili İsmet İnönü’nün tebliğ ettiği Genbaşkur kararı mucibince, parti başkanlık ödevini parti tüzüğü hükümlerine göre deruhte ediniz. Genbaşkur kararının tatbikâtına ait Genyönkurul’un hazırlamakta olduğu talimat ayrıca bildirilecektir. İşi deruhte ettiğinizin bildirilmesini rica ederim.” demekteydi. Kaya 19 Haziran 1936 tarihinde bakanlara ve milletvekillerine yazdığı bir yazıda, söz konusu karar gereğince yeni görevine 18 Haziran tarihi itibariyle başladığını haber veriyordu.
Yazarlar
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.02.2016
3.02.2016
26.03.2016
19.03.2016
13.03.2016
5.02.2016
28.02.2016
20.02.2016
13.02.2016
7.02.2016