Cemil KOÇAK
‘BİR GÜN İNSANOĞLU GEZEGENLERE GİDECEK!’
Atatürk’ün 1936’da Eskişehir’i ziyaretinde söylediği kayıtlara geçen uzay bilimlerinde yaşanacak gelişmelere dair öngörülü ifadeler, Sabiha Gökçen’in anılarında yapılmış ilavelerden ibaret...
Şimdiye kadar duymamış olabilirsiniz diye, Atatürk’ün gizli kalmış bir öngörüsünü sizlerle paylaşmak istedim. Benim de haberim yoktu bundan… Ama ne demişler; bilmemek değil, öğrenmemek ayıp!
Bu bilgiyi Emre Kongar’dan aldım. O da bunu Cumhuriyet gazetesinde 6 Aralık 2012 tarihinde yazmış… Özetle; Eskişehir’e gitmiş ve orada Eskişehir’de büyükşehir belediyesinin hazırlamış olduğu Eskişehir bilim parkında Sabancı uzay evini gezerken Atatürk’ün bu sözleriyle karşılaşınca, o da benim gibi şaşırmış… Pek de inanamamış… Neden mi; okuyalım da, öğrenelim…
‘Gezegenlere gidecek’
Kısacası, Atatürk, 1936 yılında Eskişehir’i ziyaret ettiğinde, “Bir gün insanoğlu, tayyaresiz de göklerde yürüyecek, gezegenlere gidecek; belki aydan bile haber yollayacaktır. Bu mucizenin tahakkuku için 2000 yılını beklemeye gerek kalmayacaktır. Gelişen teknoloji, bize daha şimdiden bunu müjdeliyor.” demiş… Sonra da devam etmiş: “Bize düşen görevse Batı’dan bu konuda fazla geri kalmamayı temindir.”
Gerçekten de inanılmaz…
İnanılmaz; çünkü NASA bile ancak 1 Ekim 1958 tarihinde kurulacaktır!
Kongar da, benim gibi kuşkuya düştüğünden, bu sözlerin kaynağının ne olduğunu merak etmiş ve sormuş… . Kendisine verilen bilgiye göre; bu sözler, Stuart Kline’nın Türkçe’ye de tercüme edilmiş olan “Türk Havacılığının Kronolojisi” adlı kitaptan alınmış. Bu kitapta yer alan bu satırlar; ayrıca hali hazırda Türk Hava Kuvvetleri’nin resmî internet sitesinde de bulunmaktadır. Nitekim hâlâ oradalar!
Kaynaktaki farklılık
Ancak bu sözlerin yer aldığı belirtilen kaynak, yani Kline’nın kitabı, doğru kaynak değildir. Çünkü, bu sözlerin yer aldığı asıl kaynak, Sabiha Gökçen’in anılarıdır. Gökçen, ilk kez 1982 yılında yayınlanan “Atatürk’ün İzinde Bir Ömür Böyle Geçti” adlı anılarında; Atatürk’ün bu sözleri aktardığını yazmaktadır (sayfa: 64). Sözlerin gerçek kaynağı; Gökçen’in anılarıdır. Nitekim günümüzde Türk Hava Kuvvetleri’nin sitesinde de yer alan sözlerin kaynağı olarak, Gökçen’e atıfta bulunulmaktadır. Hiç kuşkusuz sözlerin kaynağı bu kitaptır.
Gökçen’in aktarımı
Şimdi bir de bütün bu öykünün aslını oluşturan Gökçe’nin anılarında ne yazdığına bir bakalım… Şöyle diyor Gökçen: “Bundan sonra insanlığın hizmetine girecek en büyük gelişmeler, havacılık alanında olacaktır ona göre... Hatta gün gelecek insanoğlu uzaya gidecek, başka dünyalara gidecek, ayı ve benzeri gezegenleri bile fethedecekti. İşte bu çağdaş savaşlar da, göklerde üstün olan uluslar tarafından kazanılacaktı. Gerçi çok pahalı bir teknikti, havacılık tekniği… Ama uygar ve çağdaş Türkiye'nin bu aşamayı yapması şarttı, gelecek yönünden...” Evet; hepsi bu kadar…
Peki, madem Türk Hava Kuvvetleri’nin internet sitesinde de yer alan sözler için Gökçen’in anılarına atıfta bulunulmaktadır; o halde nasıl olur da; Atatürk’e ait olduğu belirtilen şu sözlere yer verilmiş olabilir acaba? “Kanatlı bir gençlik memleketin geleceği bakımından en büyük güvencedir. Bir gün Batılı ayaklar, Ay’da ayaklarının izlerini bırakacaklarsa, bunların arasında bir de Türk’ün bulunması için şimdiden çalışmalara girişmek, aşamalar kaydetmek gerekir.”
Tırnak içinde yazıldığına göre, bu sözlerin Atatürk’e ait olduğuna inanmamız gerekiyor! Çünkü, hemen ardından bu sözlerin Atatürk’e ait olduğu şöyle açıklanıyor: “Veciz ifadesi de, Atatürk’ün gelecekte yapacağı aşama ile ilgili öngörüsünü ortaya koymaktadır.” En iyisi ben de bir ‘öngörüde’ bulunayım: Eğer Gökçen’in ömrü daha uzun olsa ve anılarını da daha sonra kaleme alsaydı; muhakkak ki, Mars’ın keşfinden de söz edildiğini bize aktaracaktı!
Kulaktan kulağa
Biraz suyunun suyu gibi oldu; biliyorum. Görüldüğü gibi, Kongar, kuşkulanmakta haklıdır. Eğer bu sözlerin gerçek kaynağı Gökçen ise; ki öyle olduğu muhakkaktır, bu durumda Eskişehir’de rastladığımız ve Eskişehir’de söylenildiğine tanık olunduğu belirtilen sözler, gerçekte Eskişehir’de ifade edilmemiştir. Hatta 1936 yılında da ifade edilmemiştir. Gökçen’in aktarımında bu yönde hiçbir bilgi bulunmamaktadır.
Kline’nın kitabında da yer alan bilgiler için ise, doğrudan Ülger’e atıfta bulunulmaktadır. Eğer Ülger’in anlatımı yanlışsa, Kline’ın yazdıkları ona dayandığından, onun da yazdıklarını ciddîye alma imkânı yoktur. Ülger’in aktarımının ve ‘belge’sinin de doğru olmadığını artık biliyoruz.
Ama önemli bir notum daha var: Kline, kitabına aldığı bu alıntılar için yalnızca Ülger’i referans göstermekle kalmamakta; fakat Kongar’ın yazdığına göre, aynı zamanda bunun kaynağı olarak; Cumhuriyet gazetesi ile Anıtkabir müzesini de göstermektedir. Bu son iki kaynağın tamamen hayal ürünü olduğunu söylemeye bilmem ki gerek var mı artık?
Kuyuya düşen taş
Pek çok kez olduğu gibi, esas kaynağın artık ortadan tamamen kaybolduğu bir sürecin izini sürdük. Aslında ‘olay’ basit: Gökçe’nin yazdıklarıyla bile tatmin olmamış biri(leri)… İşi daha da köpürtmek lâzım geldiğine inanmış olmalı(lar) ki, Gökçe’nin yazmadıklarını da aktarmak ve bütün bunları ona, bu vesileyle Atatürk’e de söyletmek ihtiyacını duymuş(lar). Velhasıl kaynak tahrif edilmiştir diyemem. Böyle demek çok basit ve kolay olurdu. Burada yapılan, tahrifatın çok ötesinde artık. Benim hep dediğim gibi, ‘uyduruk tarihçilik’ devreye çoktan girmiş bile. Sadece internette bazı sitelerde kalsa, yine iyi. Türk Hava Kuvvetleri’nin internet sitesine kadar gelebilmiş; Eskişehir’deki ‘bilim’ merkezine dek sokulabilmiş… Bakalım, bu ‘taş’ı kim, ne zaman yerinden kaldırır, bilinmez.
BELGE Mİ İSTİYORSUN? ANILARIMI VERSEM!
Ben maalesef Ülger’in adı geçen dergide yayınladığı bu ‘tarihsel belge’yi göremedim. Fakat bu öykü; Gökçen’in anılarında yer alan şifahî anlatımın ‘belge’ye tahvil edilmesi sürecini çok net olarak göstermesi bakımından hayli anlamlıdır. Demek ki; sadece bir anıda yer alan bir aktarımın bile ‘belge’sine ihtiyaç duyulmaktadır ve bu durum, son zamanlarda artık sıklaşmaya başlamıştır!
Tarih alanındaki tartışmalarda; ‘ey tarihçi; belgen kadar konuş!’ ya da ‘belgeni göreyim’ tarzı basitlikler ortaya çıktığından beri; aynı anda ‘belge üretimi’nde de hamle yapıldığına şahit oluyoruz.
ATATÜRK’ÜN TÜRKÇESİ BÖYLE BERBAT DEĞİL!
Kongar’ın bu yazısı üzerine kendisine itirazlar da gelmişti. Bunlardan biri de, zamanında Kaynak Yayınlarından çıkan “Atatürk’ün Bütün Eserleri” dizisinin redaktörü Kurtuluş Güran’dı. Şöyle diyordu: “Hemen belirtmeliyim ki, köşenizde aktardığınız metin, Atatürk’e atfolunan uydurma yazılardan biridir. Atatürk’e ait olmadığı ilk bakışta anlaşılan ‘M. K. Atatürk 936 Eskişehir Tayyare Alayı’ imzalı el yazısı sözde belge, ilk olarak Eriş Ülger tarafından yayımlandı. (Bütün Dünya dergisi, Kasım 2002, s.33) Birincisi; el yazısının Atatürk’ün el yazısı olmadığı, uzmanlığı gerektirmeyecek kadar bellidir. İkincisi; Atatürk 1936 ve sonrasında imzasını ‘K. Atatürk’ ya da ‘Kamâl Atatürk’ olarak atmaktadır. Söz konusu yazıda ise, imza ‘M. K. Atatürk’ şeklindedir. Üçüncüsü; Atatürk, Türkçe’yi ve Osmanlıca’yı son derece hâkimane kullanan biridir. Söz konusu yazı ise, ifade bozukluğu ve yazım hatalarıyla doludur.
Gerçek olansa şudur: Atatürk, 9 Haziran 1936 günü saat 10’da Eskişehir’e gelmiş; hava kıt’alarını ve tesislerini teftiş etmiş, havacıları tebrik ettikten sonra kumandanlık defterine şunu yazmıştır: ‘9.6.1936; çok sevindim, gördüklerimden’ ‘K. Atatürk’… Reisicumhur Atatürk, istasyona dönerek, Ankara’ya hareket etmiştir. (Bkz. Atatürk’ün Bütün Eserleri, cilt: 28, s. 207)
Bu haber, 10 Haziran 1936 tarihli Ulus, Cumhuriyet, Kurun, Son Posta, Tan ve Akşam gazetelerinde yer almaktadır. Ancak yazınızda aktardığınız yazı ya da konuşmanın hiçbir yerde bahsi geçmemektedir. Atatürk’ün en ufak bir cümlesine yer veren gazetelerin, [onun] gelecekten haber veren(!) sözlerini duymamış olması düşünülemez. 30 cilt olarak tamamladığımız Atatürk’ün Bütün Eserleri’ni hazırlarken önümüze gelen bunun gibi birçok uyduruk belgeyi cilde koymadık. Bu da onlardan biri…”
Yazarlar
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.02.2016
3.02.2016
26.03.2016
19.03.2016
13.03.2016
5.02.2016
28.02.2016
20.02.2016
13.02.2016
7.02.2016