Gökhan BACIK
Halil İnalcık gibi önemli tarihçilere göre Osmanlı düzeninin dayandığı temel ilkelerden birisi “iaşecilik” idi.
Halil İnalcık gibi önemli tarihçilere göre Osmanlı düzeninin dayandığı temel ilkelerden birisi “iaşecilik” idi. Buna göre Osmanlı idaresi “ihtiyaç olunan malların bol ve makul bir fiyattan piyasada olmasını” hedeflemekteydi. İaşecilik daha geniş açıdan Osmanlı sistemi ile teba arasındaki sosyal mukavelenin önemli ilkelerindendi. Bir bakıma halkın talebi “iaşenin karşılanmasıydı”. Hatta daha dar açıdan önemli olan İstanbul'un iaşesiydi. Ne yapıp ne edip İstanbul ahalisini doyurmak gerekmekteydi. Mesela tarihçi Kemal Çiçek gibilerine göre Ukrayna'ya yapılan seferlerin nedenlerinden birisi İstanbul'un buğday ihtiyacını gidermekti.
İaşecilik aslında tipik bir tarımsal yani sanayii öncesi toplum özelliğidir. Ahali, devletten kendisini doyurmasını ister. Devlet de ahaliyi doyurduğum sürece “isyan etmez” veya “başka arayışlara girmez” diye düşünür. Bu devlet ve toplum arasında minimal bir ilişki türüdür.
Garip biçimde bugün dahi pek çok Ortadoğu siyasal düzeni iaşecilik ilkesi üzerine kuruludur. Mesela Suudi Arabistan, Katar gibi ülkelerde devlet halka petrolden kazandığı geliri ucuz elektrik, düşük vergi gibi imkânlar olarak sunar. Bu bir iaşeciliktir. Devlet tarafından ihtiyaçları doğrudan veya dolaylı görülen insanlar da “fazlasını istemez”. İaşeci yapılarda ekonominin patronu devlettir, arazinin çoğuna devlet sahiptir.
İktidarlar için para bulunduğu sürece iaşecilik son derece popüler bir yönetim tarzıdır. Zaten iaşeci toplumlarda “devlet kapısından” para kazanmak en ideal meslektir. Bugün örneğin Türkiye'de memurluk sınavlarına yönelik büyük teveccüh, iaşecilik siyaseti sonucudur. İnsanlar için riski hiç olmayan, her ay garanti maaş alınacak “devlet kapısı” işler bir numaralı hedeftir. “Sırtını devlete dayadı” olarak özetlenen popüler laf aslında iaşeciliğin tarihsel mirasıdır.
Birkaç yıldır dünya kapitalist sistemi ciddi bir daralmaya yani krize girmiş durumda. Çin gibi gelişmekte olan ülkeler daralmaya başladılar. Bu ülkelerin sattıkları emtia ucuzladığı için gelirleri azaldı. Öte yandan ekonomik sıkıntılar ABD'yi dışarıda tutarsak Avrupa ülkelerini de etkisi altına almış durumda. Bu veriler, Batı'nın büyük bir kısmında da alla franga bir iaşecilik oluşturmaktadır. Ekonomik ve güvenlik sorunlarından gözü korkan insanlar, hükümetlerinden sadece ekonomik ve güvenlik merkezli konularda hareket bekliyorlar. Artık örneğin Almanya veya İtalya gibi bir Batı ülkesinde “vergilerinizle asker besleyip, bu askerlerle filan ülkede operasyon yapacağız” demek itibar görmüyor. Batılı vatandaş, işinin, ev kirasının sıkıntısını önceliyor. Ortalama bir Batılı yönetici için vatandaşı ülke dışında bir stratejiye ikna etmek gittikçe zorlaşıyor. Ancak Batılı ülkeler göreceli olarak refah toplumları oldukları için, araştırmaya kaynak ayırmaya devam ediyorlar. Ne var ki, yine orta ve orta alt sınıf Batılılar için hükümetlerin dış meselelere büyük para ayırması kabul edilemez.
Bu tablo bize şunu söylüyor: Dünyada bir tür iaşe çağı içindeyiz ve toplumlar bir tür iaşe toplumuna dönüştü. Soğuk Savaş bittiği zaman dünyada dolanan “özgürlük, demokrasi, adalet” gibi sloganlar vardı. Şimdi yegane slogan “ekonomik istikrardır”. Refah toplumu olan ABD, Kanada, Norveç gibi ülkeleri bir kenara bırakırsak geri kalan insanlık derin bir “iaşe krizi” içindedir. İaşe krizindekilerin önceliği ekmektir. Haberlerde “doların seyrinin gelen şehit sayısından daha dikkat çekici olduğu bir toplumda” son derece gerçekçi olmak gerekiyor. İnsanların geçim sıkıntısı endişesi yaşadığı yerde diğer her konu (sanat, demokrasi ve hatta adalet) ikincildir.
Peki, iaşe düzeni bir gelecek vaat eder mi? Bir kriz döneminde bir süre iaşe refleksi içinde olmak iyidir ancak bu hayat tarzı haline gelirse, yani “ekmeğimiz olduğu sürece adalet ve demokrasi olmasa da olur” denilirse uzun vadeli bir kalıcı sarmala girilir. Kanaatimce Türkiye çok uzun süredir bir iaşe toplumu sarmalı içinde. Buna “orta gelir tuzağı” gibi modern kavramlarla da isim verilebilir. Bu şu demektir: Ne ölüyorsun, ne oluyorsun!
Kapitalizmin krizi, küresel düzeyde iaşe toplumları kuruyor. İnsanlar günü kurtarmak derdinde. Kimse ateş kapısına gelmeden bir şey yapamaz kadar iaşesi ile meşgul. O nedenle iaşe çağında olduğumuzu iyice analiz etmek gerekiyor.
Şunu unutmayalım: Öteden beri demokrasi ve adalet talep edenlerin sloganı “ekmeksiz yaşarım, hürriyetsiz yaşayamam” olmuştur. Geçim derdi yani iaşe toplumu ise “hürriyetsiz yaşarım, ekmeksiz yaşayamam” sloganı üzerine kurulur.
Yazarlar
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Terörsüz Türkiye süreci’ ile 15 Temmuz’u birlikte anma… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluAKP’nin AB planı: Çözüm süreci, sermaye akışı için nasıl kullanılacak? 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2025
27.05.2025
24.03.2025
10.03.2025
23.02.2025
16.02.2025
27.01.2025
3.12.2024
19.11.2024
7.11.2024