Halil BERKTAY

[10 Ağustos 2024] Yukarıda sol başta Theodore Herzl (1860-1904). 1896’da yayınladığı Der Judenstaat (Yahudi Devleti) kitabı ve 1897’de topladığı Basel Kongresi ile, Filistin’de kurulacak bir Yahudi yurdunun kamu hukukuna dayanmasını öngörüyor. Başlangıç idealleri başka, sonraki realiteler başka. Üstte sağda, Moshe Dayan (1915-1981). 1930’larda Haganah, 1948’te düzenli ordu (IDF, Israeli Defense Forces), cephe komutanı, genelkurmay başkanı, savunma bakanı. Sol altta Ariel Sharon (1928-2014). 1940’larda Haganah, 1948’te düzenli ordu (IDF), general, savunma bakanı, başbakan. Sağ altta Binyamin Netanyahu (d.1949, halen hayatta ve görevde). 1967-1972 arasında bir Sayeret Matkal (SM) komandosu (doğrudan IDF genelkurmay başkanlığına bağlı, en elit özel savaş ve istihbarat birimi). Yüzbaşılıktan terhis edilip SM rezervlerine katılıyor. Sağcı Likud partisinin lideri. 1996-1999, 2009-2021, en son da 2022-2024 olmak üzere, başbakanlık sürelerinin toplamı 18 yıl. — Bu üç biyografinin ortak noktalarını bulmak zor değil. İsrail’de ordu ile siyaset içiçe. Politikacılığın yolu, savunma ve istihbarat müessessi”nden geçiyor.
Dayan, Sharon ve Netanyahu, aynı zamanda bir bütün olarak İsrail’in siyaset sahnesinin süregelen militarizasyonunun da üç kritik simgesi. Kuvayı Milliye yazılarımda da değinmiştim: Devletler (ve hele modern devletler), Hazreti Meryem’in Katolik inancındaki “lekesiz ilhakı ve doğumu” (Immaculate Conception) gibi doğmuyor. Böyle şiddet içinde doğuyor. Küçük çocuklar kendilerini leyleğin getirdiğine inanabilir. Derken ilkokula gidip de seks diye bir şeyin varlığını arkadaşlarından öğrendiklerinde, ilk ağızda bir inkâr (denial) reaksiyonu geçirebilirler: Başkalarının anne babaları böyle günahlar işlemiş olabilir, ama benimkiler asla! Zamanla öğrenirler. Milletler de biraz böyle. Şu farkla ki, biyolojiyi reddetmek mümkün değil ama tarihi reddetmek (veya çarpıtmak) pekâlâ mümkün. Şu veya bu toplumun demokratik olgunluğu ve özgüvenine bağlı. Bazı iskeletleri merdiven altında kilitli de tutabilirsin; açığa çıkarıp yüzleşebilir, evet, oldu da diyebilirsin. Uzun vâdede, ikincisi kaçınılmaz. Charles Tilly’nin “War-making and state-making as organized crime” diye ünlü bir makalesi var (Organize suç olarak savaşmak ve devlet kurmak). Bu mecraya giren özel şiddet unsurları, kaybederlerse terörist olarak kalıyor. Kazanırlarsa, zaferin kutsadığı devlet kurucuları oluyor. Bazen onunla da kalmıyor; yeni galiplerin bağımsızlıkla yetinmeyip emperyalistleşmesine dönüşüyor.
Buraya nasıl gelindi? İsrail bu noktaya nasıl geldi? Aklıma tekrar, W. H. Auden’ın “September 1, 1939” şiirinin her fırsatta alıntıladığım dizeleri geliyor: I and the public know / what all schoolchildren learn; / those to whom evil is done, / do evil in return. Herkes bilir bunu (fakat öyle mi, Türkiye biliyor mu acaba?). Okullarda çocuklara bile öğretilir. Kendilerine kötülük yapılanlar, karşılığında gene kötülük yapar. İkinci Dünya Savaşının patlak verdiği 1 Eylül 1939 günü, Auden bunu Almanya için yazmış. Versailles Antlaşması, Fransız intikamcılığının berbat bir örneği. 1870’te yenilmişler; 1914’ten 1918 başlarına, hep kendi topraklarında savaşmış ve Batı Cephesinin esas yükünü taşımışlar; şimdi sıra bizde diyorlar; Almanya’nın bir daha doğrulmamacasına belini kırmaya çalışıyorlar. Karşılığı Hitler oluyor. Günümüzde ise, mazlumun zalime dönüşmesinin en korkunç örneği İsrail. İroni, olursa bu kadar olur. Soykırım, sırf katliam demek değil. Birleşmiş Milletler tanımıyla, herhangi bir insan grubunun kendi kendini yeniden üretmesinin (maddî ve manevî) koşullarını yoketmek demek. İsrail bir ulus-devlet. Özel olarak bir Yahudi devleti, Yahudilerin çoğunlukta olduğu, Yahudi olmayanların vatandaşlığa çok zor kabul edildiği bir devlet. Yahudilerin ise gerisinde Nazilerin toplama ve ölüm kampları var, Holokost var, 1942-1945 Yahudi soykırımı var. Şimdi ise bir benzerini İsrail tâ 1948’den beri bütün Filistin halkına, neredeyse bir yıldır da en çıplak biçimiyle Gazze’ye uyguluyor.
Fakat gerçekten uzun hikâye. İÖ birinci binyıl kadar gerilere uzanıyor. Hem somut olaylar var, hem de bunların ideolojileştirilmiş anlatımlarının üstüste binişi. Deşmeye çalışacağım.
———————–
(*) 7 Ekim 2023 Hamas saldırısı ve Gazze Savaşının başlamasının ardından, bu konuda iki konuşma yaptım. İlki İbn Haldun Üniversitesi’nda, bir grup uluslararası doktora öğrencisinin talebi üzerine gerçekleşti: “Living with the Palestinian Question” (14 Kasım 2023). Başlığının da imâ ettiği gibi, başka bir yığın şeyle birlikte, Filistin sorunun nasıl çocukluğumdan beri hayatımda hep var olduğunu, çünkü bir zamanlar bu dâvâya Türkiye’nin dindar-muhafazakâr kesiminden çok solcuların sahip çıktığını (dolayısıyla onların yanılgıları ve acı tecrübelerini öğrenmenin yararlı olabileceğini) anlatmaya çalıştım. Kastım, özellikle silâhlı mücadele fetişizmiydi. Gelen itirazları ve cevaplarımı ayrıca yazacağım. Birkaç ay sonra, bu sefer Robert Kolej’de yapılan “Model Birleşmiş Milletler” (RCIMUN) konferansına katıldım. Benden istenen, 22 Temmuz 1980 tarihli BM Güvenlik Konseyi toplantısına, Filistin sorununun (o günkü) durumu hakkında bilgi vermekti. Bunu da 6 Nisan 2024’te yaptım ve büyük ölçüde İHÜ konuşmamı tekrarladım. O liseli gençlerde, işin ciddiyeti konusunda pek bir kavrayış ve duyarlılık görmediğimi söylemeliyim. Her neyse. Elinizdeki yazı, bu iki taslaktan hareketle hazırlanmıştır.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm süreci… Yüzlerde hâlâ niye kaygı ifadesi var? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞALTINA, DÖVİZE BAK GÖR HALİNİ… 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURPKK neden Schrödinger'in kedisine benzedi? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNPKK’nin çekilme hamlesi ne anlama geliyor? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBöyle giderse bu tren bu tünelden çıkmaz 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRBatı’nın krizi, küresel düzenin çözülüşü: Türkiye için dönüm noktası üzerine senaryolar ne? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENVe casusluk hikâyesi 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’de milliyetçiliğin reformu meselesi 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANNereye doğru gidiyoruz? 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünAsker göndermek ya da göndermemek… 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçayİstikrarsızlık üreten istikrar programı 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarışın Halklaşması ve Demokratik Toplum Sürecine Çağrı... 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÇete savaşı mı? 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçYoğurtsuz, tereyağsız ve tavuk etiyle iskender kebap olur mu? Olur ama… 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolSarkozy hapiste 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkumuş hainler ülkeden kaçıyor! 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (2) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHukuk binasını yıkmayın efendiler 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKronik siyaset bunalımı… 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalProtestolar Amerika’yı sallıyor (mu?) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkan‘Büyük iddialar, büyük kanıtlar gerektirir’ 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMuhalefetin gerçeklikle bağı koparsa… 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTGöbeklitepe… Urfa İzlenimleri – 2 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDem Parti’ye çullanmanın hafifliği 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Türk soylu yabancı” mı, “herkes Türktür mü (vatandaş?) daha doğru? 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon yerli ve demokratik çözümün yol haritasını hazırlamalı 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBir toplum geleceğe nasıl hazırlanır? 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNMadencilik yasasının gölgesinde hasat: Çatalağaç zeytin taşınamaz 21.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTürkiye’nin dilleri, İslam’ın lehçeleri, Allah’ın ayetleri 20.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTKürt siyasi temsili sorunu 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERFransa’yı krizden kurtaran emeklilik hakları 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKültürel hegemonya: “Hay Bin Yakzan” bize ne söyler? 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRMilyonlarca dolarlık LPG filosu ve otel zinciriyle Paramount operasyonunun en dikkat çekeni: Şaban K 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIREkonominin düzelmesi Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bağlı… 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuHukuksuz Türkiye inadı ve af… 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Bora“Çetin Ceviz Çıkan Ankara Ahalisi” 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞTrump’ın meşruiyeti var mı ki! 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÇifte hukukta son perde: Ünsal Ban nasıl kaçtı? 16.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar dışarıda güvercin içeride şahin: Neden? 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAMilli takım ışık saçtı: Maçın kahramanını açıkladı 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENSadece DEM mi, ya CHP'nin ettikleri? 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRDEMOKRATİK TOPLUM VE "YILIŞIK" FOTOĞRAF 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
8.03.2025
8.03.2025
6.03.2025
10.02.2025
29.01.2025
25.01.2025
16.01.2025
24.12.2024
20.11.2024