Halil BERKTAY
Yavaş yavaş normale dönüyorum gibi. İlk canhıraş, ne yaptığımı bilmez reaksiyonlarım, bir o uca bir bu uca gitmelerim yatışıyor. En büyük pay gene Taraf’ın ve Taraf çalışanlarının. Sabah, 7:15 servisinin henüz zor okunur loşluğunda, gazeteyi elime aldığımda, oh, her şey yerli yerinde, her şey olması gerektiği gibi duruyor.
Örneğin şu soğuk ve karlı, okulların kapandığı, benim de evde oturabildiğim nadir Cuma günü, Ergenekon’a; karargâhtan çıkan eylem planlarına; Uludere’nin hesabını veremeyen hava kuvvetleri komutanının lâyık görüldüğü madalyaya; Hrant’ın öldürülmesi dâvâsına bakacak Yargıtay hâkim ve savcısına; başbakanın her konuşmasının ardından gaflarını düzeltmek zorunda kalan kurmaylarına; gene AKP’nin İmralı’da görüşebilmek uğruna da olsa “dindar, namazında-orucunda” bir Apo imal etme çabalarının komikliğine; geçmişteki Mumcu, Kışlalı ve Hablemitoğlu cinayetlerinin “irtica”ya yıkılmasında Hürriyet’in oynadığı role ve gene bu bağlamda, Ertuğrul Özkök’ün elbette kendine özgü yanar-dönerliğine varıncaya kadar, bitmeyen ve bitmeyecek bir demokrasi mücadelesinin şu anda olabilecek bütün cephelerinde mevcut Taraf. O yöne de, bu yöne de söyleyecek iki çift lâfı var ve bunu dümdüz söylüyor. Bu yüzden, bütün ikincil farklarıyla birlikte, demokrasi, özgürlük ve temiz bir toplum isteyen herkes, bir şekilde Taraf’ta Taraf çalışanlığı ve/ya yazarlığı ve/ya okuyuculuğu ve/ya destekçiliği ve savunuculuğunda buluşuyor.
Birkaç ek gözlemim var. Birincisi, bu canlı, yaşayan namus dersini izleyip öğrenmek için aradan beş yıl geçtiği halde, aynı şeyleri eksiksiz hepsini ve aynı dozda söyleyebilen bir başkası da çıkmıyor bir türlü. Bu ahlâklı ve vicdanlı duruş modeli bazen ister istemez beğenilse ve takdir edilse de, seçilmiyor ve yaygınlaşmıyor sanırım. Bana bu, içinde yaşadığımız şu ülkenin, felsefe planında, doğru ve gerçekkavramlarıyla ilişkisi hakkında çok şey anlatıyor.
İdeolojik planda, Türküne de Kürdüne de milliyetçiliğin süregelen egemenliği konusunda çok şey anlatıyor. Siyaset planında, (a) saf sokak milliyetçiliği; (b) bizde Atatürkçülük olarak tezahür eden devletçi milliyetçilik; (c) keza devletçi ve anti-emperyalist bir “sol”culuk; (d) bunun simetriği, Kürt versiyonu olarak PKK-BDP çizgisi; nihayet (e) İslâmî-modernist bir muhafazakârlık arasında, bağımsız bir özgürlük ve demokratlık çizgisine yer bırakmaması (bırakmak istememesi) hakkında çok şey anlatıyor. Göreli büyüklükleri bir yana, böyle dört beş ana “çatı” var. Bir zamanlar dev buzulların yeryüzünü kazıp oyması gibi, kendi yatağını kazarak akan alışkanlıkların ölü ağırlığı, insanları bu “çatı”ların altına zorluyor ya da tersten söyleyecek olursak, oralardan çıkmayı korkutucu hale getiriyor.
İkincisi, bu “çatı”ların özellikle (b) ve (c), yani Atatürkçülük ve Soğuk Savaş yıllarındaki şekliyle komünistlik veya “sosyalist sol”culuk varyantları, tarihî bakımdan miadlarını doldurmuş durumda; aslında öldüler ve gözümüzün önünde, adım adım ölmeleri bile değil, çürümeleri cereyan ediyor. İşte bu gazete gibi yeni ve taze olan her şeye nefretleri de buradan kaynaklanıyor.
Yalnız üçüncüsü, bir noktada dikkatli olmak lâzım. Eski solcular yekpare değil. Evet, Ahmet Altan ve Yasemin Çongar’ın istifası üzerine en büyük yaygara, sevinç çığlıkları, “derin devlet misyonunun bitişi” kehanetleri, bir tür “sol”dan geldi. Öte yandan bunlar, geçmişin “sosyalist sol” mirasının büyük kitlesi yanında, aslında küçük bir azınlık. Sovyetler Birliği, Çin ve Doğu Avrupa “halk demokrasileri”nin şahsında komünizmin çöküşü, zihinlerde tek değil çok yönlü bir dönüşüme yol açtı. Kimisi daha beter dogmatikleşti; kimisi de özgürleşti ve yenilendi. Unutmayalım ki eski TKP, TİP, TSİP, Kurtuluş, Dev-Yol, Maoculuk, Birikim vb tabanlarından tonla insan, bugün 50,000’lik Taraf okur kitlesi içinde yer alıyor.
Diğerleri bana, küçük Amerikan kasabalarının kült motorsikletçilerini hatırlatıyor. Vardır ya böyle küçük gruplar, hepsi aynı şekilde giyinen; sakal, blucin takım, kolsuz yelek, kocaman metal yüzük ve zincirler, başa bağlanmış bandana... Bir tür sürü mentalitesidir. Arka selede kız arkadaşları; birbirlerinden hiç ayrılmaksızın, on on beş motor peş peşe, ürkütücü bir görünümde ve korkunç egzos patlamalarıyla, ama hep aynı ana caddede, bir aşağı bir yukarı dolanıp dururlar. Müzelik bir Harley-Davidson’ları vardır, Marksist teori muadili; sürekli aksesuarlarıyla uğraşır, kâh “orijinal” aynasını, kâh “orijinal” gidonunu, kâh “orijinal” selesini bulup takınca, oh, bak, yeniledik, gıcır gıcır oldu derler.
Önce Main Street North yönünde geçer; on dakika sonra geri gelir ve Main Street South’a doğru gözden kaybolurlar. Her gün defalarca tekrarlanır. İlerliyoruz, çok yol aldık, dünyayı dolaştık sanırlar.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
8.03.2025
8.03.2025
6.03.2025
10.02.2025
29.01.2025
25.01.2025
16.01.2025
24.12.2024
20.11.2024