Halil BERKTAY
[18 Mayıs 2014] Yılmaz Özdil’i yazdım ya; sağdan soldan benzer örnekler gelmeye başladı. Ben facebook ve twitter kullanmıyorum, kullanmayacağım. Ne hayatımın her ânını teşhire yatkınım, ne de oraya buraya 140 vuruşluk aforizmalar yetiştirmeye. Ama bazen, sadece bazen, buna azıcık hayıflandığım oluyor. Yazmak değilse de okumak açısından, toplumun bazı boyutlarından, yüzer gezer bazı duygu ve düşüncelerden habersiz kaldığımı fark ediyorum.
Şöyle bir tweet aktardı, Serbestiyet’ten bir arkadaşım: “Bir tek dileğim var. En azından bu son seçimde bu partiye oy veren herkese Allah çocuğunun acısını göstersin. En acı şekilde.”
Tarih 14 Mayıs; saat 9:06. Alenîliğine karşın rümuzunu vermeyeceğim; kendisi aldırmasa da ben koruyayım bari mahremiyetini. Yanındaki resme bakarsanız, genç bir kadın; en fazla otuz gösteriyor. Şimdi fark ettim ki Markar Esayan da yazmış; avukatmış meğer.
Kadın. Yani ya anne, ya da büyük olasılıkla hayatının bir noktasında anne olacak. Avukat. Yani hak savunucusu. İşleri can almak değil can kurtarmak olan doktorlara yakın bir konum. Türkiye’de idam cezası kalkmış olmasaydı, belki günün birinde haksız yere ölüme mahkûm edilmiş bir sanığı ipten kurtarmaya çabalayacaktı. (Faruk Erem’i okumuş mudur acaba? Yumuşak, görmüş geçirmiş insancıllığını ne kadar severdim. Bir Ceza Avukatının Anıları’nda Erem, mecburen tanık olduğu infazlardan birinde, hemen yanında duran, birazdan son nefesini verecek olan müvekkilinin sehpaya bakarken saniye saniye nasılsoğuduğunu anlatır.)
Buna rağmen birilerinin ölmesini isteyebiliyor, hem de çocukların. Niçin? Anne babaları kendisinin karşı olduğu AKP’ye oy verdikleri; başka bir deyişle, kendisinden farklı bir siyasî görüşte oldukları için. Kimlerin, kaç kişinin? Bulabildiğim rakamlara göre 30 Mart 2014’te 20.519.829 kişi AKP’ye oy vermiş. Bedduası, şimdi mevcut veya gelecekte doğabilecek çocukları kapsıyor. Öte yandan, bütün çocukları ölsün dememiş; buna da şükür. Sadece, en az bir çocuk üzerinden evlât acısı tatsınlar diyor. Sonuçta, (şu anda AKP seçmenlerinin hepsi evli, yani 10 milyon küsur çift söz konusu olsa) en az 10 milyon; (üçte biri bekâr ve gelecekte evlenip birer çocuk yapacak olsa, yani 6-7 milyon daha eklemek gerekse) en fazla 17 milyon çocuğun ölümünü diliyor.
Hıristiyanlıkta bir “masumların katli” inancı vardır. Matta İncili’nde geçer. Roma İmparatorluğu’nun Yahudilere kral atadığı Herod, “doğudan gelen üç bilge”nin doğumunu müjdelediği İsa’nın gelecekte kendisini devirmesini önlemek için, Beytüllahm kasabasındaki yeni doğmuş bütün oğlan çocuklarının öldürülmesini emreder. Başmeleklerden birinin rüyasına girip uyardığı Yusuf, Meryem’i ve bebek İsa’yı alıp Mısır’a kaçırır. Geride kalanlar kılıçtan geçirilir. (Yazımın başına koyduğum 1567 tarihli Pieter Bruegel tablosunda, arkada zırhlı süvarileri; orta planda ağlaşıp yalvaran köylüleri; önlerde, kapıları kırıp içeri dalan katilleri görüyorsunuz.) Bir an için bu efsaneyi gerçek kabul edersek, Beytüllahm’ın o dönemdeki yaklaşık 1000 nüfusunun yaş ve cinsiyet dağılımını hesaba kattığımızda, ancak 6-20 erkek bebek Herod’un askerlerince boğazlanmış olabilir. Oysa Bizans Kilisesinde bu inanış 14.000’e, Kopt kaynaklarında 144.000’e çıkar. Öyle de olsa, 100-150.000 nerede; hattâ Nazilerin öldürdüğü neredeyse 6 milyon Yahudinin içindeki çocuk sayısı nerede; aileleri AKP’ye oy verdiği için ölmesi istenen 10-17 milyon çocuk nerede? Bu tweet’in sahibi, hayalî de olsa bu alandaki bütün rekorları kırmış; tarihteki açık arayla en büyük “masumlar katliamı”nı düşünmüş, özlemiş, niyaz etmiş oluyor.
Hangi merciden? Allah’tan. Kendisi sıkı bir laik muhtemelen. Dolayısıyla dinin ve özellikle İslâmiyetin mutlaka fanatizm demek, hattâ cihadçılık demek olduğuna da inanıyordur. Buna karşılık laiklik ve kendisi gibi laikler, demokrasiyi ve toleransı temsil etmektedir. Herhalde AKP’ye de o yüzden bu kadar düşmandır — görüldüğü gibi, sıfır toleransla düşman; fanatik düzeyde düşman; ölümüne ve öldürmecesine düşman. Öyle ki sonuçta, 20 milyon küsur AKP seçmeninin çocuklarını bir şekilde öldürmesini Allah’tan talep etmesinde de hiçbir çelişki görmemekte. Keza, belki Başbakan Erdoğan’ın kaderciliğine kızıyordur ama diğer yandan AKP’den intikam almayı takdir-i ilâhîye bağlayabiliyor. Kendi ikircikli “hem muhalif, hem muktedir” konumlarıyla dalga geçen bir laik İsrailli aydın fıkrası vardır: “Elbette tanrı diye bir şey yok, ama gene de bize bu toprakları O vaat etti.” (Of course there is no such thing as god; still, it was He who promised and gave us this land.) Ne yardan geçerim, ne serden. Onun gibi, bu genç avukat kadın da Müslümanların Allah’ının AKP’ye oy veren Müslümanları çocuklarının canını alarak cezalandıracağını umuyor.
Sırf düşlerinde bile görse, bu bir soykırım projesi aslında. Bir tür Sosyal Darwinizm. Bir iç savaş çağrısı. Daha ne olsun? Türkiye’nin bir kesimi, diğer (çoğunluk) kesimindeki halkın çocuklarının yok olmasını özlüyor.
Diktatörlük demeden, zulüm demeden, “katil iktidar/başbakan” ve “biz demokratız” demeden, biraz düşünün lütfen.
Kimlerle aynı safta yer aldığınızı düşünün.
Ülke bunların eline kalsa, neler olabileceğini.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
8.03.2025
8.03.2025
6.03.2025
10.02.2025
29.01.2025
25.01.2025
16.01.2025
24.12.2024
20.11.2024