Halil BERKTAY
[27 Haziran 2015] Gazetelere de haber olarak yansıdı: Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun, 26 Haziran Cuma akşamı bir grup aydına verdiği iftar yemeğine katıldım. Dolmabahçe’deki Başbakanlık Ofisi’nde, büyük ama karşıdan karşıya rahatça konuşulabilen yuvarlak bir masanın etrafında, yaklaşık yirmi kişiydik. Davutoğlu’nun yanısıra üç bakan daha: Yalçın Akdoğan, Nabi Avcı, Ömer Çelik. Başbakanlık danışmanlarından Sevinç Özcan. Gene hükümetten ve/ya Meclis'ten, adlarını çıkaramadığım diğer üç yetkili. Nihayet, aydın, yazar, akademik kimliklerimizle bizler: Alev Alatlı, ben, Ömer Çaha, Beril Dedeoğlu, Hakan Erdem, Erol Göka, Şükrü Hanioğlu, İsmail Kara, Cemil Koçak, Cemil Oktay, Tuncay Önder, Berat Özipek, Süleyman Seyfi Öğün, Atilla Yayla ve Mesut Yeğen. /(Bak sen, Sabancı Tarih’ten üç kişiyiz, dedim kendi kendime. Daha sonra Cemil Koçak’la aramızda bir kötümser-iyimser şakalaşmasına da konu oldu zaten.)
Espri bir yana; öyle resmî bir misafirperverlik ve nazik iyi ilişkiler yemeği asla değildi. Tersine, çok sıkı bir çalışma ve tartışma zeminiydi. Dünya ve Türkiye hakkında gerçekten görüşlerimizi; seçimler, seçim sonrası kısa vâde ve daha uzun vâde bağlamında AKP’ye yönelik eleştiri ve önerilerimizi almak için çağrılmışız anlaşılan. İlk bir saattin hoş beşinden sonra bu fasla, başbakanın kapsamlı bir vizyon denemesini içeren, alternatif senaryolar içeren ve çeşitli sorular soran sunuş konuşmasıyla geçildi. Hemen hepimiz söz alıp değişik katkılarda bulunduk. Davutoğlu sürekli not aldı; ardından, tek tek cevap vermek yerine daha genel ve bir kere daha hayli geniş bir karşılık konuşması yaptı. AKP’nin başından beri ve bugün de karşı karşıya bulunduğu çeşitli meydan okumalara da değinmekle birlikte, daha çok siyaset yapmanın kısıtları ve zorlukları; teori-pratik ve ahlâk-gerçeklik ilişkileri (ya da çelişkileri); bu çerçevede kendisinin yaşadığı alışma sıkıntıları; profesyonel politikanın kaçınılmazlıkları üzerinde durdu. İçerdiği içtenlik ve paylaşma düzeyi ilginçti. Yer yer karşılaştığı zihinsel tembellik ve özensizliklerden, sivil toplum gruplarının toplantılara hiç çalışmaksızın, hattâ en temel metinleri okumaksızın gelmelerinden de yakınırken, adetâ bir kısım dertlerini paylaştı; bunları biraz da “içeriden” görüp anlamamızı istedi. Yalçın Akdoğan birkaç ek gözlemde bulundu. Servis personelinden başbakana, “sahura hazırlık yapalım mı” diye bir not geldiğinde, sabahın 02:00’siydi sanırım. Gülüşüldü ama ondan sonra bile bir yarım saat devam ettik. Nihayet dağıldığımızda 03:00 olmuştu. Ya da ben eve gelip kapıdan içeri girdiğimde.
Hemen tamamen dar günlük politika hesaplarının dışında ve üzerinde, derinlikli bir yarı-akademik seminer gibiydi. Diğer partilere ve politikalarına asgarî ölçüde, ancak bazı analizleri yapabilmek için gerektiği kadar değinildi. Kızgınlık yoktu, düşmanlık yoktu, atıp tutma ve çekiştirme yoktu, polemik yoktu, defansif mazeretçilik yoktu. Global çözümlemelerin yanı sıra, özne ve aktör olarak AKP ele alındı. Doğrularından çok neleri yanlış yaptığı, neler yapabileceği ve yapması gerektiği irdelendi. Üslûp sade ve süssüzdü. Reveranslardan, komplimanlardan, hiyerarşi gözetmelerden tümüyle uzaktık. Geçmişin devletlû kasıntılarını bilirim. Başbakan ve diğer bakanlar bizler kadar bireydiler. En ufak bir protokoler rahatsızlık, eğretilik hissetmedim. Kimse zerrece lâfını sakınmadı; insanlar hiç evirip çevirmeden “Sayın Cumhurbaşkanı şunları şunları yanlış yaptı” ve doğrudan başbakana “siz de şahsen şunları şunları yanlış yaptınız” deyip duruyordu. Rahat ve sâkin bir demokrasi hâkimdi. Benim için bu iç (veya yarı-iç) dünya başlı başına önemli.
Daha oradayken, dinler, bazen not alır ve düşünürken de hep aklımın gerisindeydi. Negatif aydınlar ve pozitif aydınlar. Negatif aydın olmak çok kolay ve ortalık da negatif aydınlardan geçilmiyor zaten. Sol aydınların hemen tamamı, geçmişte ve bugün negatif aydın konumunda. Düzene, kapitalizme veya hâkim sınıflara genel karşıtlıkları, hep bir dışında kalma, öteleme, bulaşmama ve sonsuza dek hayır deme tavrına dönüşüyor. Madalyonun diğer yüzünde, olumlu bir şey önerme ve yapılabilmesi için elini taşın altına koyma şansı, umudu kalmıyor. Bütün bu mutlakçı istemezük kültürü, geldi geldi AKP düşmanlığına dayandı. Fakat ne acı. Bu alabildiğine sığ bir pozisyon. Kısırlığa mahkûm. Benzer bir toplantıyı başka hangi parti yapabilir? Birincisi, böyle alabildiğine serbest bir fikir alışverişini isteyecek, ondan gerçekten yarar bekleyecek ve ne olursa olsun sonuçlarına katlanacak özgüvenleri yok. İkincisi, zihinsel ufukları çok dar; bir dünya ve Türkiye projesinden yoksunlar; ya çok spesifik hedefleri var (HDP), ya da AKP’yi nasıl geriletir, oyumuzu nasıl arttırırız dışında bir şeye kafa yoramıyorlar (CHP). Dolayısıyla üçüncüsü, toplayabilecekleri aydınlar da bu perspektifle sınırlı olmaya mahkûm. Özetle, negatif aydınları toplar ve negatif taktik sohbetleri yaparlar. Oysa bu fikren ve ruhen ölmüş bir intelligentsia. Bir kısım yabancı gözlemciler de (misal: Akın Özçer’in yazdığı Ariel Bonzon) bu daralan ve zayıflayan negatif aydın öbeğini gözlerinde büyütmekle çok yanılıyorlar. Fikrî insiyatif o tarafta değil, bu tarafta. Bizler, meselâ Serbestiyet yazarları, “hâlâ” AKP’ye destek veren bir “kalıntı” değiliz; asıl, anti-AKP’ciliğe sürüklenen negatif aydınlar, söyleyecek başka şeyi olmayan bir kalıntı. Cuma akşamki yemeğe ise pozitif aydınlar damgasını vurdu. Ciddiydiler, derindiler, yeni şeyler düşünüyor ve yeni biçimlerde ifade ediyorlardı. Kendi payıma, gerçekten çok şey öğrendim. Kafam açıldı. Türkiye’nin artık CHP’yi ve CHP tabanını (ya da laik kesimi) ilerletmeye çalışmak üzerinden gelişip ilerleyemeyeceğini; gelişme ve ilerleme umudunun AKP’de ve AKP tabanında (ya da Müslüman kesimde) düğümlendiğini daha önce yazmıştım (Sol, Markar ve Etyen’de neyi hazmedemiyor, 17 Mayıs 2015). Bir kere daha doğrulandığı kanısındayım.
Gelelim içeriğe. Sofradaki sorumlu politikacıların söylediklerini yansıtmam şüphesiz doğru olmaz. Keza, diğer katılımcılardan kimin ne dediğini de isim belirterek aktarmayacağım. Sadece, ortaya çıkan görüşlerden ilginç ve önemli bulduklarımı, elbette kendi sözcüklerim ve herhalde bazı ilâvelerimle özetleyeceğim. Gelecek sefere.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
8.03.2025
8.03.2025
6.03.2025
10.02.2025
29.01.2025
25.01.2025
16.01.2025
24.12.2024
20.11.2024