Halil BERKTAY
[18-19 Temmuz 2016] İlk 24 saat, BBC’siyle, New York Times’ıyla, CNN International’ıyla, Alman devlet kanallarıyla Batı medyası, darbenin püskürtülmesi sürecini hep geriden ve belirgin bir isteksizlikle yansıttı. Kâh darbeyi olmuş bitmiş ve başarıya ulaşmış gösterdi. Kâh ilerleyen saatlerde kesinleşen yenilgiyi yansıtmak yerine “belirsizlik”ten dem vurdu (1973 seçimlerinde, CHP’nin zaferi ve AP’nin yenilgisini o zaman 12 Martçıların kontrolündeki TRT’nin çok uzun süre vermek istememesi geldi aklıma). Ve her aşamada, meseleyi demokratik meşruiyeti savunma mücadelesi değil, Erdoğan taraftarları ile karşıtları arasındaki bir çatışma gibi sundu. Nihat Erim’in, gerekirse özgürlüklerin üzerine bir şal örtülebileceği yolundaki ünlü sözünden esinlenerek diyebiliriz ki, ABD ve Avrupa basını da askerî darbeler karşısında ilkesel tavrın ne olduğu, ne olması gerektiğinin üzerine, Türkiye örneğinde bir şal örtmüş oldu.
Buna karşılık aynı 24 saat boyunca Türkiye’de kimse cuntacıların yanında yer almadı, alamadı. Buna uygun zemin ve fırsat oluşmadı. Herşey çok hızlı olup bitti. Gülencilere el uzatmak isteyen çıkmadı. Kamusal alanı darbeye karşı ayaklanan halk kapladı. Ahlâkî üstünlük (the moral high ground), tamamen gayrimeşru şiddet yoluyla devrilmek istenen AK Parti’nin eline geçti. Müfrit AKP karşıtları bu duruma biraz geç uyandı. 16 Temmuz Cumartesi öğleden sonra, kaybedilen zemini nasıl geri alırız endişesi başgösterdi. Başlıca üç atak çizgisi oluştu: (a) darbeyi hafifsemek, minimize etmek, hattâ bir mizansen veya danışıklı dövüş gibi göstermek (“böyle darbe mi olurmuş”); (b) darbenin karşısına dikilen halk hareketini, Müslüman oldukları için aslında demokrat olamayacakları gerekçesiyle küçümsemek, hattâ yeşil-siyah sarıklılar, dinci faşistler, (affedersiniz) çomarlar diye kötülemek (“böyle direniş mi olurmuş”); (c) darbeyi kötülemekle birlikte, şimdi herşeyin mutlaka çok daha kötüye gideceğine dair peşin hükümlü kehanetlerde bulunmak (“bizi karanlıklar bekliyor”). İlginçtir, Batı medyası da hemen aynı noktaya geldi Cumartesi günü; darbenin kaderi hakkında iyimserlikten, tabii hakkımızda duydukları en samimî endişelerle (ona ne şüphe, minnettarız efem!), Türkiye’nin geleceği hakkında karamsarlığa sıçradı. Böylece yurt içi ve dışındaki açık-örtük darbe özlemleri, alt tarafı bir gün süreyle farklı mecralara girmişken, dönüp dolaşıp retrospektif bir apolojizmde, hayıflanmacılıkta buluştu.
Bu tesbit ve tahlillerin hiç olmazsa bir kısmını, yetişebileceğim kadarını sırayla yazmak istiyorum önümüzdeki günlerde. Sanırım birine de, Brecht’ten ünlü bir piyesinden esinlenerek, Batı medyasının korku ve sefaleti gibi bir başlık koyacağım. Ama ben daha bunun sadece ilk notlarını alırken, dört dörtlük bir belge geldi önüme. Fox News, biliyorsunuz, tam bir neo-con medyası. Cumhuriyetçi Parti bir bütün olarak sağcı ve son yirmi yıldır giderek daha sağa kayıyor (eskiden “W” Bush, Rumsfeld, Cheney; derken John McCain ve Sarah Palin; şimdi bkz Donald Trump), ama bunlar sağın da sağında yer almakta. İşte bu Fox News’da, siyasî analist geçinen, geçmişte ilginç “yeni Ortadoğu” haritaları çizmekle ünlü, emekli albay Ralph Peters da son bir yazı kaleme almış, 16 Temmuz öğleden sonra (o günün son gelişmelerinden haberdar olmasına şaşırmayın; Amerika ile aramızda en az yedi saat fark var). Başlığı her şeyi söylüyor aslında: Turkey’s last hope dies (Türkiye’nin son umudu da ölüyor). Önce çevirdim, sonra gördüm ama hakkını yemeyelim; Birgün gazetesi dün (18 Temmuz’da) özetlemiş bu yazıyı. Hiç eleştirisiz, Peters’ın “çok ilginç” değerlendirmelerde bulunduğunu kaydederek, yer yer “belirtti” veya “belirten” gibi nesnellik çağrışımlı sözcükler kullanarak aktarmışlar.
Bir de ben deneyeyim bakalım, onlar eleştirecek bir şey bulamadılarsa ben bulabilecek miyim. Ralph Peters (1) tarihsel arkaplan bakımından, tam bir Atatürkçü. Kemalizmin otoriter modernizmini yüzde yüz benimsiyor ve kutsuyor. Tam bir Bernard Lewis (The Emergence of Modern Turkey; çağdaş Türkiye’nin İslâmî karanlıklar içinden laik aydınlığa çıkışı) anlatımı. Alternatifler, bir yanda Atatürk’ün de sarıldığı Batı; diğer yanda gerilik, ilkellik, din ve çarşaf. Demokrasi mi? Yok öyle bir şey; modernite bizatihî demokrasi demek. Onun için askerlerin laik-modern düzeni “koruma ve kollama” görevi hukukî ve meşru; askerî vesayet haklı ve gerekli.
Nitekim (2) Peters bütün darbe ve “light” darbelere; 1960, 1971, 1980 ve (28 Şubat) 1997, hepsine, topyekûn sahip çıkmakta. Kenan Evren ve ekibinin de “istemeye istemeye” müdahale edip Türkiye’yi kurtarmak zorunda kaldığını öğreniyoruz bu arada. (3) Koyu, katıksız bir İslâmofobi söz konusu. Belirli bir karanlık-aydınlık motifi habire tekrarlanıyor. Müslümanlık demek karanlık demek. İslâm âlemi genel olarak karanlıklar içinde. IŞİD, Müslüman Kardeşler, AKP ve Erdoğan: hiçbir fark yok aralarında. Aptal olmayın, bunların bazılarından fayda veya iyilik beklemeyin. Hepsi bir (çünkü Müslüman), hepsinin amacı aynı, hepsinin eli kanlı; tek fark, kandırdıkları Batılılarla sofraya otururken kanlı ellerini yıkayıp yıkamadıkları. (4) Dolayısıyla 15 Temmuz darbesi de yerinde ve gerekli. TRT’de okunan “Yurtta Sulh Konseyi”nin 27 Mayıs - 12 Eylül taklidi söylemini çok ciddiye almış anlaşılan. Ona göre darbeciler, Atatürk’ün ve önceki bütün Atatürkçü darbelerin doğrudan mirasçısı. Laik anayasayı savunmak için harekete geçmeye mecbur kalmışlar. Gülen Cemaati mi dediniz? Yok, bu tahlile çok ters düşer. Dolayısıyla nâmevcut Ralph Peters’in makalesinde.
(5) Geriye ne kalıyor? Erdoğan nefreti. Darbenin biricik sorumlusu Erdoğan’ın kendisi. Böyle bir darbe tarafından devrilmeyi fazlasıyla hak etmiş bulunuyor. Neler yapmış neler. (i) Türkiye’nin (askerlerin korumakla yükümlü olduğu) laik anayasasının altında girip üstünden çıkmış. (ii) Kilit muhalifler ülkeden sürülmüş veya yasaklanmış (kim, bilemedim). (iii) Muhalefet partileri susturulmuş (iyiden iyiye hayal görüyor olmalı). (iv) Son seçimler gerçekten seçim olmaktan çok bir mizansenmiş (bunda, PKK hariç kimse israr edemediydi). (v) Kürt yarası daha yeni kabuk bağlamışken bu kabuğu da koparıp yeniden kanatmış; kendi siyasî çıkarı uğruna Türkiye’nin güneydoğusundaki iç savaşı yeniden körüklemiş (bu ise tamamen, “yeni devrimci halk savaşı”nı gööğsünü gere gere başlatan PKK’nın ve AKP düşmanlığı uğruna PKK’nın başarısından medet umanların, sonradan başvurduğu bir dezenformmasyon). (vi) Ülkeden temizlemek istediği general ve amiraller hakkında düzmece dâvâlar tezgâhlamış (anlamadım; o dâvâların ardında Gülencilerin olduğu ortaya çıkmamış mıydı?). (vii) Yabancı savaşçıların Türkiye’den geçerek IŞİD’e katılmasına çok uzun süre göz yummuş (bu da malûm, gene esas olarak PKK + Batı kökenli “AKP=IŞİD” propagandasının tekrarı). (viii) Çekip çevirebileceğini düşündüğü başka aşırılık yanlılarına da apaçık destek vermekten geri durmamış (ne kastediliyor, bunu hiç çözemedim doğrusu).
(6) Hal böyleyken, bu kadar haklı bir zemin mevcutken, darbe neden başarıya ulaşamamış? Peters’ın ona da cevabı var: feci hatâlar yapmışlar ve en birinci hatâları, Erdoğan’ı bir an evvel ele geçirememekmiş (bu “ele geçirme”nin hangi biçimleri alabileceğini düşünmek istemiyorum doğrusu). Ah ah, Peters bizzat Ankara’da olmalıymış ki darbecilere doğrusunu gösterebilsin. (7) Batı darbeyi doğrudan desteklemeliymiş, ama bunu yapacağına, “demokrasi” (hayali) uğruna Erdoğan’ın arkasında durmuş (çok su götürür; benim ve çoğu insanın izlenimi, aslında ABD ve Almanya gibi bazı ülkelerin de darbenin başarılı olacağını sandığı veya umduğu, bunun için uzun süre bekle-gör politikası izlediği, ancak yenilgi kesinleşince ellerini “demokrasiden yana” declare ettiği şeklinde). (8) Halkın rolü mü dediniz? Halk malk yok ortada. Sadece, “cami ile devlet arasındaki duvarı yıkan” Erdoğan’ın, darbeye karşı “camilerden” sokağa çağırdığı “mollaları ve güruhları” var (the mullahs and mobs behind Erdogan).
(9) Darbenin yenilgisinin ardından, çok kötü, en kötü şeyler bekliyor Türkiye’yi. “Megalomanyak” Erdoğan, “neo-Osmanlıcı” vizyonu doğrultusunda, Balkan ülkelerini tehdit edip yeni savaşlar bile çıkarabilir. Şimdi karanlık çıkageliyor, Türkiye (Atatürk’ten sonra, yeniden) karanlığa gömülüyor . En çarpıcı nokta burası. Metin Münir’in flaş “Erdoğan kurtuldu, Türkiye battı” başlığı ve tahliliyle de, ona hak verenler, yazdıklarını çok doğru bulanlarla da tam bir buluşma. Erdoğan ve AKP, daha fazla demokrasi ve konsensus arayışına mı yönelecek, daha fazla otoritarizme mi? Böyle iki alternatif dahi mevcut değil. 16 Temmuz Meclis oturumundan da, ortak deklarasyondan da, Binali Yıldırım - Kemal Kılıçdaroğlu görüşmelerinden de, başbakanın bütün diğer demeçleri, zeytin dalı uzatmalarından da, hâşâ ve haaza, birinci ihtimal çıkmıyor. Ikincisi, felâket senaryosu olanı yüzde yüz kesin. Doğasında var. Bunun adı da Faşizm, hattâ Nazizm. Peters’ın, Türkiye’nin iyi eğitim görmüş laikleriyle 1930’ların Alman liberalleri arasında yaptığı benzetme, başka ne anlam taşıyor?
Batı medyası ile Türkiye’deki müfrit AKP düşmanlarının açık-örtük özlemleri arasında, benzersiz bir buluşma. Bir eksiği var: “tiyatro” iddiası. Ama orada, eski bir asker olarak Ralph Peters, zırvalığın bu kadarına yer veremeyecek kadar çok şey biliyor kuşkusuz. Sadece iki alternatif var: Ya maalesef yenildiler diyeceksin, ya da bir “tiyatro”ydu. İkisini birden savunamazsın.
Bu farkla, Peters’ın sunduğu tam bir cephanelik -- eksiksiz bir hayıflanma katalogu. Bozdur bozdur kullan. Aslı için http://www.foxnews.com/opinion/2016/07/16/turkeys-last-hope-dies.html# link’ine bakabileceğiniz yazının tamamını, herkes okusun ve görsün diye, ben kendi çevirimle sunuyorum.
* * *
Türkiye’nin son umudu da ölüyor
Ralph Peters (16 Temmuz 2016)
Cumartesi gecesinin başarısız darbesi, yönetimin İslamizasyonunu ve toplumsal düşüşü önlemek açısından Türkiye’nin son şansıydı. Batılı liderlerin refleksi ise, anlamayı reddettikleri bir darbe girişimini alelacele mahkûm etmek yönünde oldu. Ödülleri, zehirli bir İslâmî rejimin Avrupa’nın kapısına dayanması olacak.
Yöneticilerimiz artık en basit ev ödevlerini bile yapmaktan âciz. Medya, Wikipediacı uzmanlara yaslanıyor. Siyasî nezaket gereği sarfedilen övgüler dışında, okullarımız kıyılarımızın ötesinde uzanan dünyanın cahili. Güvenilmez bilgilere boğulan vatandaşlar, dijital çağın yeni hurafelerine boyun eğiyor.
Nitekim büyük bir ülke, gözlerimizin önünde İslâmcı şahinlerce yıkılıp yokedilirken, başkanımız “demokrasi”sini övebiliyor.
Trajik bir başarısızlığa uğrayan o darbe, bir ülkeyi ele geçirme girişimi değildi; sahipsiz bir umuttan ibaretti. Türkiye, askerlerin kendi kârları uğruna dizginlere sarıldığı bir muz cumhuriyeti değil. Türk silâhlı kuvvetleri, neredeyse yüz yıldır ülkenin laik anayasasının bekçiliğini yapmakta. Daha yakın zamanda, 1960, 1971 ve 1980 darbeleri ile 1997’deki “darbesiz” baskı, askerlerin ülkeyi çökmekten kurtarmak için müdahale etmesine tanık oldu.
Şimdi, yeni Osmanlıcı vizyonuyla megalomanyak Erdoğan, bu darbeyi ülkenin İslâmlaşmasını hızlandırmanın ve Türkiye’yi İslâm âlemini kaplayan karanlığa sürüklemenin gerekçesi olarak kullanacak.
Geçmişte askerler, pratik açıdan mümkün hale geldiği anda hükümeti sivillere iade ettiler. Ben ilk Türkiye deneyimimi 1980 darbesinin hemen öncesinde yaşadım. Türkiye müflis ve haraptı. Ekonomi o kadar feci haldeydi ki, İstanbul’da bir fincan Türk kahvesi içemiyordunuz. Taksiler ve toplu taşıma araçları yakıt bulamadığından, her yere yürüyerek gidiyordum. Siyasal şiddet caniyane boyutlardaydı. Generaller istemeye istemeye duruma müdahale edip ülkelerini kurtardılar.
Cuma gecesi, orta rütbeli subaylar can havliyle ülkelerini bir kere daha kurtarmayı denediler. Başaramadılar. Batı bu başarısızlığı alkışladı. Oysa yakında yasını tutuyor olacağız.
Darbenin liderleri feci hatâlar yaptı. En kötüsü, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başkent Ankara’da olmamasını kendileri açısından harika bir fırsat sanmalarıydı. Yanlış. Darbe yaparken en önemli nokta, (medyayı kontrol altına almanın yanısıra) devirmek istediğiniz liderleri bir an evvel ele geçirmektir. Oysa Erdoğan sürgüne kaçmak yerine zafer kazanmış olarak geri dönebildi.
Peki, kimdir, kendi başkanımızın “demokratik olarak seçildiği” gerekçesiyle yardımına koştuğu bu adam? Recep Tayyip Erdoğan düpedüz İslâmcıdır ve Müslüman Kardeşler örgütüyle ilişkilidir. Başkan Obama, Müslüman Kardeşleri Ortadoğu’nun en büyük umudu sanıyor olabilir. Ne ki IŞİD, El Kaide ve Müslüman Kardeşler arasında bir amaç farkı değil, sadece âdâbı muaşeret açısında bir fark söz konusudur. Müslüman Kardeşler kandırdıkları aptallarla sofraya oturmadan önce ellerinin kanını yıkamaya özen gösteriyor; o kadar.
Erdoğan Türkiye’nin (askerlerin korumakla yükümlü olduğu) laik anayasasının altında girip üstünden çıkarken, Batılı liderler sadece “cık cık” diye mırıldanmakla yetindiler. Erdoğan’ın “demokrasi”si bizimkini değil Putin’inkini andırıyor. Kilit muhalifler ülkeden sürüldü veya yasaklandı. Muhalefet partileri susturuldu. Son seçimler gerçekten seçim olmaktan çok bir mizansendi. Ve Kürt yarası daha yeni kabuk bağlamışken bu kabuğu da koparıp yeniden kanattı; kendi siyasî çıkarı uğruna Türkiye’nin güneydoğusundaki iç savaşı yeniden körükledi.
Erdoğan Türkiye’nin mahkemelerini İslâmcılarla doldurdu. Ülkeden temizlemek istediği general ve amiraller hakkında düzmece dâvâlar tezgâhlarken, yerlerine itaatkâr İslâmcılık yanlılarını atadı. Kadın haklarını hukuken değilse bile fiilen kısıtladı. Cami ile devlet arasındaki duvarı yıktı (Cuma gecesi taraftarlarını sokağa dökmek için camilerin hoparlörlerinden yararlandı). Dahası, yabancı savaşçıların Türkiye’den geçerek IŞİD’e katılmasına çok uzun süre göz yumdu. Çekip çevirebileceğini düşündüğü başka aşırılık yanlılarına da apaçık destek vermekten geri durmadı.
Ve gene Erdoğan’ın diplomatic şantaj dalavereleri, bizim IŞİD’e karşı kendi askerî çabalarımızı çaptan düşürücü bir rol oynadı.
İşte Başkan Obama’nın desteklediği adam budur.
Peki ya talihsiz darbenin liderleri? Onlar neyi temsil ediyordu? Mustafa Kemal Atatürk’ün mirasını ve laik bir anayasayı. Köken itibariyle yenilikçi bir general olan Atatürk, geçtiğimiz yüzyılın büyük adamlarındandı. Türkiye’yi Birinci Dünya Savaşı’nın enkazından kurtardı, halifeliği ilga etti, fanatik dinî tarikatları kaldırdı, kadınlara yasal haklar ve sosyal güvenceler verdi, peçeyi yasakladı, bütün Türkiye vatandaşlarına laik eğitim olanağı sağladı, Batılılaşma ve çağdaşlaşmayı kuvvetle savundu… ve demokratik bir gelecek sundu.
Başarısız darbenin başını çeken subaylar işte bütün bunları temsil ediyordu. Başkan Obama ve Dışişleri Bakanı Kerry ise hepsinin karşısında yer aldı.
Cumartesi sabah olduğunda, Erdoğan’ın arkasındaki mollaların ve güruhların kazanmış olduğu açıktı.
Şimdi, yeni Osmanlıcı vizyonuyla megalomanyak Erdoğan, bu darbeyi ülkenin İslâmlaşmasını hızlandırmanın ve Türkiye’yi İslâm âlemini kaplayan karanlığa sürüklemenin gerekçesi olarak kullanacak.
Görüş birliği esasına göre yönetilen NATO, koynunda zehirli bir yılan besliyor olacak. Yeni yeni krizler, güneydoğu Avrupa’da eski korkuları canlandıracak. Oysa batı Avrupa ülkeleri bu korkuları küçümseyip geçiştirecek; bu suretle, zaten fena halde topallamakta olan Avrupa Birliği’ni büsbütün sakatlayacak. Suriye kanamaya devam edecek. Ve laik, iyi eğitimli Türkler kdenilerini 1930’ların Alman liberalleriyle aynı konumda bulacak. Yeni ve beklenmedik savaşlar görmemiz de mümkün.
Türkiye’de umutsuz, kötü planlanmış bir darbe başarısızlığa uğradı. Şimdi karanlık çıkageliyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtTüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
8.03.2025
8.03.2025
6.03.2025
10.02.2025
29.01.2025
25.01.2025
16.01.2025
24.12.2024
20.11.2024