Halil BERKTAY
Aralarında Erik Jan Zürcher gibi Türkiye uzmanlarının da olduğu pek çok kişiyi yanıltan, işte tam bu iç/dış diyalektiğiydi (Zürcher konusuna ayrıca döneceğim). Buradan hareketle farklı bir yoruma ulaştım. 4 Ağustos’ta Ankara’da yapılan bir SETA panelinde ve 24TV’nin 7 Ağustos gecesinin ilerleyen saatlerinde yayınlanan bir programında, iki defa daha dile getirdim. Scott Sherman’a, hem yanıtımı (8 Ağustos Pazartesi itibariyle) eksiksiz yayınladığı, hem de bu siteye aktarmama izin verdiği için teşekkür ederim. Aşağıda, What if the attempted coup in Turkey had succeeded? başlıklı İngilizce orijinalinden hafif açarak yaptığım kendi çevirimi sunuyorum.
* * *
Asker-bürokrat zümrenin boğucu vesayetinden görece arınmış, daha sivil ve daha bürokratik bir Türkiye’ye doğru, AKP yönetiminde yaşadığımız on dört yıllık barışçı evrimden sonra, 15-16 Temmuz’da düpedüz bir silâhlı karşı-devrim girişimiyle karşılaştık.
Başını insanı gerçekten korkutacak sayıda (bir veya iki yıldızlı) tuğgeneral ve tümgeneraller çekiyordu. Asıl çekirdekte, Gülen Cemaatine mensup, bu kültün kurucusu Fethullah Gülen’in İslâmiyetin yeni mehdi’si olduğuna iman etmiş olanlar yer almaktaydı.
Bu “iç ideoloji” onları karanlıklar içinde saklanarak devlet aygıtını içeriden ele geçirme çabalarında kuvvetle birleştirmeye, sımsıkı bir arada tutmaya yarıyordu. Öte yandan öyle tuhaf, o denli abes bir inançtı ki, açıkça propaganda edilmesi ve geniş kitleleri peşine takması tümüyle imkânsızdı.
Aynı nedenle, yeni ve şimdiye kadar görülmedik türden, “Gülen tipi” bir İslâmcı devlet kurmanın zemini de olamazdı. Gülencilerin şimdiye kadar hiç belirtik bir “dış ideoloji” peydahlamamış, hattâ (salt iktidarı ele geçirmek dışında) net bir siyasî proje ortaya koymamış olmalarının temelinde bu imkânsızlık yatar.
Onun içindir ki, başarısız darbe girişimlerinin ilk 24 veya 36 saatinde dahi bütün umutları, Silâhlı Kuvvetlerin eski Kemalist gelenekten geldiği (ya da en azından AKP’li olmadığı) düşünülen üst kademelerini kendi yanlarına çekmekte düğümleniyordu. Eğer bu doğrultuda geçici bir başarı dahi sağlasalardı, olanca fanatizmleri içinde 15 Temmuz gecesi yüksek komutanlara reva gördükleri acımasız muamelenin de düşündürdüğü gibi, muhtemelen öncelikle hükümete yönelik kanlı bir zulüm dalgası başlatacak; bu şiddet boşalımı, bugün hükümetin mecburen aldığı (ama maalesef Batı’nın sadece kötülemekle yetindiği) meşru savunma önlemlerinden kıyaslanamayacak ve tasavvur edilemeyecek derecede daha sert ve kötü olacaktı. Cumhurbaşkanı Erdoğan mutlaka öldürülecek; aynı kaderi bakanların çoğu dahil AKP önderliğinin büyük kısmıyla birlikte, hükümet yanlısı medyanın ana gövdesi de paylaşacaktı. (Ne kadar önemsiz olursak olalım, benim gibi meşruiyetçi aydınların da hiç gözünün yaşına bakılmayacağını sanıyorum.)
Yarı yarıya başarmaları ama herşeyi kontrol altına alamamaları halinde, ara sonuç iç savaş olacaktı. Zaman içinde, “gerçek Kemalist” müttefikleriyle birlikte, Batı’ya daha hoş gelecek türden bir otoriter-modernist “eski düzen”i (ancien régime’i), belki Myanmar benzeri bir Atatürkçü vitrin ardında restore etmeyi amaçlayacaklar; ancak güçlerini habire arttırmayı mümkün kılacak kilit noktalara mutlak surette kendileri, yani Gülenciler ilelebet yerleşmiş olacaktı.
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTBürokrasi, tarımın gerisinde kaldı 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciFaizi MB’mi yoksa Adliye mi belirliyor? 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZPKK’nın son açıklaması: Süreç devam ediyor, ama nasıl ? 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUTrafik, yargı ve casusular 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞHamdi Ulukaya (Çobani) en zengin Türkiyeli seçilmesi üstüne... 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“İnsanın ümüğüne bu kadar çökülmez…” 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇözümün kolaylaşması isteniyorsa… 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBu bir haber değildir: Türkiye, doğal alan kaybında birinci 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİİmamoğlu'na casusluk tutuklamasının akla getirdikleri 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselMerkez Bankası zor bir viraja girdi 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFed mi, TCMB mi? Çetrefilli bir soru, ironik bir cevap 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Süreç’te yeni safha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBöyle giderse bu tren bu tünelden çıkmaz 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURPKK neden Schrödinger'in kedisine benzedi? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm süreci… Yüzlerde hâlâ niye kaygı ifadesi var? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRBatı’nın krizi, küresel düzenin çözülüşü: Türkiye için dönüm noktası üzerine senaryolar ne? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞALTINA, DÖVİZE BAK GÖR HALİNİ… 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNPKK’nin çekilme hamlesi ne anlama geliyor? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünAsker göndermek ya da göndermemek… 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANNereye doğru gidiyoruz? 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçayİstikrarsızlık üreten istikrar programı 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÇete savaşı mı? 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçYoğurtsuz, tereyağsız ve tavuk etiyle iskender kebap olur mu? Olur ama… 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’de milliyetçiliğin reformu meselesi 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarışın Halklaşması ve Demokratik Toplum Sürecine Çağrı... 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (2) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalProtestolar Amerika’yı sallıyor (mu?) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKronik siyaset bunalımı… 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkan‘Büyük iddialar, büyük kanıtlar gerektirir’ 25.10.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
8.03.2025
8.03.2025
6.03.2025
10.02.2025
29.01.2025
25.01.2025
16.01.2025
24.12.2024
20.11.2024