Halil BERKTAY
[4 Temmuz 2018] Rüyamı anlattığım yazıdan sonra hipnozlu psikanalize gitmemi tavsiye edenler oldu. O bir türlü ulaşamadığım “deniz”in ne anlama geldiğini bulup çıkarmak için. Hiç gerek kalmadı. İki küçük olay meseleyi çözdü. Bilinçaltıma saklanıp beni oradan tâciz eden vicdanımın da defterini dürüp huzura kavuşmamı sağladı.
O yazının hemen ertesi gündü, yani 1 Temmuz (Pazar). Saat 17’de Danimarka - Hırvatistan maçını seyretmeyi planlamıştım (tabii Hırvatistan tarafında, küçük Luka Modric uğruna). Çalışıyordum da bir yandan. Zorla bilgisayar başından kalkıp televizyonu açtım. O da ne! Daha üçüncü dakika ve Danimarka 1-0 galip. Sonradan gördüm; uzun taç atışının kale önünde yarattığı karambolde, Jorgensen’in plasesini Subaşiç kolunun altından kaçırmış. Neyse ki fazla hayıflanmaya kalmadı; dördüncü dakikada başka bir karambolden bu sefer Mandzukiç beraberliği sağladı.
Bunlar oluyor da, bir yandan da TRT 1’in spikeri Jorgensen’in golü hakkında konuşmaya devam ediyor. Efendim, 58’in saniyede gelen bu gol şimdiki Dünya Kupası’nın en erken golüymüş de, acaba bütün dünya kupalarının da en hızlı golü olabilir miymiş? Yok, tabii, daha çabuk atılan başka goller varmış o alanda; ama gene de, Jorgensen’in golü en çabuklarından biriymiş. Peki neymiş, kimlerden gelmiş o “tabii” daha çabuk atılan goller? Bu konuda en ufak bir bilgi yok spikerimizden. Bunda bir tuhaflık var, diyorum kendi kendime; bunlar bütün istatistikleri ezbere bilen adamlar; kim kaç yıldır hangi takımda oynuyormuş, oraya nereden gelmiş, kaç maçta kaç gol atmış, kaç asist yapmış (gol pası vermiş), habire sıralıyorlar. Ayrıca önlerinde internet var. Bunu mu bilmeyecek, ya da ânında bulup çıkaramayacaklar? Benim bile bunlardan birkaçını seyretmişliğim var ekranlarda. Bir Fransa-İtalya maçını hatırlıyorum örneğin, Fransa’nın hemen gol attığı ama daha sonra galiba İtalya’nın kazandığı. Daha sonra baktım; 1978’de Lacombe’un 31. saniyede attığı golmüş ve altıncı sıradaymış. Gene oynanırken gördüğüm bir İngiltere golü vardı Fransa’ya karşı. Onu da kontrol ettim; 1982’deymiş ve 28. saniyede Bryan Robson atmış; bütün zamanların “ilk on”unda dördüncü sıradaymış. Bu kadarını ben hafızamın derin dondurucusundan çıkarabiliyorsam, onların da böyle birkaç anekdotu vardır kuşkusuz. Bunları olsun anlatamazlar mı?
Zihnimde böyle bir geri gidip bir öne gelirken, Moskova’dan 1 Temmuz’da geçilen bir Associated Press haberini gördüm ve bütün meseleyi anlayıverdim. Kötü tarafından, yani eskilerin deyimiyle “mefhumun muhalifi”nden hareketle. Associated Press, dikkatinizi çekerim, asla yerli ve millî olmayan, yabancı, kökü dışarda, hem de Amerikalı bir haber ajansı. Ha AP, ha Moody’s (şu, ikide bir ekonomik savaş amacıyla Türkiye’nin kredi notunu düşüren uluslararası kuruluşlardan biri). İşte bu AP, mutlaka üst aklın talimatıyla olacak, sırf milletimizi gıcık etmek için derhal geçivermiş, FİFA’ya göre dünya kupaları tarihinin en çabuk atılan on golünü. Neden? Çünkü maalesef, maalesef, nasıl söylesem bilmiyorum ama, ilk sırada, Hakan Şükür’ün 2002’de Daegu’daki üçüncülük maçının 11. saniyesinde Güney Kore’ye attığı gol yer alıyor.
Şimdi anlıyorum tabii, Danimarka - Hırvatistan maçının vatansever yorumcusunun nasıl bir basiret ve direnç gösterdiğini. Kazara konuya girip birkaç isim saysa, birinci hangisi sorusu büsbütün keskinlik kazanacak. Beka savaşı istisnasız bütün cephelerde sürüyor. Gerçek de neymiş? Siyaset mi önemli, o tarih ve gerçek dediğiniz ne idüğü belirsiz şeyler mi? Onlar kafa karıştırmaktan başka şeye yaramaz. Eski Marksist terminolojiyle, “baş çelişki”yi doğru saptamak ve “kavranacak halka”ya sarılmak lâzım. Gerisi fasa fiso. Şimdi Hakan Şükür’ün golünü hatırlatıp Amerika’ya kaçmış bir Gülenci üzerinden bütün FETÖ’ye prim mi vereceğiz yani? Hele devlet televizyonunda? İltisak diye bir şey var. Bir TRT spikerinin görev ve sorumluluğu asla bu olamaz.
Sanırım rüyamdaki “deniz” simgesiyle aradığım huzuru, gerçek-sonrası (post-truth) toplumumuzda buluyorum.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYADevlet, Komün ve Demokratik Sosyalizmin İnşası; Barış ve Demokratik Toplum Manifestosu... 14.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları




























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
8.03.2025
8.03.2025
6.03.2025
10.02.2025
29.01.2025
25.01.2025
16.01.2025
24.12.2024
20.11.2024