Halil BERKTAY
[15-16 Aralık 2018] Yukarıdaki görsel çok ünlü. “İskender Mozayiği” olarak biliniyor. 24 Ekim 1831’de Pompeii kazılarında bulunan bir eski Roma villasının salonundaki taban mozayiği. 2.72 x 5.13 metre boyutlarında. İÖ 100 dolaylarına ait orijinali, Eylül 1843’te nakledildiği Napoli Ulusal Arkeoloji Müzesi’nin bir duvarını kaplıyor (villadaki zeminde ise 2000’lerin başlarında titizlikle, en ileri bilimsel yöntemlerle üretilen bir reprodüksiyonu durmakta). Yaklaşık bir buçuk milyon tessera’dan (farklı renklerde küçük mermer parçacıklarından) oluşuyor.
Müthiş bir kompozisyon. Öyle çiçekler, böcekler, meyva sepetleri ya da balıklar ve mitolojik yaratıklar değil. Son derece hareketli, alabildiğine dramatik. O kadar ki, uzaktan bakıldığında mozayik değil boyama bir tablo olduğu hissini uyandırıyor. Nitekim uzmanlar Helenistik Çağda yapılmış bir resmin kopyası olduğu kanısında. Orijinali kaybolup gitmiş. Ya, Eretrialı Filoksenos’un İÖ 4. yüzyıl sonlarında yaptığı bir freskti deniyor. Ya da Thebaili Aristides’e izafe ediliyor. İlk iddianın kaynağı Roma tarihçisi Büyük Plinius (veya Yaşlı Plinius, İS 23-79). Filoksenos’a siparişi verenin Makedonya kralı Kassander olduğunu söylüyor. Bu da bizi, Kassander’in tahta çıkış tarihi olarak gösterilen İÖ 317 veya 315’ten az sonraya getiriyor.
Öyle veya böyle, resimde gösterilen olay henüz hafızalarda çok canlıydı demek. Besbelli ki Büyük İskender ile Pers imparatoru III. Dareios arasındaki muharebelerden biri söz konusu. İÖ 5 Kasım 333’teki İssos muharebesi de olabilir, iki yıl sonra, 1 Ekim 331’in nihaî Gaugamela (veya Arbela) muharebesi de. Her ikisinin tâyin edici ânında İskender’in, Kralın Seçilmiş Yoldaşları (hetairoi veya basilikoi hetairoi) olarak da bilinen elit Muhafız Süvarileri’yle birlikte Pers ordusunun merkezine çullandığını, Dareios veya Dârâ’nın ise paniğe kapılıp dönerek kaçtığını biliyoruz. Nitekim resimde, meşhur atı Bukefalos’un sırtındaki İskender soldan hışımla geliyor. Azıcık sağ-ortada, savaş arabasındaki Dareios’un yüzünü ise korku ve endişe bürümüş. Elini ne ifade ettiği belirsiz bir jestle İskender’e uzatıyor. Sürücüsü deli gibi kamçılıyor siyah atlarını. Gözlerinden birer çizgi çekerseniz, iki hükümdarın bakışları tam ortada buluşuyor ve çatışıyor. Sanki biri tarih sahnesinden çekilirken diğeri o tarih sahnesinin merkezine oturuyor. Dolayısıyla (bugünkü İskenderun’un biraz güneyinde cereyan eden) İssos’a da uyuyor, (bugünkü Irak Kürdistanı’nda, Dohuk civarındaki Tel Gomel köyü yakınlarında cereyan eden) Gaugamela’ya da. Ancak Helenistik dönem uzmanı tarihçi ve sanat tarihçileri daha çok İssos’a yakıştırıyor.
Her neyse. Benim için bu, “Pers ordusunun merkezine çullanma” meselesi çok önemli. Çünkü asıl yarın, ikinci yazımda değineceğim gibi, mutlak sayısal üstünlüğün değil, sadece temas noktasındaki “mahallî üstünlüğün” (local superiority) taktik açıdan belirleyici olduğuna işaret ediyor.
* * *
Şimdi bütün bunları niçin yazdım; Thierack ve Freisler’leri neden biraz daha erteleyip İskender’e döndüm? Nazi hukukçularıyla uğraşmanın sınır bozuculuğuna kıyasla İlkçağ, kuşkusuz çok daha sâkin bir melce. O da var. Fakat asıl neden (veya bahane?), Abdullah Kıran’ın gene bu sitedeki Büyük İskender ve Helenizm (15 Aralık 2018) yazısından kaynaklanıyor.
Şöyle diyor Kıran, makalesinin bir yerinde: “Gaugamela (veya Arbela) muharebesinden önceki akşam, Dareios ordusunu savaş düzenine sokar ve meşaleler ışığında teftiş eder. Dareios’un bir milyon civarındaki ordusu (bir milyon rakamı abartılı olabilir, ancak her şeye rağmen İskender’in ordusunun birkaç katıdır) meşalelerini yakınca, bütün ova aydınlanır ve denizin dalgalarını andıran bir uğultu etrafı sarar.”
Bu noktada, daha somut, elle tutulur ve anlaşılır (on hands) bir tarihçilik adına, biraz durup düşünmemiz lâzım. Hemen altını çizeyim ki benim derdim Abdullah Kıran’la değil; yıllardır bunları bu şekilde öğreten öğretmenler ve ister istemez bu şekilde öğrenen öğrencilerle. Bir milyonluk bir ordu… ne demek? Mümkün mü? Ya da neye yarar? Prof. Kıran’ın verdiği (ve kendisinin de şüpheli bulduğu) bu rakam, hiç mesnetsiz değil kuşkusuz. İlkçağ tarihçilerine dayanıyor. Bize kalan eserleri itibariyle, galiba ilk Sicilyalı Diodorus [Yunanca Diodorus Sikeliotes, Latince Diodorus Siculus, İÖ y.90 - y.30], Dareios’un 200,000 atlı ve 800,000 yayası olduğunu söylüyor. Plutarkhos [Roma vatandaşı olunca aldığı Latince adıyla Lucius Mestrius Plutarchus, İS 45-127] kestirmeden bir milyon deyip geçiyor. Nikomedyalı [İzmitli] Arrian [Lucius Flavius Arrianus, y.86 - y.160], 40,000 atlıyla birlikte bir milyon yayayı tekrarlıyor. Buna karşılık, hakkında hemen hiçbir şey bilinmeyen, ne kendinden öncekileri tekrarlayan ne de kendinden sonrakilerce alıntılanan, dolayısıyla Yunan ve Roma tarihçilik geleneğinde âdetâ tek başına ve boşlukta duran, ancak küçük küçük ipuçlarından hareketle İS 41’den sonra yazmış olabileceği tahmin edilen Quintus Curtius Rufus, Historiae Alexandri Magni [Büyük İskender Tarihleri] başlıklı, çoğu kayıp eserinde, kendini 45,000 atlı ve 200,000 yaya gibi, bugünkü ölçülerimiz ışığında çok daha gerçekçi bir rakamla sınırlıyor.
Akıllı adammış Curtius Rufus, bu 45,000 + 200,000’i nereden türettiğini kestiremiyorsak da. Çünkü bir, modern tarihçilik, ister savaşlar ve ordular, ister şehir nüfuslarıyla ilgili olsun, İlkçağ veya Ortaçağ kaynaklarında geçen bu gibi bütün rakamları prensipte geçersiz kabul ederek işe başlıyor. İstatistik diye bir şey mevcut değil. Arşiv belgeleri diye bir şey de yok (veya kalmamış) ki, meselâ bir Pers devlet görevlisinin, diyelim askere maaş ödeyecek bir hazine memurunun, Dareios’un ordusunu sayıp kaydını tuttuğunu, ya da meselâ Bizans’ta bir logothetes [muhasip? defterdar?], eparchos [şehir emini?] veya sakellarios’un [hazine kâtibi?], Konstantinopolis’in nüfusu hakkında benzer bir sayım yaptığı ve kayda geçtiğini bilelim.
Buna karşılık ne var? Gelip geçici gözlemcilerin “çok, ama çok”tan başka bir anlama gelmeyen rastgele atışlarının tekrarlana tekrarlana bir rivayet geleneğine dönüşmesi var. Herhangi bir çarpışmanın bütününü tek bir bireyin algılamasının imkânsızlığı için, isterseniz tarihi bırakın da edebiyata dönün, örneğin Tolstoy’un Harp ve Sulh’teki Austerlitz ve Borodino anlatımlarına. Nitekim sözünü ettiğimiz tarihçilerin hiçbiri, fiilen şu veya bu savaşın içinde değil. İlki, en eskisi (artık hangisiyse), diyelim Gaugamela ovasında gece yanan meşalelerden etkilenmiş Makedonyalı bir kumandandan duyduğu, “düşman çoktu, benzersizdi, bizden çok ama çok fazlaydı, meşaleleri geceyi gündüze çeviriyordu” mübalağasından başka bir mânâ ifade etmeyen “bir milyon”u bir kenara not ediyor. Sonraki herkes -- sanki kendisi özel olarak araştırmış gibi -- biraz kırparak veya biraz arttırarak özünde hep aynı rakamı aktarıyor. Şehirler için de aynı şey söz konusu. Seyyahın biri Avrupa’dan kalkıp Bizans’a geliyor; gözü 10-15,000, haydi 20,000’lik kentlere alışkın. Konstantinopolis, o zamana kadarki tecrübe ufkunun dışında kalan bir şey. Saydığından değil; hayranlığını “bir milyon” diye ifade ediyor. Sonra bu da güya Bizans Konstantinopolis’i veya Osmanlı İstanbul’unun “nüfusu” oluyor.
İki. Tutun ki bunları hiç bilmiyoruz; âşinâ değiliz, akademik historiyografinin inceliklerine. Gene de akıl ve mantıkla düşünebilir, bazı zihinsel deneyler inşa edebiliriz. Örneğin bir milyon asker… o çağların olanaklarıyla nasıl beslenir, iaşe ve ibatesi nasıl sağlanır? Bunu hangi devlet hazinesi karşılayabilir? İlkçağda köylülerden ne kadar küçük artı-ürün oranlarının vergilendirilebildiğini hesaba katarsak, bir milyonluk bir ordu, toplam kaç milyonluk bir nüfusun üzerinde yükselebilir? Geçtim; aynı bir milyon asker (i) seferde nasıl yol alır -- hareket halindeyken ne uzunlukta bir konvoy oluşturur ve hangi genişlikte yollardan, ne kadar zamanda geçer; (ii) gideceği yere vardığında, nasıl konuşlandırılır, arazide nasıl mevzilenir? Savaş meydanında, muharebe öncesi ve sırasında emir-komuta zinciri (battlefield command) nasıl gerçekleştirilebilir?
Gelin hesaplayalım. Kalkanlı ve mızraklı, icabında kılıç sallaması gereken tek bir piyadenin, 1 metre olsa kişisel “cephe”si. Bir milyonu tek sıra halinde yanyana dizsen, 1000 kilometre eder (başka bir deyişle, Ankara-İstanbul arasındaki 450 kilometrelik düz çizgi üzerine ikişerli sıralandığında 100,000 de artar). Arka arkaya on saf yapsan, 100 kilometre eder. Arka arkaya yüz saf yapsan, ilk on saftan geridekilerin hiçbir işe yaramayacağı, muhtemelen hiç çarpışamayacağı bir yana, 10 kilometre eder. Nasıl duyurursun sesini bir uçtan diğer uca? Merkezden 5 km uzaktaki sağ veya sol cenahlara nasıl hükmedersin? Hükmetmeyi bırak; görebilir misin oralarda ne olup bittiğini toz dumandan? Ancak arka arkaya bin saf yapsan, ordunun muharebe meydanındaki bütün cephesi 1 kilometreye iner ki, bu da herhalde efektif koordinasyonun üst sınırını ifade eder. Öte yandan, bu sefer safların da geriye 1 kilometre uzanır, yani ön sıradakilerin en az 950 metre arkasında kalır. Yani yakın dövüşte, göğüs göğüse çarpışma kuşağında yer alan fiilî gücün, ilk on safta 20,000 minimumu ile ilk elli safta 50,000 maksimumu arasında bir noktaya iner. Gerisi, varsa bile şişirmedir, işe yaramaz kuru kalabalıktan ibarettir.
(Devam edeceğim. Ama önce kısa bir not düşeyim. Tarih öğretimi mi dediniz? İstediğiniz kadar olay ve kronoloji ezberletin. Üzerine bol bol hamaset cümleleri serpiştirin. Tarihsel düşünmek dediğimiz bir şey var. Bunu veremediğiniz takdirde, beş para etmez. İdeolojik endoktrinasyon, eh, belki. Asla bilim demek değildir.)
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTBürokrasi, tarımın gerisinde kaldı 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselMerkez Bankası zor bir viraja girdi 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZPKK’nın son açıklaması: Süreç devam ediyor, ama nasıl ? 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇözümün kolaylaşması isteniyorsa… 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciFaizi MB’mi yoksa Adliye mi belirliyor? 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Süreç’te yeni safha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“İnsanın ümüğüne bu kadar çökülmez…” 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBu bir haber değildir: Türkiye, doğal alan kaybında birinci 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞHamdi Ulukaya (Çobani) en zengin Türkiyeli seçilmesi üstüne... 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFed mi, TCMB mi? Çetrefilli bir soru, ironik bir cevap 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİİmamoğlu'na casusluk tutuklamasının akla getirdikleri 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUTrafik, yargı ve casusular 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞALTINA, DÖVİZE BAK GÖR HALİNİ… 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNPKK’nin çekilme hamlesi ne anlama geliyor? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBöyle giderse bu tren bu tünelden çıkmaz 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRBatı’nın krizi, küresel düzenin çözülüşü: Türkiye için dönüm noktası üzerine senaryolar ne? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm süreci… Yüzlerde hâlâ niye kaygı ifadesi var? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURPKK neden Schrödinger'in kedisine benzedi? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçayİstikrarsızlık üreten istikrar programı 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünAsker göndermek ya da göndermemek… 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANNereye doğru gidiyoruz? 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçYoğurtsuz, tereyağsız ve tavuk etiyle iskender kebap olur mu? Olur ama… 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarışın Halklaşması ve Demokratik Toplum Sürecine Çağrı... 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÇete savaşı mı? 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’de milliyetçiliğin reformu meselesi 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKronik siyaset bunalımı… 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHukuk binasını yıkmayın efendiler 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkan‘Büyük iddialar, büyük kanıtlar gerektirir’ 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalProtestolar Amerika’yı sallıyor (mu?) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (2) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBir toplum geleceğe nasıl hazırlanır? 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTürkiye’nin dilleri, İslam’ın lehçeleri, Allah’ın ayetleri 20.10.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKültürel hegemonya: “Hay Bin Yakzan” bize ne söyler? 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRMilyonlarca dolarlık LPG filosu ve otel zinciriyle Paramount operasyonunun en dikkat çekeni: Şaban K 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTKürt siyasi temsili sorunu 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERFransa’yı krizden kurtaran emeklilik hakları 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuHukuksuz Türkiye inadı ve af… 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞTrump’ın meşruiyeti var mı ki! 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Bora“Çetin Ceviz Çıkan Ankara Ahalisi” 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIREkonominin düzelmesi Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bağlı… 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar dışarıda güvercin içeride şahin: Neden? 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAMilli takım ışık saçtı: Maçın kahramanını açıkladı 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENSadece DEM mi, ya CHP'nin ettikleri? 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRDEMOKRATİK TOPLUM VE "YILIŞIK" FOTOĞRAF 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları


































































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
8.03.2025
8.03.2025
6.03.2025
10.02.2025
29.01.2025
25.01.2025
16.01.2025
24.12.2024
20.11.2024