Ümit KARDAŞ
Yeni anayasa inşa etme konusunun Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından ısrarla gündeme getirilmesi, bunun için de 10 hukukçuyu görevlendirdiğini açıklaması bu yazıyı yazmama neden oldu. Anılarımı yazmaya başladığım bu dönemde yaşadığım bir deneyimimi hatırladım.
2010 Anayasa referandumuna giderken söz konusu değişikliklerin olumlu olmakla birlikte yeterli olmadığını, demokratik yeni bir anayasa inşa etme ihtiyacının devam ettiğini açıklıkla ortaya koymuştum. Nitekim referandumdan sonra başbakan Erdoğan’ın Anayasa Komisyonu başkanı Burhan Kuzu’dan yeni anayasa hazırlamasını istemesi tarihin bir tekerrürü gibiydi. Askerlerin araçsallaştırdıkları kadrolara anayasa inşa ettirmeleri gibi iktidar da demokratik süreçten uzak, rejimin kırmızı çizgileri dahilinde bir anayasa hazırlatacaktı.
1921 ve 1924 Anayasaları özel dönem ve koşulların düzenlemeleri olup, doğrudan BMM tarafından ilkelerde toplumsal mutabakat aranmadan oluşturulmuştu. 1961 ve 1982 anayasaları ise askeri darbeler sonucu, askeri darbeyi yapanlarca oluşturulan kurucu meclislere dayatmacı bir yöntemle yaptırıldı.
1982 Anayasası’nda sonradan yapılan değişiklikler Anayasanın temel felsefesini değiştirmemiş, yamalı bohçaya dönen Anayasa’da 2017’de yapılan değişiklikle tek adama endeksli otokratik bir rejime geçilmiş oldu. Referandumda %51 oy oranıyla kabul edilen bu önemli değişiklikte toplumsal uzlaşma aranmadı.
2010 referandumundan sonra Başbakan Erdoğan’ın aklında demokratik sürece dayalı bir anayasa inşa etme fikri yoktu. Bu sırada Mehmet Uçum ve Osman Can’ın davetiyle bir araya geldik. Fikrimi sorduklarında artık dünyada süreç odaklı anayasacılığın uygulandığını, sürecin anayasanın meşruiyeti ve zamana dayanıklılığı açısından önemli olduğunu, toplumun çoğunluğunun bu sürece katılması gerektiğini, Güney Afrika modelinin örnek alınabileceğini belirterek kapalı kapılar ardında anayasa normu yazmanın anlamlı olmadığını söyledim.
Bunun üzerine içeriğin değil, anayasanın inşa sürecinin nasıl işlemesi gerektiği konusunun tartışılacağı bir zemini yaratmanın önemli olduğu görüşüne vardık. Çağrıyı yapacak grubun sayısını arttırdık. Değerli romancı Adalet Ağaoğlu’nun da içinde olduğu bir çağrı komitesi oluşturarak Türkiye’nin gazetecilerini, akademisyenlerini, iş adamlarını, sendikacılarını, yazarlarını Anayasa Çalışma Grubu’na (AÇG) görüşlerini bildirmek üzere davet ettik. Bu davete büyük bir teveccüh oldu. Ben gruba Güney Afrika modelini anlattım. Sonra herkes süreçle ilgili kendi fikrini söyledi.
Toplantının sonunda bu modelin küçük çapta bir uygulamasını yapmak üzere Yeni Anayasa Platformu (YAP) ile birlikte çeşitli komiteler oluşturulmasına karar verildi. Mesela komitelerden biri dünyada anayasa yapma süreçleri ve içerikleri konusunda araştırma yapacaktı.
YAP belirlenen il ve ilçelerde iki ya da üç üyesiyle toplantı yapacak, salona bir kürsü konacak, üyeler sadece kısaca anayasanın ne anlama geldiğini belirten kısa bir konuşma yaptıktan sonra toplantıya katılan yurttaşlar serbestçe bir anayasadan ne beklediklerini süre kısıtlaması olmadan anlatacaklardı. Bu konuşmalar taspit edildikten sonra veriler değerlendirilip, talepler tasnif edilecek genel bir değerlendirme yapıldıktan sonra (bu aşamada Bekir Ağardır’ın şahsında KONDA’nın verdiği destek önemliydi) iktidara, muhalefet liderlerine ve meclis başkanına sunulacaktı. Böylece sürecin bu şekilde yürütülmesinin değeri de iktidar ve partiler tarafından anlaşılacak, iktidar da sürece ikna edilmiş olacaktı.
Herkes bakımından hak ve özgürlükleri yeni bir toplumsal sözleşmede güvence altına almak, devleti bu amacı gerçekleştirecek, her türlü etnik kimliğe, dine ve inanca eşit mesafede duran bir aygıt olarak düzenlemek bakımından bireylerin ve toplumun anayasa inşa sürecinde fikirlerini belirtmeleri başlangıç noktasıydı.
AÇG ile birlikte çalışan Yeni Anayasa Platformu YAP Bolu, Edirne, Diyarbakır, Erzurum, Manisa İzmir gibi illerde ilk toplantılarını gerçekleştirdi. Bu toplantılardan Yalova’da yapılanına eski İstanbul Barosu Başkanı Yücel Sayman ve akademisyen Ergün Yıldırım ile birlikte katıldık. Bütçesi olmayan, meccanen yapılan bir sivil hareketin harcamalarını herkes kendi gelirinden karşılıyordu. Tek sorun halkın toplanacağı kapalı mekan bulmaktı. Bu konuda belediyeye rica ediliyor, belediye de ücretsiz bir günlüğüne salon tahsis ediyordu. Ancak ikinci sorun toplantının halka duyurulması ve halkın konuya ilgi duymasıydı. Bu konuda da yerel imkanlar kullanılıyordu.
Toplantıya katılımın nasıl olacağı, kimlerin rağbet edeceği, taleplerin ne yönde olacağı merak konusuydu. Katılımın salonu dolduracak düzeyde olması rahatlattı. Yurttaş ilk defa kendisinin konuşabileceği, derdini anlatabileceği, anayasa konusunda değer verilip fikrinin sorulacağı bir toplantıya ilgi göstermişti. Katılımcı demokratik kültür de ancak böyle gelişebilirdi. Bizler kısa birer konuşma yaparak katılımcılara kürsüyü gösterip fikirlerini serbestçe söyleyebileceklerini belirttik.
Esnaf, işçi, ev kadını, genç, yaşlı çok kişi söz aldı. Çoğu ilk defa bir topluluk önünde konuşuyordu. Taleplerini o kadar güzel anlattılar, o kadar güzel öneriler de bulundular ki.Çoğu hukukçunun yapmadığı tespitleri yaptılar, Değişik fikirde olanlar da birbirlerine saygılıydılar. Çingene bir kadının duyguları ve istekleri çok anlamlıydı. Toplantı bittiğinde herkes bir anayasa yapılırken fikrini söylemenin heyecanı içindeydi. Ben de çok mutlu ve umutluydum.
Bu süreci yaşarken Mehmet Uçum ve Osman Can Ankara’ya giderek Başbakana, Meclis Başkanına, siyasi parti liderlerine modeli ve yaşanan süreci anlattılar. Başbakan Burhan Kuzu’yu görevlendirme teşebbüsünden vazgeçti, "Yeni anayasayı, anayasacılar yapmayacak. Toplumun geniş katmanları yapacak. Seçimden sonra bunu gerçekleştirebileceğimiz bir Meclis tablosu arzu ediyoruz." şeklinde bir açıklama yaptı.
Verilerin değerlendirilmesi sonucu; çoğunluğun kısa ve öz bir anayasa istediği, güçlendirilmiş parlamenter rejimden, insan hak ve özgürlüklerinin hukuk güvenliği altında olmasından yana olduğu, devletin hukuka bağlı olmasını, adaletin ve fırsat eşitliğinin sağlanması yönünde hukuk devleti ve sosyal devlet talebi olduğu, merkezin bazı yetkilerinin yerele devredilmesinin yani ademi-merkeziyeti desteklediği, anayasanın öznesinin herkes olmasını, herkesin kanun önünde eşit görülmesini arzuladığı görüldü.
Bütün sonuçlar veriler ve değerlendirmeler iktidara, Meclis Başkanına ve parti liderlerine teslim edildi. Biz sadece sürecin olabilirliğini göstermiştik. İmkanlarımızın olmaması nedeniyle daha ileri gidemezdik. İktidarın ve muhalefetin bütçe ayırarak teşkilatları vasıtasıyla halka ulaşması, yeni demokratik bir anayasa yapmanın heyecanını topluma yaşatması, bir festival havasında bunu yapması imkan dahilindeydi. Ancak bu süreç bizim etkinliğimizle sınırlı kaldı. Siyaset bu modeli içine sindirememişti. Osman Can kısa bir AKP deneyiminden sonra akademi dünyasına çekilirken, Mehmet Uçum da yeni rejimde yerini buluyordu.
Anayasa konusuna devam edeceğim.
Yazarlar
-
Fehim TAŞTEKİNİsrail masasında HTŞ’ye Rus ruleti 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUÖyleyse… Yaşıyor demektir! 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBugün FETÖ yargısı yok, kim var? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜROperasyonlar neden silah tüccarlarına yöneldi? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİSavcı Bey size söylüyor iktidar zenginleri 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUAKP+MHP ‘koalisyonu’ da bozuluyor mu? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyolİslam düşüncesi nereye? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÖzel: Erdoğan zengin sever… 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZRojava çözüm süreci zorluyor mu? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞFAİLİ MEÇHULLER BİR “DEVLET POLİTİKASI” MIYDI? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRDünyanın temel düzeni sarsılıyor: Yeni bir ütopya, krizlerden çıkışın anahtarı olabilir 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTKelbaşa Şimşir Tarak… 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTuhaf yasa maddeleri 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİran yeniden menzilde 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanGenel Yapay Zeka aslında bir büyük yalanın mı adı? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelTek adama alışmış bir ülkede CHP'de ‘çift lider’ stratejisi ne kadar çalışır? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava Tümseği 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün10 yıl sonra nasıl bir Türkiye? 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAKürt Halkı: Barışın ve Demokratik Toplumun Evrensel Öncüsü... 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNENeler olacağını bilmek 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKIlımlılar, İslamcılar, Fundamentalistler: “Batı Türkiye’ye Nasıl Bakıyor?” meselesi 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMete Tunçay mı yanılmıştı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKardeşlik 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKalıcı toplumsal barış: Engeller, imkanlar 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNSuriye’de dahil olunacak bir ordu var mı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluDemokratikleşme paketleri beklenirken hangi kanunlar gelecek? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcı, sosyalist ve milliyetçi bir düşünür 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKeser döner sap döner… 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKGerçekten emperyalist güçler bölgede Kürdistan istiyor mu? Irak ve Suriye’de olanlar bu tezi yalanlı 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBir Devletin ve Toplumun İçten İçe Çözülüşü 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunBarışın gerekleri, Cumartesi Anneleri ve Ablam… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİller Bankası Genel Müdürü Recep Türk: Listemizde sadece Aydın yok 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMutlak kötülüğün mutlak zaferine doğru mu? 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuYargı, Mafya ve Beyaz Toros… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Alevi Hakları… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇKudüs, ey Kudüs! 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNAK Parti’den yeni tarzı siyaset: seçmeni kazanamıyorsan seçileni kazan 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. Yılmazİpe un serme komisyonu mu? 21.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSeyfettin Çilesiz’in çilesi 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan24 yıl sonra CHP’ye muhtaç hale gelmek… 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANBelediye başkanları ne yaptıklarının farkında mı? 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu17 Ağustos ve 6 Şubat niye akılları başa getirmedi? 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayEnflasyon raporu: Faiz, fiyatlar, sofradan eksilen tabaklar 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANBitmeyen CHP tartışmaları (II): Yelin kayadan toz koparması 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçDiyanet anayasaya aykırı bir hukuk rejimi öğütleyemez! 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.06.2025
25.05.2025
11.05.2025
24.04.2025
2.04.2025
28.03.2025
14.03.2025
8.03.2025
27.02.2025
20.02.2025