Ümit KARDAŞ
Milli İstihbarat Teşkilatı’yla ilgili gelişmeler ve MİT yasa taslağında düşünülen değişiklikler, rejim açısından tehlikeli işaretler vermektedir. Ülkede yaşayan herkese ait bütün bilgileri izin almaksızın görebilmek için MEB, PTT, THY, BDDK gibi kurumlarla protokol imzalanması açık bir anayasa ihlalidir. Konusu suç teşkil eden protokolleri imzalayan, uygulayan kurumların yöneticileri suç işlemektedirler. Anayasaya ama en önemlisi hukuka tamamen aykırı bu fiilî durumu kanunlaştırmak bu ihlali hukukileştirmez. Ortada çok ciddi bir durum vardır. Bu nedenle bu konuyu birden çok yazımda işlemeye devam edeceğim.
İstihbarat servislerinin özel hayat veya haberleşmeye müdahale edebilmek gibi özel yetkileri bulunmaktadır. Bu yetkilerin insan haklarını kısıtlayabileceği açıktır ve bu nedenle belirlenmiş gözetim kurullarınca izlenmeleri gerekir. Avrupa Birliği Parlamenterler Meclisi, 1402 sayılı tavsiye kararında iç güvenlik servisleri sıklıkla yeterince kontrol altında tutulmadığından, kanuni ve anayasal güvenceler sağlanmadığı sürece insan hakları ihlalleri ve yetkilerin kötüye kullanılması riskinin yüksek olduğunu belirtmektedir.
İstihbarat servislerinin gözetimi, ülkelerin hukuksal geleneği ve tarihsel faktörlerin etkisiyle biçimlenir. Mesela, İngiliz örfi hukukundan esinlenen ülkeler, gözetimin adli yönünü önemserler. Buna karşılık, kıta Avrupa’sı ülkeleri parlamenter gözetime rağbet ederler. ABD’de ise, yasama, yürütme ve federal düzeyde yargı alanlarında denetim mevcuttur. Bazı demokratik ülkelerde, istihbarat örgütlerinin insan haklarını ihlal ettiklerine ilişkin iddiaları soruşturma ve sonuçlarını halka duyurma yetkisi ombudsmana verilmiştir.
İstihbarat servisleri, olası tehdit değerlendirmesi yapmakla görevlidir. Devletin asker, polis, sınır polisi gibi güvenlik görevlileri için bu değerlendirme bir hareket noktası oluşturduğundan, tehdit değerlendirmesinin demokrasinin rehberliğinde yapılması önemlidir. Çünkü sözkonusu değerlendirmeler genelde ciddi siyasi içerikleri bulunan tehditlere öncelik verilmesini ima eder. Otoriter rejimden demokrasiye tam olarak geçememiş ülkelerin güvenlik ve istihbarat servislerinin başlıca görevi otoriter yapıyı baskıcı bir işlevle korumaktır. Bu servisleri, reformdan geçirip, demokratik servislere dönüştürmek, bir baskı aracı olmaktan çıkarıp, güvenlik politikasının modern bir aracına dönüşecekleri bir reformdan geçirmek yürütme ve parlamentonun izleme işlevini özenle yerine getirmesine bağlıdır. Türkiye’de mevcut MİT Kanunu ve uygulamaları örgütlenme, yetki ve denetim- gözetim bakımından sorunluyken hak ve özgürlükleri boğacak bir yetki artırımına gitmek kabul edilemez.
Hukukun üstünlüğü, demokrasinin temel ve ayrılmaz bir unsurudur. İstihbarat servisleri ancak hukuki biçimde kurulup, yetkilerini hukuki düzenlemelerden aldıkları sürece meşru kabul edilebilirler. Bu tür bir çerçevenin olmadığı yerde devlet adına yürütülen eylemlerle, teröristler de dâhil olmak üzere kanuna karşı gelenlerin eylemlerini birbirinden ayırma imkânı kalmaz. Ulusal güvenlik, en olağanüstü durumda bile, hukukun üstünlüğü ilkesinin ve dolayısıyla demokrasinin terk edilmesi için bir mazeret olamaz. Aksine, istihbarat servislerinin istisnai yetkileri hukuki bir çerçeve ve yasal denetim sistemi içine oturtulmalıdır. Bu yaklaşım sözkonusu teşkilatların meşruiyetini sağlar.
Hukukilik, istihbarat servislerinin iç hukukta yer alan yetkilerini aşan hareketlerde bulunmamasını gerektirir. Mesela AİHM, Yunanistan Ulusal İstihbarat Servisi’nin Yehova Şahitlerini yetkisi dışında gözetlemesini, herkesin özel hayatına saygı gösterilmesini güvenceye alan AİHS 8. maddesinin ihlali olarak kabul etmiştir (AİHM, 1999, “Tsavachadis Yunanistan’a Karşı”). Hukukun üstünlüğü, göstermelik bir hukukilikten daha fazlasını ister. Burada yasanın niteliği önem kazanmaktadır. Yasanın niteliği yasal rejimin net, öngörülebilir ve erişilebilir olmasını gerektirir. Yine AİHM, Rotaru/ Romanya davasında yasanın, dosyaların yaşına ve ne şekilde fayda sunabileceklerine ilişkin prosedürleri ortaya koymadığı ve bu prosedürlerin izlenmesi yolunda herhangi bir mekanizma oluşturmadığı için dayanak ve prosedürler bakımından yeterince açık olmadığına hükmetmiştir. Yasal rejimin hukuka uygun olabilmesi için öngörülebilir ve bireyin anlayacağı biçimde düzenlenmiş olması gerekmektedir (AİHM, 2000, “Leander İsveç’e Karşı”).
Bu konu, ifade özgürlüğü ve özel hayatın gizliliği ilkesi bakımından hayati öneme haizdir. Medya, en azından bu konuda toplu bir hassasiyet göstermelidir. Önümüzdeki hafta, AİHS ve AHİM içtihatları doğrultusunda bu konuya devam edeceğim.
www.umitkardas.com
Yazarlar
-
Fehim TAŞTEKİNİsrail masasında HTŞ’ye Rus ruleti 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜROperasyonlar neden silah tüccarlarına yöneldi? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÖzel: Erdoğan zengin sever… 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUÖyleyse… Yaşıyor demektir! 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİSavcı Bey size söylüyor iktidar zenginleri 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyolİslam düşüncesi nereye? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBugün FETÖ yargısı yok, kim var? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUAKP+MHP ‘koalisyonu’ da bozuluyor mu? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZRojava çözüm süreci zorluyor mu? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTKelbaşa Şimşir Tarak… 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanGenel Yapay Zeka aslında bir büyük yalanın mı adı? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelTek adama alışmış bir ülkede CHP'de ‘çift lider’ stratejisi ne kadar çalışır? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTuhaf yasa maddeleri 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞFAİLİ MEÇHULLER BİR “DEVLET POLİTİKASI” MIYDI? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRDünyanın temel düzeni sarsılıyor: Yeni bir ütopya, krizlerden çıkışın anahtarı olabilir 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİran yeniden menzilde 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKIlımlılar, İslamcılar, Fundamentalistler: “Batı Türkiye’ye Nasıl Bakıyor?” meselesi 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAKürt Halkı: Barışın ve Demokratik Toplumun Evrensel Öncüsü... 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün10 yıl sonra nasıl bir Türkiye? 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNENeler olacağını bilmek 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava Tümseği 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMete Tunçay mı yanılmıştı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNSuriye’de dahil olunacak bir ordu var mı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKardeşlik 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKGerçekten emperyalist güçler bölgede Kürdistan istiyor mu? Irak ve Suriye’de olanlar bu tezi yalanlı 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluDemokratikleşme paketleri beklenirken hangi kanunlar gelecek? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKalıcı toplumsal barış: Engeller, imkanlar 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKeser döner sap döner… 23.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.06.2025
25.05.2025
11.05.2025
24.04.2025
2.04.2025
28.03.2025
14.03.2025
8.03.2025
27.02.2025
20.02.2025