Ümit KARDAŞ
Adalet ve Kalkınma Partisi, siyasetin hiçbir kadim sorunu çözemediği ve çöküş içine girdiği, 12 Eylül ile tahkim edilmiş İttihatçı devlet yapılanmasının toplumu kuşatıp nefes aldırmadığı bir zamanda kuruldu. Toplum bir çıkış arayışındaydı. Kısa sürede ilgi gördü ve iktidara geldi. İslami referansı olması ve çevreden gelmesi statükoyu ürküttü. Ordu+ CHP+ Yargı+ Sermaye+ Medya+ Üniversite ekseninde kemikleşmiş antidemokratik cephe karşısında AKP iktidarının şansı yok gibiydi. Çünkü bu yapı, 1950’den bu yana çevreden gelen siyasi kadroyu ister iktidarda olsun, ister muhalefette komünizm, şeriat ve bölücülük tehlikesi olduğu algısı yaratarak darbelerle biçiyor ve sonrasını tekrar dizayn ediyordu. Ancak demokrasi kültürü olmayan siyasetçiler de buna katkı sağlıyorlardı.
1950’de seçimlerden hemen sonra ordu içindeki cuntacılar, DP’yi devirme teşebbüsüne girdiler ve Başbakan Adnan Menderes , cuntacıları emekli etmek zorunda kaldı. Nitekim aynı zihniyet AKPiktidara gelir gelmez de kendini gösterdi. İktidarı devirme teşebbüsleri hemen yaşanmaya başlandı, ancak iç ve dış dinamikler elvermediği için başarılı olunamadı. 1913’te Bakanlar Kurulu’nu basarak bakan öldürüp, başbakanın kafasına silah dayayıp istifa mektubunu alan zihniyet post-modern varyasyonlarla bugüne kadar gelmiştir.
AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılından başlayarak 2003-2004 yıllarında rutin darbe hazırlık ve planlarının yapıldığı bilinmektedir. Mesele bu teşebbüslerin gerçekleşip gerçekleşmediğinden çok, kimlerin gerçek sanık olduğunun tespitidir. Bunun da yargının adil yargılanma hakkını gözetip yargılama yapmasıyla ilgili olduğu açıktır.
Gelinen noktada ise, Yalçın Akdoğan’ın bütün darbeye teşebbüs davalarının meşruiyetini ortadan kaldıran “milli orduya kumpas” iddiasıyla somutlaşan kurşun AKP’nin ayağına değil adeta beynine sıkılmıştır. Bu iddia, İttihatçı zihniyet sahiplerine güç vermiş, AKP’nin rotasını şaşırtmıştır. NitekimBarolar Birliği derhal faaliyete geçti. Genelkurmay Başkanlığı, darbe teşebbüsünden hüküm giymiş mensuplarını kurumsal olarak destekler bir pozisyon aldı.
Akdoğan’ın bu çıkışı demokrasi yolunda atılmış adımları berhava etmiş, bu iddiasıyla aslında AKP’yi, orduya kumpas kurmakla suçlamıştır. Akdoğan’dan beklenen, bu kumpası iktidardaki azmettirici ve işbirlikçileriyle birlikte açıklamaktır.
AKP, sadece kendi varlığına yönelik tehditler olduğunda ya da siyasi çıkarları gerektirdiğinde reform yönünde hamleler yapmış, yapısal reformları gerçekleştirmemiştir.. Merkezde Başbakan’ın şahsında toplanan güç dengelenememiş ve Başbakan kendi gücünün ağırlığı altında ezilmiştir. Merkezdeki tek güç olan Başbakan, ne yazık ki tek başına rant yaratıp, dağıtır hâle gelmiş, bu da kendisinin, iktidarının ve partisinin yıpranmasına ve demokrasi yolundan sapılmasına neden olmuştur. Nitekim asker konjonktürel sessizliğini bozmuş, yolsuzluk soruşturmasında hükümetin iktidar gücüyle yaptığı gibi yargıyı kurumsal gücüyle ezmiştir. Bundan sonra yargının yolsuzluk ve darbe suçlarını yargılama erki kalmamıştır. Böylece yolsuzluk iddialarına maruz kalanlarla, darbe suçlarını işlediği iddia olunanlar koalisyonu oluşmuştur. Bunun kimse için hayra alamet bir durum olmadığı açıktır.
AKP, bu güç ağırlığı nedeniyle kurumsallaşamamıştır. Akdoğan, AKP’nin kurumsal şahsiyetine son noktayı koymuştur. Türkiye, fırtınada rotasını kaybetmiş bir gemi gibi kayalıklara doğru gitmekte, Kürt sorunu ise anayasal planda çözüm beklemekte. AKP’lilerin derhal, yıpranmış kadroları bir yana koyarak, Türkiye’ye demokrasi yolunda sıçrama yaptıracak yeni bir oluşuma gitmeleri gerekmekte. Yoksa Türkiye yıpranmış bir iktidarın askerî vesayetin gölgesi altında olduğu otoriter bir rejime doğru kaymaktadır. BDP, açık ve net tavır almalı.. Fatura herkese ama en çok Kürtlere çıkar.
www.umitkardas.com
twitter.com/umit_kardas
Yazarlar
-
Fehim TAŞTEKİNİsrail masasında HTŞ’ye Rus ruleti 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜROperasyonlar neden silah tüccarlarına yöneldi? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÖzel: Erdoğan zengin sever… 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUÖyleyse… Yaşıyor demektir! 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİSavcı Bey size söylüyor iktidar zenginleri 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyolİslam düşüncesi nereye? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBugün FETÖ yargısı yok, kim var? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUAKP+MHP ‘koalisyonu’ da bozuluyor mu? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZRojava çözüm süreci zorluyor mu? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTKelbaşa Şimşir Tarak… 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanGenel Yapay Zeka aslında bir büyük yalanın mı adı? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelTek adama alışmış bir ülkede CHP'de ‘çift lider’ stratejisi ne kadar çalışır? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTuhaf yasa maddeleri 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞFAİLİ MEÇHULLER BİR “DEVLET POLİTİKASI” MIYDI? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRDünyanın temel düzeni sarsılıyor: Yeni bir ütopya, krizlerden çıkışın anahtarı olabilir 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİran yeniden menzilde 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKIlımlılar, İslamcılar, Fundamentalistler: “Batı Türkiye’ye Nasıl Bakıyor?” meselesi 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAKürt Halkı: Barışın ve Demokratik Toplumun Evrensel Öncüsü... 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün10 yıl sonra nasıl bir Türkiye? 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNENeler olacağını bilmek 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava Tümseği 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMete Tunçay mı yanılmıştı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNSuriye’de dahil olunacak bir ordu var mı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKardeşlik 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKGerçekten emperyalist güçler bölgede Kürdistan istiyor mu? Irak ve Suriye’de olanlar bu tezi yalanlı 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluDemokratikleşme paketleri beklenirken hangi kanunlar gelecek? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKalıcı toplumsal barış: Engeller, imkanlar 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKeser döner sap döner… 23.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.06.2025
25.05.2025
11.05.2025
24.04.2025
2.04.2025
28.03.2025
14.03.2025
8.03.2025
27.02.2025
20.02.2025