Ümit KARDAŞ
Türk siyasetinin ve bürokrasisinin en önemli özelliği nedir derseniz, “mış gibi yapmak”tır derim. İlkesiz davrandığınızda mış gibi yaparsınız ve bu durum en sonunda bumerang gibi gelir sizi vurur. Devlet Güvenlik Mahkemelerinin kaldırılması yönündeki talepler üzerine AKP iktidarı, asker ve emniyet bürokrasisinin etkisiyle bu mahkemeleri ismini değiştirerek kaldırmış gibi yaptı. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu 1 Haziran 2005’te yürürlüğe girdiğinde artık DGM’ler isim olarak yoktu, ama CMK’nın 250-252. maddeleri içine yerleştirilmiş bir vaziyette, özel usul kurallarıyla birlikte varlıklarını devam ettiriyorlardı. Sadece tabelaları değişti, isimleri özel yetkili olarak anılmaya başlandı.
Bu durumdan kimse rahatsız olmadı. Bu mahkemeler CMK 250. Madde’de belirtilen suçlar ile Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçları yargılıyorlardı. Paralel bir ceza kanunu olarak her düşünceden ve kesimden insanı mağdur eden, adeta kıyım makinesi gibi işleyen TMK ile DGM’lerin bir devamı gibi çalışan özel yetkili mahkemelerin kaldırılması konusundaki düşüncelerimi yazılarımda ve konuşmalarımda defalarca anlattım. DGM’ler CMK’ya monte edilirken bunun kandırmaca olduğunu ve hukuk güvenliğini yok edeceğini belirttim. Ancak mağdur olanlar, yurttaşlıkları inkâr edilmiş, ötekileştirilmiş olan insanlardı. Onların hukuk güvenliğine ihtiyacı yoktu. Gücü eline geçiren araçsallaştırdığı bu mahkemeleri kullanırdı. Siyaset kurumu ve bürokrasi niçin bundan rahatsız olabilirdi ki.
Ne zaman ki bu uygulamalar Ergenekon ve Balyoz soruşturmaları kapsamında gözaltılar, tutuklamalar ve aramalar şeklinde başladı, birden bu konulara ilişkin hassasiyet en üst noktaya geldi. Askerî bürokrasi hukuka sığmayan bir ilkesizliğin kendini de vurabileceğini gördü. Kuşkusuz bu tespit darbe iddialarının ciddiyetine gölge düşürmez. İddialar ciddidir. Bu davalar daha dar kapsamda tutulabilseydi, ağır ceza mahkemelerinde, genel usul kuralları uygulanarak görülseydi meşruiyet sorunu da yaşanmazdı. Bu mahkemeler ve TMK yargılanan kişide ben adil yargılanıyorum duygusunu vermiyordu. Askerî bürokrasi ve onu destekleyen unsurlar önceden hiç yapmadıkları kadar bu düzenlemeleri eleştirmeye başladılar. Yaşanan bazı mağduriyetler olmasaydı, belki de hukuk güvenliğinin en güçlülere de lazım olabileceği anlaşılmayacaktı.
KCK tutuklamaları ve yargılamaları daha ağır hukuk ihlalleriyle yaşandı ve yaşanmaya devam ediyor. Hükümet bütün uyarılara rağmen ne TMK’yı kaldırdı ne de özel yetkili mahkemeleri. Ancak 2012 yılı şubat ayında MİT Müsteşarı’nın ifadeye çağrılması hükümeti teyakkuza geçirdi. MİT Kanunu değiştirildi. Arkasından hükümet yine mış gibi yaparak CMK 250-252. maddeleri kaldırdı, bu sefer aynı usul hükümleriyle birlikte özel yetkili mahkemeleri TMK 10. Madde’ye terör mahkemeleri olarak monte etti.
Nihayet milat geldi. 17 Aralık 2013. İktidarın tepelerine ulaşmış yolsuzluk ve rüşvet iddiaları. Artık ilkesizlik hükümeti vuracaktı. O zaman birden yargıyı çeteleşmiş görmeye, paralel devletin askere de kendilerine kumpas kurduğunu iddia etmeye başladılar. Oysa paralel devlet ya da çeteleşme şizofrenik bir biçimde siyasetin ve bürokrasinin zihniyet kodlarında mevcuttu. Kimi zaman kanunlara dayansa da çoğu zaman kanunsuzluk ve hukuksuzluğa meyyaldi.
TMK 10. Madde’de değişiklik yapmak ya da 10. Madde’yi kaldırarak özel usul kurallarını ve terör mahkemelerini kaldırmak mış gibi yapmaktır. Muğlâk ve geniş terör tanımıyla, cezalardaki özel artırım düzenlemeleri ve özel infaz koşullarıyla TMK durdukça mahkeme kaldırmak çare değil. Bu mahkemeleri kaldırsanız da TMK’yı ağır ceza mahkemeleri uygulamaktan imtina mı edecektir. Lütfen bir sefer mış gibi yapmayın ve ilkeli olun. TMK’yı toptan kaldırın. Barışın ve demokrasinin yolunu açın.
www.umitkardas.com
twitter.com/umit_kardas
Yazarlar
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: İtalya-Güney Tirol Özerk Bölgesi 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMesele AK Partili belediyelere soruşturma izninin verilmesi değil… 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden çürüyor ve çürüme neden durdurulamıyor? 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSon konuşan Korgeneral! 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAç-Kapa: İmralı-Saray 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİİlber Hoca'nın sulandırdığı su krizi 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgünİsrail hedefine ulaşırken… 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNHepimize Yetecek Evrensel Bir Utanç 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİslam ülkelerinin liderleri de acaba bir gün utanır mı? 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKKM kasıtlı bir uygulamaydı, kastı da zengine servet transfer etmekti 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciTefeci faizi gerçek ama nedeni ne? 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜROperasyonlar neden silah tüccarlarına yöneldi? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyolİslam düşüncesi nereye? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİsrail masasında HTŞ’ye Rus ruleti 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUÖyleyse… Yaşıyor demektir! 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBugün FETÖ yargısı yok, kim var? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZRojava çözüm süreci zorluyor mu? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUAKP+MHP ‘koalisyonu’ da bozuluyor mu? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTKelbaşa Şimşir Tarak… 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞFAİLİ MEÇHULLER BİR “DEVLET POLİTİKASI” MIYDI? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTuhaf yasa maddeleri 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİran yeniden menzilde 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelTek adama alışmış bir ülkede CHP'de ‘çift lider’ stratejisi ne kadar çalışır? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRDünyanın temel düzeni sarsılıyor: Yeni bir ütopya, krizlerden çıkışın anahtarı olabilir 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKIlımlılar, İslamcılar, Fundamentalistler: “Batı Türkiye’ye Nasıl Bakıyor?” meselesi 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAKürt Halkı: Barışın ve Demokratik Toplumun Evrensel Öncüsü... 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava Tümseği 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKGerçekten emperyalist güçler bölgede Kürdistan istiyor mu? Irak ve Suriye’de olanlar bu tezi yalanlı 23.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.08.2025
4.06.2025
25.05.2025
11.05.2025
24.04.2025
2.04.2025
28.03.2025
14.03.2025
8.03.2025
27.02.2025