Ümit KARDAŞ
Türkiye’nin 100 yıllık gerilim ve çatışmaları aşmak, huzura ve barışa doğru yol alabilmek için yeni bir felsefeye dayanan bir anayasaya ihtiyacı olduğu açık. Devletin ne anlam ifade ettiğini, erkler arası güç ve denge ilişkilerini, dikey güçler ayrılığını ve hukuk güvenliği ilkelerini yeniden tanımlayan, bürokratik kurumlardan arındırılmış yeni bir anayasa.
Dünyadaki anayasaların birçoğunun göstermelik olduğu bilinen bir gerçek. Anayasalar bir rejim tanımı yaparlar ama bu tanımın çoğu zaman yürürlükte olan rejimle bir ilgisi bulunmaz. Bilindiği gibiİngiltere’de yazılı bir anayasa yoktur. 1215’te Magna Carta ile başlayan süreç, 1628 tarihliPetition of Rights (Haklar Dilekçesi) ve 1679 tarihli Habeas Corpus Kanunu ile devam etmiş ve kişi özgürlüklerinin çiğnenmesini önlemek için tutuklanmaların kanuniliği yargı kararına bağlanmıştır. Bunu 1688-1689 yıllarında soylular, din adamları ve Avam Kamarası tarafından Kral’a kabul ettirilen Bill of Rights (Haklar Bildirisi) izlemiştir. Bu metne göre Kral parlamentonun onayı olmadan kanunları iptal edemiyor, özel mahkemeler kuramıyordu. Bu metinler ve common- law (örf ve adet hukuku) ile yürürlükte olan neyse İngiltere’de yaşanan da odur. Rejim kendini tanımlamaz, monarşi etrafında gelişen bir demokrasi neyse o yaşanır. Yani sahicidir.
Askerî darbe ürünü olup, felsefesi ve ruhuyla devleti kutsayan, bürokratik kurumları ön plana çıkaran1982 Anayasa’sının 2. maddesinde devletin demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olduğu tanımı yapılmıştır. Yürürlükte olan rejim demokratik ve laik olmadığı gibi devlet de hukuk devleti değil, yani sahici değil. İktidarda bulunan siyasetçiler sürekli anayasadaki demokratik hukuk devletine vurgu yaparken özgürlükleri boğan hukuki düzenlemeler ve uygulamalara başvurmakta, hukuku ayak bağı olarak görmekte, yargıyı araçsallaştırmakta, hesap vermekten ve hukuki sınırlar içinde kalmaktan kaçınmaktadırlar.
Siyasal rejimlerin genel teorisi içinde yönetim işlerinin bölüşümünün ve erklerin kontrol ve denge mekanizması içindeki yerlerinin nasıl olacağı, özellikle yönetenlerin yönetilenler karşısında yetkilerinin sınırlarının ne olacağı önemlidir. Liberal eğilim yönetenlerin otoritesinin yönetilenlerin özgürlüğü yararına sınırlanmasını savunurken, otoriter eğilim aksine yönetenlerin otoritesinin yönetilenlerin zararına güçlenmesini öngörür. Bu nedenle güçlerin bölünmesi yönetenlerin yurttaşlar üzerinde otoriter egemenlik kurmalarını önleyici en iyi yollardan biridir. Montesquieu’nun cümlesiyle “Güç, gücü durdurur”.
Bu nedenle yargı gücünün diğer iki güçten bağımsız olması, yurttaşlar açısından hükümetlerin yetkilerini kötüye ve keyfî kullanmasına karşı tam bir güvencedir. Oysa bugün Başbakan’ın yargının önünü kesecek şekilde savcıları valiye bağlama isteği görülmemiş bir vahim bir gidişi göstermektedir. Demokrasi, halk tarafından seçilmiş de olsa tek adamın devletin bütün yetki ve ayrıcalıklarını kendisinde toplamasına karşıdır. Maurice Duverger’in deyişiyle cumhuriyetçi hükümdar, kendisini dengeleyecek olan kurumların her an sınırlaması ve kontrolü altındadır. Parlamento bu denetim ve kontrolü sağlayamamaktadır. İktidar gücü parlamentodan hükümete geçmiştir. Çift meclis olmaması bu denetimi ayrıca zayıflatmaktadır.
Ancak, yönetenlerin yetkilerinin sınırlandırılmasında güçlerin yatay olarak bölünmesi yanında çok önemli bir husus da merkezdeki yetkilerin bölgelere devri yani dikey anlamda bir bölünmedir. Bölgesel meclisler merkezde süratle şahsileşen iktidarı sınırlama işlevi görürler.
Türkiye, merkezde rant yaratıp dağıtan, ayrıcalıklı merkezî gücü yatay ve dikey olarak sınırlayamazsa sahici bir demokrasi yoluna giremez.
www.umitkardas.com
twitter.com/umit_kardas
Yazarlar
-
Akif BEKİSavcı Bey size söylüyor iktidar zenginleri 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZRojava çözüm süreci zorluyor mu? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİsrail masasında HTŞ’ye Rus ruleti 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜROperasyonlar neden silah tüccarlarına yöneldi? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyolİslam düşüncesi nereye? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBugün FETÖ yargısı yok, kim var? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUAKP+MHP ‘koalisyonu’ da bozuluyor mu? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUÖyleyse… Yaşıyor demektir! 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÖzel: Erdoğan zengin sever… 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelTek adama alışmış bir ülkede CHP'de ‘çift lider’ stratejisi ne kadar çalışır? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanGenel Yapay Zeka aslında bir büyük yalanın mı adı? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTuhaf yasa maddeleri 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞFAİLİ MEÇHULLER BİR “DEVLET POLİTİKASI” MIYDI? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTKelbaşa Şimşir Tarak… 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİran yeniden menzilde 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRDünyanın temel düzeni sarsılıyor: Yeni bir ütopya, krizlerden çıkışın anahtarı olabilir 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNENeler olacağını bilmek 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAKürt Halkı: Barışın ve Demokratik Toplumun Evrensel Öncüsü... 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün10 yıl sonra nasıl bir Türkiye? 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava Tümseği 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKIlımlılar, İslamcılar, Fundamentalistler: “Batı Türkiye’ye Nasıl Bakıyor?” meselesi 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNSuriye’de dahil olunacak bir ordu var mı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKalıcı toplumsal barış: Engeller, imkanlar 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKGerçekten emperyalist güçler bölgede Kürdistan istiyor mu? Irak ve Suriye’de olanlar bu tezi yalanlı 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluDemokratikleşme paketleri beklenirken hangi kanunlar gelecek? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcı, sosyalist ve milliyetçi bir düşünür 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKeser döner sap döner… 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMete Tunçay mı yanılmıştı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKardeşlik 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBir Devletin ve Toplumun İçten İçe Çözülüşü 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuYargı, Mafya ve Beyaz Toros… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇKudüs, ey Kudüs! 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunBarışın gerekleri, Cumartesi Anneleri ve Ablam… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMutlak kötülüğün mutlak zaferine doğru mu? 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNAK Parti’den yeni tarzı siyaset: seçmeni kazanamıyorsan seçileni kazan 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Alevi Hakları… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİller Bankası Genel Müdürü Recep Türk: Listemizde sadece Aydın yok 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. Yılmazİpe un serme komisyonu mu? 21.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANBelediye başkanları ne yaptıklarının farkında mı? 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSeyfettin Çilesiz’in çilesi 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu17 Ağustos ve 6 Şubat niye akılları başa getirmedi? 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan24 yıl sonra CHP’ye muhtaç hale gelmek… 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayEnflasyon raporu: Faiz, fiyatlar, sofradan eksilen tabaklar 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçDiyanet anayasaya aykırı bir hukuk rejimi öğütleyemez! 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANBitmeyen CHP tartışmaları (II): Yelin kayadan toz koparması 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.06.2025
25.05.2025
11.05.2025
24.04.2025
2.04.2025
28.03.2025
14.03.2025
8.03.2025
27.02.2025
20.02.2025