Ümit KARDAŞ
Demokratikleşme sürecinde ordu konusunda başladığım yazıya, Serra’nın kitabında vardığı önemli sonuçlara kısa başlıklarla değinip durumumuzla kıyaslamalar yaparak devam ediyorum.
• “Genel demokratikleşme sürecinde ilerleme kaydedilmezse; silahlı kuvvetler demokratikleştirilemez. Ordunun denetimi, sadece serbest seçimlerin varlığından ziyade daha büyük kurumsal içerik gerektirir.” İktidar otoriterleştikçe, genel demokratikleşme konusunda patinaj yaptıkça ülkemiz bakımından bu denetimi sağlamak zor.
• “Siyasi partiler arasında, kendi duruşları için silahlı kuvvetlerin desteğini aramayacaklarına dair bir anlaşma da reformların başlaması için önkoşuldur, zira yaranmaya çalışılan bir orduda reform yapmak zordur. Eğer reformlar iddialı ise seçim sandığında büyük bir çoğunluk yakalamak çok yardımcı olur.” Bugün üst komuta kademesini kontrol ettiğini düşünen iktidarın da, orduda reform yapma gibi hiçbir düşüncesi bulunmayan muhalefetin de böyle bir anlaşma yapma istekleri olabilir mi?
• “Ordu olası askeri darbeler açısından artık bir tehdit oluşturmadığı zaman sağlamlaştırmanın sonuna gelindiği sonucuna varamayız. Silahlı kuvvetleri demokratik sisteme uygun hale getirmek, hükümetin güvenlik politikasını ve askeri politikayı belirlemesi ve uygulaması ve aynı zamanda silahlı kuvvetleri devlet idaresine, devletin diğer kuvvetleriyle diyaloga giren bir kurum olarak değil, onun bir parçasıymışçasına entegre etmek demektir.” 31/07/1970 tarihli 1324 ve 1325 sayılı kanunlarla, Genelkurmay Başkanı’na savunma politikasının belirlenmesi, askerî bütçe hazırlama, istihbarat toplama, iç güvenlik ve terfi konularında otonomi sağlanmış durumda. Milli Güvenlik Kurulu ise generallerin sivillere siyasi telkinde bulundukları bir zemin oluşturmakta. Genelkurmay Başkanı, Başbakan ile mutat olarak görüştüğü gibi istediği zamanlarda derhal görüşebilmekte, böylece otonomisini siyaset, yargı ve toplum üzerinde görünür kılmakta.
• “İspanya’daki deneyimler reformların ekonomik denetim alanında başlaması gerektiğini gösterir, böylece silahlı kuvvetlere ve faaliyetlerinin planlanmasına bir ölçüde ekonomik düzen getirilmesine yardımcı olunur. Bu konuda siviller daha uzmandır.” Bizde askerî bütçeyi askerî bürokrasi hazırlıyor. Sayıştay ve ombudsman denetimi bulunmuyor. Şeffaflık ve hesap verebilirlik sağlanamamış durumda.
• “Sivil denetimin hayati önem taşıyan temel aracı Savunma Bakanlığı’dır. Bu öylesine doğrudur ki, belirli bir ülkenin silahlı kuvvetleri üzerindeki denetimini ölçmenin en iyi yolu, Savunma Bakanlığı’nın geliştiği ve aldığı dereceyi hesaplamaktır.” Milli Savunma Bakanlığı sadece lojistik destek için kaynak sağlamakla görevlendirilmiş durumda. Üstelik MSB’de bürokrasi askerlerden oluşmakta.
• “Askeri yargı sisteminin reformu, silahlı kuvvetlerin yapılarının ve niteliklerinin demokratik bir yapıya adapte edilmesiyle ilgili tüm süreçteki en hassas konulardan biridir.”, “Askeri yargı sistemi, içerideki güç kullanımına karşı dokunulmazlık ya da bir ölçüde koruma sağlaması için genellikle muhafaza edilmeye çalışılır.”, “Tek bir üniter yargı, demokrasi yaşayacaksa kaçınılmaz olarak düşünülebilecek, derin kökleri olan bir kavramdır. Bu açıdan,askeri yargının reformu projesi, sadece ordunun kendisine sağladığı dokunulmazlığa bir son vermek ya da önceki suçları cezalandırmak için gerçekleştirilmemektedir. Hepsinin ötesinde, belirli bir ülkedeki yargı sistemini ve demokrasiyi güçlendirmek için gerçekleştirilmektedir.” Askerî mahkemeler, disiplin mahkemeleri, Askerî Yargıtay ve Askerî Yüksek İdare Mahkemesi anayasal organlar olarak düzenlenmiş durumda. Bu durum üniter yargının gerçekleşmesini, dolayısıyla demokrasiye geçişi engellemekte.
Serra’nın yaptığı analiz ve tespitler karşısında Türkiye’nin henüz geçiş aşamasının başlangıç noktasında durduğu, İspanya’nın 25 yıl önce vardığı noktaya yaklaşması için önünde uzun ince bir yol bulunduğu anlaşılmakta.
www.umitkardas.com
twitter.com/umit_kardas
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Cassandra Çığlığı*
7.09.2025 - “Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: İtalya-Güney Tirol Özerk Bölgesi
1.09.2025 - “Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: İtalya-Güney Tirol Özerk Bölgesi
27.08.2025 - Ademimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı
7.08.2025 - Bir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP)
4.06.2025 - Bir ülkeyi yaşanılır kılan adalet ve özgürlüktür!
25.05.2025 - Hukuk devletinin temeli: Adil yargılanma hakkı
11.05.2025 - Türkiye değişebilir mi?
24.04.2025 - İtaatsizliğin erdemi
2.04.2025 - “Meşruiyet"in Kaybı
28.03.2025
Yazarlar
-
Kemal CANSürecin ikinci ve belki de “final” sezonu 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalMüslüman düşmanı Hegseth ve ‘İslami rejimler’in suç ortaklığı 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEHüseyin Kocabıyık’ın sözü 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezAtaerkil pazarlık 2.0 ve cinskırım 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Murat Sevinç'Belirsizlik' kullanışlı bir idare yöntemidir, yurttaşı iki dudak arasına hapseder! 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHatay’ı haritasına ilk kim koymuştu? 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAMilli takım ışık saçtı: Maçın kahramanını açıkladı 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBaşkan da olsan meşruiyet şart 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanErdoğan ve kurmayları acaba neden isteksiz davranıyor? 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUUyuşturucu kullanımı ortaokullara kadar indiyse… 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTutuklama tutkusu 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm sürecinde bazı işaretler 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuTürkiye neden bu kadar siyasi? 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENYargıda “Kin” motivasyonu 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBorsada vurgun nasıl yapılır? 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTOysa Her Şey Çok Farklı Olabilirdi… 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilAteş hattında bir ülke: Suriye sahnesinde Türkiye 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENSadece DEM mi, ya CHP'nin ettikleri? 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAÖzgür Önderlikten , Özgür Topluma; 9 Ekim Komplosuna Karşı Halkların Demokratik Direnişi... 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin geleceği giderek daha az tartışılırken… 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRTürkiye yeniden karanlık film günlerine mi dönüyor? 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞEnflasyon, bir temel hak olan mülkiyet hakkının ihlali ve öneriler 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDevletin sahipleri ve DEM Parti! 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman ülkelerde adalet yok ama adalet masalları çok güzel! 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇEREkonomide akıldışılık sona erdi mi? 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBirinci Yılında Süreç: Olanlar, Olmayanlar 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer balkonuna havuz yapılan rezaletin perde arkası! Buna nasıl izin verildi? 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSiyasi değil sosyolojik, hatta psikolojik 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezFenerbahçe'nin Yeni Yönetimine İlk Açık Mektup 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİYapıttan Yapana: Zatî olana yolculuk 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye’nin sosyal devletin rolünün yeniden inşası kaçınılmaz 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞ“DEVLETİ ZENGİN”,”VATANDAŞI AÇ VE YOKSUL” ÜLKE… 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Trumpizm’in güç gösterisi nereye kadar? 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’dan sonra AKP dağılır 6.10.2025 Tüm Yazıları
Ad Soyad Giriniz...
yazıyı nerenizle okudunuz
Ad Soyad Giriniz...
gözümde Koskcaman gördüğüm bir Murat Belge bile Bu yapılanlara ala demokratikleşme gözlüğü ile bakıyorsa yuh olsun!!..