Ümit KARDAŞ
Nasıl da çaresizdiler
kadere teslim
Onurluydular
vahşilere yem oldular
Başbakan 19. yüzyıldan örnekler veriyor. 19. yüzyılın vahşi kapitalizmini normalleştiriyor. TıpkıRoboski’de savaş uçaklarıyla çocuklar parçalanırken, Afyon’da askerler depoda yanarken olduğu gibi gayet soğukkanlı görünüyor. Markette vatandaş tokatladığı iddia ediliyor, özel koruması yerde etkisiz hâle getirilmiş bir genci tekmeliyor. Feribot kazası nedeniyle görevinden istifa edenGüney Kore Başbakanı Chung Hong-won’un “Kayıp ailelerinin çığlıkları yüzünden hâlâ geceleri uyuyamıyorum”dediğini hatırlamıyor. Müslümanlığıyla övünüyor amaHazreti Ömer’in“En çok sevdiğim kimse, bana ayıp ve kusurlarımı haber verendir”,“Dicle kenarında bir kurt bir koyunu yese, Allah’ın adaleti gelir onu Ömer’den sorar” sözleriyle bir bağı kalmadığını düşünmüyor. Milletvekilleri gördükleri şeyleri dahi inkâr edecek derecede korkuyor, danışman kadrosuyla birlikte gazetelere, televizyonlara, ajanslara ayar veriyor. Siyaset, bürokrasi ve medyanın önemli bir bölümü hakikatin peşinde değil. Vicdanlar berhava, ahlak sukutta.
Başbakanlık olarak bir genelgeyle imar müsaadelerini, ihaleleri, özelleştirmeleri, ruhsat vermeleri, kiralamaları elinizde toplayacak, bunları çevrenize dağıtırken de bakanları ve belediye başkanlarını araçsallaştırıp, çalışanın iş güvenliğini, insan yaşamını ve onurunu esas almadan sadece rant ve kârı düşüneceksiniz. Kömür payı karşılığında kiralama (redevans) sistemiyle işletmesini devrettiğiniz madenlerin devlette iken zarar ettiği gerçeği karşısında bu madenlerin şirketin elinde nasıl kâra geçeceğini, bu kârın nasıl elde edileceğini araştırmayacaksınız, iş güvenliği ve işçi sağlığı konusundaki standartları güvenceye almayacaksınız.
Soma’daki katliamda ölen madencilerin sayısı şu anda 284. Kaç kişinin ocakta kaldığı belli değil. Geride kalan acılı eşler, çocuklar, anneler, babalar. Soma Holding’in sahibi, maliyetleriTürkiye Kömür İşletmeleri’nden yüzde 85 daha ucuza mal ettiğini belirtiyor. Üretim teknolojisi değişmeyen bir maden ocağı bunu neyin bedeli olarak sağlıyor. Tuğba Tekerek’in tespitiyle vicdansız, ilkel “hadi hadi” sistemiyle. Madenlerde bu şekilde kârını artıran holding diğer taraftan kendisine bağlı Tilaga şirketi aracılığıyla rezidanslar ve AVM’ler inşa ediyor. Bu tablo iktidarın bağlı olduğunu iddia ettiği İslam medeniyetine sığmaz, Batı medeniyetine hiç sığmaz. İktidarın uyguladığı vahşi sistem hiçbir insani değer barındırmayan bir ilkellik hâli. Kuşkusuz referansı ancak 19. yüzyıl olabilir.
Madenlerdeki iş kazalarına ilişkin olarak meslek odaları ve uzmanlar tarafından hazırlanan raporlara göre; 2010 tarihi itibariyle Türkiye’de ölümlü kaza oranı yüzde 4,41 iken, Çin’de 1,27, ABD’de yüzde 0,2. Yine 2008 yılında işletmelerde üretilen milyon taşkömürü başına düşen ölüm sayısı Türkiye Taşkömürü Kurumu’nda yüzde 4,41 iken, özel sektörde bu oran yüzde 11,50 seviyesinde. Üretimde insan faktörünü azaltan robotik sisteme geçilmeyişi, üretime taşeronların ve özel şirketlerin katılması ve üretim artışının zorlanması, havalandırma, kaçış yolları ve kişisel koruyucu donanımlarının, gaz izleme ve ikaz sisteminin yetersizliği, denetlemelerin kiralama sistemindeki sübjektif nedenlere bağlı olarak göz boyama şeklinde yapılması, sorunların giderilmesi yönünde mali bedel ödemekten kaçınılarak madencilerin hayatı üzerinden riske girilmesi gibi hususlar katliamın hazırlayıcıları.Madenlerin kiraya verilmesi ve taşeronluk sisteminde, kârı artırmanın yolu daha az işçiyle yoğun üretimden, kaçak işçi çalıştırmaktan geçmekte. Sendikalar ise bu tablo karşısında tamamen etkisiz ve işlevsiz.
Aralarında Zambiya, Zimbabve, Bosna Hersek gibi ülkelerin bulunduğu 26 ülkenin imzaladığı Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) 176 numaralı ve 1995 tarihli “Madenlerde Güvenlik ve Sağlık Sözleşmesi”ni Türkiye imzalamıyor.
Demokrasi, hukuk ve adaletle bağdaşmayan, sadece kendi rantiyesini yaratan, merkezden pervasızca rant dağıtılması sistemi bu katliamla taşınamaz hâle gelmiştir. AKP yönetimine ve milletvekillerine düşen, 12 yılda bir insanın kaldıramayacağı yükü taşıyan ve itidalini kaybetmiş Başbakan’ı dinlenmeye davet etmek, sorumlu bakanların da istifasını istemektir.
www.umitkardas.com
twitter.com/umit_kardas
Yazarlar
-
Murat Sevinç'Belirsizlik' kullanışlı bir idare yöntemidir, yurttaşı iki dudak arasına hapseder! 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezAtaerkil pazarlık 2.0 ve cinskırım 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin ikinci ve belki de “final” sezonu 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEHüseyin Kocabıyık’ın sözü 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalMüslüman düşmanı Hegseth ve ‘İslami rejimler’in suç ortaklığı 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanErdoğan ve kurmayları acaba neden isteksiz davranıyor? 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHatay’ı haritasına ilk kim koymuştu? 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAMilli takım ışık saçtı: Maçın kahramanını açıkladı 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBaşkan da olsan meşruiyet şart 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuTürkiye neden bu kadar siyasi? 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm sürecinde bazı işaretler 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTOysa Her Şey Çok Farklı Olabilirdi… 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUUyuşturucu kullanımı ortaokullara kadar indiyse… 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBorsada vurgun nasıl yapılır? 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTutuklama tutkusu 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENYargıda “Kin” motivasyonu 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENSadece DEM mi, ya CHP'nin ettikleri? 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilAteş hattında bir ülke: Suriye sahnesinde Türkiye 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAÖzgür Önderlikten , Özgür Topluma; 9 Ekim Komplosuna Karşı Halkların Demokratik Direnişi... 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman ülkelerde adalet yok ama adalet masalları çok güzel! 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇEREkonomide akıldışılık sona erdi mi? 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞEnflasyon, bir temel hak olan mülkiyet hakkının ihlali ve öneriler 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRTürkiye yeniden karanlık film günlerine mi dönüyor? 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin geleceği giderek daha az tartışılırken… 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDevletin sahipleri ve DEM Parti! 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSiyasi değil sosyolojik, hatta psikolojik 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezFenerbahçe'nin Yeni Yönetimine İlk Açık Mektup 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBirinci Yılında Süreç: Olanlar, Olmayanlar 7.10.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.09.2025
1.09.2025
27.08.2025
7.08.2025
4.06.2025
25.05.2025
11.05.2025
24.04.2025
2.04.2025
28.03.2025