Ümit KARDAŞ
Zenginlik, para ve şöhreti hedefleyen hırslar bir zehir gibi insanın ruhuna yayılır ve ruh yitirilir.İncil şöyle der: “Şayet bir insan tüm dünyayı elde eder ve ruhunu kaybederse bunun kârı ne olacaktır.”
Dönüşüm kişiliği geliştirmek midir yoksa ondan kurtulmak mıdır? Çıplak mısın yani kendin misin? Üstümüzde taşıdıklarımız toplumun bize dayattıklarıdır. Toplum ve düzen yalanı hakikat olarak sunar. Ve biz o toplumsal düzenbazlıkla işbirliği yaparız. Bize verilen tüm kimlikleri, tüm düşünceleri kendimizin zannederiz. Oysa bu psikolojik bir dayatma ve istismardır. Böyle bir sömürü düzeninde kimsenin kendisi olmasına izin verilmez. İnsanlara kendileri olarak saygı duymayıp, bazı şeyleri dayattıktan sonra var kabul ediyorsak, o zaman biz kendi hükümranlığımıza ve dayatmalarımıza saygı duyuyoruz demektir. İnsanların doğallığına, duygularına, gerçek acılarına, gerçek sevinçlerine, gerçek gözyaşlarına saygı duymuyoruz, sadece sahteliğe, yalana ve güce saygı duyuyoruz demektir.
Biyolojik bir bilgisayar olan beynimizde, doğduğumuzda zihin boştur ve onun içine bilgi konulmasına gerek vardır. Bu nedenle ilk üç-dört yaşımızı hatırlayamayız. Her toplum kendi koşullanmasına göre bir zihin yaratır, bu nedenle zihin ideolojidir ve dünyada çok sayıda zihniyet vardır. Toplum kendi zihniyeti, ideolojisi ve eğitimiyle çocuğun boş zihnini doldurmaya başlar. Aslında doldurulan ve sürekli konuşan zihin insana ait değildir. Ancak insan bir yanılsama içinde zihnin kendisine ait olduğunu sanır ve bir robot gibi topluma göre davranarak onu izler ve kendi istediği gibi davranıyormuş yanılgısına kapılır. Bu düzenin kurnazlığıdır.
Zihin tesadüfî olarak içine doğduğumuz toplumun yerleştirdiği bir programdır ve insana ait değildir. Aile, okul, din, kurumlar zihnimizi şekillendirir. İnsan ödünç alınmış bir hayatı yaşar gibi farkına varmadan bu zihnin yönlendirmesiyle hareket eder. Böyle bir dünyada ise şiddet, savaş, kitlesel öldürmeler, açlık, sefalet ve mutsuzluk var. Çünkü hiç kimse kendisini, doğallığını, kendi hakikatini yaşayamıyor, sadece zihnine boca edilmiş emirlere uyuyor. Oysa insanın yegâne öğretmeni kendi kalbi ve sezgisidir. Kendin olmak dünyadaki en büyük zenginliktir ve hayatı anlamlı ve önemli kılabilecek tek şeydir.
Zihnin egemenliği ve tasallutundan kurtularak önce varlığımızı anlamlandırmamız lazım. Yani Tanrının ve evrenin bir parçası olduğumuzu bilmek ve içimizdeki karanlığa ve kör noktalara ışık tutmak. Daha sonra kalbimiz aracılığıyla sevgiyi, saadeti, duyguları, coşkuyu, müziği, dansı paylaşmak. Mantık olan zihin ise iş hayatında, teknoloji kullanımında, alışverişte işe yarayabilir. Ancak varlığımızın efendisi ve yüreğimizin kilidi olduğunda ruhumuz ölür. Evet zihin bize iş, para ve ekmek verebilir. Ama zihinde sevgi, şefkat, coşku, neşe, gülümseme ve kahkaha yoktur. Zihin insanı hayatta tutar ama yaşamak bundan başka bir şeydir. Hayatın sevmeye, şarkı söylemeye, neşelenmeye, dans etmeye, kahkaha atmaya ihtiyacı vardır. Kahkahasız bir hayat kuru, tatsız ve insansız bir hayattır. Doğada gülen tek varlık insandır. Hayvanlar, bitkiler gülüp, kahkaha atamaz. Kuşkusuz ciddi politikacılar, akademisyenler, din adamları da gülemez. Gülemeyen insanların ruhları hastalanır.
Varlığımızın ve kalbimizin karşısında hırs ne anlam ifade eder. Her türlü hırsın ortak noktası iktidar hırsıdır. Toplumsal zihniyet kodlarımız, kurumsal değerlerimiz ve eğitim sistemimiz insana en büyük acıyı veren bu hastalıkla sakat. Aslında varlığımızın anlamını keşfettiğimizde ve kalbimizle bağ kurabildiğimizde para, iktidar, şöhret olma hırsları, kıskançlıklar ve kıyaslamalar kaybolacaktır. Lao Tzu’nun sözü önemli. “Ağaçlara bak, nehirlere bak, yıldızlara bak ve eylemsiz eylemin ne olduğunu anlayacaksın.” Onların duruşlarında ve akışlarında zorlayıcı bir irade yok. Başaramama ya da yerimden olurum korkusu yok.
Egomuzu ve hırslarımızı alt edebilirsek geride saf hâlimiz ve masumiyetimiz kalır.
Tatil dönüşü görüşmek umuduyla iyi bayramlar diliyorum. Sevgiyle, iyilikle, müzikle, dansla ve gülümsemeyle kalın.
www.umitkardas.com
Yazarlar
-
Bahadır ÖZGÜROperasyonlar neden silah tüccarlarına yöneldi? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİsrail masasında HTŞ’ye Rus ruleti 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBugün FETÖ yargısı yok, kim var? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUÖyleyse… Yaşıyor demektir! 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÖzel: Erdoğan zengin sever… 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUAKP+MHP ‘koalisyonu’ da bozuluyor mu? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyolİslam düşüncesi nereye? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZRojava çözüm süreci zorluyor mu? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİSavcı Bey size söylüyor iktidar zenginleri 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelTek adama alışmış bir ülkede CHP'de ‘çift lider’ stratejisi ne kadar çalışır? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞFAİLİ MEÇHULLER BİR “DEVLET POLİTİKASI” MIYDI? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTKelbaşa Şimşir Tarak… 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİran yeniden menzilde 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTuhaf yasa maddeleri 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanGenel Yapay Zeka aslında bir büyük yalanın mı adı? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRDünyanın temel düzeni sarsılıyor: Yeni bir ütopya, krizlerden çıkışın anahtarı olabilir 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün10 yıl sonra nasıl bir Türkiye? 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNENeler olacağını bilmek 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKIlımlılar, İslamcılar, Fundamentalistler: “Batı Türkiye’ye Nasıl Bakıyor?” meselesi 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAKürt Halkı: Barışın ve Demokratik Toplumun Evrensel Öncüsü... 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava Tümseği 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMete Tunçay mı yanılmıştı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKeser döner sap döner… 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNSuriye’de dahil olunacak bir ordu var mı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKalıcı toplumsal barış: Engeller, imkanlar 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKGerçekten emperyalist güçler bölgede Kürdistan istiyor mu? Irak ve Suriye’de olanlar bu tezi yalanlı 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcı, sosyalist ve milliyetçi bir düşünür 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluDemokratikleşme paketleri beklenirken hangi kanunlar gelecek? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKardeşlik 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİller Bankası Genel Müdürü Recep Türk: Listemizde sadece Aydın yok 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNAK Parti’den yeni tarzı siyaset: seçmeni kazanamıyorsan seçileni kazan 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBir Devletin ve Toplumun İçten İçe Çözülüşü 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇKudüs, ey Kudüs! 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Alevi Hakları… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunBarışın gerekleri, Cumartesi Anneleri ve Ablam… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMutlak kötülüğün mutlak zaferine doğru mu? 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuYargı, Mafya ve Beyaz Toros… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. Yılmazİpe un serme komisyonu mu? 21.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu17 Ağustos ve 6 Şubat niye akılları başa getirmedi? 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSeyfettin Çilesiz’in çilesi 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANBelediye başkanları ne yaptıklarının farkında mı? 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan24 yıl sonra CHP’ye muhtaç hale gelmek… 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANBitmeyen CHP tartışmaları (II): Yelin kayadan toz koparması 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayEnflasyon raporu: Faiz, fiyatlar, sofradan eksilen tabaklar 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçDiyanet anayasaya aykırı bir hukuk rejimi öğütleyemez! 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.06.2025
25.05.2025
11.05.2025
24.04.2025
2.04.2025
28.03.2025
14.03.2025
8.03.2025
27.02.2025
20.02.2025