Ümit KARDAŞ
Tabii hâkim (olağan hâkim), kanunla olaydan önce kurulmuş yetkili yargılama makamındaki hâkimdir. Tabii hâkim ilkesi, yürütme erkinin yani siyasi iktidarın yargılama makamları üzerindeki muhtemel tesirini önlemek için kabul edilmiş bir güvencedir. Olağanüstü hâkim ise, bir olaydan sonra o olaya yönelik olarak kurulmuş veya olaya göre sonradan yetkili kılınmış hâkimdir. Hâkimin gözü hattâ kulağı kapalı olarak elindeki terazinin tam tartmasının en önemli koşulu tüm etkilere ama özellikle siyasi iktidara karşı korunmasıdır. Buna hâkimin tarafsızlığı ya da objektifliği denir. Hâkimin tarafsız kalamayacağı veya tarafsızlığının tehlikeye girdiği görülen hâllerde hâkimin reddi usulü işletilerek o hâkimin yargılama yetkisi kaldırılır ve tarafsızlık sağlanır.
Dönemin başbakanı yolsuzluk soruşturması üzerinden kendisine darbe yapıldığını, bu darbenin hizmet hareketi olarak tanımlanan cemaatin uzantıları tarafından gerçekleştirildiğini, bunun bir terör faaliyeti olduğunu, bunların üzerine gidilmesi için gerekli kanuni değişiklikler yapıldığında inlerine girileceğini, operasyonların hız kazanacağını belirterek özgürlüklerimizin sınırlanması konusunda kapalı devre çalışacak bir sulh ceza mahkemeleri sistemi yaratmıştır. Bu düzenleme bütün bir ceza muhakemesi birikimini ve ilkelerini yok etmiş, hukuk güvenliğini ortadan kaldırmış, özgürlükleri tehlikeye atmıştır. Böylece siyasi iktidar meydana gelmiş bir olaydan sonra açıkça tabii hâkim ilkesine aykırı hâkimlikler kuracağını beyan etmiş ve Adalet Bakanı’nın Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’ndaki konumundan istifade ederek kendi amacına hizmet edecek hâkimleri nakletme fırsatını bulmuştur. Bu durumda bu mahkemeler en baştan olağan hâkim olmaktan çıkmış ve objektifliklerini yitirmişlerdir. Üstelik özgürlüklerimizi kısıtlama yetkisi verilen bu hâkimliklerin kararlarına bir üst mahkemede itiraz edilebilmesi imkânı kaldırılarak hak ve özgürlüklerin yok edilmesi sonucunu doğuran kapalı devre sistemine geçilmiştir. Bu durum siyasi iktidarın planlı bir objektiflik ihlalini hedeflediğini göstermekte.
Başta Hidayet Karaca müdafii olmak üzere aynı soruşturma dosyasında şüpheli olarak bulunanların müdafileri yukarıda belirtilen gerekçelerle birlikte sözkonusu hâkimlerin soruşturma sırasındaki davranışlarını ve tutuklama ve tutukluluğun devamına ilişkin kararların Ceza Muhakemesi Kanunu ve Anayasa’daki esaslara ve AİHM içtihatlarına aykırı olarak gerekçesiz sayılacak şekilde verilmesini gerekçe göstererek tüm sulh ceza hâkimleri için reddi hâkim talebinde bulunmuşlardır. 29.Asliye Ceza Mahkemesi CMK’dan kaynaklanan yetkisi dâhilinde ret başvurusunu inceleyerek evrensel hukuka ve özellikle AİHM içtihatlarına uygun bir karar vermiştir. 24/ 04/ 2015 tarihli bu kararın gerekçelerine bakalım.
“Doğal yargıçlık ilkesi; bir uyuşmazlık hakkında karar verecek olan hakimin, o uyuşmazlığın doğmasından önce kanunen belli olmasını ön gören ilkedir. Bu prensiple uyuşmazlığın olaydan sonra çıkarılacak bir kanunla kurulacak bir mahkeme tarafından yargılamasının yapılması yasaklanmaktadır. Aydınlanma çağında keyfiliğe engel olmak üzere geliştirilen bu ilkeyle kişiye ve olaya özel mahkeme kurma imkanının ortadan kaldırılması hedeflenmiştir. İç hukukumuzda 1982 Anayasanın 37. maddesinde düzenlenmiştir. Anayasa Mahkemesinin 20 Ekim 1990 tarih, K 1990/30 sayılı kararıyla hukuk devletinde doğal yargıçlık ilkesinin tanımı yapılarak çerçevesi çizilmiştir.
…….Sulh Ceza Hakimliklerinin kapalı devre yargı düzenini getirdiği dolayısıyla AİHS Ek 7 nolu protokolün 2. maddesinde düzenlenen ‘cezai konularda iki dereceli yargılama hakkı’ ilkesine aykırı olduğu kamuoyunda gündeme getirilen konular arasında yer almış ve Sulh Ceza Hakimliklerinin kuruluşuyla ilgili tartışmalar da son bulmamıştır.
Hakimin bağımsızlığı; hakimlerin bağımsız bir organ tarafından atanması, atandıktan sonra siyasi ve idari etki, telkin ve baskılardan uzak durması, ortamdan bağımsız hareket etmesidir. Yargının devlet organlarının etki ve müdahalesine karşı korunmasına ‘dış bağımsızlık’, meslek içi etki ve baskılara karşı korunmasına ise ‘iç bağımsızlık’ denmektedir.”
Sözkonusu kararla devam edeceğim.
www.umitkardas.com
twitter.com/umit_kardas
Yazarlar
-
Murat Sevinç'Belirsizlik' kullanışlı bir idare yöntemidir, yurttaşı iki dudak arasına hapseder! 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezAtaerkil pazarlık 2.0 ve cinskırım 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin ikinci ve belki de “final” sezonu 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEHüseyin Kocabıyık’ın sözü 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalMüslüman düşmanı Hegseth ve ‘İslami rejimler’in suç ortaklığı 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanErdoğan ve kurmayları acaba neden isteksiz davranıyor? 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHatay’ı haritasına ilk kim koymuştu? 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAMilli takım ışık saçtı: Maçın kahramanını açıkladı 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBaşkan da olsan meşruiyet şart 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuTürkiye neden bu kadar siyasi? 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm sürecinde bazı işaretler 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTOysa Her Şey Çok Farklı Olabilirdi… 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUUyuşturucu kullanımı ortaokullara kadar indiyse… 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBorsada vurgun nasıl yapılır? 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTutuklama tutkusu 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENYargıda “Kin” motivasyonu 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENSadece DEM mi, ya CHP'nin ettikleri? 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilAteş hattında bir ülke: Suriye sahnesinde Türkiye 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAÖzgür Önderlikten , Özgür Topluma; 9 Ekim Komplosuna Karşı Halkların Demokratik Direnişi... 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman ülkelerde adalet yok ama adalet masalları çok güzel! 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇEREkonomide akıldışılık sona erdi mi? 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞEnflasyon, bir temel hak olan mülkiyet hakkının ihlali ve öneriler 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRTürkiye yeniden karanlık film günlerine mi dönüyor? 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin geleceği giderek daha az tartışılırken… 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDevletin sahipleri ve DEM Parti! 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSiyasi değil sosyolojik, hatta psikolojik 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezFenerbahçe'nin Yeni Yönetimine İlk Açık Mektup 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBirinci Yılında Süreç: Olanlar, Olmayanlar 7.10.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.09.2025
1.09.2025
27.08.2025
7.08.2025
4.06.2025
25.05.2025
11.05.2025
24.04.2025
2.04.2025
28.03.2025