Ümit KARDAŞ
Siyasi saik ve hamleler bir yana Almanya’ya neden kızıyoruz? Biz niye İttihat ve Terakki’nin hatalarını yükleniyoruz? Hakikatin perdesini aralayanlara hangi ahlakla “kanı bozuk” diyoruz?
İttihatçı Osmanlı hükümeti Yeniköy Antlaşması’nı iç işlerine müdahale olarak kabul etmiş, ancak istemeyerek de olsa imzalamıştı. Antlaşmaya göre, Osmanlı, bu bölgede artık Rusya’ya karşı sorumlu olacaktı. Bu, Doğu ve Güneydoğu’nun Rusya’ya bırakılması anlamını taşıyordu. Alman Von der Goltz Paşa, Antlaşmanın ardından Türk ve Almanların katıldığı bir toplantıda Anadolu Ermenilerinin kati bir şekilde Rus sınırından uzaklaştırılıp güneye, Halep ve Akdeniz yöresine sürülmesini, bu taraflardan da Arapların boşalan yerlere getirilmesini proje olarak anlatıyordu. İttihat ve Terakki, Osmanlı Devleti’ni yeniden inşa etmeye karar vermişti. Ancak bunu sorunları çözmek yerine, sorun olarak gördüğü Osmanlı vatandaşları olan Rumları ve Ermenileri ülke topraklarının dışına sürmek şeklinde yapıyordu. Kendi iç dinamiğiyle ve siyaset kanalıyla Ermeni sorununu çözemeyen Osmanlı yönetimi, başta Rusya olmak üzere dış dinamiklerin müdahalesine zemin hazırlamış oluyordu.
1914 yılı Temmuz ayı sonunda Almanya ile Rusya’nın karşılıklı olarak birbirlerine savaş ilan etmeleri üzerine, Osmanlı hükümeti, 2 Ağustos’ta Almanya ile gizli bir ittifak antlaşması imzalayarak savaşta safını belirledi. Böylece Osmanlı ordusunun emir ve komutası Türk subayı üniforması giyen Alman askeri heyetine verilmiş oldu. Antlaşmanın imzaladığı gün, Berlin Genelkurmayı’nın isteği üzerine, hükümetin bir kararı olmadan, sadece Enver ve Talat paşaların emriyle seferberlik ve sıkıyönetim ilan edildi.
MÜSLÜMANLAŞTIRMA POLİTİKASI
Türkiye’nin Almanya’nın yanında savaşa girmesi ile birlikte Rumlara ve Ermenilere yönelik etnik arındırma politikaları uygulanmaya başlandı. 1914’te Ayvalık’ta Rum tehcirinin yapılması General Liman von Sanders’in resmi talebiyle gerçekleşti.
Servet ve ticaret Türkleştirilip Müslümanlaştırılırken, Almanya da kendi bankaları ve şirketleriyle payını alıyordu. Müslümanların, ithal etme hakkı kaldırılan Rumlarla ticari ilişkileri yasaklanmıştı. Hükümet, göç edenlerin tüm mülklerine el koyma kararı veriyordu. Kullanılan bir diğer araç ise zorla Müslümanlaştırmaydı. General Liman von Sanders, Hıristiyan nüfustan vergi toplayarak Bandırma’da bir yetimhane kurdu. Erkek çocuklar burada asimile edilirken, kız çocukları Türklerle evlenmeye zorlanıyordu. Hıristiyan aileler Türk köylerine gönderiliyor ve hiçbir şekilde köyden ayrılmalarına izin verilmiyordu.
1914’te çoğunlukla Rumlara yönelik başlayan ve daha sonra Ermenileri de kapsayacak şekilde uygulanan iki evreli politika tek bir amaca yönelikti; Osmanlı’nın kendisini saf Türk ve Müslüman bir devlete dönüştürebilmesi için Hıristiyan unsurun yok edilmesi. Müslüman olmaları nedeniyle Türklük içinde eritilebilecekleri düşünülen Kürtler bu politikanın dışında bırakılırken, Kürt ve Çerkes çeteleri bu katliamın içinde rol alıyorlardı. Almanya’nın Doğu’daki çıkarlarına yönelik politikaları ile İttihat ve Terakki’nin homojenleştirme politikaları örtüşmüştü. Yaşananlara eleştirel bir tavır alan Almanya Büyükelçisi Kont Matternich’in kayser tarafından “Hıristiyanların lehinde müdahale ederek Türklerin haysiyetini zedelemek ve Almanya’nın çıkarlarına uygun hareket etmemek” gerekçesiyle merkeze alınması bunu açıkça göstermekte. Hıristiyanlığı kabul etmiş ilk halk olan Ermeniler Rus çekici ile Türk-Alman örsünün arasında eziliyordu.
Yunus Nadi, 7 Ekim 1916 tarihli Tasvir-i Efkar’da çıkan “İflas ve temizlik” başlıklı yazısını şöyle bitiriyor: “Biz, gerçeklerin baskısı altında mecburen yeni bir hedefe yönelmek zorundayız; bu zorunluluk, malum halk öğelerinin birliği politikasının iflas ettiğinin ve vatanımız için “temizlik” döneminin başladığının idrak edilmesine dayanıyor.”
1900’lerin başında Güneybatı Afrika’daki Omaheke Çölü’nde buna benzer bir trajedi yaşanmıştı. Kurbanlar Ermeniler değil, Namalar ve Hererolardı. Katliamı yapan ise General Lothar von Trotha komutasındaki Alman İmparatorluğu Sömürge Birliği’ydi. Çin’deki Boxer ayaklanmasını vahşi bir şekilde bastıran kişi olan General Trotha, Namaları ve Hereroları ölüm mahalli olan çöle sürerken, katliamı “böyle bir milletin imha edilmesinin zorunlu olduğuna inanıyorum” beyanıyla gerekçelendiriyordu. Katliamda en çok kullanılan yöntem ise asileri çöle sürüp orada susuzluktan ya da önceden zehirlenmiş içme suları ile öldürmekti. 1985’te, BM’nin Whitaker Raporu’nda Almanların Herero ve Namalara Güneybatı Afrika ya da şimdiki adıyla Namibya’da gerçekleşen bu olayları 20. yüzyılda gerçekleştirilen ilk soykırım hareketi olarak değerlendirilmiştir. Alman Hükümeti Yardım Bakanı Heidemarie Wieczorek-Zeul, 2004’te şöyle bir demeç verdi: “Almanlar olarak biz bu olaylardaki tarihi sorumluluklarımızı ve hatalarımızı kabul ediyoruz.”
General Trotha’nın Afrika’daki kolonilerde uyguladığı imha reçetesini Alman militarizmi İttihat ve Terakki liderlerine tavsiye etmiş olabilir mi? .(Talim el Aleman-Alman öğretisi)
ALMAN FEDERAL MECLİSİNDEN TEHCİR İLE İLGİLİ METİNLER
Tüm bu açıklamalardan sonra gelelim Almanya Federal Meclisi’nin kabul ettiği metne. Bu metinden önemli bölümleri aşağıya alıyorum.
“Federal Meclis, Osmanlı İmparatorluğu’nun askeri baş müttefiki olan Alman İmparatorluğu’nun Ermenilerin organize bir şekilde tehcir ve yok edilişine ilişkin Alman diplomatlar ve misyonerler aracılığıyla da gelen açık bilgilere karşın insanlığa karşı bu cürmü durdurmaya çalışmayarak oynadığı yüz kızartıcı rolden ötürü elem içindedir.”
“Federal Meclis, Almanya’nın özel tarihi sorumluluğunu kabul eder. Türkleri ve Ermenileri geçmişin mezarları üzerinden birlikte barış ve anlayış yolu arayışı konusunda desteklemek de bu sorumluluğun bir parçasıdır.”
“Almanya Federal Meclisi, bu vesileyle sadece tasavvur edilemez vahşilikteki cinayetlerin kurbanlarını değil, aynı zamanda Osmanlı İmparatorluğu ve Alman İmparatorluğu içerisinde, yüzyıl önceki güç koşullar ve o dönemin yönetimlerine karşı farklı yollarla Ermeni kadın, çocuk ve erkeklerin kurtarılması için mücadele eden insanları da saygıyla anar.”
“Almanya Parlamentosu, katliam ve tehcir kurbanlarının Almanya’nın rolü bağlamında anılmasının ve ülkesindeki Türk ve Ermeni kökenli yurttaşları arasında arabuluculuk yapmasının entegrasyona ve bir arada barış içinde yaşama da katkı sağlayacağı görüşündedir.”
“Almanya’nın kendi tarihi tecrübesi, bir toplum için tarihinin karanlık sayfalarını ele almanın ne derece zor olduğunu göstermiştir. Öte yandan tarihin dürüstçe ele alınması hem toplum içerisinde hem de başkalarıyla barışmanın en önemli temelidir.”
Siyasi saik ve hamleler bir yana Almanya’ya neden kızıyoruz? Biz niye İttihat ve Terakki’nin hatalarını yükleniyoruz? Hakikatin perdesini aralayanlara hangi ahlakla “kanı bozuk” diyoruz.
Yazarlar
-
Bahadır ÖZGÜROperasyonlar neden silah tüccarlarına yöneldi? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİsrail masasında HTŞ’ye Rus ruleti 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBugün FETÖ yargısı yok, kim var? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUÖyleyse… Yaşıyor demektir! 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÖzel: Erdoğan zengin sever… 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUAKP+MHP ‘koalisyonu’ da bozuluyor mu? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyolİslam düşüncesi nereye? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZRojava çözüm süreci zorluyor mu? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİSavcı Bey size söylüyor iktidar zenginleri 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelTek adama alışmış bir ülkede CHP'de ‘çift lider’ stratejisi ne kadar çalışır? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞFAİLİ MEÇHULLER BİR “DEVLET POLİTİKASI” MIYDI? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTKelbaşa Şimşir Tarak… 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİran yeniden menzilde 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTuhaf yasa maddeleri 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanGenel Yapay Zeka aslında bir büyük yalanın mı adı? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRDünyanın temel düzeni sarsılıyor: Yeni bir ütopya, krizlerden çıkışın anahtarı olabilir 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün10 yıl sonra nasıl bir Türkiye? 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNENeler olacağını bilmek 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKIlımlılar, İslamcılar, Fundamentalistler: “Batı Türkiye’ye Nasıl Bakıyor?” meselesi 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAKürt Halkı: Barışın ve Demokratik Toplumun Evrensel Öncüsü... 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava Tümseği 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMete Tunçay mı yanılmıştı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKeser döner sap döner… 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNSuriye’de dahil olunacak bir ordu var mı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKalıcı toplumsal barış: Engeller, imkanlar 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKGerçekten emperyalist güçler bölgede Kürdistan istiyor mu? Irak ve Suriye’de olanlar bu tezi yalanlı 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcı, sosyalist ve milliyetçi bir düşünür 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluDemokratikleşme paketleri beklenirken hangi kanunlar gelecek? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKardeşlik 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİller Bankası Genel Müdürü Recep Türk: Listemizde sadece Aydın yok 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNAK Parti’den yeni tarzı siyaset: seçmeni kazanamıyorsan seçileni kazan 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBir Devletin ve Toplumun İçten İçe Çözülüşü 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇKudüs, ey Kudüs! 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Alevi Hakları… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunBarışın gerekleri, Cumartesi Anneleri ve Ablam… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMutlak kötülüğün mutlak zaferine doğru mu? 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuYargı, Mafya ve Beyaz Toros… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. Yılmazİpe un serme komisyonu mu? 21.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu17 Ağustos ve 6 Şubat niye akılları başa getirmedi? 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSeyfettin Çilesiz’in çilesi 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANBelediye başkanları ne yaptıklarının farkında mı? 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan24 yıl sonra CHP’ye muhtaç hale gelmek… 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANBitmeyen CHP tartışmaları (II): Yelin kayadan toz koparması 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayEnflasyon raporu: Faiz, fiyatlar, sofradan eksilen tabaklar 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçDiyanet anayasaya aykırı bir hukuk rejimi öğütleyemez! 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.06.2025
25.05.2025
11.05.2025
24.04.2025
2.04.2025
28.03.2025
14.03.2025
8.03.2025
27.02.2025
20.02.2025