Ümit KARDAŞ
İtalyan felsefeci Giorgio Agamben, “kamu hukuku” ile“siyasal olgu” ve “hukuk düzeni” ile “yaşam” arasındaki ara bölgeyi tanımlarken “istisna hali” kavramını kullanır.Ona göre"istisna hali” kavramı, siyasal belirsizlik veya nedeni ne olursa olsun bir kriz durumunda siyasal düzenin sağlanması adınahukukun kendini askıya almasıdır. Krizle veya gerilimli bir belirsizlikle kesintiye uğrayan toplumsal ve siyasi işleyişin sürekli bir hal alması diğer bir deyişle hukuksuzluğun artık normalleşmesidir. Böylece istisna hali yasal biçimi olmayan şeyin yasal biçimini alır. Türkiye’de uygulanan OHAL rejimi tipik bir istisna hali örneğidir.
Agamben’in temel meselesi, belirsizlikle veya krizle kesintiye uğrayan toplumsal işleyişin devamını sağlamaya yönelik hukuksuzluk veya boşluk halinin artık normal bir durum haline gelmiş olmasıdır. İstisna halini tanımlayan bir nitelik olarak hukuk dışılığın bir yasaya ve hukuka dönüşmüş olması, devletin ve hukukun meşruiyet zeminini belirleyen güç ilişkilerini ve bu güç ilişkilerinin etkileşimlerinin yeniden değerlendirilmesini gerekli kılmakta.
Siyasi sistemle bütünleştirilemeyeceklerine karar verilen yurttaşların ötekileştirilmelerinin ötesinde bedenen de ortadan kaldırılmalarına izin veren ve yasal bir iç savaş olarak görülen istisna hali modern totalitarizmin bir sonucu. Tıpkı zorla kaybedilenlerin durumunda olduğu gibi. Bu nedenle istisna hali çağdaş siyasette demokrasi ile mutlakiyet arasında bir belirsizlik eşiğine denk düşmekte.
İstisna hali temeline “zorunluluk” kavramı yerleştirilerek normalleştirilir. "Zorunluluğun yasası yoktur” ( Necessitas legem non habet ). Bu deyiş iki sonuç doğurur. "zorunluluk hiçbir yasa tanımaz” ve“zorunluluk kendi yasasını yaratır”. Böylece “zorunluluk” kuramı,bir istisna hali olarak ortaya çıkmakta. Zorunluluk hali modernleşmeyle birlikte hukuk düzenine sokuldu ve yasanın gerçek bir hali olarak kabul ettirildi.
Hukukun askıya alınmasının “ortak iyilik” için gerekli olabileceği fikri Ortaçağ dünyasına yabancıdır. NitekimDante’ye göre "her kim hukuk amacına ulaşmayı hedefliyorsa, hukukla yol almak zorundadır”.
Agamben’e göre istisna hali,bir yandan normun yürürlükte olduğu ama uygulanmadığı,öte yandan yasa değeri olmayan kararların yasanın gücünü edindikleri bir yasa halini tanımlar. (Kanun Hükmünde Kararnameler)İstisna hali, yasasız bir yasa gücünün söz konusu olduğu bir yasasızlık uzamıdır. Yasanın gücü ile edimin radikal olarak ayrıldığı noktada yasanın gücü mistik bir şeydir.Yasanın mistik gücü temsili devlet otoritesini gösterirken, edim devrimci bir örgütün isteyebileceği şekilde belirsiz bir öğe gibi salınır.
Carl Schmitt’in şiddeti her defasında yeniden hukuka bağlamaya çalışmasına karşılık, Walter Benjamin, her defasında şiddete hukukun dışında bir yer vermeye çalışır. Kurmaca istisna halinde hukuki bir çehreden yoksun bir şiddetin hüküm sürdüğü bir yasasızlık bölgesi vardır. Benjamin, devlet iktidarının bu maskesini düşürür. Kafka’nın da karakterleri istisna halindeki bu hayaletimsi hukuk figürüyle uğraşmak zorunda kalırlar.
İktidar gücünün merkezde barındırdığı şey istisna halidir. Devletin iktidar gücü, dışarıda uluslararası hukuku göz ardı ederek, içeride ise kalıcı bir istisna hali yaratarak ve yine de hukuku uyguladığını belirterek bir şiddet rejimini uygulayabilir.
Siyaset, iktidar gücünü elde ettiğinde kendini kurucu güç yani hukuku kuran şiddet olarak algılamak suretiyle hukukla kirlenmekte ve sürekli gerilemektedir. Aksine siyaset, Agamben’in deyişiyle şiddet ile hukuk arasındaki bağı kesen eylem olmalıdır. Ve ancak hukukun istisna halinde onu yaşama bağlayan düzeneğinin devre dışı bırakılmasından sonra saf bir hukuku karşımızda bulmamız mümkün.
Agamben, hem Mussolini’nin faşist rejimine hem Hitler’in nazi rejimine karakteristik özelliğini veren şeyin yürürlükteki anayasaların varlıklarını ( İtalya’da Alberto Yasası, Almanya’da Reich Anayasası )sürdürmelerine izin vermeleri, yasa ve anayasanın yanına “ikili devlet” olarak tanımlanmış bir paradigma uyarınca ikinci bir yapıyı yerleştirmeleri olduğu saptamasını yapmakta. Böylece çoğunlukla hukuki açıdan resmi bir yapıya kavuşturulmamış olan bir ikinci yapı istisna hali sayesinde ötekiyle yan yana var olabilmekte ve istisna hali yönetimler için bir paradigmaya dönüşmekte.
Hukuk istisna halini bünyesine katarak kendini askıya alırken, bu durum küresel düzeyde uluslararası hukukun ve evrensel hukuk ilkelerinin askıya alınması ve istisna halinin küresel sisteme katılması şeklinde görülmekte. ABD başkanı Bush’un 13 Kasım 2001 tarihli askeri emrinde bu durum açıkça görüldü. Bu emirle Bush terörist faaliyetlere karıştığından kuşkulanılan ABD yurttaşı olmayan kişilerin süresiz alıkonulmalarına ve askeri komisyonlarca yargılanmalarına izin vermiş ve Guantanamo hapishaneleri evrensel hukukun mezarlığı olmuştu. ABD sadece yabancılar bakımından değil, kendi yurttaşları bakımından da özgürlükleri kısıtlayıcı düzenlemelere gitmiş, böylece Amerika’nın temellerini oluşturan ilkelere bağlılığını kopardığını, hukuku askıya aldığını ve istisna halini normalleştirdiğini göstermişti. Trump zihniyetinin de farklı olmadığı ortada.
Türkiye’yi yönetenler daima, adaletin devletin temeli olduğunu, devletin hukuk kuralları içinde hareket ettiğini öne sürerken sayısız örneklerde görüleceği üzere ülkemizde de kadim, içselleştirilmiş bir sürekli istisna hali yaşanmakta. Burada söz konusu olan yasanın gücü şeklinde hukuku askıya alarak onu koruduğunu öne süren bir hukuk kurmacasıdır. (fictio iuris ) Kalıcı hale gelen istisna halinden çıkmanın yolu, geçmişle yüzleşerek, devleti demokrasinin, hukukun ve özgürlüklerin emrinde bir aygıt durumuna getirecek, farklılıklarımızla birlikte barış, özgürlük ve hukuk güvenliği içinde yaşamamızı sağlayacak ve toplumsal mutabakatı yenileyecek yeni bir inşadan geçmekte.
Hukukçuların, felsefecilerin ve ilgili disiplinlere bağlı bilim insanlarının bu meseleleri tartışmaları gerekmekte.
Yazarlar
-
Akif BEKİSavcı Bey size söylüyor iktidar zenginleri 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZRojava çözüm süreci zorluyor mu? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİsrail masasında HTŞ’ye Rus ruleti 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜROperasyonlar neden silah tüccarlarına yöneldi? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyolİslam düşüncesi nereye? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBugün FETÖ yargısı yok, kim var? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUAKP+MHP ‘koalisyonu’ da bozuluyor mu? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUÖyleyse… Yaşıyor demektir! 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÖzel: Erdoğan zengin sever… 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelTek adama alışmış bir ülkede CHP'de ‘çift lider’ stratejisi ne kadar çalışır? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanGenel Yapay Zeka aslında bir büyük yalanın mı adı? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTuhaf yasa maddeleri 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞFAİLİ MEÇHULLER BİR “DEVLET POLİTİKASI” MIYDI? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTKelbaşa Şimşir Tarak… 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİran yeniden menzilde 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRDünyanın temel düzeni sarsılıyor: Yeni bir ütopya, krizlerden çıkışın anahtarı olabilir 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNENeler olacağını bilmek 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAKürt Halkı: Barışın ve Demokratik Toplumun Evrensel Öncüsü... 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün10 yıl sonra nasıl bir Türkiye? 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava Tümseği 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKIlımlılar, İslamcılar, Fundamentalistler: “Batı Türkiye’ye Nasıl Bakıyor?” meselesi 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNSuriye’de dahil olunacak bir ordu var mı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKalıcı toplumsal barış: Engeller, imkanlar 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKGerçekten emperyalist güçler bölgede Kürdistan istiyor mu? Irak ve Suriye’de olanlar bu tezi yalanlı 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluDemokratikleşme paketleri beklenirken hangi kanunlar gelecek? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcı, sosyalist ve milliyetçi bir düşünür 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKeser döner sap döner… 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMete Tunçay mı yanılmıştı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKardeşlik 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBir Devletin ve Toplumun İçten İçe Çözülüşü 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuYargı, Mafya ve Beyaz Toros… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇKudüs, ey Kudüs! 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunBarışın gerekleri, Cumartesi Anneleri ve Ablam… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMutlak kötülüğün mutlak zaferine doğru mu? 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNAK Parti’den yeni tarzı siyaset: seçmeni kazanamıyorsan seçileni kazan 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Alevi Hakları… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİller Bankası Genel Müdürü Recep Türk: Listemizde sadece Aydın yok 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. Yılmazİpe un serme komisyonu mu? 21.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANBelediye başkanları ne yaptıklarının farkında mı? 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSeyfettin Çilesiz’in çilesi 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu17 Ağustos ve 6 Şubat niye akılları başa getirmedi? 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan24 yıl sonra CHP’ye muhtaç hale gelmek… 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayEnflasyon raporu: Faiz, fiyatlar, sofradan eksilen tabaklar 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçDiyanet anayasaya aykırı bir hukuk rejimi öğütleyemez! 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANBitmeyen CHP tartışmaları (II): Yelin kayadan toz koparması 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.06.2025
25.05.2025
11.05.2025
24.04.2025
2.04.2025
28.03.2025
14.03.2025
8.03.2025
27.02.2025
20.02.2025