Ümit KARDAŞ
Mahalli muhtariyetleri düzenleyen 1921 Anayasası’nın kabulünden sonra, 10 Şubat 1922 tarihinde Meclis’te 21 Anayasası’nın özerklikle ilgili maddeleri doğrultusunda Kürdistan’ın muhtariyetine ilişkin bir kanun tasarısı görüşüldü.
Sonradan kayıtlardan çıkarılan metnin bazı maddeleri şöyle; “1- TBMM,…..,Kürt milleti için kendi milli ananeleriyle ahenk içinde bir muhtar idare kurma mesuliyetini üzerine almaktadır.”,”2- Ekseriyetini Kürtlerin oluşturduğu havali için ,BMM’nin karar vereceği şekilde Türk ve Kürt olabilecek bir Genel Vali…,Kürt milletinin ileri gelenleri ( 5. Md. Kürt Millet Meclisi ) tarafından seçilecektir.”
“6- Kürt Millet Meclisi, Doğu vilayetlerinde genel seçim yoluyla kurulacak, Meclisin görev süresi üç sene olacaktır.”, “ 9- Karma bir komisyon tarafından hudutların tespitine bağlı olmak üzere, Kürdistan idari bölgesi, Van, Bitlis, Diyarbakır Vilayetleri ile Dersim sancağı ve mahdut kaza ve nahiyelerinden mürekkep olacaktır.”
“10-…adli teşkilat, şimdilik…yarısı Türk yarısı Kürt olacaktır.”, “ 11- Bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren , savaşa katkı şeklinde veya hiçbir şekilde vergi istenmeyecektir.”, “ 17- Genel Vali’nin tasdiki olmaksızın ve BMM ve Ankara Hükümeti’nin bilgisi haricinde Kürt Millet Meclisi tarafından hiçbir vergi yükümlülüğü getirilemez.”
15. maddede okullarda Kürt diliyle öğrenim yapılacağı ancak bunun resmi dil olma talebine temel teşkil etmeyeceği de belirtilmiştir. Aynı gün oylanan metin 64 ret oyuna karşılık 373 oyla kabul ediliyordu. ( Metnin tamamı ve referansı için Suat Parlar- “Türkler ve Kürtler- Ortadoğu’da İktidar ve İsyan Gelenekleri”, sh.636- “ İngiliz Büyükelçisi Horace Rumbold’un Dışişleri Bakanı Lord Curzon’a gösterdiği raporda tasarı metni de yer alıyor ve büyükelçi ; TBMM’nin 10 Şubat 1922 günü gizli oturumda Kürdistan yönetimine dair anayasa önerisini kabul ettiğini yazıyordu.( FO 371/ 7781 Doğu ( Türkiye ) , E.3553.96.55, no:308, Sir H.Rumbold’dan Kedlostan’da Marquess Curzon’a” )
1922 Temmuz ayında Mustafa Kemal, Türkiye Büyük Millet Meclisi sıfatıyla El Cezire Kumandanlığı’na “Kürdistan hakkında” düzenlenen bir talimat gönderir.
Talimatta, “ Kürtlerin oturduğu bölgelerde ise hem iç siyasetimiz hem de dış siyasetimiz açısından adım adım mahalli bir idare kurulmasını gerekli bulmaktayız.” denilmekte. Söz konusu talimat, TBMM’nin 22 Temmuz 1922 tarihli oturumunda okunup tutanağa geçirilir. ( TBMM Gizli Celse Zabıtları, c.3, Ankara 1985, İş Bankası Yay.- Parlar- a.g.e )
Bu gelişmelerden sonra 20 Kasım 1922'de Lozan görüşmeleri başlar ancak kapitülasyonların kaldırılması, İstanbul'un boşaltılması ve Musul konularında anlaşma sağlanamaz.. Tarafların tavize yanaşmaması ve önemli görüş ayrılıkları çıkması üzerine 4 Şubat 1923'te görüşmelerin kesilmesi savaş ihtimalini yeniden gündeme getirir.
Lozan’ın gündemi Musul meselesiyle ( dolayısıyla Kürtlerle ) yakından ilgilidir. Bu nedenle Mustafa Kemal özerklik meselesi üzerinde önemle durmaktadır. Lozan görüşmeleri kesilmeden önce 16-17 Ocak 1923’te İzmit’te yaptığı basın toplantısında Ahmet Emin ( Yalman) Bey’in sorusuna şu karşılığı verir.
“Türk anasırının içine gire gire öyle bir hudut hasıl olmuştur ki Kürtlük namına bir hudut çizmek istersek Türklüğü ve Türkiye’yi mahvetmek lazımdır…. başlı başına bir Kürtlük tasavvur etmekten ise bizim Teşkilat-ı Esasiye Kanunu mucibince ( 1921 Anayasasının özerklikle ilgili düzenlemesi ) mahalli muhtariyetler teşekkül edecektir. O halde hangi livanın ahalisi Kürt ise onlar kendilerini muhtar olarak idare edeceklerdir.” ( Mustafa Kemal, Eskişehir-İzmit Konuşmaları, İst. 1999, Kaynak Yay. –Parlar- a.g.e )
Mustafa Kemal, Kürtler için üzerinde merkezi denetimin sıkı olacağı bir muhtariyet düşünüyordu. Bu konuşmadan bir hafta sonra Lozan’da Musul tartışılacaktı. Mustafa Kemal, Kürtlere tanınacak muhtariyetle Lozan’ın Musul gündemi arasında bir denklem kurmuş bulunuyordu.
Nitekim Mustafa Kemal, İzmit toplantısında Falih Rıfkı’nın Musul ile ilgili sorusuna şu yanıtı veriyor: “ İngilizler orada bir Kürt hükümeti teşkil etmek istiyorlar. Bunu yaptıkları takdirde bu fikir bizim hududumuz dahilinde Kürtlere de sirayet edebilir.(…) Musul’da ısrar ediyorlar, belki de vermeyeceklerdir.”
Anlaşıldığı kadarıyla Mustafa Kemal, Misakı-Milli sınırları içinde yaşayan Kürtlerin Musul ile ilgili gelişmelerden dolayı bağımsız hükümet kurma yönünde etkileneceklerini düşünerek, petrol çıkarları nedeniyle ısrarcı İngilizlere Musul’u bırakmayı göze alırken Misakı-Milli içindeki Kürtleri muhtariyet kartıyla yanında tutmak istemektedir.
Oysa Meclis’teki Kürt milletvekilleri Musul’un Misak-ı Milli sınırları dışına çıkarılmasına şiddetle karşı çıkarlar. Başbakan Rauf bey de karşı çıkanlar arasındadır. Milli Mücadele, Türkler-Kürtler ve Müslüman halkların çabasıyla Misak-ı Milli çerçevesinde başarıya ulaşmışken bu gelişme sarsıcı olmuş, rejim dönemin en büyük emperyalist gücü olan İngiltere ile uzlaşma yolunu seçmişti.
Lozan’da taraflar arasında karşılıklı verilen tavizler ile görüşmeler 23 Nisan 1923'te tekrar başladı, 23 Nisan'da başlayan görüşmeler 24 Temmuz 1923'e kadar devam etti ve bu süreç Lozan Barış Antlaşması'nın imzalanması ile sonuçlandı.
İsmet Paşa Lozan dönüşünde Rauf Bey’in istifa ettiğini, seçimlerin yenilenmesi sonucu Meclis’in de değiştiğini, muhalif seslerin budandığını görecekti. İkinci Meclis’te de Lozan’a Misak-ı Milli dışında kalmış kesimler adına ses yükseltmeler olacaktır. Yahya Kemal Meclis’te şöyle seslenir : Hudutlarımız dışında kalmış Türklere, Türkmenlere, Kürtlere sesleniyorum: Gam çekmeyin.. Mefkuremiz muahadeden alidir.” Lozan Antlaşması 14’e karşı 213 oyla kabul edilir.
1923’te tamamı Doğu’da yaşayan Kürt subayları, aşiret reisleri, şeyhler “Azadi” adı altında bir örgüt kurdular. Diyarbakır’daki Yedinci Ordu’nun subay ve askerlerinin en az %50’si Kürt’tü. Türk subaylarının da bir bölümü Kürt hareketine sempati duymaktaydı. Bunların çoğu Kemalist hareketi destekleyip hayal kırıklığına uğramış kimselerdi.
Musul’un İngilizlere terk edileceğinin açıklık kazandığı bir dönemde hilafetin kaldırılması, 1924 Anayasasıyla muhtariyetten vazgeçilmesi, Türkçe’nin resmi dil olarak kabul edilmesi Kürtlerde dışlandıklarına yönelik bir hayal kırıklığı yaratmıştı.1924 yazında Kürt bölgesinde memnuniyetsizlik artmıştı.
Milli Mücadele döneminde Mustafa Kemal’i tam olarak desteklemiş Kürtler Kemalistlerden koparken, dindar kesim muhalefetlerini içine kapandıkları dini yapılardan yapıyor, diğerleri ise dinamik bir muhalefet kanalı olan “Azadi” ye katılıyordu. Bu arada Şeyh Sait Azadi’nin kurucularından Cibranlı Halit Bey’le buluşuyordu.
Azadi’nin Şeyh Sait İsyanı’na giden yolda Kürtlerin yakınmalarına neden olarak gördükleri hususlar ise şunlardı: 1) Azınlıklara ilişkin çıkarılan yeni bir kanun şüphe yaratmıştı. Türklerin Kürtleri Batı Türkiye’ye dağıtarak, onların yerine Türkleri doğuya yerleştireceklerinden korkulmuştu. 2) Kürt dilinin okul ve mahkemelerde kullanımı kısıtlanmıştı. 3) Önceleri coğrafi bir terim olarak kullanılan “Kürdistan” kelimesi tüm coğrafya kitaplarından kaldırılmıştı. Kürtçe coğrafi isimler kademeli olarak Türkçe isimlerle değiştirilmekteydi. 4) Kürdistan’daki tüm yüksek hükümet görevlileri Türk’tüler. Sadece daha aşağıdaki kademelere dikkatlice seçilmiş Kürtler atanıyordu. 5) Ödenen vergilere oranla hükümetten yeterli hizmet alınmıyordu. 6) 1923’teki Büyük Millet Meclisi seçimlerine hükümet müdahale etmişti. 7) Hükümet sürekli olarak bir aşireti diğerine karşı kullanma politikası izliyordu. 8) Türk askerleri sık sık Kürt köylerini basarak hayvan götürüyorlardı. Talep edilen erzakın karşılığı ya yetersiz ödeniyor ya da hiç ödenmiyordu. 9) Orduda Kürtlerin kademe ve mevkileri Türklerle eşit değildi ve Kürtler genellikle zor ve istenmeyen işlere gönderiliyorlardı. 10) Türk hükümeti Alman sermayesinin yardımıyla Kürtlerin yeraltı zenginliklerini sömürmeye girişmişti. 11) Türk ve Kürtleri birbirine bağlayan en son bağ olan halifelik kaldırılmıştı.
KAYNAKÇA : Bilal Şimşir - “İngiliz Belgeleriyle Türkiye’de Kürt Sorunu (1924-1938)”, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, 1991 - Kazım Karabekir -“Kürt Meselesi” Emra Yayınları, İstanbul, 2004 Martin Von Bruinessen –“Ağa, şeyh, Devlet”, Çev. Banu Yalkut, İletişim, İstanbul, 2003- Erik Jan Zürcher -“Modernleşen Türkiye’nin Tarihi” İletişim, İstanbul, 2013- Mim Kemal Öke- “Musul-Kürdistan Sorunu, İst. 2003, İrfan Yay.- Seha L. Meray- “Lozan Barış Konferansı-- Suat Parlar- “ Türkler ve Kürtler” Bağdat Yayınları,İstanbul,2005
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBugün FETÖ yargısı yok, kim var? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÖzel: Erdoğan zengin sever… 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜROperasyonlar neden silah tüccarlarına yöneldi? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİSavcı Bey size söylüyor iktidar zenginleri 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUAKP+MHP ‘koalisyonu’ da bozuluyor mu? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyolİslam düşüncesi nereye? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUÖyleyse… Yaşıyor demektir! 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİsrail masasında HTŞ’ye Rus ruleti 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZRojava çözüm süreci zorluyor mu? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanGenel Yapay Zeka aslında bir büyük yalanın mı adı? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelTek adama alışmış bir ülkede CHP'de ‘çift lider’ stratejisi ne kadar çalışır? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTuhaf yasa maddeleri 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRDünyanın temel düzeni sarsılıyor: Yeni bir ütopya, krizlerden çıkışın anahtarı olabilir 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİran yeniden menzilde 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞFAİLİ MEÇHULLER BİR “DEVLET POLİTİKASI” MIYDI? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTKelbaşa Şimşir Tarak… 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava Tümseği 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNENeler olacağını bilmek 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKIlımlılar, İslamcılar, Fundamentalistler: “Batı Türkiye’ye Nasıl Bakıyor?” meselesi 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAKürt Halkı: Barışın ve Demokratik Toplumun Evrensel Öncüsü... 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün10 yıl sonra nasıl bir Türkiye? 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluDemokratikleşme paketleri beklenirken hangi kanunlar gelecek? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKGerçekten emperyalist güçler bölgede Kürdistan istiyor mu? Irak ve Suriye’de olanlar bu tezi yalanlı 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMete Tunçay mı yanılmıştı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKardeşlik 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKeser döner sap döner… 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNSuriye’de dahil olunacak bir ordu var mı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKalıcı toplumsal barış: Engeller, imkanlar 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcı, sosyalist ve milliyetçi bir düşünür 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuYargı, Mafya ve Beyaz Toros… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNAK Parti’den yeni tarzı siyaset: seçmeni kazanamıyorsan seçileni kazan 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBir Devletin ve Toplumun İçten İçe Çözülüşü 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇKudüs, ey Kudüs! 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMutlak kötülüğün mutlak zaferine doğru mu? 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunBarışın gerekleri, Cumartesi Anneleri ve Ablam… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Alevi Hakları… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİller Bankası Genel Müdürü Recep Türk: Listemizde sadece Aydın yok 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. Yılmazİpe un serme komisyonu mu? 21.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSeyfettin Çilesiz’in çilesi 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANBelediye başkanları ne yaptıklarının farkında mı? 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu17 Ağustos ve 6 Şubat niye akılları başa getirmedi? 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan24 yıl sonra CHP’ye muhtaç hale gelmek… 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayEnflasyon raporu: Faiz, fiyatlar, sofradan eksilen tabaklar 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANBitmeyen CHP tartışmaları (II): Yelin kayadan toz koparması 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçDiyanet anayasaya aykırı bir hukuk rejimi öğütleyemez! 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.06.2025
25.05.2025
11.05.2025
24.04.2025
2.04.2025
28.03.2025
14.03.2025
8.03.2025
27.02.2025
20.02.2025