Ahmet TAKAN
"Zoru hemen yaparız imkansız biraz zaman alır." Kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri her ne kadar kumpaslarla darbe almış olsa da binlerce yıllık geleneğinden şaşmadı... İktidarın, maaşlı uzman kılığında bülbülleri ekranlarda şakıdı durdu, Mehmetçik kulak asmadı işini yaptı geçti. Horozun demesi misali; tavuk mu yumurtadan çıkar, yumurta mı tavuktan ben bilmem...
"Zafer sarhoşu olmamak" başlıklı yazımızda da değinmiştim. Topyekûn bekamız için önümüzde daha çok zorlu günler var. Bu yüzden çok akılcı ve dikkatli olmalıyız. Sınırlı bir alandaki terörle mücadele operasyonunu savaş seviyesine yükseltenlerin gazına gelmeyip tuzaklarına da düşmemeliyiz. Çünkü onlar "aldatıldık" diye bahaneler bulup kenara çekildiklerinde acı bedelleri millet olarak biz ödüyoruz. Bir kere şu gerçeği hep akıllarda tutmalıyız; Çanakkale ile Afrin'i bir tutmak Çanakkale'yi anlamamaktır, Çanakkale'yi küçültmektir, emperyalist işgalcilere karşı verilen ve tüm mazlum milletlere ilham kaynağı olan Türk İstiklal Savaşını anlamamaktır. Çanakkale ile Afrin'i bir tutmak Afrin'in iç politikaya alet edilmesidir, orada kanlarını canlarını veren Mehmetçiğin üzerinden siyaset yapmaktır.
Afrin öncesi
Zeytin Dalı Harekâtı'ndan önce şartlar nasıldı?.. 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü başkanı stratejist Cahit Armağan Dilek şöyle özetliyor:
" 1) Her ikisinin de öncelikleri de farklıydı ama Rusya ile Türkiye daha doğrusu Putin ile Cumhurbaşkanı Erdoğan anlaştı. Buna göre, Türkiye, Afrin'de kendisine tehdit olan terör örgütlerine, Rusya destekli Suriye ise kendisine en yakın tehdit bölgesi Doğu Guta'ya operasyon yapacaktı. Aynen Türkiye, Fırat Kalkanı Harekâtı'nı yaparken Rusya/Suriye'nin Halep bölgesini temizlemesi gibi. Bu arada Türkiye İdlib'de kendisine verilen görevleri de yerine getirecekti. 2) Bu anlaşma nedeniyle Rusya, Esad yönetiminin YPG ile anlaşıp Afrin'e girmesine izin vermedi. 3) YPG, bunu daha harekat başlamadan önce yani en baştan bu yana biliyordu. Ama pazarlıklarını sürdürdü. Nitekim anlaşma haberi beklentisi içinde harekatın başlarında direnmeye çalıştı. Hava şartlarının olumsuzluğu da YPG'nin lehine bir durum oluşturdu. 4) TSK ve ÖSO ilerleme kaydedip belde merkezlerine yaklaştığında Esad yönetimiyle anlaşmasına Rusya'nın halen izin vermeyeceğini gören YPG ,Raco ve Cinderesi'nde meskun mahal çatışmalarında kayıp vermeden kaçıp Afrin merkezde direnmeye yöneldi. 5) Bir ihtimal Afrin merkez için YPG-rejim anlaşmasına izin çıkar diye YPG bekledi ancak onun da olmayacağı iki hafta önce ortaya çıkmıştı. Hatta Esad yönetimine bağlı bazı silahlı unsurlar Afrin'e girişi denedi ancak devamı gelmedi. Çünkü Rusya buna izin vermedi. 6) Bunun üzerine YPG, örtülü biçimde kenti terk etti. 7) Bunun karşılığında YPG ile Rusya arasında bir anlaşma yapılmış olması daha doğrusu YPG'ye bazı sözler verilmiş olması muhtemeldir, çünkü Rusya, YPG'yi komple ABD'nin kucağına bırakmayacaktır. 8) Bu süreçte ABD tarafı da Afrin'e desteğe gidiyorlar algısı yarattı ve o YPG'liler muhtemelen Menbic'e yığınak yaptı. Afrin'den kaçanların da buraya gelmiş olması büyük ihtimaldir. 9) Burada dikkat çeken husus YPG/PKK'nın Afrin merkezden kaçarken korkulduğu derecede EYP, mayın tuzaklamamış olmasıdır. Bunun bir nedeninin hem ABD hem Rusya'nın telkiniyle TSK-ÖSO'da büyük zayiatlara yol açacak tuzaklamaların Türkiye'nin kızgınlığını artırıp Afrin dışına da operasyonlarını genişletmesini önlemek olduğunu söyleyebiliriz. Böylece Afrin'de YPG'nin nasıl davranacağını belirleyen ana etkenlerin ayrı ayrı yapmış olabilecekleri gibi Rus-Amerikan ortak yönlendirmesi olması büyük olasılıktır."
Afrin sonrası
Cahit Armağan Dilek, "YPG/PKK'nın Afrin'de çekilmesi ya da kaçması meskun mahal çatışması yaşanmaması, sivil-asker zayiatların olmaması bağlamında önemli. Ancak bu kaçma ya da çekilmeyi ifade etiğimiz gibi başka alanlarda tahkimatta kullanmak bağlamında terör örgütü açısından çalışılmış bir hamle olduğunu görmek lazım" diyor. Dilek, sonrası için şu uyarılarda bulunuyor;
"Afrin'de daha önce de söylediğimiz gibi Rus planı işliyor, Rusya'nın belirlediği sınırlar içinde gelişiyor. Örneğin Afrin'de halen PKK/YPG kontrolünde olan bölgeler var. Minnigh havaalanı ve çevresi, Tel Rıfat, rejim kontrolündeki Zehra ve Nubul kuzeyindeki Afrin'e ait alanlar halen PKK/YPG kontrolünde gözüküyor. Bu bölgelere bazı rejim unsurlarının geldiği söylense de resmen teyit edilmedi. Ama ilginç bir biçimde rejimin kontrol ettiği alanlarla TSK-ÖSO'nun kontrol ettiği alanda şimdilik PKK/YPG kontrolünde adeta bir tampon bölge oluştu. Dedik ya, her şey Putin'in belirlediği sınırlar içinde oluyor diye, ya bildiği ya da beklediği başka şeyler var.
Peki şimdi ne olacak? Yeni hedef ne olmalı? Cumhurbaşkanının açıklamasına bakılırsa Menbic'le devam edilecek. Peki bu doğru ve öncelikli bir hedef mi? Bütün sınırları boyunca terör koridoru tehdidine maruz kalmış Türkiye'nin tehdidin ağılık merkezine yönelmesi gerektiğini, aksi halde uzun bir sürece yayılacak, askeri, ekonomik, siyasi bedelleri çok olacak bir yola girmek zorunda kalacağını söylemiş ve Fırat'ın doğusunun ana tehdit merkezi olduğunu orada da Tel Abyad'ın iyi bir nokta olacağını söylemiştik. Aynı değerlendirme halen geçerlidir. ABD'nin tutumu bakımından değişen bir durum yoktur. ABD 'Menbic'ten çekilmeyeceğiz, SDG-YPG'ye desteğe devam edeceğiz' diyor. Sınırlarımızdan 20 km. aşağıda olan Menbic'te ABD ile karşıya karşıya gelip, mekanizmalarla oyalanacağımıza sınırın hemen dibindeki Tel Abyad'da ABD'nin duruşunu yıkmak ve tehdidin ana merkezini yok etmek terör koridorunu ortadan kaldırmanın en makul hal tarzıdır.
Menbic yerine Tel Abyad'a odaklanmayı öne çıkaracak başka gelişmeler de vardır. Menbic için ABD ve Rusya ayrı ayrı YPG ile görüşmeler yapmaktadır. ABD ile Rusya arasında görüşmeler olması kaçınılmazdır. Menbic'te ABD'nin yanında sayıca az olsa da Rusya ve Suriye'ye ait askeri unsurların bulunduğu unutulmamalıdır. Yani Afrin gibi tek bir aktörün nüfuz alanı değildir. Dolayısıyla muhtemel bir harekatın uluslararası ortamını hazırlamak bağlamında işler daha zordur. Diğer taraftan Menbic'e askeri bir operasyondan ziyade bazı örtülü faaliyetlerle durumu değiştirmek seçeneği de düşünülmelidir.
ABD'nin Fırat'ın doğusuna odaklandığını, orada PKK devletçiğini inşa etmekte olduğunu, Fırat'ın doğusuna dokunmayan her türlü seçeneğin pazarlığa açık olduğu görülmeli, müteakip operasyonlar ona göre planlanmalıdır. Fırat'ın doğusunu öncelikli ve ana hedef alamayan kararlar şüphelidir ve arka planı iyi araştırılmalıdır."
Kaynak Yeniçağ: Zeytin Dalı Harekâtı'nın öncesi ve sonrası... - Ahmet TAKAN
Yazarlar
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2021
10.11.2021
13.10.2021
12.10.2021
9.09.2021
31.08.2021
4.08.2021
13.07.2021
6.07.2021
2.07.2021