Ahmet TAKAN
AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, saray sekretaryası toplantısından sonra açıkladı:
Elektrik faturalarından TRT payı ile enerji fonu kesintisi kaldırılıyor…
Muhalefetin yıllardır dile getirdiği bu öneriyi, Tayyip Erdoğan uygulamaya koymaya karar verince doğal olarak ortalık yine seçim yatırımı söylentileri ile çalkalandı. Elektrik faturalarında yaklaşık yüzde 3 tasarrufa yol açacak bu karar acaba hangi yaramıza merhem olacak?.. Aylık 2 bin 500 lira ile geçim savaşı veren garibanlar, elektrik faturalarına yansıyacak bu tasarruf ile bebelerine -bırakın fazladan bir çift ayakkabı almayı- ayda 100 gram kıyma yedirebilecekler mi?.. Yeni geleceklerle birlikte elektrik ve doğal gaza peş peşe yapılan zamlarla zaten vatandaşın cebinden bu kesintiler peşin tahsil edilmişti. O yüzden muhalefetin de “Tayyip Erdoğan yine bizim söylediğimizi yaptı” diye sevindirik olmasına bir türlü anlam veremiyorum. Derdiniz üzüm yemek mi yoksa bağcıyı dövmek mi?.. Yıllarca elektrik faturaları üzerinden tahsil edilen milyar liraların nerelere peşkeş çekildiğinin peşine düşmek lazım değil mi?..
Eğer gerçekten daha dişli bir seçim yatırımı aranıyorsa, Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı Sağlık Bakanlığı’na alınacak 40 bin yeni personele bakmak bence daha yerinde olur. Seçim yaklaşıyor sinyalleri var. Buna bir itirazım yok. Ancak tek başına ekonomi değil, Türkiye’nin moral olarak da dipte olduğu bir durumda bunların saray iktidarını kurtaracak formüller olmadığını kendileri dahil herkes biliyor.
???
Erken seçim sinyallerine bakıyorsanız, bunu sadece Türkiye’nin içinde aramayın!.. Açıklananların peşine EYT, 3600 ek gösterge ve asgari ücret ile ilgili yeni düzenlemeler de gelse aramayın. Çünkü, bunlar da bu saatten sonra kimseyi kesmez!.. Kısa bir süre önce saray iktidarının seçim yatırımları için Katar ve Çin’de swap anlaşmaları peşinde koştuğunu ve bunların ekonomi kulislerine yansımalarını yazmıştım. Fikri takip gereği, bir de “yeni paket” açıklanınca işin peşine düştük. Ekonomi kulislerinde konuşulanlara göre; saray Katar ve Çin’de aradığını bulamamış. Çin, Avrupa ve ABD ile ilişkilerini bozmamak için saraya yeşil ışık yakmamış. Katar bile, 6 aylık bir süre koymuş “Verdiğim paranın karşılığında 6 ay sonra geri ödemesini yapamazsanız doları 12.5 liradan alırım” diye şart koşmuş.
Ekonomi kulislerinde konuşulan yeni havadislere göre, hal böyle olunca sarayın elemanları “kötü Soros”un adamlarının cirit attığı Londra’ya mitili sermişler. Yeni swap anlaşmaları için… Oradan da gelen bilgiler, Tarzan’ın hâlâ zorda olduğu yönündeymiş. İddialar şöyle:
“AKP iktidarı, 40-50 milyar dolarlık sıcak paranın peşine düştü. Londra’da yapılan sıkı pazarlıklarda 6 aylık vade ve yüzde 6.5 faizle bu paranın Türkiye’ye verilebileceği söyleniyor. Bizimkiler ise 1 yıllık vade ile bu paranın peşinde. 1 yıllık vadede ısrar ediyorlar. İstenen faiz yüzde 9’a kadar çıkabilir.”
Peki bu para Türkiye’ye gelirse ne olur?.. O sorunun yanıtı da şöyle veriliyor:
“İktidarın Türkiye’ye sıcak para sokma planları erken seçim ve bu seçimi kazanmak için. Bu para, kamu bankaları üzerinden küçük ve orta ölçekli sanayinin kullanımına verilir. İstihdamı ve ihracatı arttırmak maksadıyla kullanılır.”
İşte seçim yatırımı diye buna denir!..
Ha!.. Bu arada, yine bir ekonomi kulisi dedikodusu; Tayyip Erdoğan’ın Afrika gezisinden bir miktar yeni kaynak paketi ile gelmiş olabileceği konuşuluyor.
???
Saray ve yandaşları saltanat kayığından inmemek için Türkiye’nin belini kıracak ve hatta kötürüm edecek işleri yapmaktan geri durur mu?.. İçinde bulunan şizofrenik duruma göre buna “hayır, asla olamaz” diyemiyorum. İşte, dün çok canlı bir örneğine hep beraber şahit olduk. Saray’ın amiral gazetesi Sabah’ın başyazarı Mehmet Barlas, “Muhalefetin meşruiyet sorunu” başlıklı bir yazı kaleme aldı. İçinde, insanı dehşete düşüren ifadeler var:
“Muhalefetin meşruiyeti, çok önemli bir kavramı da akla getiriyor. Acaba Türk siyasetinde meşru olmayan unsurlar, legal olarak yer bulabilirler mi? Mesela PKK’nın HDP ile birlikteliğine değiniliyor ve bu konu adeta sakız haline getiriliyor. Ve biliyoruz ki HDP hakkında bir de kapatma davası var. Yani bir parti, meşruiyetini kaybederse seçime katılabilir mi?
Aynı durum Cumhuriyet Halk Partisi ve Kemal Kılıçdaroğlu için de söz konusu değil mi? Sürekli yalan söyleyen, kendi ülkesini yabancı ülkelere jurnalleyen, ülkenin geleceği hakkında olumlu hiçbir görüşü olmayan bir siyasetçi ne kadar meşruiyet taşır? Yani bir bakarsınız, Kemal Kılıçdaroğlu’nun yönettiği Cumhuriyet Halk Partisi kapatılmış ve seçime girmesi yasaklanmış olabilir.
Unutmayalım ki bu durum Türkiye’de ne ilktir ne de son olur. Son Anayasa değişikliğine kadar Anayasa Mahkemesi musluk kapatır gibi partileri kapatmıyor muydu?”
CHP’nin kapatılması… Acaba bu Mehmet Barlas’ın şahsi bir temennisi mi?.. Yoksa, beslendiği saraydan aldığı sağlam bir duyum mu?.. Bilemiyorum ama bir düşünün bakalım; siz bu kafayla giderseniz Londra’dan ne alırsınız?..
???
10 Kasım… Hüzün ve büyük özlemi iç içe yaşadığım acı gün… Başbuğ Mustafa Kemal ATATÜRK’ün aziz hatırası önünde bir kez daha saygı ile eğiliyorum…
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.01.2022
1.12.2021
10.11.2021
13.10.2021
12.10.2021
9.09.2021
31.08.2021
4.08.2021
13.07.2021
6.07.2021