Ahmet TAKAN
Sözde haber kanallarına ne kadar takip ediyorsunuz?.. Ne kadar itibar ediyorsunuz?.. Türkiye’nin ilk haber kanalının kuruluşunda yer alan ve yıllarca haber yöneticiliğini yapan biri olarak kanaatim; alayı sınıfta kaldılar. Irk, din, dil, cinsiyet, ülke, sınır, yaş tanımayan böyle bir insani felaket karşısında vicdanlar ortak olarak hareket etmeye çalışırken bizdeki sözde haber kanalları, iktidarın algı operasyonlarına -her zaman olduğu gibi- gönüllü alet oluyorlar. Gerçekleri toplumdan saklayıp iktidar yalakalığı yapmaktan hâlâ geri duramıyorlar. Koronavirüste Türkiye’nin tek sıkıntısı sadece sosyal izolasyonmuş gibi haber akışları devam ederken bir de bakıyorsunuz yurt dışı bağlantılarda dünya lideri sayılan ülkeler batıyor, yıkılıyor. Onlara göre Türkiye çok güllük gülüstanlık gibi bir algı operasyonu yürütülüyor!.. Bizde tek kare hastane görüntüsü verilmezken farklı görüşlere ambargo uygulanırken, İtalya’dan, İspanya’dan, ABD’den çöküş görüntüleri döndürülüp döndürülüp veriliyor. Bağlanan muhabirler bağıra bağıra felaketi anlatıyorlar…
Gerçek ne çok merak ettim. ABD’de yaşan bir dostumdan yaşadıklarını ve gözlemlerini objektif kalarak bana yazmasını istedim. Sağolsun, kırmadı ama oldukça uzun yazıp gönderdi. Bir bölümümü bugün geri kalanını yarın yazacağım. Ekranlarda gördüklerinizle kıyasını da size bırakacağım. Bakın, dostum, ABD’den neler bildiriyor:
“Amerika’da korona olayları mart ayı ortasında kriz olarak baş göstermeye başladı denebilir. İlk başta hükümet olayları çok ciddiye almadı, hatta halkın da çok ciddiye almadığı söylenebilir. Test uygulamalarının arttırılması, vakaların yükselmesi, ölümlerin artması ile birlikte işin rengi değişti. Öncelikle sınırlar kapatıldı, eyaletlere göre farklı uygulamalara geçildi. Başlangıçta Trump, ülke genelinde acil durum ilan etti, bu ilanla birlikte kamu hizmetleri sınırlandı, birçok firma/mağaza dükkanlarını kapattı. Firmalar kendileri inisiyatif kullandı. Hatta Trump 12 Nisan itibarıyla ülkeyi tekrar işler hale açmayı düşündüğünü deklare etti. Bu düşüncesi medyada çok büyük tepkilere neden oldu. Sanırım, bilim insanlarının da görüşleriyle bu yasakları nisan sonuna kadar erteledi. Son konuşmasında ‘Bir an önce normale dönmeliyiz, bu kapalı ekonomik düzene Amerika uygun değil’ şeklinde açıklamalar yaptı. Bütün çabasının arkasında kasım seçimleri olduğu, ülke normale dönmüş bir şekilde seçimlere gitmek istediği aşikâr.
Amerika’da bu krize bakarken dünyadan ayırmak, Amerika içinde de New York’u ayrı bir yere koyarak değerlendirmek lazım. Üç yüz milyonun üstünde nüfusu olan, 50 eyaletten oluşan ki her eyalet ayrı bir devlettir, ayrı kanun ve işleyişleri vardır, çok ama çok büyük bir devletten bahsediyoruz. New York ve Washington DC dışındaki eyaletler geniş topraklara yayılmış yerleşim biçimine sahip, evlerin bizim ülkemizdeki toplu apartman sistemlerinden farklı olarak müstakil yaşam alanlarına bölündüğü bir sisteme sahip. New York öyle değil, orası daha çok insanın daha iç içe yaşadığı sosyal temasın top yaptığı yerler. Bu durum vaka ve ölüm sayılarına yansıdı. Hastalık Amerika’da ilk Washington’da baş göstermiş olmasına rağmen New York sıra dışı özelliği nedeniyle birinciliği hemen devraldı.
Şu an yaşadığım Florida eyaletinde mart sonunda yaşam normal devam ederken, sahiller tatilcilerle doluyken, medya baskısıyla bütün kamusal alanlar kapatıldı, polis denetimi getirildi, ‘stay at home’ order ile insanların dışarı çıkmaması tavsiye edildi. Kamu kurumları hizmetleri askıya alındı, çoğu AVM kapandı, parklar, bahçeler kapatıldı, otoparklar kapatıldı. Ancak bir kaosa neden olmadı, insanlar burada sisteme çok inanır ve uyarlar. Hatırlayın, 11 Eylül’de itfaiye insanlara bulundukları ofisi terk etmemelerini istemiş, insanlar buna uymuş ve can kaybı da bu yüzden fazla olmuştu.
Amerika’da öyle basına yansıtıldığı gibi bir alev alev durumu yok, maske kullananlar artmaya başladı, sosyal mesafe kuralına çok iyi uyuluyor, marketler özel işaretlemeler yaptılar.
Biraz sağlık sisteminden de bahsetmek gerekebilir. Özetle Amerika’da en alttakilerle en üsttekiler en şanslı gruptur. En üsttekiler malvarlıkları yüksektir, kendilerine bakarlar. En alttakilere de devlet sosyal yardımlarla bakar ama orta grup bu krizde en çok zararı gördü. Devlet desteği yok, işyerleri kapandı, hayatlarını idame ettirecek bir gelirleri kalmadı, çoğunun muhtemelen birikimi de yok.
İşsizlik yüzde dörtlere yaklaştı ve yıl sonunda dokuzlara kadar çıkacağı söyleniyor. Trump’ın tutuşmuş şekilde ‘ekonomiyi açmalıyız’ demesinin nedeni bu. Yüzde dokuz işsizle seçime gitmek istemiyor. Ha bu arada, ‘hastaneler Amerika’da pahalı’ diye bir geyik var. Doğru pahalı ama bu sağlık sistemine özel bir durum değil. Amerikan sisteminde hayat sosyal bir anlayışla kurulmuştur, emeğe büyük önem verilir ve karşılığı sağlanır. Örneğin, iğne 50 centtir ama iğne yapmak 200 dolardır. Hastane masrafınız olarak çıkan faturanın yüzde doksanı verilen hizmet bedelidir. Şehir hastaneleri göremezsiniz burada devasa, insanlar normal zamanında aile doktorlarına rutin kontrol ile yaşar, cerrahi bir müdahale durumunda hastaneye gidilir. Bunda hastane acil hizmetlerinin kısıtlı olduğu anlamına gelir. Şu an biraz yatak sıkıntısını yaşıyorlar. Bu arada devlet korona test sayısını inanılmaz arttırdı, belli noktalarda ücretsiz test imkanı getirdi.
Trump, bu virüs olayını siyaseten ‘Çin virüsü’ diyerek Çin ile siyasi bir savaş veriyor. Konuşmalarından anladığım mayıs ayında ekonomiyi açmak istiyor ama ekonomistler açılsa bile halkın çalışmaya istekli olmayacağı, güvenlik konusunda tatmin olmadıkça çalışmayacaklarını düşünüyor. Bu arada Trump, her akşam yanına bazen iş adamlarını bazen bürokratları bazen sağlık uzmanlarını alarak basın toplantısı yapıyor, toplantılar çok şenlikli ve bağırış çağırışla geçiyor. Gazetecileri azarlıyor, özellikle CNN ile çok problem yaşıyor. CNN, Trump’ın konuşmalarının güvenilir olmadığını önce bilgiyi teyit etmeleri gerektiğini söyleyince aralarında gerilim başladı. Ancak medyanın bağımsız olması, yine de tartışma olması Amerika için kazanç olmuş durumda. Yoksa medya yalaka olsaydı çoktan ekonomi açılmış, evde kal çağrıları kaldırılmış ve çok daha kötü noktalara gidilmiş olurdu.”
Yazarlar
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2021
10.11.2021
13.10.2021
12.10.2021
9.09.2021
31.08.2021
4.08.2021
13.07.2021
6.07.2021
2.07.2021