Ahmet TAKAN
Özelimi köşe yazılarıma taşımak pek de hoşuma giden bir iş değildir. Bu sütunlar sizin en değerli hakkınız olan bilgi ve haber alma hakkı için vardır. Ancak geçtiğimiz cumartesi akşamı başıma öyle bir iş geldi ki, hepimizi ilgilendirecek, herkesin başına gelebilecek türden. O yüzden aktaracağım. Ne yazık ki; maske dağıtımını bile doğru dürüst yapamayan yetkililerden çözüm bulmasını isteyeceğim.
Sol ayak baş parmağımın altında bir yara vardı. O yara bir süredir ilerliyordu. Koronavirüs kapma ve evde çoluk çocuğa da bulaştırma riski yüzünden direndim. “Çok zorunlu olmadıkça hastanelere gitmeyin” tavsiyelerine uydum. Daha önce yaralar için doktorun verdiği kremlerle tedaviye çalıştım. İşin içinde biraz da ihmalkarlık yok değil!.. Evdeki hesap çarşıya uymadı. Geçtiğimiz cumartesi günü iftar saati yaklaşırken şiddetli bir titreme aldı beni. Donuyordum… Hanım, termoforda sıcak suyu zor yetiştirdi. Semtimizde bulunan özel hastaneye gidebilmek için doktorların ve sağlık çalışanlarının iftar etmesi için gerekli sürenin geçmesini bekledim. Zaten işleri başlarından aşkın, tam oruç açacakları saatte bir de ben yük olmayayım dedim. Titreme nöbetim biraz azalınca, kendimi toparladım hastaneye gideceğimi ev halkına ilan ettim. Hanımın ve çocukların “Bizde seninle birlikte gelelim” taleplerini biraz da sert bir dille reddetmek zorunda kaldım. “Eve bir hasta yeter. Sayıyı arttırmanın gereği var mı?” dedim. Ayakkabılarımı giyip evden çıktım. Hastane yaklaşık 400 metre uzaklıkta, yürümeyi tercih ettim. Araba sürecek halde değildim. “Bir şey olursa nasıl olsa hastanenin hemen karşısında taksi durağı var. Oradan taksi çağırırım” diye kendi kendime söyleniyordum. Ancak daha hastaneye varmadan gördüğüm tablo beni dehşete düşürdü. Taksi durağında tek araba yoktu. Durağın ışıkları yanmıyor, kapkaranlıktı. Hastaneye girdim, sorulan koronavirüs soruları ile birlikte derdimi anlattım. Sağ olsunlar hemen gerekli müdahaleyi yaptılar. İlaçlarımı yazıp, “Bunlara hemen başla” dediler. Reçeteyi alıp çıktığımda, dışarıda nefes alan sağlık çalışanlarına “Taksi durağı kapalı mı?” diye sorunca “Evet” cevabını aldım. Başka bir yerden taksi bulma ihtimalini sorunca umutsuzca yüzüme baktılar.
Kahrederek evin yolunu tuttum. Çocuklara, ilaçlara pazar günü başlayacağımı, aceleye gerek olmadığını söyledim.
Rezaletler dizisi sona ermedi… Pazar sabahı biraz kendimi toparlayabilmiştim. Araba sürebilecek gücü kendimde hissettim. Hanımla sabah erkenden nöbetçi eczane aradık. Listedeki en yakın eczaneye gittik. Saat 09.15’te nöbetçi eczanenin önündeydik. Açık olması gereken eczanenin kapısında kocaman bir asma kilit vardı. Hemen oracıkta, cep telefonundan arama tarama faaliyetine giriştik. Bize en yakın Hoşdere’de nöbetçi eczaneler vardı. Aradık. Saat 10.00 kadar açık olduklarını sonra diğer nöbetçi eczanelerin devreye gireceğini söylediler. Yani anlayacağınız, kapısının önünde donup kaldığımız eczanenin görevlisi, “Ya, 45 dakikadan ne çıkar” deyip buhar olup insan sağlığını hiçe saymıştı. Bekçisiz köyün en kralı olan ülkemde tabii ki bunlara şaşılamaz!..
Ailecek vergilerini tıkır tıkır ödeyen, vatandaşlık görevlerini eksiksiz yerine getiren biri olarak soruyorum;
–Sokağa çıkma yasaklarının uygulandığı günlerde taksi duraklarında en 2-3 taksi acil durumlar için neden hazır tutulmaz?
–Herkesin arabası olmak zorunda mı?… Arabası olanların dahi bazı zorunlu hallerde direksiyonun başına geçemeyeceği hiç aklınıza gelmez mi?.. Arabası olmayanlar beklenmedik bir durum yaşarsa ne yapacak. Bu illa bir sağlık sorunu da olmayabilir…
— Nöbetçi eczaneler gibi nöbetçi taksi durakları uygulaması başlatılamaz mı?..
— Nöbetçi eczanelerin görev kurallarına uyup uymadığını denetleyen bir mekanizma var mı?…
–Nöbetçi eczaneler, kafasına göre istediği saatte açıp kapatmak da serbest mi?..
★★★
Sokağa çıkma yasaklarının nasıl bir şey olduğunu biri bana güzelce anlatsın!.. 2 günlük yasak öncesi 5 gün her yer ana baba günü… 4 günlük yasakta da yaşayıp tecrübe ettik. Önceki 3 gün marketlerde millet birbirini çiğnedi. 10 metrekareye 1 kişi sınırlamasının yerinde yeller esti. Yasağın bittiği anda insanlar soluğu meydanlar, caddelerde aldı. Pazartesi günü trafik koronasız günlerden daha da ağır haldeydi. Caddeleri bırakın sokaklar da araba park edecek yer yoktu. İhtiyacınız karşılamak için herhangi bir yerde kuyruğa giriyorsunuz, bazı sorumsuz, lakayt insanlara “Sosyal mesafeye koruyalım lütfen” diyorsun, bir dayak yemediğin kalıyor. İnsanlar yasak öncesi ve sonrası her yerde üst üste sonra “Evde kal Türkiye”. Önümüzde 3 günlük kısıtlama var… Algı operasyonlarından anladığım kadarıyla, yönettiklerini sananlar, tedbirleri gevşetmeye başlayacaklar. Çok iyi hesap kitap yapılmalı!..
★★★
Hani Tayyip Erdoğan’a öyle pas atın ki topu tam 90’a taksın deselerdi, bu kadar başarılı olunamazdı. İktidar bir yerlere balya balya para akıtıp “Bize öyle bir çalışma yapın ki, sürünen imajımızı yerden kaldırın bir de üste çıkarın” dese bu kadar iyisi yapılamazdı!..
Bazı barolar, Diyanet İşleri Başkanı ile öyle bir gereksiz polemiğe girdi ki, Tayyip Erdoğan’ın arayıp bulamadığı oldu. Hem de Ramazan günlerinde. İşte o klasik kafalar, Erdoğan ve AKP’sinin nereden beslendiğini unuttular, aranan kanı damardan şırınga ediverdiler. Adaletsizliğin paçalarda aktığı, çetelerin, hırsızların, kanlı katillerin, çocuk tecavüzcülerinin affa uğradığı ülkemde “eşcinsellik” gündem oluverdi!… Her zamanki numaraya dönüverdik. Ötekiler, eşcinselleri savunuyor. Onlar ise, İslam’a, toplum değerlerine, Müslümanlara karşı yapılan saldıranların tek savunucusu. Tayyip Erdoğan’a kaybettiği kitleleri yeniden konsolide edebilmesi için bundan daha altın bir fırsat sunulabilir mi? Aferin o barolara!..
Bakın iş nereye gidiyor?..
Saraydan bazı amiral medya organlarına, “CHP’yi yalnızlaştıracaksınız ve sürekli kötüleyeceksiniz. HDP’ye doğru iteceksiniz. Laik- anti laik tartışmalarını köpürteceksiniz” talimatı gitti. Tabii ki bundan İYİ Parti de nasibini alacak. Siz, gelişmeleri dikkatle takip edin. İktidar gardını alıyor, yeni bir oyun kurmaya çalışıyor!..
Yazarlar
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2021
10.11.2021
13.10.2021
12.10.2021
9.09.2021
31.08.2021
4.08.2021
13.07.2021
6.07.2021
2.07.2021