Ahmet TAKAN
Hiiç kusura bakmayın!.. Haberin bombalarını yazının sonuna saklayacağım…
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, “Abdullah Gül’ün ortak adaylığına başta söz verdiler sonra sözlerini tutmadılar” çıkışı çerçevesinde yaptığı açıklamalarla gündeme oturdu. Gerçekleri çarpıtarak yaptığı açıklamalarda hedefi İYİ Parti lideri Meral Akşener’di. Ancak, Akşener suskunluğunu korurken, iktidarın yandaş kalemleri Babacan’a karşı taarruza geçti. Babacan’ın 2018’de Abdullah Gül’ün çatı aday çalışmaları için söylediği “Tam göbeğindeydik yani. Görünür değildim ben ama tam göbeğindeydim” sözlerinden yola çıkan yandaşlar, “siyasi iki yüzlülük” suçlaması yaptılar. Ali Babacan’ın 2018’de AKP milletvekilli iken Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı adaylığı teklifinin altına attığı imzanın belgesini ortaya döktüler.
Aslında, Ali Babacan’ın yaptığı, tam manasıyla siyasi bir mevtayı canlandırma çabası. Seçimler öncesinde yoğun olarak gündemdeyken, herkes aday olup olmayacağını merakla beklerken, Abdullah Gül’ün, İstanbul’da (2018) bahçede yaptığı açıklamayı hatırlayın. Cesaret edemeyip de suçu başkalarına yıkmaya çalıştığı o açıklamayı… “Ortak adaylığı konusunda tam mutabakat sağlanamadığını” gerekçe gösterip yine tüymüştü. Dönemin Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ve İbrahim Kalın’ın çalışma ofisine helikopterle inip kendisini aday olmaması için yaptıkları ikna görüşmesinde Tayyip Erdoğan’ın gönderdiği mesajları anlatamamıştı. O derin görüşme hala sır olarak saklanırken, çalışmaların tam göbeğinde olan Ali Babacan, sadece siyasi iki yüzlük yapmakla kalmıyor!..
???
Helikopter harekatı ile 2018’de Cumhurbaşkanlığı adaylığından vazgeçirilen Abdullah Gül, o tarihten sonra gündemden epey bir düştü. Ara sıra hatırlanır hale geldi. Bir aralar sorulur durumu yoklanırdı artık anketlerin bile ilgisini çekmiyor. Arşivimdeki anket çalışmalarına bakıyorum; en son Eylül ve Ekim 2020’de AREA Araştırma’nın yaptığı siyasi gündem anketlerinde Abdullah Gül ile ilgili birer soru yöneltilmiş. Eylül 2020’de yapılan ankette, “Cumhurbaşkanlığı seçiminde, Abdullah Gül ile Recep Tayyip Erdoğan arasında tercih yapacak olsanız oy verme davranışınız nasıl olur?” sorusuna yüzde 47.2 Erdoğan’a, yüzde 23.2 Gül’e destek verilmiş. Ekim 2020’de “Abdullah Gül ile ilgili genel kanaatiniz nedir?” diye sormuşlar; yüzde 19.1 “olumlu”, yüzde 71 “olumsuz” diye yanıt verilmiş. Aynı soruya, siyasi partiler tercihlerine göre verilen yanıtlara bakıldığında ise durum daha da ilginçmiş. CHP’de Abdullah Gül’e “olumlu” bakanlar oranı yüzde 15,2, İYİ Partide ise yüzde 14,7… Varın gerisini siz düşünün gayri!..
Ha, şimdi haklı olarak ; ”O zamandan bu zamana ne oldu ki, ne değişti ki veya Abdullah Gül onca derin ülke krizi hakkında meydana çıkıp ne yaptı ki, Ali Babacan tekrar ortalığa düştü” diye soracaksınız. Vallahi, verecek cevabım yok!.. Pandemi dolayısıyla Londra’daki haber kaynaklarım da tıkalı!.. Sağlam bir bilgiye ulaşırsam sizleri mutlaka haberdar ederim… Ancak bazı tahminlerim var:
Abdullah Gül ile Ali Babacan’ın başlangıçtaki stratejileri şuydu; DEVA Partisi hızla büyüyecek İYİ Parti dağılacaktı…C HP –HDP- DEVA, sol-liberal İslamcı-Kürtçü İttifak hayata geçecekti. ABD ve AB’ye selam çakılacak, iktidar Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanlığında devranılacaktı. Ama hesap tutmadı… Meral Akşener asıldı, Ali Babacan tutuk kaldı. Sonuçta siyasetin kilit ismi Akşener oldu… Ne kadar şişirilirse şişirilsin, DEVA’nın adını bile bilen sayısı çok az…
???
Bakın bu fotoğraf, gerçekten çok önemli. Geçtiğimiz Pazar günü -kamuoyuna duyurulan- CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun İYİ Parti lideri Meral Akşener’i iftar davetinden yansıyan karelerden sadece biri… İftar yemeğinin özel sohbeti ileride çok konuşulacak.
Şimdi yazının başında belirttiğim bomba haberler sırasıyla geçelim:
-Doğal olarak, Meral Akşener’in Ali Babacan’ın çıkışı karşısındaki tavrını merak ediyorsunuzdur. Şu satırların yazıldığı ana kadar Akşener’in kendi ağzından kamuoyuna yansıyan bir değerlendirmesi olmadı. Meral Akşener’in yakın çevresinden ulaştığım bilgilere göre, İYİ Parti lideri, Babacan’ın sözlerine çok öfkelendi. Meral Akşener’in şöyle bir değerlendirme yaptığını duydum (2018 seçimleri sırasında olup bitenlerle ilgili):
“Ben kimseye söz vermedim… Başından beri cumhurbaşkanı adayıydım… Söz verenler, sözünden dönenler kimse ona güvenmesin…Bizimle konunun alakası yok… Makarayı geriye sarıp, işlerine geldiği gibi yorumluyorlar.”
-Meral Akşener ile Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir araya geldiği ve sıcak görüntülerin verildiği iftar yemeğinde –kamuoyuna yansıtılan şekliyle- doğal olarak, ülke gündemindeki konular konuşuluyor. Ancak orada çok ince bir ayrıntı var!.. CHP ve İYİ Parti koridorlarından ulaştığım bilgilere göre; Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanlığı adayları ve seçim çalışmaları ile ilgili görev verdiği iki ayrı ekip ve çalışmaları hakkında bilgi veriyor. Kaynaklarımın ortak ifadesine göre, “Kemal Kılıçdaroğlu kendi adaylığı konusunda ciddi ciddi nabız yoklamış”. Meral Akşener ise “renk vermemiş”…
Yazarlar
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2021
10.11.2021
13.10.2021
12.10.2021
9.09.2021
31.08.2021
4.08.2021
13.07.2021
6.07.2021
2.07.2021