Ahmet TAŞGETİREN
Bir yandan yerel seçimlerde nerede duracaklarına - kimi destekleyeceklerine ilişkin tartışma, bir yandan da Kuzey Irak’tan 12 şehidin gelmesi, HDP’den DEM’e dönüşen partinin meşruiyeti ile ilgili tartışmayı yeniden alevlendirdi.
CHP ile DEM’i ilişkilendirmek, milliyetçi - ulusalcı, muhafazakâr ve bir miktar Atatürkçü seçmeni etkiliyor.
Yani seçimde işe yarayacak bir olgu o.
İlginç bir durum, DEM’in, CHP’yi desteklemenin işe yaramadığını düşünüp en azından kendi adaylarıyla seçime girmesi ise, iktidar cenahınca tercih ediliyor ve DEM’e yönelik eleştirileri, tepkileri, meşruiyet sorgulamalarını azaltıyor.
Ancak, iktidarın MHP kanadı, DEM’e karşı amansız bir meşruiyet sorgulaması yürütüyor. DEM’e verilen hazine yardımını, DEM milletvekillerine verilen maaşı sorguluyor, DEM’ın Meclis Başkan vekillerinin sıra geldikçe Meclis’i yönetmesine tepki gösteriyor. Bahçeli, ve peşinden MHP milletvekilleri DEM temsilcisini dinlememek için Meclis genel kurulunu terk ediyor. Bahçeli bununla da yetinmeyerek, HDP ile ilgili kararları sebebiyle Anayasa Mahkemesine de ver yansın ediyor.
Sol Kürt siyasi çizgisi ise, HADEP, HDP, Yeşil sol Parti ve şimdi de DEM olarak, isim değiştire değiştire yoluna devam ediyor. Bu arada Selahattin Demirtaş ve benzeri tanınmış birçok Kürt siyasetçi de cezaevinde… Cezaevi, Kürt siyasetçilerin, evlerinden çok barındıkları mekân olarak nitelenebilir.
Bu siyasi çizgi, terör örgütü PKK ile irtibatı – iltisakı sebebiyle meşruiyet sorgulamasına muhatap. Bu çizginin siyasetçileri de, bu iltisakı – irtibatı reddetmiyorlar. Olsa olsa, PKK ile devlet arasında iletişim sağlayıp, PKK’nın yürüttüğü mücadelenin ülke vasatında karşılık bulmasına aracılık yapmaya çalışıyorlar.
Çözüm sürecinde bu rolü, devlet, ya da devletin en azından Ak Parti kadrolarının (Tayyip Erdoğan’ın) etkili olduğu bölümü önemsedi, kimi adımlar attı. “Dağda değil, ovada çalışın” yaklaşımı devletin bir kısmının dili idi.
Çözüm süreci bir şekilde akim kaldı ve denklem yeniden savaş diline dönüştü. Kürtçü sol siyaset Erdoğan karşıtı oldu, yüzde 50 artı 1 zorunluğu ile Erdoğan MHP ile iş birliğine başladı, MHP dili Ak Parti’ye de hakim oldu vs, vs…
İkircikli açıklamalar olsa bile Ak Parti henüz “parti kapatma” noktasında gözükmüyor. Buna rağmen, mesela yerel yönetimler söz konusu olduğunda, daha seçilir seçilmez, belediye başkanlıklarına kayyım atamaktan da geri durmuyor. 2019 sonrası Doğu – Güneydoğu’da patır patır kayyım atamaları yapıldı.
Şimdi yeni bir yerel seçim var. Sol Kürt siyasetinin önde gelen isimlerinden Ahmet Türk, 2019’da Mardin’e belediye başkanı seçildi, yerine kayyım atandı, şimdi yeniden aday oluyor, yerine kayyım atanmasını göze alarak…
“Kayyım” olayı başlı başına Türkiye’de Kürtlerin siyaseten sorunlu bir konumda olduklarının göstergesi.
“Hâkim irade, Kürt seçmenin bir şekilde oy kullanmasından hoşlanmıyor ve onu meşru saymıyor”, mesajı veriliyor.
İşte özet:
“19 Ağustos 2019 tarihinde üç büyükşehir belediyesiyle başlayan kayyım atamaları, günümüze kadar devam etti ve İçişler Bakanlığının kararıyla 3’ü büyükşehir, 5’i il, 33’ü ilçe ve 7’si belde belediyesi olmak üzere toplam 48 HDP belediyesine kayyım atandı.” Aslında sorun “seçmen iradesi” ile ilgili.
Belediye Başkanlarının yerine kayyım atanması, hâkim irade tarafından, “Türkiye siyasetinin demokratik niteliği” adına çok sarsıcı görünmüyor olmalı.
Ama Meclis’te siyasi temsil zor konu. Kapat kapat olmuyor. Parti kurdurmamak olmuyor. Kürt seçmenin oy hakkı ortadan kaldırılamıyor. Kürt seçmenin bu partiye oy vermesi “normal şartlarda” engellenemiyor.
“Anormal şartlar” oluşturmak mümkün mü? Mümkün ama o da sürdürülebilir değil.
O zaman bir şekilde parti oluyor, seçim oluyor, “Adamlar” Meclis’e geliyor, maaş alıyor, orada Bahçeli gibi, Erdoğan gibi, Akşener, Özdağ gibi konuşuyor, üstelik oy oranları yüzde 3’ün üstünde olduğu için hazine yardımı alıyor, Anayasa Mahkemesinin parti kapatması Türkiye’nin demokratik görünümünü sakatlıyor vs…
Ne yapmalı?
Bir türlü çözemedik bu sorunu. Kayyım düzeni, Doğu – Güneydoğu’yu özel bir konumda gösteriyor.
Aslında sorun “Kürt seçmen”in iradesi sorunu. Belediye başkanını da o seçiyor, milletvekilini de…
Belediye Başkanları yerine kayyım atandı. Acaba her bir milletvekilinin yerine de kayyım atanmasını düşünen olmuş mudur?
Ya da her bir Kürt seçmenin yerine?!
Oldu olacak DEM’e kayyım atansa ve sorun kökten çözülse nasıl olur?
Pek çoğumuzun böyle düşünmeye yöneltildiğini söylemek yanlış olmaz. Aynı ülkede birilerinin, “Öteki”lerin hayatını belirleme yetkisi… O yapının adı neydi?
Yazarlar
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025
10.05.2025
8.05.2025
1.05.2025
29.04.2025
25.04.2025
19.04.2025