Ahmet TAŞGETİREN
DEMİRTAŞ’TAN KENDİNİ AŞAN ÇIKIŞ
Bahçeli’nin Kandil’i ve Demirtaş’ı dışlayan, “Öcalan’lı ve DEM’li barış projesi”ne Demirtaş kendini aşarak olumlu cevap verdi, PKK ya da Kandil, saldırı ile…
Kandil Türkiye’nin savunma alanında en hassas kurumlarından TUSAŞ’a saldırdı. 5 kişinin şehit olduğu 22 kişinin yaralandığı TUSAŞ saldırısı öncelikle not edilmeli ki ciddi bir güvenlik zaafını ortaya koyuyor. O ayrıca ele alınmalı. Sonrasında…
Demirtaş, saldırının ardından yaptığı açıklamada “Diyalog arayışlarını kanla kesmeye çalışan anlayış bilmeli ki Öcalan bir inisiyatif alırsa tüm gücümüzle arkasında olacağız; barış sesinin bu defa bastırılmasına izin vermeyeceğiz” dedi. Bahçeli’nin seslendirdiği, bir örneği 2019’da Öcalan mektubu ile ve Erdoğan’ın “İmralı Edirne’dekine hesap soracak” çıkışı ile sahnelenen projenin Ankara’daki mimarları Demirtaş’ın kendisini aşan tavrı karşısında ne düşünmüştür, bilinmez.
DEM de Bahçeli çıkışına sahip çıkıyor gözüküyor. Sanki “Hele bir Öcalan konuşmaya başlasın, bir de Meclis’te konuşursa….” gibi bir umut var o cenahta. Demirtaş’ın, hem de DEM’den önce ve yekten Kandil merkezli gibi görünen TUSAŞ saldırısına karşı tavır alması önemli.
ÖZGÜR ÖZEL’DEN KÜRTLERE DEVLET VAADİ
Bahçeli projesi karşısında Ana Muhalefet adına Özgür Özel, “Bir kişiden yola çıkan proje”ye mesafeli davrandı, ama “El yükselten” ve “Kürtlere devlet vadetme” gibi bir çıkış ortaya koydu. Çarpıcı ama riskli bir ifadeydi.
Süreç tam da Özel’in Diyarbakır başta olmak üzere Kürt yoğunluklu 6 Doğu – Güneydoğu vilayetine yaptığı ziyaret sırasında başlatılmıştı. Özel yeni CHP Genel Başkanı idi ve CHP’nin “Kürt sorunu”na bakışının seslendirilmesi önemliydi. Özel bir anlamda “Bahçeli’nin yaptığı gibi olmaz” demek istedi, İyi Parti lideri Müsavat Dervişoğlu’nun “El yükseltme” ifadesinden yola çıkarak “Türkiye kumar masası mı?” tepkisini gösterdiği sözlerine Diyarbakır’da açıklık getirdi. “Devlet vadi”, onun ifadesiyle “El yükseltiyorum. Ben de Kürtlere devlet teklif ediyorum. Tüm Kürtleri Türkiye Cumhuriyeti devletinin sahibi yapalım. Tüm Kürt’lere demokrasi ve kardeşlik teklif ediyorum.” şeklinde anlaşılmalıydı.
BAHÇELİ’NİN ÇIKIŞI KÜRT SORUNU DEVRE DIŞI BIRAKIR MI?
Aslında Öcalan’ın konuşabilir hale gelmesi, Kandil, DEM, Demirtaş vs… bunlar, “Kürt sorunu” diye nitelenen bazen var bazen yok kabul edilen “Mesele”nin nasıl halledileceği ile ilgiliydi.
Bahçeli, “Devlet adına” diyelim, Öcalan’lı projeyi açıklarken de “Mesele”yi terör sorunu olarak gördüğünü, aslında “Kürt sorunu” diye bir şey olmadığını ifadeden çekinmiyordu.
Peki DEM ve Demirtaş, sürece yakın dururken, “Kürt sorunu yoktur”a da yakın durmakta mı idiler? Tabii ki hayır. Onlar, Öcalan devreye girerse Meclis’te Kürt sorununu konuşmanın da kapısının aralanacağı beklentisinde olmalılar. Varlık sebepleri o değil mi?
DIŞ KÜRTLER KAYGI ODAĞI OLDUKÇA
Bahçeli aslında “Mesele”yi güvenlik kaygısı ekseninde ele alışın sembol ismi. Dışarda, Irak’ta, İran’da, Suriye’de Kürtler var, oralarda hareketliler, oralarda uluslararası odaklarla birlikte oyun kuruyorlar. Irak’ta özerk yapı kurulmuş Kürtler üzerine, Suriye’de öyle bir yapı rüşeym halinde, ete kemiğe bürünme sürecinde, İran’da Mahabat Cumhuriyeti tohumları var, Türkiye Kürtleri ayrı bir yapılanma içine girer mi? “Kaygı odağı soru” bu.
Lozan’da “Azınlık olsunlar mı olmasınlar mı?” tartışılmış. Türk Temsilci Heyeti “Türkiye’de Müslüman azınlık yoktur” görüşünde ısrar ederek, Kürtleri ülkenin ana unsuru olarak nitelemiş ve İtilaf Devletleri temsilcilerine kabul ettirmiş.
ASLINDA KOLLEKTİF KİMLİĞİN KABULÜ SORUNU
Türkiye Cumhuriyeti bünyesinde ise 100 yıldır Kürtlerin konumu tartışılıyor. Bu tartışma da “Eşit vatandaşlık” ya da “Kimlik sorunu” ekseninde yürüyor. “Kürtler kendilerini ‘Türk’ saysın mı saymasın mı? Türkiye Cumhuriyeti “Türk devleti’ olarak mı nitelensin yoksa Kürtlerin de sahiplendiği bir devlet mi olsun?” Bunlar zor sorular ama işin kökeninde bu soruların olduğunu da herkes bilmeli.
Bahçeli “Kollektif kimliğe hayır”ı açık açık söylerken, Ahmet Türk mesela, “kimlik” te ısrar ediyor.
Özgür Özel, Türkiye’de 26 milyon Kürt bulunduğunu ifade etti ve bu insanların Türkiye Cumhuriyeti’ne “Benim devletim” diyeceği bir statünün altını çizdi. “Devlet vadediyorum” derken kastının bu olduğunu açıkladı. Diyarbakır’da sokakta bir vatandaş da kendisine “Ne bir eksik ne bir fazla” kaydıyla “Eşit yurttaşlık” istediğini söyledi.
Özgür Özel’e göre “bir tek insan sorunum var dedikçe sorun var”dı. “Kürt sorunu” da bu gerçeklikte vardı ona göre. Sanırım Özgür Özel bu söylemiyle “Kürtlerin taleplerini yakaladığı”nı düşünüyordu.
MECLİS’TE MASA KURULDUĞUNDA… ÖCALAN’IN TEORİK – PRATİK GÜCÜ
Diyelim Meclis’te masa kurulduğunda da sorun bu talepler istikametinde masaya konacaktı. Ve tabii, ana gerilim de orada ortaya çıkacaktı. Nasıl olacaktı “eşit vatandaşlık?” Zaten yok muydu? Var mıydı? Bizler, Türk tarafı “Daha ne istiyorsunuz, diyorduk, sizden Cumhurbaşkanı bile çıktı, mevcut hükümette falanca falanca da Kürt değil mi?” Kürt tarafı da “26 milyon Kürt neden hala Türk diye tanımlanıyor?” itirazını seslendiriyordu. Biz “Siz de Türk oluverin, ne var bunda?” diyorduk, onlar, “Öyle oluyorsa biraz da siz Kürt olun” diye cevap veriyorlardı. Bunun adı Türkiye’nin 100 yıldır çözemediği “Kürt sorunu” ya da “Türk sorunu” idi. Bugün de o noktadayız. Süreç oraya varacaktır. Nitekim adı absürd ama bizzat Bahçeli tarafından siyasetin merkezine oturtulan Abdullah Öcalan da, sıcak süreç içinde kendisiyle görüşen yeğeni DEM milletvekili Ömer Öcalan’a “Koşullar oluşursa bu süreci çatışma ve şiddet zemininden hukuki ve siyasi zemine çekecek teorik ve pratik güce sahibim” demiş. Yani sorun otomatik çözülmüyor, işin bir “Hukuk ve siyasi zemini” bulunuyor.
Büyür mü küçülür mü?
Bu gerilimi çözemezsek, “Türkiye Kürtlerle büyür mü küçülür mü?”yü de çözemeyiz. “Dış Kürtler”deki her yapı, bizde, içerde tedirginlik oluşturur. Bin tane daha çözüm süreci konuşuruz. Bölge ile oynayanlar, bizim içimizle de oynarlar. Hele bir de biz, bu işlere kısır siyaset manevraları açısından bakmaya yatkın isek…
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları






















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.12.2025
26.12.2025
25.12.2025
23.12.2025
21.12.2025
19.12.2025
16.12.2025
14.12.2025
11.12.2025
4.12.2025