Ahmet TAŞGETİREN
Niyet etmiştik, ailecek Yeni Kapı’ya gidecektik. Cuma akşamı bir telefon aldım, kız kardeşim hastaneye kaldırılmış, yoğun bakıma alınmıştı. Kahramanmaraş’a yola koyulduk. Havaalanındayken vefat haberini aldık. Cumartesi, pazar, pazartesimiz Maraş’ta geçti.
Yenikapı muhteşem oldu. Belki ötesi oldu. 5 milyon insan “Türkiye’nin sesi”ni yansıttı dünyaya. Hiç şüphesiz 15 Temmuz’dan beri “Başka bir Türkiye” var Türkiye’de. Yenikapı, Türkiye’nin yüreğindeki o başka Türkiye’yi sergiledi.
Yenikapı’yı okursak, doğru okursak, bu önümüzdeki zamanlar için Türkiye’nin tırmanış kaynağı olur.
“Doğru okuma”nın alfabesi nedir? Milleti görmektir. Millet çeşitliliğinin belli konularda bütünleşmeye dönüşeceğini görmektir. Ve oradan yola çıkarak, kaçınılmaz olan farklılıklarımızı, belli zamanlarda bütünleşmeye mani olmayacak biçimde yaşamaktır.
Kuşkusuz yaşanan sürecin öncülüğünün onuru Cumhurbaşkanı Erdoğan’a aittir. Erdoğan, Yenikapı’nın bir “Ak Parti buluşması” olmaması noktasında hassasiyet göstererek, Türkiye’nin yeni döneminin ışığını yakmış, aynı zamanda Cumhurbaşkanlığını da “Cumhur’un Başkanı” olma noktasıda daha ileriye taşımıştır.
1 Kasım seçimlerinde 23 milyon oy alan Ak Parti olarak da tek başına bir meydanda 5 milyon kişinin toplanması mümkün olabilirdi. Ama o toplantı, 7 Ağustos’taki Yenikapı buluşması olmazdı.
Bilmem bu konuyu değerlendirirken şu soru üzerinde düşünmek nasıl olur?
-Yenikapı’ya Kılıçdaroğlu gelmeseydi, kendisi siyaseten ne kaybederdi, Yenikapı buluşmasının mesajında nasıl yara açılırdı?
Böyle bir durum olsaydı muhakkak ki Kılıçdaroğlu çok eleştirilirdi, ama CHP liderinin katılmadığı bir “milli buluşma”dan sonra da bizler, bu kadar güçlü “milli birlik” mesajları veremezdik.
Onun için Kılıçdaroğlu’nun katılması noktasında hemen herkesin ısrarlı çağrıları oldu. Katılımda mesela MHP lideri Bahçeli için bu kadar zorlanma olmadı. Neden? Çünkü Ak Parti ile MHP tabanı duygu dünyası itibariyle birbirine daha yakındır. Ana kırılma CHP’nin temsil ettiği alanla yaşanmaktadır. Yenikapı’ya gelinen süreç, işte bu ana karılmada bir iyileşme ümidi doğurduğu için önem taşıyor.
Dikkat edilirse yakın plan Yenikapı fotoğraflarını paylaşırken başörtülü görüntülerle başı açık genç kız görüntülerini birlikte sunmaya çalışıyoruz. Bu hiç kuşkusuz başı örtülü kadınlardan daha çok oy alan Ak Parti’nin öteden beri “Ben herkesin partisiyim” mesajını verme kararlılığını yansıtıyor.
CHP’nin düzenlediği toplantılarda da başı açık kadınların yanında başı örtülü olanları vermek, “Sağlıklı bir Türkiye” görüntüsü sunmak için gerekli görülüyor. Başörtüsünün sembol niteliği burada bir kere daha ortaya çıkıyor. Şu kesin: Başı örtülü - başı açık, toplum zemininde bu olgu hiçbir zaman siyasette tartışıldığı kadar farklılaşma sebebi olmadı. Yenikapı, siyaset zemininin de bu toplumsal yakınlaşma çerçevesine taşınmasının göstergesi.
Soru şu: Yenikapı bundan sonraya ne taşıyacak?
Siyaset mutlaka olacak. İktidar - muhalefet olacak. Ülke için farklı düşünceler olacak. Hatta olmaması bir zafiyet. Onun çerçevesi ne olacak? “Salı nutukları” niteliğinde mi olacak, yoksa medeni boyutlarda mı?
Cumhurbaşkanı’nın konumu, dünün en gerilimli konularından birisi idi. 15 Temmuz sonrasından Yenikapı’ya kadar ise çok şey değişti. Yenikapı, nasıl bir “Cumhurbaşkanı - Partiler ilişkisi”ni getirdi, bunun da okunması lazım. Benim bir süre önce yazdığım “Milli lider” tanımlamasının içini hem iktidarın hem muhalefetin içine sinecek boyutta doldurmak belki başarılması gereken şey. Bu konuda yazılacak bir çok başlık var, Rusya ile ilişkileri de yazacağım, yarına, sonraya inşaallah.
AÇIKLAMA: 03.08 2016 tarihli yazımda yer alan mektuptaki bir iddia Ali Sabancı tarafından bir açıklama ile yalanlandı. Açıklamada “Bu mektupta yer alan Cemaat ile irtibat için görevlendirildiğim iddiasının gerçekle hiçbir ilgisi yoktur, içinde bulunduğumuz bu dönemde söz konusu asılsız iddiayı yalanlamayı ve bu konuda kamuoyunu aydınlatmayı görev biliyorum.” ifadelerine yer verildi.
Yazarlar
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
9.07.2025
29.06.2025
10.06.2025
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025