Ahmet TAŞGETİREN
Aşık Veysel’in o şiiri. Hani “Güzelliğin beş par’etmez / Bu bendeki aşk olmasa”diye başlayan… Malum, şiirin iki mısraı da şöyledir: “Koyun kurt ile gezerdi / Fikir başka başk’olmasa…”
Hikmetli bir söz: Fikir başka başkadır, koyun ile kurt da birlikte gezmez.
Siyasette de fikirler başkalaşıyor ve yollar ayrılıyor.
İsimler, aslında yolları uzun süre birlikte yürümüşler. Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül, Ali Babacan, Ahmet Davutoğlu…
Bu isimler daha önce de merhum Erbakan’la birlikte yürümüşler.
Ama fikir başka başk’olmuş ve yeni bir yola girmişler.
MÜSİAD’da dinlemiştim Ahmet Davutoğlu’nu… D-8’in Malezya ayağının oluşmasına emek verdiğini anlatmıştı bir soru üzerine…
Taa ne zamandan birlikte yol yürünmüş demek ki.
Erbakan Hoca ya da Saadet’li dostlar, “Yenilikçi” diye bir yol açıldığında nasıl kırılmışlardır, kim bilir. “Davanın lideri Erbakan”dır. Bütün İslam coğrafyasında böyle bilinir. Şimdi ne oluyor bu “Yenilikçilik?”
Ama “Yenilikçilik” tuttu, Erbakan Hoca da fani dünya ömrünü tamamladı, Erdoğan önde görünmeye başladı.
Gül, Babacan, Davutoğlu… Aslında birlikte oldukları ve hemen hepsi de uzun süre Erdoğan’ın sağında solunda, önünde, arkasında yol yürüyen insanlarla yeni bir çığır açmaya çalışıyorlar.
“İhanet” mi ediyorlar?
Şöyle bir soru üzerinde düşünülebilir:
- Acaba Gül-Babacan yolculuğu toplumdan hüsnü kabul görse ve tepeye tırmansalar, kendilerinden sonra bir yapı oluşma sürecine girerse ona “İhanet”gözüyle mi bakarlar?
Benzeri bir soruyu “Davutoğlu hakim yapı haline gelse…” diye de sorabiliriz.
Böyle bir halet-i ruhiye, “taraftar” kitlesinde olabilir. Taraftarlık bazen işin asli sahibinden daha yoğun duygular yaşanması sonucunu doğurabilir.
Böyle bir söylemi, siyasi mücadelenin kıran kırana havasına girip, rakibi kitlelerin gözünden düşürmek amacıyla liderliklerin de dillendirmesi mümkün. “Bizans’ın çocukları-Fatih’in çocukları” söylemi gibi.
Bunlar yüzyüze söylenmeyecek sözler. Gıyapta da hesabı zor verilecek sözler.
***
Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül, Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan… Başka isimler…
Bunlar uzun süre sırt sırta verip mücadele eden insanlar… Aşırı taraftarlığın ürettiği gibi biri diğerini üretmemiş, birikimleriyle bir “Misyon”u birlikte yürütmüş insanlar. Hangisi derse ki “Onu ben yarattım” haddini aşmış olur. Taraftarlık adına “O zaten sıfırdı” gibi yaklaşımlar da tam bir “hadsizlik”tir. Kaldı ki o tür bir söylem, “Siz niye o sıfırla birlikte yürüdünüz?” sorusunu getirir.
- Yola çıkarken sırt sırta verdiniz, çünkü tek başınıza olmazdı. (Gül-Erdoğan-Arınç için söylüyorum.)
- Ekonomiyi ona emanet ettiniz, çünkü onun o işe ehil olduğundan emindiniz. (Babacan’ın yol arkadaşlığı için söylüyorum)
- Dış politikada ona danıştınız, onu bakan yaptınız, daha ötede ona memleketi yönetme sorumluluğu verdiniz, çünkü onun birikimini biliyordunuz. Başbakanlığa getirilişi, danışmanlık ve dışişleri bakanlığından ve on yıl birlikte yürümekten sonradır ve herhalde o işi başarabileceği inancıyla olmuştur. (Davutoğlu ile yol arkadaşlığı için söylüyorum)
Bir süredir bu isimler “İtiraz” ediyorlar.
İster “dışlanmışlık” sebebiyle olsun, ister “Yeni bir teklif sunma” gerekçesine bağlansın, bir farklı hamle devreye girme aşamasında.
“Dışlanmışlık” bir başka iradenin tercihi ile oluşur. O iradeyi içine sindirmemek de bir insani tavırdır.
“Yeni bir teklif sunmak” ise, insanların-toplumların hayatında her zaman ihtiyaç haline gelebilir.
Bir süredir “Ak Parti’nin toplumsal karşılığı”nda sıkıntı olduğu açık. Liderlik bunu toparlamaya çalışıyor. Toparlanabilir mi, tabii ki.
Ama o yapıyı da bilen birileri, orada öyle bir toparlanma imkanı olmayacağı kanaatiyle “Yeni bir yol açma” girişiminde bulunabilirler. Bunu, “Yenilikçi hareket”in “Erbakan’ın liderliği” karşısındaki psikolojisi ile açıklamak mümkün.
Yeni yolculuk tutar mı tutmaz mı, şu anda, tam da Saadet’te yaşanan farklılaşmanın kıvamı mı söz konusu, yeni oluşumlar bir “toplumsal tutuşma”sağlayabilirler mi, şu an gözüken “iki farklı oluşum”un birbiriyle ilişkisi nasıl olur, tabii ki bir yığın soru var daha…
Var olan ve olacak olanlar için hiç söylenmeyecek olan şey “İhanet” olur bence. Çünkü öyle bir suçlama birlikte yolculuk dönemlerini de problemli hale getirir. “Farklı düşünceler” toplum nezdinde sınama alanına giriyor. Olaya “Müsademe-i efkar” gibi bakmak ve bunun içinden “barika-ı hakikatin doğacağı”nı ümit etmek herkes için daha sağlıklı olur. Farklılıklar, eleştirel ortam herkesi daha özenli olmaya sevk eder çünkü.
Kaldı ki Erdoğan da parti lideri olarak 2023 için “Bambaşka bir Ak Parti oluşması”nı arzu ediyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025
10.05.2025
8.05.2025
1.05.2025
29.04.2025
25.04.2025
19.04.2025