Akif BEKİ
Kelimenin en tanıdık akrabalarından biri, ‘gıybet’. Kişinin yokluğunda arkasından konuşmak, dedikodusunu yapmak anlamına geliyor.
‘Gıyabi’ de size yabancı olmasa gerek. Cenaze ve adliye haberlerinden hatırlamaya çalışın.
Cenazenin uzaktan namazı kılınırsa, ‘gıyabi’ cenaze namazı deniyor.
Kişi, hazır bulunmadığı mahkemede yargılanırsa ‘gıyabi yargılama’. Tutuklama verilirse o da ‘gıyabi tutuklama’ kararı oluyor.
‘Gaybi haberler’, ‘gayptan haberler’ şeklinde bir formu da var. Uzak geçmişten verilen haberler veya gelecek kehanetleri için kullanılıyor.
‘Gayptan/gaipten sesler’ dersem, içinizin ürpermesinden anlarsınız. Görünmez varlıkların sesidir o.
Şöyle söyleyeyim, aslında siz onu çok yakından tanıyorsunuz, hatta günlük dilinizin sıkı fıkı bir parçası. Fakat başka bir kılıkta.
‘Kayıp’ kelimesinden söz ediyoruz. ‘Gayb’ ve ‘gaip’le aynı kökten, ta kendisi!
Kaybetmek, kaybolmak, kayıplara karışmak filan hep bu ortak Arap atadan türüyor.
Ve bu kelimenin hakkı verilmeden iman tam olmaz. ‘Gayba iman’ etmeyen, imanın Allah’a, ahirete, meleklere iman gibi şartlarını nasıl yerine getirecek!
Din; görünmezliğe, bilinmezliğe, şekli şemaili kavranamaz olana inanmanızı ister.
Ama bunu istemek, yalnızca dine mahsustur. Başkaları isterse, siz siz olun inanmayın, fena çarpılırsınız!
Gayb alemi, akıl ve duyularla algılanamayanların diyarıdır. Fizik ötesi, bedensiz varlıkların ülkesi. Elle tutulamaz, gözle görülemez, kulakla duyulamaz, akılla anlaşılamaz.
Dokunulabilir, kavranabilir şeyler diyarının yasaları işlemez orada. Fizik kanunları, fiziki evrende geçerlidir. Bunları karıştırmak da tehlikeli sonuçlara yol açabilir.
Aman ha, ‘hiçbir şey olmadıysa bile kesin bir şeyler oldu, adım gibi biliyorum, bana inanın’ diyenlere körü körüne uymayın.
Çarşıda pazarda elinizi yakana, cebinizde hissettiğinize, gözünüzün gördüğüne değil de kendisinin söylediğine güvenmenizi isteyenlere de dikkat!
‘Siz anlayamayabilirsiniz, ben de tam anlatamayabilirim ama dediklerim doğru, ne yaptığımı biliyorum, haydi düşün peşime, bana inananlar kazanacak’ gibi gizemli vaatlerle size yanaşanlara bir şans verebilirsiniz.
Aklınıza yatıyor mu, yatmıyor mu? Gerçek dedikleri şeye elle dokunabiliyor musunuz, dokunamıyor musunuz? Ona bakın.
Dokunamıyor, akıl sır erdiremiyorsanız, verdiği bilgiler gıyabidir. Somut gerçeklikle alakası yoktur. Bu dünyanın değil gayba imanın konusudur.
İnanıp inanmamak, bittabii sizin bileceğiniz iş. Fakat ödül ve cezası öbür tarafa kalmaz, şüpheniz olmasın.
Çünkü dinden değil dünyevi işlerden bahsediyoruz. Yakacağınız ya da kurtaracağınız şey ahiretiniz olmayacak, direkt bu dünyanız olacak.
Dünyevi ilişki ve alış verişler, sizden gayba iman istemez. İsteyen çıkarsa da inanç değildir o, lafın gelişi öyle deriz.
Ki, bu inancınızda yanılırsanız, inanmış değil kanmış, aldanmış sayılırsınız.
Dolayısıyla ‘para kaybetsem bile sonuçta sevap kazanırım’ beklentisine girmemeniz önerilir.
Günün sonunda bir züğürt tesellisi dahi bulamazsınız.
Sizi tatlı vaatlerle meçhul bir geleceğe inanmaya çağıranın kim olduğu önemli. Ve işin içine dünya menfaati, para pul filan karıştırıp karıştırmadığı...
Bilinmeze inanmaya çağıran şairse, uymadığınız sürece dinlemekle bir zarar görmezsiniz.
Yeter ki “Bir yer var, biliyorum/Her şeyi söylemek mümkün/Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum/Anlatamıyorum” dilleri döken Orhan Veli olsun...
Yok eğer meçhule iman daveti, bir vaiz ya da şairden gelmiyorsa ayaklarınızı daha sağlam basın, sakın yerden kesilmesin.
Günün sonunda siyasetçiden gayba iman vaazı dinlerken bulursunuz kendinizi. Ya da yanıp yakılan aşk şarkılarına kulak verirken. İkisinden de Allah muhafaza!
70’lerden kalma şu kör olası şarkı, onlardan biri. Porto Rikolu Feliciano’nun The Gypsy’sinden Semiramis Pekkan’a uyarlama. “Bana Yalan Söylediler”:
“Bir aleme indim yalnız/Yerde toprak, gökte yıldız/İşte kalbin sev dediler/Bana yalan söylediler/Bana yalan söylediler/Kaderden bahsetmediler...”
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.08.2025
5.08.2025
29.07.2025
26.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
15.07.2025
10.07.2025
19.06.2025
5.06.2025