Akif BEKİ
En baştan zaten aday gösterilmemesi gerektiğini düşünenler bile, Melih Gökçek’in zorla istifa ettirilmesini eleştirmemiş miydi?
Seçimle gelenlerin seçimle gitmesi gerektiğini, demokrasiye sözde değil özde inanan herkes savunmamış mıydı?
AK Partili başkanların görevi bırakmaya zorlanmasına karşı çıkanlar, yerine kayyum atanan muhalif başkanlar için de aynı demokratik duyarlılığı göstermemiş miydi?
İster yolsuzlukla ister terörle mücadele adına yapılsın, amaç milli iradeyle mücadele etmek değilse ilke değişmez denmemiş miydi?
Seçilmişlerin, idari tasarrufla değil ancak kesinleşmiş yargı kararlarıyla görevden alınabileceği söylenmemiş mi, tepkiler konmamış mıydı?
Nedense sıra muhtarlara gelince aynı demokratik duyarlılık depreşmedi.
Geçen gün İçişleri Bakanlığı, seçimle gelmiş 259 muhtarın sessiz sedasız görevden uzaklaştırıldığını bir kalemde açıkladı. Ne bir tepki yükseldi, ne tantana koptu, ne tartışma çıktı...
Terör örgütlerine veya MGK’nın milli güvenliğe karşı faaliyette bulunduğuna karar verdiği yapılara üyeliği ya da irtibatı değerlendirilenlerin uzaklaştırıldığı söylendi.
Yargı kararına dayandırılmadı yani.
MGK’nın sakıncalı gördüğü zararlı cereyanlarla ilişkili oldukları şüphesi yetiyor demek ki artık görevden el çektirmeye.
Ve bu gerekçeyle “Toplam 259 muhtar, adli veya idari işlemlerin tamamlanması ve halihazırda yürütmekte oldukları görevin hassasiyeti nedenleriyle” alınabiliyor.
“Haklarında nihai karar verilene kadar görevlerinde kalmalarının doğurabileceği telafisi imkansız sonuçlar dikkate alınarak” bu “geçici tedbir”e başvurulduğu bildiriliyor bize.
Yani bırakın haklarındaki hukuki süreçlerin tamamlanmasını, idari süreçler, soruşturmalar dahi henüz tamamlanmadan...
Anlıyoruz ki haklarındaki ‘sakıncalı’ faaliyet suçlaması, ispatlanmamış afaki ihbar ve şüpheler üzerine bina ediliyor.
Somut kanıtlarıyla yasadışı faaliyet tespit edilse gözlerinin yaşına bakılmaz, anında yargı kararıyla gereği yapılırdı herhalde.
***
Terörle mücadele de yolsuzlukla mücadele de amansız bir şekilde yürütülsün. Hukuk ve demokrasi adına kim itiraz edebilir?
Fakat terör ve yolsuzluk suçlarının cezası görevden alınmak değil. Bu cezayı kesecek olan da idare değil.
Danıştay’ın, ‘Andımız’ kararında MEB’e ait yetkileri kullanmasına nasıl karşı çıkıldıysa...İçişleri Bakanlığı’nın, yargıya ait yetkileri kullanmasına da aynı nedenle karşı çıkılması gerekmez miydi?
Erkler arasında hak ve yetki gaspı, muhtarlar için geçerli değil mi yoksa, onların başı kel mi?
Belediye başkanları yolsuzluk imalarıyla istifaya zorlanınca, ‘amaç demokrasiyle ve muhalefetle değil de suçla mücadeleyse yol bu değil’ homurtuları gırla gidiyordu.
‘Amaç siyaseten uyumsuz muhtarlarla değil de terörle mücadeleyse yol bu olmamalı’ diyene rastlanmıyor ama.
Seçilmişlerin, hukuk ve sandık dışı yollarla tasfiyesine alıştık, yöntemi kanıksadık mı ne?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Demokrasinin çekirdeği” diyerek selamlamıştı halbuki muhtarları. “Siz varsanız demokrasi var, siz yoksanız demokrasi yok” demişti. Milletin seçtiği muhtarların aşağılanmasını, küçümsenmesini, değersizleştirilmesini kınamıştı. Çok önemli, küçük görülemeyecek bir görev olduğunu söylemişti. Demokrasi kültürünün gelişmeye, güçlenmeye başladığı yerin köy ve mahalle olduğunu hatırlatmıştı.
259 muhtar tek torbaya konup bir seferde harcanıyor ve sıradan bir sarf malzemesi gibi üstünde bile durulmuyorsa, sorun yok mu?
Yazarlar
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.08.2025
5.08.2025
29.07.2025
26.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
15.07.2025
10.07.2025
19.06.2025
5.06.2025