Akif BEKİ
Gazetecilerle basına kapalı toplantısından dışarı yansımıştı; AB’den gelen yaptırım tehditleri sorulduğunda Cumhurbaşkanı şöyle diyordu: “Bunlar blöf, dikkate almaya gerek yok...”
AB dediğini yaptı, Doğu Akdeniz’deki doğalgaz sondajı çalışmalarımıza yaptırımla karşılık verme kararı aldı.
Tepki, Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’ndan geldi. Kararları göstermelik buldu. “Rum kesimini memnun etmeye dönük kıytırık kararlar” dedi. Uygulamada karşılığı olmadığını, ciddiye almaya değmeyeceğini söyledi. Üstüne, çalışmalara katılan sondaj gemilerimizin sayısını üçten dörde çıkardığımızı açıkladı. Ve dördüncü gemi, dün yola koyuldu...
Ankara, çok da sallamamakta haksız değil. Sürece hakim bir bilene sordum, sembolik önem taşımakla birlikte bu yaptırımların can yakıcı sonuçlar doğurmayacağını teyit ediyor.
Çavuşoğlu’nun “Bize ihtiyaçları var, bir şey yapamazlar” sözü de açık bir meydan okuma.
Ayrıca, sondaj çalışmaları Türkiye’nin meşru hakkı.
Ama misillemeyle cevap vermek, en az haklılık kadar AB’nin ‘bize olan mecburiyeti’ne duyduğumuz güvenden de kaynaklanıyor sanki.
Belli ki Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘uyarı’ları ‘blöf’ olarak görmesinde de bu inanç etkili oldu.
AB’nin, Türkiye’yi gözden çıkaramayacağına olan güçlü bir inanca yaslanıyor iktidar.
Fakat yine de ‘ne olur ne olmaz’ diye bir karşılık düşünülmüş. O da ‘keenlemyekün’ politikası. Yani olursa da hiç olmamış gibi davranmak, ırgalanmamak, yok hükmünde sayarak devam etmek, hatta icabında el yükseltmek, vız gelip tırıs gittiğini gözlerine sokmak için gerilimi daha da tırmandırmak...
Ankara’nın vazgeçmeyeceğini, geri adım atmayacağını, göz korkutmayı başaramadıklarını AB’ye anlatmak üzere önceden planlanmış, hazırda bekletilen o kararlılık gösterisi işte bu dördüncü gemi.
Demek ki alınan riskler gerçekleşebiliyor ve bu ihtimale her an hazır değilseniz altında kalabilirsiniz.
ABD’nin S-400 yaptırımları da böyle. Haklılığımıza ve bunu teslim eden Trump’a güveniyor iktidar. Ama ona rağmen tehditler hayata geçirilebilir mi, pekala geçirilebilir!
Ve bu yaptırımlar; pratikte etkisiz, hiçbir şeyi değiştirmeyen AB yaptırımları gibi sembolik önemle de sınırlı kalmayabilir.
B planımız yine ‘keenlemyekün’ çekip yok hükmünde saymak mı olacak bu durumda? Ve hatta inada bindirerek ‘madem öyle alın size misilleme’ diye hemen S-500 siparişlarine mi sarılacak Ankara?
Cevabı şimdiden açık etmemek en doğrusu elbette. Ancak sizin benim aklımıza ilk getirileni, Amerikalıların aklından dahi geçirmemesi ne mümkün.
Dış politikada restleşme kumarı oynanır ve bunu yaparken elinizi göstermemeniz talihinizin yaver gitmesine epey yardım eder.
Bırakalım muhataplar, Ankara’nın olası tepkilerini kestiremesin demek isterdim. Fakat galiba seçenekleri onlar da artık biliyor. Çekinecekleri bir öngörülemezliğimiz ve hazırlıksız yakalanmaktan korkacakları hesap edilemez bir şaşırtma, afallatma potansiyelimiz bulunmuyor el altında.
AB ile prova ettiğimiz elin aynısını yine oynayacaksak, yaptırımlarını yokluğa mahkum edecek, ‘alın başınıza çalın’ diyecek olmamız ABD’yi caydırmaya yeter mi? Bir de tabii yaptırımların etkisini ve doğuracakları olası sonuçları bu kez de ortadan kaldırır mı?
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.11.2025
11.11.2025
7.11.2025
5.11.2025
1.11.2025
31.10.2025
28.10.2025
16.10.2025
14.10.2025
11.10.2025